bugün

Diğer dinlere saygısızlık etmişlerdir.
Mekke'nin ele geçirilmesi ya da fethi sonrası kabeye girilmesi ile herhalde var olan putlar temizlenmiş olmalı.

Yalnız ibrahim ya da abraham peygamberin aslen brahman rahibi olduğu ve cok tanrılı hint dinine karşı çıkan anlamında " a - brahma " dan geldiğini okudum bir yerlerde.

Yani çok tanrılı ya da paganizmden tek tanrı inancına geçiş surecinde yaşanan bir durumdur bu put mevzusu ama esas mesele bana göre fiziki putlar değildir zira yunan tanrıları put değildir ama onları temsilen heykel olarak bulundurulur. Yani ibrahim baltayla kabeye girip putları kırıp en büyük Putin başına astiginda aslında o tanrıyı temsil eden heykeli işaret etmiş oldu.

Aynı mantıkla ateist kişi de madem tanrı var neden Zeus bana Şimşek Gondermiyor diye sorabilir.
lan oğlum, roma'da herkes farklı putlara tapıyordu da temelde hepsi pagandı. duvar dibinde juno'dan bolluk dileyenle askeri antlaşmalarda masanın üstüne catonia'yı koyup "önünde kavga edilmez" prosedürünü uygulayan "farklı dinlerin" mensubu değillerdi yani... önce bunu yazayım dedim, yukarıdaki en cahil entry bununla ilgili çünkü. adam putlara tapanları "birbirlerinin inancına saygılı olmak" zannetmiş. islamofobi "aptallık" yapar demiştim daha önce değil mi? bu adamlar bilmeden konuşuyorlar.

gelelim ötekine, kendini sivri zeka sanan ve yüzeysel bir akıl oyunu oynamaya, konuyu çarpıtmaya çalışana... arkadaş (hubel) cevabı vermiş ama yinede ufak bir ekleme yapayım: toplumun gelenekselleşmiş hareketleri ile "bilgi" temelindeki hareketler birbirinden tamamen ayrıdır. bunu en iyi sizin (çok bilgilisiniz ya...) bilmeniz lazım ama anlaşılan bilmiyorsunuz. islam denince bizim aklımıza "kitap" geliyor, sizin aklınıza ne idüğü, bilgisi, kapasitesi belli olmayan insan yığınları geliyor... yeri gelince sürü psikolojisinden bahsetmeyi iyi biliyorsunuz, ama işinize gelmeyince kitlelerin çok bilgili ve organize bir şekilde uygulamaya konulduklarını öne sürüyorsunuz (özellikle islamofobi fırsatı bulunca hiç çekinmiyorsunuz).... aslında sizinle reelde buluşup tartışmak lazım ama, yok birader, aymazsınız, bikaçınıza denk geldim, harbi kafirsiniz çünkü cahilsiniz hakikaten sıkıştığınız zaman alay ve nefs devreye giriyor, ne diyeyim sözün bittiği yer. bu aymazlığa karşı insanevladı olarak belli bir limit sonrası kafaya bi tane yapıştırasım geliyor. hakkın kılıcı olmayacak mı ulan bu dünyada? bi siz mi çalıp oynayacaksınız cahiller? şimdi silah ticareti, sanayi devrimi sonrası tüm sosyal hareketler, kapitalizmden girsek ota boka komplo demekte 2 saniye gecikmezsiniz. aymazlık işte. geçireceksin kafaya kılıcı... hak çünkü.
içimizdeki putları yıkamadıktan sonra.
ibrahim peygamber müslüman mıydı ben de çok net değil. karısı kıskandı diye kendi karısını çocuğun çöle götürüp terk eden biri diye anlatılıyor kitaplarda.

çocuk ismail ya da ishak ölmek üzere iken ayağını vurunca hayatı kurtuluyor. Bu durumu referans alsak çocuğu olmayan esimizi başka kadından olan çocuğu kiskandigi için ikisini de öldürmek gerektiğini söylediği halde dinlemek durumundayız.
akıl tutulması yaşayanların maalesef durumu yanlış anladığı ve mantık hatası yaparak "hah işte diğer inançları kaldırmaya geldik deyin böyle mertçe" dediği durum.

sevgili yazar, bu dediğim olay ( putlarla mücadele ) 1400 yıl önce yaşanmış ve başarılı olmuş bir hadisedir. ben bugün haydi müslümanlar ayaklanın ve diğer tüm dinlerle savaşın demiyorum ama sizin çarpık zihniyetiniz bunu böyle anlıyor.

ikinci olarak islam salt barış dini değildir dedim. içinde asla barış ,sevgi hoş görü yoktur demedim. dikkat ederseniz yukarıdaki entrymde "affetmenin en büyük erdem olduğu bir din" diye bir cümle var. islamı sadece bir kavrama ,bir kişiye yahut bir topluma indirgeyemezsiniz. öyle bir toplumdur olur ki 999 kişi yanlıştayken bir kişi doğrudadır. çoğunluk yanlışta diye o bir kişiyi görmezden gelmek hatadır.

kısaca dediğim ; islam salt barış ,çiçek böcek dini değildir fakat şiddet ,savaş baskı dini de değildir. dediğim gibi ,dini (hristiyanlık da dahil) sadece bir kavrama indirgeyenlerle sabaha kadar tartışırım.

