bugün
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay16
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- allah yerine hızır'dan yardım istemek10
- erkek çocuk için isim önerileri13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması11
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor10
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek32
- keki kabarmayan sözlük kızı22
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı28
- anın görüntüsü11
- düşün ki o bunu okuyor17
- galatasaray13
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni19
- deniz gezmiş16
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz11
- durduk yere tribe giren erkek18
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi11
- iğrenç bir his tarif et25
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak9
- beybi leydi13
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi190510
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- nervio13
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz12
- sözlük kızlarının saç rengi18
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
--alıntı--
Gülcemal geçiyor gözümün önünden
geçip gidip boğaza dalıyor
arkasından bir sürü martılar
bir ilkyaz sisi
ve bir sürü gözyaşları.
nereye böyle nazlı gemi?
Toplayarak geçmişin bütün izlerini
bordasına yığarak anıları ve acıları
daldın yine boğazın karanlık sularına
nereye böyle yine
yine Beykoz'daki evine mi?
görüyorum gidiyorsun bütün güzelliğinle
ey Gülcemal!
adınla yaşa emi! geçmişin bülbülleri
Çamlıca tepesinden seni gözlüyor
türküler söylüyorlar, seni seviyorlar
ey nazlı gemi.. ey hayalet gemi
geçmişte bıraktık bütün gidenleri..
Gülcemal...
adınla çok yaşa emi!
Gülcemal şiiri-Erdal Ceyhan...
--alıntı--
Şayet Türk denizciliği için tarihte bir sayfa açacaksak, bu sayfanın en nadide yerine yerleştirilmesi gereken birtakım kahramanlar vardır...
Barbaros Hayrettin gibi, Turgut Reis gibi, Piri Reis gibi, Çaka Bey gibi, Rauf Orbay ve Hamidiyesi gibi, Rüsümat no4 gibi...
işte bu kahramanlardan biri ya da bir kaçı da bu mübadele gemileridir.
Evlerini, yurtlarını, doğup büyüdükleri toprakları ve en önemlisi de yaşanmışlıklarını, anılarını ardında bırakarak aslında çok bilindik olan ve bir o kadar da bilinmeyene yelken açan evlad-ı fatihan torunlarının hikayelerine tanık olan kahraman gemilerdir onlar...
Türkiye ile yunanistan arasında 30 ocak 1923 yılında imzalanan mübadele sözleşmesi, henüz emekleme aşamasında bulunan türk denizcilik sektörünü, ege'nin karşı kıyısından yarım milyona yakın bir insan kitlesini getirme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakarak, bir diriliş öyküsünü de başlatıyordu...bu olay ile birlikte türk denizcilik sektörü, sınırlı olanaklarıyla bir muazzam kütleyi, özgür iradesiyle ve gönüllü olarak türkiye'ye taşımak zorunda kaldı. türkiye o dönemde kabotaj hakkını kullanabilecek gemi sayısına bile sahip değildi. buna karşın türk denizcileri ortaya atılarak, ülke sermayesinin dışarı gitmemesi için gönüllü olarak bu yükün altına girdi. onca yetersizliğe karşın, sayıları yarım milyona çıkan perişan insan kitlesini türkiye'ye taşımak, türk denizciliğinin tarihteki en büyük başarılarından biridir...
görsel (drama'da hilal-i ahmer cemiyeti göç edecek mübadillere çorba dağıtıyor)
1. dünya savaşı başlarında 130 bin tona ulaşan türk deniz ticaret filosu, savaş yıllarında önemli kayıplara uğrayarak, cumhuriyet türkiyesine 35 bin tonluk filo aktarabildi.
bu sırada türkiye, tarihte çok ender yaşanabilecek bir durumla karşılaştı. 30 ocak 1923 tarihinde lozan'da imzalanan türk-rum nüfus mübadelesi ile batı trakya dışındaki yunanistanlı müslümanlar ve istanbul dışındaki türkiyeli ortodoksların zorunlu değişimi öngörüldü.
demiryollarından yararlanma olanağı bulunmayan ülkede, göçmenlerin deniz yoluyla getirilmesi, pratik ve ucuz olacağı için tek yol olarak görüldü. bunun için imar ve iskan vekaleti tarafından açılan taşıma ihalesine, italyan, yunan, ermeni ve türk vapur birlikleri katıldı.
yabancı işletmelere bağlı gemilerle göçmen getirilmesi halinde çok sınırlı olan sermayenin başka ülkelere gideceği endişesiyle devreye giren türk vapurcular birliğinin, lloyd triestino kumpanyasının ihaleyi kazandığının duyurulmasına rağmen istanbul sanayi ve ticaret odası ile hükümet nezdindeki girişimleri olumlu sonuç verdi.
