bugün

Bir kimsenin,bir kuruluşun adının veya unvanının tersine kazılı bulunduğu,metal,lastik vb.nden yapılmış araç,damga,kaşe.
nükhet duru'nun '97 tarihli albümü.

albümde yeralan şarkılar;

01 yaşamak
02 bir mendil
03 kolay kolay
04 gümüş göl
05 halden hale
06 romans
07 biz göçmüşüz buralardan
08 toprağım
09 ağlayamam
10 kapı eşiğinde
okur yazar olmayan kişinin hazırlatıp imza yerine kullandığı maden parçası.
elinde tutan kişinin adının süleyman olduğu nesne.
(bkz: mühür kimde ise süleyman odur)
sözlerini aysel gürel'in yazdığı, klibinde de aysel gürel'in oynadığı, serkan'ın * seslendirdiği güzel bir şarkı.

Sarmadan ben o çılgın sevdayı
sormayın hasret yıktı tahtımı
sevmenin yine borcunu ağır ödedim
zorladım yılları yar senin hiç haberin yok

hayda gönlüm hayda yollar
tende hala taze can var
ılgıt ılgıt yüreğim oynar

salkım sacak sevdalandım
söğüt dalı saçım başım
senden sonra sokaklarda
gölgem bile yok

ben bu aşka mühürlüyüm
ilmik ilmik düğüm düğüm
seni sectim, bana ölüm
adın bile yok

http://www.youtube.com/watch?v=D0FU9yP2SI0
(bkz: mühür kimde ise süleyman odur)
özgün ün biz ayrıldık albümünün en güzel şarkılarından. bana en güzel anları yaşatan diye başladığı kısım bünyeyi daha da bir hassaslaştırmakta. copy paste yapayımda içimde raha etsin *
bakınca her fotoğrafına
dudaklarım mühürleniyor
düşünmeden yazar şu hayat acı sonları

duvarları yosunla dolu
gönül yine derin yaralı
kader değil insan acıtır canı

ne yıldızlar yanar
yokluğun kör karanlık
ne de gün doğar
sensizlik benle yaşlanmış en büyük acım
inan değişmez yerin bende aynı

ne yağmurlar diner
gönlümden her bir hücre
bana seni diler
sensizlik benle yaşlanmış en büyük acım
inan değişmez yerin bende aynı

bana en güzel anları yaşatan
kalbime değil ömrüme yazılan,
aşkım
inan değişmez yerin bende aynı *
kimdeyse süleyman odur diye de tanımlanabilir.
özgün ün son klip şarkısı. en sevdiğim şarkı türüdür müzik yavaş değildir hızlı da değildir kaymak tadındadır. hüzünlü ama otururken ayağınızı aşşağı yukarı sallayıp eşlik edebileceğiniz türden şarkıdır.
(bkz: mühür bu buna konuş) *
basılmış kubarın sokak dilinde ki adıdır. genellikle yuvarlak şekilde olur.
müziğinin o buruk neşesi sarıyor önce insanı, sözlerin duruluğu etkiliyor sonra. olmuş özgün. içim acıdı. demekki olmuş
gönlümden her bir hücre, bana seni diler... *
ince ince sızlatan şarkı. tarifi zor bir şey yapıyor. hüzünlü fazlasıyla.

"gönlümden her bir hücre bana seni diler
sensizlik benle yaşlanmış en büyük acım
inan değişmez yerin bende aynı..."
*
dinledikçe insanın içini sızlatan şarkı.
aşk ı en iyi anlatan şarkıdır.
var böyle bir aşk dedirtendir * . şarkı öyle güzel ki, insanın eski sevgilisine dönesi gelmiyor değil aslında *. en çok da 'sensizlik benle yaşlanmış en büyük acım' sözleri acıtıyor içimi.
"bana en güzel anları yaşatan
kalbime değil ömrüme yazılan..."

daha nasıl belirtilebilir acaba sevgiliye duyulan aşk: ömrüme yazılan... insan da dinleyince keşke böyle aşklar olsa diye hayıflanma duygusu yaratan şarkı. *
ihracat veya ithalat eşyasını taşıyan araca gümrük tarafından vurulan bir nevi kilit.
gece gece insanı mahveden şarkılardan biri. sensizlik benle yaşlanmış en büyük acımkısmı alır götürür daha da geri getirmez o derece.
Sıkılmadan, bıkmadan, usanmadan, 6-7 aydır keyif ve hüzünle dinlediğimiz şarkı.
sevgilinin gözlerine bakıp da söylenesi şarkı.

