bugün

kabe deki putları yıkan müslümanlar

şu yazıya bi göz atmanın ne sakıncası olabilir abidin ?
"“müslümanlar kabe’yi putlaştırdı…” şeklindeki yorumu, gerçekten inanan, aydınlanan, aydınlanma çabasında olanları bence kapsamıyor… Onun bu cümleyi kurarken vermek istediği mesaj bence, “gerçek kabe insan gönlüdür, bina olarak kabe sadece bir semboldür…” Eğer kabe’yi “Allah’ın evi” olarak gören ve sadece bina olarak kabe’de Allah’ı bulacağına, Allah’a yakınlaşacağına inanan var ise gerçek bir yanılgıya düşmüş demektir çünkü Allah yine kuranda “kainata sığmadım, mümin kişinin gönlüne sığdım…” mesajını vermektedir… Dolayısıyla kabe’yi Allah’ın evi olarak görüp bir kez o binayı ziyaret etmekle Allah’a kavuşacağına inanan kimse kabe yi gerçekten de putlaştırmış olur… Kabe bina olarak sadece bir semboldür, gerçek kabe gönlümüzdür, eğer gönlümüzü temiz tutarsak Allah gerçek evini, yani gönlümüzü ara sıra ziyaret etmeye başlar… eğer bu ziyaretleri sırasında onu hakkıyla ağırlayabilirsek O, gönlümüzde kalıcı yerleşir… Zaten Allah’ı kendi gönlünde kalıcı ağırlama şerefine erişebilmiş, yani eşref-i mahlukat olabilmiş bir müslüman, kabe’yi sadece meraktan ziyarete gidecektir… Orada birtakım ibadet, inanç veya Allah ile ilgili bir beklentisi yoktur onun, o kişi oradaki pozitif enerjiden faydalanmaya değil, oraya pozitif enerji aktarmaya gitmiştir olsa olsa. Çünkü o kişi salt %100 BiZ’den oluşmaktadır artık. Hz. Muhammed (s.a.v.) kendine ait olan bir hayatı değil, cüzzi iradeye bağlı olarak kuran’a ait bir hayatı yaşadığı için, onun çok önceden, hatta Medine’ye hicretinden hemen sonra vasiyet ettiği şekilde Mekke şehrinde kabe’nin yanında bir yere değil de, Medine’de defnedilmesi olayı kabe ile ilişkilidir. Eğer O kabe’nin yanında bir yere defnedilmiş olsaydı, yine müslümanlar arasında “Hz. Muhammed’i ziyaret için gelenler ve kabe’yi ziyaret için gelenler…” şeklinde ikilik ortaya çıkabilirdi… Bu ikilik bile çok önceden bu sayede bertaraf edilmiştir… “Peki neden insanlar kabe’ye gidiyor/gitmek istiyor, hac yapıyor, kabe’yi tavaf ediyor?” derseniz, “Kabe’ye hac ziyareti yapmanın temel amacı, aslında namaz kılmanın temel amacı ile aynıdır…” deriz. Her nasıl namazı bir kutlayış, arınma, ruhumuzu temizleme, Allah ile bir olmak amacı ile değil de; bir ibadet borcu, cehennem korkusu, cennet beklentisi gibi beşeri sebeplerle kılınca namazımızı farkında olmadan putlaştırıyorsak, kabe’ye de benzer sebeplerle hac yapmak için gidersek, tabi ki kabe’yi de otomatikman putlaştırmış oluruz… Hac olayı güzel bir ibadet olmaktan çıkar, pagan(puta tapanların dini) bir ibadet haline gelir. Bu gayet açık. Kabe’de hac zamanı (gerçi umre zamanlarında da baya kalabalık oluyordur eminim) oluşan yüzbinlerce, hatta milyonlarca müslüman güruhun oluşturduğu pozitif enerji kabe nin üzerinde büyük bir ruhaniyete sebep oluyor. işte hac olayını yüksek enerjili/ruhaniyetli yapan, insanlara çekici gelen, gitmek için can attıran hadisenin temelini de yine insanların kendisi oluşturmuş oluyor. Ne demiş sevgili Yunus Emre yanımız? “Hacca, namaza zahmet etme eğer bir gönül kırmış isen!”. Yani bir insanın gönlünü kırıyor isek, Allah’ın evlerinden birini yıkmışız anlamına geliyor. Allah’ın evini yıkan kişi, o evi onarmadan kabe’yi ziyaret etse ne, etmese ne? Sevgili yazan, okuyan, düşünen, taşınan yanlarımız; kısaca sevgili BiZ, kabe bir sembol diyoruz ya, neyin sembolüdür biliyor musunuz? işte tek tek BiZ’i oluşturan o gönüllerimiz, yani Allah’ın hepimizde birer tane bulunan ev’leri var ya, işte onları tek binada sembolleştiren BiZ EVi’dir kabe. Evet kabe iNSAN GÖNLܒnü sembolize etmektedir."

ayrıca peygamber efendimizin doğup yaşadığı ve nice zorluklara rağmen onun kalbinde mühim bir yere sahip olan ve değer verdiği mübarek topraklara gitmenin, onun soluduğu havayı teneffüs etme çabasının, onun namaz kıldıgı yerde namaza durmanın, rutin ibadetlerden daha ayrı bi şekilde haz almanın neresi putlaşmışkrlltokrrkt ?