bugün

bu ülkenin vatandaşlarının sırtından zengin olmuş bu holdingin iyice köşeyi döndükten sonra dönüp müteşekkir olup maliyetine bile olsa hizmet getirmeye çalışmak yerine, sahibi olan ailenin ceplerini daha da fazla doldurmak için vatandaşa/ülkeye ''zarar verici'' hareketleridir.

vatandaşlarının sırtından zengin olmuş derken şunu kastediyorum: bu ülkede devletin koruması altında sanayicilik yapmıştır bu kuruluş. tüm erkeklere bir tek koc'un sattığı traş bıçağı (bir tek perma sharp vardı bir zamanlar) ya da bütün evlere bir tek koç'un sattığı beyaz eşya (bir tek arcelik ve onun ortak olduğu hoover vardı bir zamanlar) girdi uzun yıllar... ve satılan bir tek anadol marka araba vardı bir zamanlar.... tabi bu örnekler 3-5 değil tüm yerli özel üretim kalemlerinde böyleydi durum. çok yüksek gümrük duvarları vardı, ithalat yasakları vardı. yıllarca 2 günde bozulan sıfır çamaşır makinelerini amerikan ya da avrupa mallarından 3-4 kat daha pahalıya satın aldı benim işçim benim memurum bunlardan, ve dikkat: garanti diye birşey de yoktu o zamanlar, ne de tuketici haklari.

tamam sanayimizi kurduk emekleme döneminde destek verdik anladık da bukadarı da artık soygunculuğa girdi bence.

üstelik bunun da ötesinde birtakım bilinen güncel dedikodular da vardır ki çok daha vahimdir: örneğin marmaray projesini koç geciktiriyor diyorlar, marmaray projesi yüzünden zarar görebilecek tarihi eserlerin listesini yapıp kitap bastırmış durup dururken diyorlar, anlaşılan tüm bunlar azalacak karayolu ulaşımından ve toplu taşımadan yaptıkları karları, sattıkları bilumum araç ve malzemeyi kaybetmemek için; çünkü marmaray olduğunda koç holding 'in tahmini yıllık kayıpları milyar dolarlarla ölçülüyormuş.

tabi lassabancı da burada aynı şekilde mağdur(!) olacaktır. bu yukarıdaki yazı sadece koç holding'e özgü birşey değil tabi, sabanci holding de aynı şekilde korunmuş, koç ile beraber ülkeyi paylaşmış çok benzer bir kuruluştur, hatta daha da ötesidir; isveç lisansıyla kurulan ama daha sonra %100 türk hale getirilen migros'un aksine* sabancı'nın carrefoursa'sından yaptığınız her alışverişte bir fransızın cebine para girmektedir. unutmayın abd nin komşusu ve pratik sömürge ülkesi meksika'nın vatandaşları perakende alışverişlerinin %80'ini wallmart adlı amerikan şirketinin mağaza zincirlerinden yapmaktadır. bu kadar zengin bir sabancı kendi malımızı bize kendi satamıyor da kolayına kaçıyor gidiyor fransızı türkiye'ye getiriyor; bunu kabul edemiyorum ben.

yazık diyorum, biliyorum; sermayenin vatani olmaz ama bu kadar da olmaz diyorum.

not: bu yazım koç ve sabancı'ya karşı herhangi bir holding'i desteklemek için yazılmamıştır, holdinglerin hepsi aynı şeyin soyudur. bu yazı devletin bunlara sunduğu doğurma, koruma ve yüceltme politikasına bu holdingler tarafından verilmiş ''anti-vefakar''* ''fiili karşılık''la ilgilidir.
biletix'i kurdu, ülkemizde nerede konser veya maç ya da ne etkinliği var ise, alınan her bilet'ten koç holding yüzde bilmemkaç almaya başladı, buraya kadar iyi, hizmet alınsın ve karşılığı ödensin...ama gitti tıkır tıkır işleyen biletix'i bir amerikan şirketi olan ticketmaster 'a sattı. paraya mı ihtiyacı vardı yoksa aç gözlülüğü sınırsız mıydı?

edit : yukarıdaki 'marmaray' aslında yeni mevzu değil; türkie'de 1950'lerden beri demiryollarının engellenmesi hikayesinin ardında da , demiryolu komunist işidir söylentisinin ardında da muhtemelen bu holdingler de vardır ve demiryolsuz kalmış bir türkiyenin müsebbibleri belki de en vahim vatan'a ihanet örneklerinden birini vermişlerdir.
rahmi koç'un daimi üyesi olduğu dernek için; (bkz: bilderberg).