bugün

- koşarak uzaklaşmak
- uzak durmak, sakınmak
- argoda veda etme biçimi, bulunduğu yerden ayrılmak
1 haftalığına da olsa gerçek hayattan uzaklaşma isteği.
bazı insanlar için en kolay yoldur. konuşmayı seçmezler, konuşsalar belki her şeyin mantıklı bir açıklamasının olacağını göreceklerdir ama en kolayı budur ya.. kaçarlar.. ya da hazır olmak isterler, hazır olduktan sonra yüzleşmek.
ayakların kıca vurma durumu
belki de en kolayıdır kaçmak.kolayı seçmek zayıflık gibi gözükse de insanlara,her gidişin bir dönüşü vardır ve de kaçmak geri dönüşü zor olan bişidir.aslında kaçan insan bi yerde kandine süre tanınmasını istemiştir de diyebiliriz.
en zorudur kaçmak, yeni bir yere gitmek, her şeye yeniden başlamak..
yeni insanlar, yeni yüzler, yeni hayatlar;
fakat bir eksiklik her daim olacaktır.
candan ercetin'in dediği gibi.

yalnızlığa elbet, alışır yüreğim,
yalnızlıkla belki de, başa çıkabilirim..
çok zor gelse bilr, yaşar öğrenirim,
sensizlik benim canımı acıtan.
kaçamak'taki ikinci a'nın kaçamak yapmış halidir.
bir yaşam tarzı.
işbirlikçi osmanlı padişahı vahidettinin yaptığı.
Orta seviyedeki akla sahip insan davranışı. Düşük seviyedekiler bunu korkaklıkla bir tuttukları için kaçmazlar. Yükseklerin ne yapacağı ise benim kestiremedeğim davranışlar olduğu için boş bırakıyorum.
"insanların iyisinden ve kötüsünden kaçıp duruyorsun. halbuki iyiliğin de hepsi sende, kötülüğün de. kendi kendinden kaçıyorsun sen."
mevlana
Beynin ya savaş ya da kaç emirlerinden ikincisini seçmemiz.
geldiğin yere dönmek...
ing. flee, run away.
(bkz: escape)
savaş ya da kaç ilkesinin popüler olan tercihidir. *
Erkekliğin onda dokuzudur. Onda biri de ortalıkta görünmemektir.
bağlı olamdığından niye kaçasın, o seni bağlamaz,
bağlı olduğundan kaçamazsın, o seni bırakmaz.
(kendinden, herkesten her şeyden,
dünden yarında bugün zaten yokken.)

becerememektir kaçmak...
(bkz: geri vites)
sıkıcı geçen randevularda akıldan çıkmayan güçlü istek.
ani bir rahatlama hissine neden olan kurtulma eylemidir.
kurtulma amaçlı ruhen veya fiziken uzaklaşma halidir kaçmak.
sorunlardan kaçtım. dersten kaçtım. gereksiz muhabbet etmek için zaman kollayan insanlardan kaçtım.
hepsinden öte yıllar önce bir adet tavuktan kaçtım.
günlerce aylarca kabus gibi üzerime çöken o kadının tavuğu.
anneannemin tavukları vardı. korkmazdım. çünkü arada tel örgüler vardı. üzerime saldırması için önce o tel örgüleri kesmesi ya da kapıyı açması gerekliydi.
yıllarca anneanneme "ben tavuklara bakmaya gidiyom" diyerek gidip öylece gıdaklamalarını izledim.
can sıkıntısı işte.
oysa ..
oysa o lanetli günden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
ilkokulun son zamanlarıydı. daha o zamanlar riva'da küçük bir kulübemiz vardı tepede. bütün sülale gider kalırdık. nası sığardık bilmem de küçücük prefabrik misali taştan bir evcikti. arkadaki koyları bilen bilir. oralarda bir yerde. o kulübeden meydandaki plaja inerken de tavukların olduğu bir bahçe vardı.
canavar tavuklar.
birgün ordan geçerken tavuklardan biri bana saldırdı. horoz değildi. vallahi değildi.
ibiği yoktu. basbayağı tavuktu.
ve ben o tavuktan daha uzun boylu ve iri olmama rağmen beni cırmıklar diye kaçtım.
kalbim paldır küldür atarken bahçeden elinde satırla devasa bir kadın fırladı.
daha hızlı kaçtım.
tavuk fobimin sebebi budur.
ama intikamımı aldım. bütün tavuklardan.
yedim. yedim yedim.
* *
korkaklıktır.
yapamayacağını anlayınca, yalan söyleyerek kendini de karşındakini de kandırmaya çalışmaktır kaçmak. suçlamaktır. içten içe kendini belki ama göz göre göre de karşındakini. böylece kaçtığın anlaşılmayacak sanırsın. yanılırsın. herkes hayatında en azından bir kere kaçmıştır çünkü.