üçüncü olarak yapılan bir mantık hatası "genelleme " yapmanızdır. liberalleri ve hümanistleri arkasına almak için islam barış dinidir broşürleri dağıtanlardan bana ne ? sanki ben böyle yapıyormuşum gibi bana dönüp " ama islam yasaklanacak " dendiğinde kuzu olup böyle böyle yapmayın demeniz saçmalık. o broşürü dağıtanlarla benim burada savunduklarımın mantıksal bir ilişkisi yok. kaldı ki benim burada savunduklarımla çelişecek bir "eylemim" de yok. lütfen entryleri dikkatli okuyun. cevap vermek için hızlıca okuyup saçmalamayın, safsata yapmayın.

edit: hala daha okuduğunu anlayamayanların bonus falan diyerek cevap vermeye çalıştığı durum. bak ilk okul çocuğuna anlatır gibi yazıyorum tekrar; islamın put inancıyla mücadelesi 14 asır önce gerçekleşmiş bir olaydır,gelip geçmiştir. bu gün islam dünyasındaki yaşananlar ,islamın ilk geldiği dönem referans verilerek temellendirilemez.bu din 14 asır önce şirkle mücadele için tanrı tarafından bir elçiye vahyedildi ve o elçi tebliğini yaptı, mücadelesini verdi ve gitti. islam dini put inancını kırdı geçti. ve geriye bir şahit olarak kuranı ve peygamberin uygulamaları kaldı bizlere.
görsel
sevgi dini islamın bir başka eylemidir.

oysa orada bir sürü put varmış, bu bize hepsine karşı ibadet edenlerin birbirlerine karşı saygılı olduklarını verir. zaten politeist dinlerde neye taptığın pek sorun olmaz çünkü hepsi farklı farklı tanrılara tapıyor.

bide hoşgörü getirdik diyorlar.

