bugün

Çok sıkı denetlenmesi gereken birimdir. Çünkü burada tüm işler keyfi yürür. Örneğin eğer görüştüğünüz ik cı bir hareketinize uyuz olduysa sittin sene olumsuz görüş verecektir zira sizin liyakatinizin hiçbir önemi yoktur.
ufak bir şirketseniz ve anadolu da varlık gösteriyor ise bu şirket genellikle muhasebe departmanına yıkılacak olan konudur bu insan kaynakları dediğimiz hede.

eski çalıştığım şirkette ki ik müdürü tankçı emekli binbaşı idi. tamam adam disiplin açısından iyiydi ama insan ilişkileri açısından zayıftı. sivil disiplinin çok farklı durum olduğunu daha sonraları anladı garibim. bu ufak örnek anadolu şirketlerinin yapısını gösteriyor. %90 ı böyledir diye de genelleme yapabiliriz.

yani üniversitelerin ilgili bölümlerinden ik cı yetiştirmek yerine böyle devşirme olursa sıkıntı büyük olabiliyor bu durumlarda.

gerçi üniversitelisini de gördük ondan da bi cacık olmadı. bayanlara sündüğü söyleniyordu. valla günahı boynuna artık. ama son gaz devşirme yerine üniversite mezunu ik cı yetiştirmek (bazı sıkıntılar olsa da) gerekli.

haydi ik cılar verdim gazı, kurtarın biz muhasebecileri bu tarz cacık işlerden de bizde kendi işlerimize bakalım.

kıps. *
(bkz: devlet desteği şart)
Firmaların en gereksiz en boş en salak kişilerden oluşan departmanı. Ama kendilerine göre muhtemelen şirketin bel kemiği, olmazsa olmazıdırlar. Sırf gereksizliklerini örtmek içindir bütün havaları. Yeni mezun veya yirmi yıllık tecrübeli olman fark etmez. Aynı derecede kişiyi ve mesleğini küçümseme hakkını kendilerinde bulabilirler.
işin en boktan kısmı ise bu malları denetleyen birileri yok. Sırf bu salaklar yüzünden şirketler ülkedeki binlerce cevheri keşfedemiyor. Onlar işsiz veya alakasız işlerde çalışırlarken bu salaklarım üstün seçme yetenekleriyle seçtikleri gerizekalılar iş sahibi oluyor.
Kimse de kaybedilen o cevherlerin hesabını sormuyor.

insan kaynakları saçmalığı bence olacaksa şirketin alanıyla alakalı kişilerden oluşan bir topluluk olmalı. Bir mühendisi, bir sağlık çalışanını, kimyageri, mimarı veya işçiyi aynı kişilerin seçmesi bellenemez. Bunun için bu kişilerin tüm alanları tanıması gerekir.

Sadece işe alım sürecinde saçmalamaz bu salaklar ayrıca. Maaş izin vs konularında da tek gayeleri kesinti yapacak birşeyler bulmaktır.

Kısaca gereksizdir. Sinek gibi büyük şirketlerin küçük ama mide bulandıran, olmaması varlığındna daha hayırlı olan topluluk veya kişidir.(he bi de bu var amk. Orta ölçekli şirketlerde bi tane vardır bunlardan. Tüm salak kararların o beyinsizden çıktığını bilerek nokta atışı küfredersin)
şirketlerin günümüzdeki en stratejik ancak olagelen işgüzar kişiler nedeniyle adı kötüye çıkmış departmandır. (#36981683) da bahsedilen konuyu analiz etmek için yaacaktım ama bok atmaları görünce bir yanıt hakkımı kullanmak istedim.

kişisel kanaatim aynı başarısız süreçlerin şirketlerin pazarlama departmanlarında olması, ancak onların veri ve çıktıları satış üzerine, kazanılan para üzerine olduğundan, ik ise hep maliyet, hep para isteyen ancak çıktılarını satış adetleri gibi ortaya koyamadığı için algısını iyiye dönüştüremeyen bir yapıdır. özetle bu, burada kalmamalı ama başlarsam bitmez.

(#36981683) daki konuya gelince. şirketler gitgide daha fazla ücret yönetim sistemlerini kullanmaya başlıyorlar. bu sistem iç adaleti sağlamakla birlikte önemli bir bileşeni de piyasayı daha dengeye getirmek. yani ücret yönetim sistemi olan bir şirkette evet ücretler daha adil dağıtılmaktadır ama piyasanın üzerine çıkmak için o işi yöneten kişinin ben bu adayı almam lazım, şu kadar rakamı feda ediyorum diye inisiyatif alması lazım. ki ücret yönetimi varsa bantlara takılır kalır. bu birincisi.