hükümete bağlı seyri sefain idaresi ile türk gemi kumpanyalarının güçlerini birleştirerek, yükün altına girme isteği, hükümetten onay aldı. böylece ilk başta 12 vapur olarak belirlenen filo, bakanlar kurulu kararıyla göçmen taşımayı üstlendi. gemi sayısı sonraki görüşmelerde değişti, yenileri eklenerek, filo büyütüldü. böylece ilk aşamada adları üzerinde uzlaşılan gemilerin yedeklerle birlikte tonajı, 27 bini buldu. sonra filo, 50 gemiye ulaştı...
göçmen taşımada kullanılan gemilerin en büyüğünü 5062 gros tonluk "akdeniz", en ünlüsünü ise atatürk'ün de birkaç kez bindiği, orhan veli'nin, bedri rahmi'nin eserlerinde geçen "gülcemal" oluşturdu.
cumhuriyet, dumlupınar, sadıkzade, giresun, sakarya, diğer önemli gemiler arasında sayıldı. çoğunluğu 50 yaşın üzerinde gemilerden "ümit", yaşlı olduğu için şanssızlığın da etkisiyle karaya oturdu.
görsel (girit'te gülcemal vapurunu bekleyen mübadiller-dedemin insanları filminden)
büyük ölçüde açıkta kalmış, başta selanik olmak üzere yunanistan'ın büyük kentlerine yığılmış, kara kış koşullarında aç bekleyen türklerin durumunun önceliği, mübadele gemilerinin 1923 kasım ayı olarak belirlenen hareketini, 1 ay erkene aldı.
gemiler, bütün gerekli önlemler alındıktan sonra, 1 doktor, 2 sağlık görevlisi eşliğinde ekim ayı ortasında denize açıldı. türk kıyılarını, yunan iskelelerine bağlayan ege, göçmen taşıyan gemilerin aralıksız gidiş gelişine tanıklık etti.
çiçek, veba, dizanteri aşıları uygulanan göçmenlerden hastalar ve çocuklar, kamaralara yerleştirilmeye çalışıldı. yolcuların çoğunluğu güvertelerde, koridorlarda, ambarlarda taşındı, hayvanlarının yanında yolculuk yapmak zorunda kalanlar oldu.
görsel (mübadele gemilerinden sandallarla karaya taşınan mübadil atalarımız)
görsel (mübadil atalarımız böyle zorlu bir yolculukla ve telafisi mümkün olmayan kayıplar vererek anavatan'a getirildi.)
göçmen taşımada en korkulan, bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği dönemde, veba salgını riski oldu. bir ara yunanistan'da vebaya rastlanınca selanik'ten kısa bir süre göçmen getirme işine ara verildi. mübadele bakanlığı göçmen taşıyan gemiler için 40 günde bir fare itlafını zorunlu kıldı.
görsel (mübadillere verilen hüviyet cüzdanı)
girit, kavala, drama ve selanik'ten 1924 temmuz ortalarına kadar 314 bin 52 muhacir, taşınabilir malları ve hayvanlarıyla birlikte gemilerle türkiye'ye getirildi. mübadele kapsamındaki yunanistan türklerinden 300 kadar sabıkalı da bir vapurla taşındığı istanbul'da, emniyette parmak izleri alındıktan sonra izinsiz ayrılmamak üzere serbest bırakıldı.
türkiye'ye muhacir getiren gemiler için indirme iskeleleri, izmir, istanbul-tuzla, ayvalık, mudanya, samsun, trabzon, antalya ve mersin oldu, her iskelenin yanında karantina oluşturuldu. (izmir'deki "karantina" semtinin ismi buradan gelmektedir...)
imar ve iskan bakanlarından refet bey'in (canıtez) verdiği bilgiye göre, yükleme ve boşaltma iskeleleri arasında 269 kişi öldü. 9 kişi, vapurdan indirilip misafirhaneye götürülüşünde, 870 kişi de misafirhanelerde hayatını kaybetti.
mübadillerin taşınmasında, seyri sefain idaresine gemi alımıyla birlikte 620 bin 800 lira harcandı...
işte mübadil Türkleri doğdukları topraklardan Anavatan'a getiren kahraman mübadele gemileri;
hacıpaşa
Sadıkzade
sakarya
rumeli
bahr-i cedit
nilüfer
dumlupınar
timsah
rize
istanbul
canik
sürat
sulh
ankara
kırzade
salih
reşit paşa
ismet paşa
Karabiga
Reşadiye
altay
arslan
millet
cumhuriyet
mahmudiye
akdeniz
türkiye
kartal
giresun
bozkurt
teşvikiye
mahmut şevket paşa
ümit
trabzon
gülnihal
gülcemal
mübadilleri taşıyan bu gemilerin içinde en meşhur olanı ve bütün mübadillerin hatırladığı geminin adı gülcemal'dir. belki de ençok seferi yaptığı için adı en çok bilinen bu gemidir.
görsel (mübadil taşıyan "kurtuluş" vapuru)
görsel
http://tarihturklerdebasl.../10/09/mubadele-gemileri/
Gülcemal geçiyor gözümün önünden
geçip gidip boğaza dalıyor
arkasından bir sürü martılar
bir ilkyaz sisi
ve bir sürü gözyaşları.
nereye böyle nazlı gemi?
