bugün

"ne uysal; ne namuslu, ne alçak, ne de onurlu biriyim. ne kahramanım, ne de bir korkak. Ben hiçbir şey olamadım"

Yeraltından notlar
"kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? beni kim kurtaracaktı? “kurtuluş” dedim “ankara'da bir mahalle.” fazlası değil. belki bir de bob marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok. adı her yerde, kendisi yok. kurtulmaya gelmiyoruz bu dünyaya. daha da saplanmak için buradayız. dibine kadar. onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. ama nafile. çaresi yok. kurtuluşu beklemek yararsız. gelmez çünkü. kontenjan dolmuş. biz daha çok kötülüğün sınırını zorluyoruz. mucizeler bitti. doğmak yeterince mucizevi. başka bir tane daha beklemek aptalca. ölmek de ikincisi. bunların arasında da bir şey yok. kimse beklemesin..
"Bir halkın gözünde para dürüstlük ve onurdan daha değerli hale geldiğinde o ulus dünya tarihinde elde ettiği saygın yeri kaybeder."

Kayıp kıta mu - j. Churchward
"Dengini bulmak hoştur ama büyük bir insanın kendinden küçükleri yanına yükseltmesi, bu, tanrısal bir şey oluyor."

Hölderlin-Hyperion.
Seni seviyorum iste, budala, deniz dibindeki çakıl taşi nasıl sevilip, sarmalanir, ona ona bağlanılırsa bende sana öyle bağlıyım''

"yanimda yürüyordun bir düşünsene yanımdaydın"
Franz Kafka; Milenaya mektuplar.
görsel
Düşlerin zaferi/sevim reşat.
görsel
görsel
Yanımda yürümüştün kadın,
Düşünebiliyor musun ?
Sen bana allah'ın bak kitap senin için neler yazıldı ama sen es geçtin demesi gibisin.
Ah kitap ah
Vay haline...
gerçekler kötüdür.
görsel
❝iktidarın kendini gösteriş ve debdebe içinde dışa vurduğu, gücünü bu gösterişten aldığı eski siyasal sistemden mümkün olduğunca ve giderek artan bir şekilde görünmez hale geldiği modern siyaset sistemine geçiş, bir yandan iktidarı kişileştiren hükümdarın yerine, adsız kişiler tarafından kullanılan bir yönetim aygıtının yerleşmesiyle, diğer yandan da kamuya açık cezalandırmadan, gizli cezalandırmaya doğru bir hareketle belirlenmektedir. Kendini öne çıkartan iktidar, bireyin oluşmasını engellemiştir oysa karanlıklara çekilen modern iktidar herkesi bireyselleştirmek istemektedir; çünkü bireyleştirmek, gözetim altında tutmak ve cezalandırmak, yani egemen olmak demektir. Böylece modern iktidar çocuğu okulla, hastayı hastaneyle, deliyi tımarhaneyle, askeri orduyla, suçluyu hapishaneyle kuşatarak bireyselleştirmiş, kaydetmiş, sayısal hale getirmiş, egemen olmuştur. Her kişi bir yerde kayıtlı hale gelince, herkes denetim altında olacak, gözetim altında tutulacaktır. 'Modern iktidar büyük gözaltıdır. ❞

Michel Foucault - Hapishanenin Doğuşu
görsel
Biliyorum ki, döktüğünüz kanı siz değil, yalılarda yaşayan ve şiir yazıp sizi hakir gören nazik adamlar içecektir. Kostantiniye'nin kibar insanları kanla beslenir, ama siz değil! Bu yüzden siz onlardan temizsiniz! Ancak kan görünce bayılan ve vahşetten nefret eden bu beyzadeler, sizleri daima ayak takımı olarak gördüler ve göreceklerdir. Onların ruhlarının ve vicdanlarının temiz olması için, bizzat sizler, ellerinizi çamura sokacaksınız. getirdiğiniz ganimetin neredeyse hepsi, bu kibar efendilerin kesesine girecektir. Ocağımızın kanunu odur ki, onların içmesi için sadece kan dökmeyecek, ayrıca şu koca Kostantiniye'nin sokaklarında dönüp sizin suratınıza bile bakmadıkları zaman onlara tahammül de edeceksiniz! Şairler mersiye, destan, gazel yazacak. Ne ile mi? Mürekkeple değil elbette! Kanla yazacaklar ve ünlerini ebediyete kadar sürdürecekler! Sizden istenen de bu: Kostantiniye'ye kan getirin!

ihsan oktay anar-amat.
görsel
Şu Çılgın Türkler!
- Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
- Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
- Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir.