şimdi bu bantlı sistemde yürüyen bir şirketin, kendine yakın başka bir şirketten transfer yaparken gelecek kişinin beklentisinin daha yukarılarda seyredeceğini öngörmesi gerekiyor. ki bu formatta bir görüşmede ben olsaydım karşımdaki insanı dışarıdan başvuran bir aday gibi değil, bizim davet ettiğimiz bir aday gibi ele alırdım. daha da makul oldurdu. öyle olunca beklentisini sorardım, esneme payı değil ama değişiklik için alt sınırın söylenen rakam olduğunu teyit ederdim. yazılım gibi bir alanda iş tecrübelerinin bir halt ifade etmediğini, teknik yetkinliğin baskın geldiğini bilmeyen; zaten bu konulardan hiç anlamadan teknik konularda yorum yapmaya kalkan bir basiretsiz işe alımcıyla karşı karşıya olmak çok acı. ama maalesef erkek egemen sektörlerde yer bulamayan hanımların biraz zorunluluktan yoğunlaştığı bu departmandaki işler zaman zaman bir cerrah hassasiyeti istiyor. adayın gururunu biçmekle şah damarını kesmek arasında bence büyük farklar yok. en azından o şirkette olma ihtimali açısından bakıldığında gururu da kırılsa, ölse de aynı tepkisizlikte kalacak. ama işte bu konulara böyle yaklaşan insan az, zaten departman da bi halta yaramıyor, kapat gitsin diye devam ediyor. oof of neyse gidiyorum ben.
net olarak insan kaymakları diyebileceğim şirketin kaymağını yiyen bölümdür...
Mezun olduktan sonra kariyer planları yaptığım departman olmakla beraber işletmelerin en uyuz tiplerini de barındıran departmandır ben öyle olmicam adam gibi adam olucam hepinizi de işe alıcam işsiz kardeşlerim raad olun.