Toplayarak geçmişin bütün izlerini
bordasına yığarak anıları ve acıları
daldın yine boğazın karanlık sularına
nereye böyle yine
yine Beykoz'daki evine mi?
görüyorum gidiyorsun bütün güzelliğinle
ey Gülcemal!
adınla yaşa emi! geçmişin bülbülleri
Çamlıca tepesinden seni gözlüyor
türküler söylüyorlar, seni seviyorlar
ey nazlı gemi.. ey hayalet gemi
geçmişte bıraktık bütün gidenleri..
Gülcemal...
adınla çok yaşa emi!
Gülcemal şiiri-Erdal Ceyhan...
--alıntı--
Şayet Türk denizciliği için tarihte bir sayfa açacaksak, bu sayfanın en nadide yerine yerleştirilmesi gereken birtakım kahramanlar vardır...
Barbaros Hayrettin gibi, Turgut Reis gibi, Piri Reis gibi, Çaka Bey gibi, Rauf Orbay ve Hamidiyesi gibi, Rüsümat no4 gibi...
işte bu kahramanlardan biri ya da bir kaçı da bu mübadele gemileridir.
Evlerini, yurtlarını, doğup büyüdükleri toprakları ve en önemlisi de yaşanmışlıklarını, anılarını ardında bırakarak aslında çok bilindik olan ve bir o kadar da bilinmeyene yelken açan evlad-ı fatihan torunlarının hikayelerine tanık olan kahraman gemilerdir onlar...
Türkiye ile yunanistan arasında 30 ocak 1923 yılında imzalanan mübadele sözleşmesi, henüz emekleme aşamasında bulunan türk denizcilik sektörünü, ege'nin karşı kıyısından yarım milyona yakın bir insan kitlesini getirme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakarak, bir diriliş öyküsünü de başlatıyordu...bu olay ile birlikte türk denizcilik sektörü, sınırlı olanaklarıyla bir muazzam kütleyi, özgür iradesiyle ve gönüllü olarak türkiye'ye taşımak zorunda kaldı. türkiye o dönemde kabotaj hakkını kullanabilecek gemi sayısına bile sahip değildi. buna karşın türk denizcileri ortaya atılarak, ülke sermayesinin dışarı gitmemesi için gönüllü olarak bu yükün altına girdi. onca yetersizliğe karşın, sayıları yarım milyona çıkan perişan insan kitlesini türkiye'ye taşımak, türk denizciliğinin tarihteki en büyük başarılarından biridir...
görsel (drama'da hilal-i ahmer cemiyeti göç edecek mübadillere çorba dağıtıyor)
1. dünya savaşı başlarında 130 bin tona ulaşan türk deniz ticaret filosu, savaş yıllarında önemli kayıplara uğrayarak, cumhuriyet türkiyesine 35 bin tonluk filo aktarabildi.
bu sırada türkiye, tarihte çok ender yaşanabilecek bir durumla karşılaştı. 30 ocak 1923 tarihinde lozan'da imzalanan türk-rum nüfus mübadelesi ile batı trakya dışındaki yunanistanlı müslümanlar ve istanbul dışındaki türkiyeli ortodoksların zorunlu değişimi öngörüldü.
demiryollarından yararlanma olanağı bulunmayan ülkede, göçmenlerin deniz yoluyla getirilmesi, pratik ve ucuz olacağı için tek yol olarak görüldü. bunun için imar ve iskan vekaleti tarafından açılan taşıma ihalesine, italyan, yunan, ermeni ve türk vapur birlikleri katıldı.
yabancı işletmelere bağlı gemilerle göçmen getirilmesi halinde çok sınırlı olan sermayenin başka ülkelere gideceği endişesiyle devreye giren türk vapurcular birliğinin, lloyd triestino kumpanyasının ihaleyi kazandığının duyurulmasına rağmen istanbul sanayi ve ticaret odası ile hükümet nezdindeki girişimleri olumlu sonuç verdi.
hükümete bağlı seyri sefain idaresi ile türk gemi kumpanyalarının güçlerini birleştirerek, yükün altına girme isteği, hükümetten onay aldı. böylece ilk başta 12 vapur olarak belirlenen filo, bakanlar kurulu kararıyla göçmen taşımayı üstlendi. gemi sayısı sonraki görüşmelerde değişti, yenileri eklenerek, filo büyütüldü. böylece ilk aşamada adları üzerinde uzlaşılan gemilerin yedeklerle birlikte tonajı, 27 bini buldu. sonra filo, 50 gemiye ulaştı...