yersen güzel bir palavra ama alakası yoktur. tek tanrıcı dinler hoşgörülü değillerdir.
şu yazıya bi göz atmanın ne sakıncası olabilir abidin ?
"“müslümanlar kabe’yi putlaştırdı…” şeklindeki yorumu, gerçekten inanan, aydınlanan, aydınlanma çabasında olanları bence kapsamıyor… Onun bu cümleyi kurarken vermek istediği mesaj bence, “gerçek kabe insan gönlüdür, bina olarak kabe sadece bir semboldür…” Eğer kabe’yi “Allah’ın evi” olarak gören ve sadece bina olarak kabe’de Allah’ı bulacağına, Allah’a yakınlaşacağına inanan var ise gerçek bir yanılgıya düşmüş demektir çünkü Allah yine kuranda “kainata sığmadım, mümin kişinin gönlüne sığdım…” mesajını vermektedir… Dolayısıyla kabe’yi Allah’ın evi olarak görüp bir kez o binayı ziyaret etmekle Allah’a kavuşacağına inanan kimse kabe yi gerçekten de putlaştırmış olur… Kabe bina olarak sadece bir semboldür, gerçek kabe gönlümüzdür, eğer gönlümüzü temiz tutarsak Allah gerçek evini, yani gönlümüzü ara sıra ziyaret etmeye başlar… eğer bu ziyaretleri sırasında onu hakkıyla ağırlayabilirsek O, gönlümüzde kalıcı yerleşir… Zaten Allah’ı kendi gönlünde kalıcı ağırlama şerefine erişebilmiş, yani eşref-i mahlukat olabilmiş bir müslüman, kabe’yi sadece meraktan ziyarete gidecektir… Orada birtakım ibadet, inanç veya Allah ile ilgili bir beklentisi yoktur onun, o kişi oradaki pozitif enerjiden faydalanmaya değil, oraya pozitif enerji aktarmaya gitmiştir olsa olsa. Çünkü o kişi salt %100 BiZ’den oluşmaktadır artık. Hz. Muhammed (s.a.v.) kendine ait olan bir hayatı değil, cüzzi iradeye bağlı olarak kuran’a ait bir hayatı yaşadığı için, onun çok önceden, hatta Medine’ye hicretinden hemen sonra vasiyet ettiği şekilde Mekke şehrinde kabe’nin yanında bir yere değil de, Medine’de defnedilmesi olayı kabe ile ilişkilidir. Eğer O kabe’nin yanında bir yere defnedilmiş olsaydı, yine müslümanlar arasında “Hz. Muhammed’i ziyaret için gelenler ve kabe’yi ziyaret için gelenler…” şeklinde ikilik ortaya çıkabilirdi… Bu ikilik bile çok önceden bu sayede bertaraf edilmiştir… “Peki neden insanlar kabe’ye gidiyor/gitmek istiyor, hac yapıyor, kabe’yi tavaf ediyor?” derseniz, “Kabe’ye hac ziyareti yapmanın temel amacı, aslında namaz kılmanın temel amacı ile aynıdır…” deriz. Her nasıl namazı bir kutlayış, arınma, ruhumuzu temizleme, Allah ile bir olmak amacı ile değil de; bir ibadet borcu, cehennem korkusu, cennet beklentisi gibi beşeri sebeplerle kılınca namazımızı farkında olmadan putlaştırıyorsak, kabe’ye de benzer sebeplerle hac yapmak için gidersek, tabi ki kabe’yi de otomatikman putlaştırmış oluruz… Hac olayı güzel bir ibadet olmaktan çıkar, pagan(puta tapanların dini) bir ibadet haline gelir. Bu gayet açık. Kabe’de hac zamanı (gerçi umre zamanlarında da baya kalabalık oluyordur eminim) oluşan yüzbinlerce, hatta milyonlarca müslüman güruhun oluşturduğu pozitif enerji kabe nin üzerinde büyük bir ruhaniyete sebep oluyor. işte hac olayını yüksek enerjili/ruhaniyetli yapan, insanlara çekici gelen, gitmek için can attıran hadisenin temelini de yine insanların kendisi oluşturmuş oluyor. Ne demiş sevgili Yunus Emre yanımız? “Hacca, namaza zahmet etme eğer bir gönül kırmış isen!”. Yani bir insanın gönlünü kırıyor isek, Allah’ın evlerinden birini yıkmışız anlamına geliyor. Allah’ın evini yıkan kişi, o evi onarmadan kabe’yi ziyaret etse ne, etmese ne? Sevgili yazan, okuyan, düşünen, taşınan yanlarımız; kısaca sevgili BiZ, kabe bir sembol diyoruz ya, neyin sembolüdür biliyor musunuz? işte tek tek BiZ’i oluşturan o gönüllerimiz, yani Allah’ın hepimizde birer tane bulunan ev’leri var ya, işte onları tek binada sembolleştiren BiZ EVi’dir kabe. Evet kabe iNSAN GÖNLܒnü sembolize etmektedir."

ayrıca peygamber efendimizin doğup yaşadığı ve nice zorluklara rağmen onun kalbinde mühim bir yere sahip olan ve değer verdiği mübarek topraklara gitmenin, onun soluduğu havayı teneffüs etme çabasının, onun namaz kıldıgı yerde namaza durmanın, rutin ibadetlerden daha ayrı bi şekilde haz almanın neresi putlaşmışkrlltokrrkt ?
--spoiler--
Rasûlullah (s.a.v.) Fetih günü Mekke'ye, Ka'be'nin etrafında 360 put olduğu halde girdi. Rasulullah'ın elinde bir değnek vardı. Onlara işaret etmeğe ve şöyle demeğe başladı:

"Hak geldi, batıl yıkılıp gitti. Zaten, batıl yıkılmağa mahkumdur. Hak geldi, artık batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.1' Bunun hemen arkasından putlar, dokunmadığı halde sırt üstü gelmeğe başladılar.

îbn Abbas
--spoiler--

(bkz: hak geldi batıl zail oldu)
o putların varlığı zaten allaha bir hakaret saygısızlıktı. mekkeli müşrikler allah'ın varlığını kabul ediyorlardı. ancak kendi yaptıkları putları da allah ile kendi aralında bir bağlantı olarak görüp onları da bir nevi ilahlaştırmışlardı. işte bundan dolayı onlara "müşrik" denir. müşrik; "şirk koşmuş/ortak olmuş demektir" yani ortada allah'ı inkar yoktur/ortaklık vardır.

hz. muhammet'in yaptığı ise bu şirk kokan inancı ortadan kaldırmaktı ve kaldırdı. böylece mekke halkı allah'ı bir, muhammet'i de onun kulu ve ilçisi olarak bildi. allah'ın yanına başka bir ilah koymadı.
"allahın evi" diyerek kabe'yi putlaştıran bir dine mensupturlar.

(bkz: kıble)