5 yıl sonra gelen edit; Üniversiteden mezun olunca bir firmada 6-7 ay iK asistanı olarak çalıştım şuanda da başka bir firmada iK Uzman Yardımcısı olarak çalışıyorum. 5 yıl önceki sözlerimin arkasındayım iK gerçekten uyuzluğa çok müsait bir birimmiş ama uyuz olmak size bağlı. Daha çok kadınların çalıştığı bir birimde tek erkeğim ve diğer firmalarda da genelde bu şekilde 1-2 erkeği geçmiyor genelde. Çok fonksiyonlu bir iş eğer departmanlaşma yoksa sosyal tarafınızında güçlü olması gerekiyor analitik tarafınızında. Bu bazılarına dezavantaj gibi görünebilir ama benim hoşuma giden bir durum. Şuan ahkam kesecek kadar bir deneyimim yok tercih etmeyi düşünen arkadaşlar için zamanla güncellerim bunu.
iş çıkışı Kaynak gözlüğü takan tipler varsa;
Hah işte onlar ika'dır.
Genelde toplama ekipten oluşur.
Ekip başı(dayı baş) yanına en güzel kızı koyar. Geri kalanı karinca gibi çalıştırır.
Eğer üniversite tercihleri kılavuzunu inceleyip, tercih yapma aşamasında buraya geldiyseniz kaçın gidin uzaklaşın!!! (büyük tavsiyesi hesabı).
Ya işte gelsin bir yer okuyayım 4 sene, bu bölümü okuyayım iş olanakları fazlaymış işte şöyleydi de böyleydi diyorsanız yada bu bölümü okuyup mezun olup devlet memuru olurum...ben size daha ne diyim!!! açıp kpss tercih kılavuzlarına kaç kişi alıyor devlet bakın anlarsınız.
Eğer yüksek puanınız yoksa zeki birisi değilseniz evi, arsayı, bağı, bahçeyi, tarlayı, atı, sabanı, orağı satın stuttgart'a basmayın tabide gidip özel üniversitede (cinsiyet fark yaratmaz) hemşirelik, ebelik okuyun en azında ödediğiniz parayı işe girip çalıştıktan sonra amorti edebilirsiniz. En azından özelde ahmet bilmemne mehmet bilmemne beylerin, ağaların köle çalışanı değil de, devletin çalışanı olursunuz yada bunlarla 4 sene okumakla felan uğraşmayıp şimdiden bir meslek edinmeye çalışın daha çok geç olmadan. bakınız (berberlik, oto tamirciliği vs.)
Devlet memurluğu düşünmüyorsanız, (özeliniz sektörse :d:d) bu bölümden ekmek yemeniz için özel sektörde torpil imkanınızın çok fazla olması, ingilizce konuşabilmeniz (bilmeniz değil) çok güçlü bir iletişim yeteneğinizin olması, artı değer olarak bayan olmanız gerekiyor. bir firmada işe alınmanız için önce iyi bir firmada işe girebilmeniz lazım (cümlede bir hata yok yeni mezunlar ve iş arayanlar anlar yazdıklarımı) tüm personel ve ik süreçlerinin uygulandığı bir yerde minimum 2 yıl çalışmanız iş kanunlarını 4857, 5510, 6331 çok iyi bilmeniz ve oldukça fazla iş mülakatları yapmanız lazım. çok tecrübelenmeniz lazım ki daha iyi ücretle (işte 2000 TL maximum :D) başka firmalarda iş bulabilesiniz. diyorsanız ki işe girdiğim yerdeki müdürüm şefim uzmanım beni geliştirirler, onlardan çok şey öğrenirim felan adama gülerler tek başınasınızdır. kimse sizin iş hayatında yükselmenizi istemez oda bilir bu arkadaş ilerde bizim yerimizi kapmasın bizi postalamasınlar. Bu bölümde çalışıp iş hayatında çok boş şeylerlerle de uğraşırsınız diğer birimlerin kaprislerini dedikodularını çekersiniz (personel yönetimi demiyorum) salt insan kaynakları birimi çalışanı olursanız. kimsede sizin çalıştığınızı düşünmez. ha ik mı? yatıyor onlar ya.. gibi.
Bir kriz veya küçülme olduğunda ilk bu departmandakiler işten çıkarılır. işe giriş çıkış oranının (turnover) en yüksek olduğu departmandır kendileri. Bunu insan kaynakları müdürü, uzmanı, elemanı iş ilanlarına bakarak da anlayabilirsiniz.
(bkz: insan kaynakları stajyeri alarak bedavadan personel çalıştırma)
iibf mezunları çalışır genelde insan kaynaklarında. Oysa insan kaynakları tamamiyle Pdr alanına girer. Uygun elemanı uygun mesleğe yerleştirmek rehberlikten başka ne olabilir ki zaten.
(bkz: insan kaynaklarından pınar hanım)
sabahtan beri birkaç test sorusunu yapmaya çalıştığım ders. mesaj atın da yardım edin dostlar.
şimdi yükseğini yaptığım bölüm ve iş sektörü. özel sektör yerinde sayanları sevmez. gelişmek lazım.
Evleneceği kadını araştırıp tarayan erkekten daha çok araştıran kurum mu desem, masa.
Benim mesleğim olacak ilerde ama hala bir bilgim olmadan gireceğim için tereddütlerim olduguda bilinen bir gerçek.
Genelde sarışın ablalarımızın müdürlük yaptığı ve odayı pelüş oyuncaklarla doldurduğu gıcık departmandır .
En çok kendini bir fok zanneden birim.
düzgün bir is vereniniz yoksa, düzgün bir insan kaynaklari departmani aramayiniz.
işi çok fazla ballandırarak anlattığında, o işten bir bok çıkmayacağını tahmin edebileceğiniz iş övücü. biri size bir şeyi çok övüyorsa, aşırı kibar konuşuyorsa işgillenebildiğiniz kadar işgillenin. işin ana niteliğinden değil yan kısımlarını övüyorsa işgillenin. şüpheci olun tesla'nın evlatları, yemleri yutmayın.
bir şirketin genelde en az çalışan birimi. büyük şirketler için gerekli, küçük şirketler için gereksizdir.
sikko bir birimdir. kimse denetlemediği için de istedikleri gibi at koştururlar. zam oranlarını belirler, sözleşme hazırlarlar - sıkışınca hukuk biriminin götünü yalarlar ama o sözleşmeler ile ilgili-, en çok torpil bunlarda döner, sizi görüşmeye çağırıp akılları sıra eleme yaparlar hadlerine olmasa da. genelde vasıfsız bölümlerin mezunlarıdır.
yenilenebilen kaynaklardan değil. insanlık tükeniyor.

bu arada dostovayski kardeşim de insan kaynakçısı. yerin altından insan cevherleri bulup çıkarıyor sonuçta.
genelde kadın olurlar.
mühendislik ve yazılım gibi alanlarda mülakata girmeleri komik diyaloglara sebebiyet verir.
iş yerinde sanki patronmuş gibi tavır sergilemeleri yokmu insanı uyuz eder resmen. Gereksiz birimdir. Hiç bir işten anlamazlar ama hepsinin amiri niteliğinde hissederler kendilerini. Yürürlükten kaldırılması gereken depertmandır.
Asıl olması gereken insan kıymetleridir.
Lakin bizde daha çok insan kaymakları olarak kullanılır.
Firmaların en yatış pozisyonunda yer almakla beraber özellikle abartılı makyaj yapan ablalar bu departmanda istihdam edilir.
Anlaşamadığım tek departman...

Hiç bir iş yapmayıp tüm işi yaptıklarını zanneder...