göçmen taşımada kullanılan gemilerin en büyüğünü 5062 gros tonluk "akdeniz", en ünlüsünü ise atatürk'ün de birkaç kez bindiği, orhan veli'nin, bedri rahmi'nin eserlerinde geçen "gülcemal" oluşturdu.
cumhuriyet, dumlupınar, sadıkzade, giresun, sakarya, diğer önemli gemiler arasında sayıldı. çoğunluğu 50 yaşın üzerinde gemilerden "ümit", yaşlı olduğu için şanssızlığın da etkisiyle karaya oturdu.
görsel (girit'te gülcemal vapurunu bekleyen mübadiller-dedemin insanları filminden)
büyük ölçüde açıkta kalmış, başta selanik olmak üzere yunanistan'ın büyük kentlerine yığılmış, kara kış koşullarında aç bekleyen türklerin durumunun önceliği, mübadele gemilerinin 1923 kasım ayı olarak belirlenen hareketini, 1 ay erkene aldı.
gemiler, bütün gerekli önlemler alındıktan sonra, 1 doktor, 2 sağlık görevlisi eşliğinde ekim ayı ortasında denize açıldı. türk kıyılarını, yunan iskelelerine bağlayan ege, göçmen taşıyan gemilerin aralıksız gidiş gelişine tanıklık etti.
çiçek, veba, dizanteri aşıları uygulanan göçmenlerden hastalar ve çocuklar, kamaralara yerleştirilmeye çalışıldı. yolcuların çoğunluğu güvertelerde, koridorlarda, ambarlarda taşındı, hayvanlarının yanında yolculuk yapmak zorunda kalanlar oldu.
görsel (mübadele gemilerinden sandallarla karaya taşınan mübadil atalarımız)
görsel (mübadil atalarımız böyle zorlu bir yolculukla ve telafisi mümkün olmayan kayıplar vererek anavatan'a getirildi.)
göçmen taşımada en korkulan, bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği dönemde, veba salgını riski oldu. bir ara yunanistan'da vebaya rastlanınca selanik'ten kısa bir süre göçmen getirme işine ara verildi. mübadele bakanlığı göçmen taşıyan gemiler için 40 günde bir fare itlafını zorunlu kıldı.
görsel (mübadillere verilen hüviyet cüzdanı)
girit, kavala, drama ve selanik'ten 1924 temmuz ortalarına kadar 314 bin 52 muhacir, taşınabilir malları ve hayvanlarıyla birlikte gemilerle türkiye'ye getirildi. mübadele kapsamındaki yunanistan türklerinden 300 kadar sabıkalı da bir vapurla taşındığı istanbul'da, emniyette parmak izleri alındıktan sonra izinsiz ayrılmamak üzere serbest bırakıldı.
türkiye'ye muhacir getiren gemiler için indirme iskeleleri, izmir, istanbul-tuzla, ayvalık, mudanya, samsun, trabzon, antalya ve mersin oldu, her iskelenin yanında karantina oluşturuldu. (izmir'deki "karantina" semtinin ismi buradan gelmektedir...)
imar ve iskan bakanlarından refet bey'in (canıtez) verdiği bilgiye göre, yükleme ve boşaltma iskeleleri arasında 269 kişi öldü. 9 kişi, vapurdan indirilip misafirhaneye götürülüşünde, 870 kişi de misafirhanelerde hayatını kaybetti.
mübadillerin taşınmasında, seyri sefain idaresine gemi alımıyla birlikte 620 bin 800 lira harcandı...
işte mübadil Türkleri doğdukları topraklardan Anavatan'a getiren kahraman mübadele gemileri;
hacıpaşa
Sadıkzade
sakarya
rumeli
bahr-i cedit
nilüfer
dumlupınar
timsah
rize
istanbul
canik
sürat
sulh
ankara
kırzade
salih
reşit paşa
ismet paşa
Karabiga
Reşadiye
altay
arslan
millet
cumhuriyet
mahmudiye
akdeniz
türkiye
kartal
giresun
bozkurt
teşvikiye
mahmut şevket paşa
ümit
trabzon
gülnihal
gülcemal
mübadilleri taşıyan bu gemilerin içinde en meşhur olanı ve bütün mübadillerin hatırladığı geminin adı gülcemal'dir. belki de ençok seferi yaptığı için adı en çok bilinen bu gemidir.
görsel (mübadil taşıyan "kurtuluş" vapuru)
görsel
http://tarihturklerdebasl.../10/09/mubadele-gemileri/
bir mahalle kuracak kadar çok giritliyi mersine taşımış gemilerdir.
güncel Önemli Başlıklar