Isaac Asimov - Ben Robot.
"Boğulmak üzere olan bir adamın sudaki bir saman çöpüne tutunmaya çalışması gibi. Siz de takdir edersiniz ki adam boğuluyor olmasa, bir çöp parçasını koca bir ağaç dalı gibi görmez."

kumarbaz, dostoyevski.
Bütün gerçek duygular zeka için birer yalandır çünkü zeka hiçbirini idrak edemez.
görsel
Aşık olmak demek insanın kendi kendini aşması demek.
"Sürekli sizinle ilgili düşler kurdum Varenka... insanları bahtiyar etmek, doğayı süsleyip güzelleştirmek için var edilmiş bir kuş gibi düşündüm sizi, gökte kanat açan ufacık, cana yakın bir kuş.
Ah Varenka, farklı acılarla yaşayan bizlerin, gökteki kuşların o doğal, o saf sevinçlerine özenmemeleri olanaklı mı?

(bkz: fyodor mihailovic dostoyevski)
(bkz: insancıklar)
Bu kadar hödük olmasanız, karılarınıza da bizim yanımızdaki kadar nazik davranırdınız; karılarınız da bu kadar ahmak olmasalardı, sizleri yanlarında tutabilmek için bizim sizi tavlamak üzere harcadığımız çabayı harcarlardı...
emile zola.
"yerine göre, kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer. sen de, ondan kurtulmak için ayağını bastığın yeri değiştirirsin. bunun üzerine fırtına da sana ayak uydurmak için yönünü değiştirir. bir kez daha bastığın yeri değiştirirsin. tekrar tekrar, sanki şafaktan hemen önce ölüm tanrısıyla yapılan uğursuz bir dans gibi, aynı şey tekrarlanıp gider. neden dersen, o fırtına uzaklardan çıkıp gelmiş herhangi bir şeyden farklıdır da ondan. o fırtına aslında sensindir. o yüzden yapabileceğin tek şey, teslim olup ayağını dosdoğru fırtınanın içine daldırarak, gözlerini kum girmeyecek şekilde sımsıkı kapatıp adım adım fırtınanın içinden geçmektir. orada, muhtemelen ne güneş ne de ay, hatta ne yön ne de zaman vardır. orada, kemikleri bile parçalayacak kadar keskin, beyaz kum tanecikleri gökyüzünde dans eder. işte öyle bir kum fırtınası canlandır gözünde."

(bkz: haruki murakami)
(bkz: sahilde kafka)
"Çevreme yüksek duvarlar örmüştüm; hiç kimsenin o duvarlardan içeri girmesine izin vermiyor, kendim de duvarların dışına çıkmamaya özen gösteriyordum."

(bkz: haruki murakami)
(bkz: sahilde kafka)
"Fakat insan kendini bir şeylerle özdeşleştirerek yaşar, dedi Oşima. Böyle yapmak zorundadır zaten. Sen bile, farkında olmadan öyle yapıyorsundur. Goethe' nin dediği gibi, dünyadaki her şey metaforlardan ibarettir."

(bkz: haruki murakami)
(bkz: sahilde kafka)
hiçbir şey (artık) gizli saklı kalmayacak. işte bu zamanda siz, dışta olan her ne ise onun içinizde olanın bir yansıması olduğunu bilebilmek için, kendi dışınızda gözlemleyeceğiniz şeyler meydana getireceksiniz. sizin dışınızda hiçbir şey yoktur, hiç kimse size bir şey yapmadı. sizler kurban değilsiniz, sizler egemen varlıklarsınız. bunu ne kadar vurgulasak az gelir. gün be gün yarattığınız her şey için "sorumluluk" aldığınızda, ne denli dehşet verici görünürse görünsünler, onların yalnızca birer öykü olduğunu ve "kim" olduğunuzu bilebilesiniz, gerçek kimliğinizi kucaklayabilesiniz, tanrı/tanrıça olduğunuzu, gerçekten egemen varlıklar olduğunuzu bilesiniz diye onları bizzat (kendinizin) yarattığınızı bilin.

eğer her bir durumu sorumlulukla karşılamazsanız, o kendini size tekrar tekrar sunacaktır, ta ki siz bir kaçışın olmadığını anlayıncaya kadar. bileceksiniz ki saklanmak mümkün değildir. vakit bu vakittir. siz harika bir zaman içine adım atıyorsunuz. onu durdurmak için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur ve onu hızlandırmak için de yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. o aslında sapsadedir. biliyoruz ki zihniniz onu karmaşık bir hale getirmeyi sever. bu karmaşıklığın bir kısmı da saklanmaktır. ve siz onu yapacaksınız. sizin güvenip dayanabileceğiniz (destek alabileceğiniz) bir başka şey yok, aziz dostlar. onu "idrak" edinceye kadar yaratmaya devam edeceksiniz. öyleyse onu elde edememe, sınavdan geçemeyen tek kişi olma korkusunu da terk edebilirsiniz.

p'taah pleiades - jani king