''Bana en güzel anları yaşatan
Kalbime değil ömrüme yazılan
inan değişmez yerin bende aynı ''
Sarmadan ben o çılgın sevdayı
sormayın hasret yıktı tahtımı
sevmenin yine borcunu ağır ödedim
zorladım yılları yar senin hiç haberin yok

hayda gönlüm hayda yollar
Tende hala taze can var
ılgıt ılgıt yüreğim oynar

hayda gönlüm hayda yollar
Tende hala taze can var
ılgıt ılgıt yüreğim oynar

salkım saçak sevdalandım
söğüt dalı saçım başım
senden sonra sokaklarda
Gölgem bile yok

ben bu aşka mühürlüyüm
ilmik ilmik düğüm düğüm
seni seçtim bana ölüm
adın bile yok. *

http://www.ufizy.com/#D0FU9yP2SI0/r/!/
tarihte mülkiyet kavramının ortaya çıkmasıyla bağdaştırılan alet.
Mühür genellikle taş ve tunç gibi sert ve fakat bazen de kemik, fildişi, fayans, cam, pişmiş toprak ve hatta altın gibi maddelerden yapılan bir kişilik simgesidir.

görsel
görsel
görsel

--spoiler--
Mühür genellikle taş ve tunç gibi sert ve fakat bazen de kemik, fildişi, fayans, cam, pişmiş toprak ve hatta altın gibi maddelerden yapılan bir kişilik simgesidir. ilk mühürler Erken Neolitik Çağ'da (M.Ö. 7. binyıl) Anadolu'da Çatalhöyük ve Bademağacı ile Kuzey Suriye'deki Sabi Abyad'da ortaya çıkar. Pişmiş toprak ya da taştan olan bu mühürler daire, oval ya da haç biçimlidir. Baskı yüzeylerinde çizgilerle yapılmış basit desenler, bazen de hayvan resimleri bulunur. Kumaş, deri ve insan vücudunu bezemede kullanıldıkları gibi, ürünlerin ortak depolarda korunması, güvenlik ve mülkiyet işareti olarak da hizmet vermiş olmalıdırlar. Bu ilk örnekler tek bir kişiden çok, bir aileyi ifade ediyorlardı.
--spoiler--

(Sevin, Veli; Eski Anadolu ve Trakya: Başlangıcından Pers Egemenliğine Kadar, iletişim Yayınları, istanbul, 2003, s: 170)


--spoiler--
Pişmiş toprak mühürler Neolitik Çatalhöyük'ün öne çıkan özelliklerinden biridir ve Tabaka VI'dan Tabaka II'ye dek görülürler. Bu mühürlerin, yaygın olarak spiral, menderes ve menderes benzeri desenler kazınmış düz bir baskı yüzeyi bulunur. Çoğu oval, yuvarlak veya dikdörtgenimsi biçimlere sahiptir, ancak biri çiçek biçimindedir ve dokuma desenlerinde sık sık karşılaşılan motifleri anımsatır. Bu mühürler genelde varsayıldığı gibi insanların gövdelerini boyamakta kullanılmış olmaktan çok, düz kumaşlar üzerine desen basmak için kullanılmış olabilirler.
--spoiler--

(Mellaart, James; Çatalhöyük, YKY, 2003, s: 158)

--spoiler--
Bademağacı Neolitik yerleşmelerinde bulunmuş küçük eserlere gelince: Pişmiş toprak buluntular arasında ilginç ve kalabalık bir grup Erken Neolitik II'den gelen mühürlerdir. Baskı yüzeyleri yuvarlak, oval ya da dörtgen olan mühürlerin bir kısmı gerçek mühür olarak kabul edilebilir. Diğer bir mühür tipi ise ENII/3'te bulunan, baskı alanı olağanüstü ilginç ve başarılı çizgi-oluk kompozisyonlarla doldurulmuş olan ve arkeoloji terminolojisinde "Pintadera" olarak isimlendirilen eserlerdir.
--spoiler--

(Özdoğan, Mehmet; Başgelen, Nezih; Anadolu'da Uygarlığın Doğuşu ve Avrupa'ya Yayılımı: Türkiye'de Neolitik Dönem: Yeni Kazılar, Yeni Bulgular, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, istanbul, 2007, s: 348)