bugün

(bkz: http://www.yenibir.com)
çocuklar duymasın vasıtasıyla halkın aşina oldugu addır.
ilgili alanda staj yaparken;
size verilen bilgisayarın ekranına post-it lerle çerçeve yapabileceğiniz,
sözlük yazarlığına başlayabileceğiniz,
gördüğünüz poşetlerin üstlerindeki internet adreslerine bile merakla girebileceğiniz,
rahatlıkla msne girip bi de utanmadan eklentilerini bile şirket bilgisayarına indirebileceğiniz
güzel bir iş kolu..
http://www.insankaynaklari.com
(bkz: insan kaynakları departmanı/@insomniac)
büyük şirketlerde bulunan, kendilerinden fazla maaş isteyen yeni mezunları görüşmelere çağırmayan çalışanlara sahip departman.
(bkz: en rahat meslekler)
bir bayanın çalışabileceği en rahat departmanlardan biri. Daha elit insan kaynakları çalışanları mülakat ve eğitim alanındadır. geri kalanlarsa çok çok uzun senelerdir şirketlerde var olan personel departmanının işlerini yapmaktadırlar. bu işler rutin ve sıkıcıdır. ben kendimi geliştiririm, çok çalışırı ve yükselerim diyenlere uygun bir departman değildir.
personelin her türlü özlük haklarını sonuna kadar savunan departman
eski adı personel dairesi olan iş yeri departmanı.

(bkz: personel dairesi)
çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümünden mezun olanalrın çalışacağı departman.
iibf'lerin vazgeçilmez seçmeli dersi. çok kolaydır, herkes hemen atlar.
mülakatlarda "neden satış ?" sorusu dışında başka bir şey bilmeyen departman.
iş görüşmesine giden bir adayın alt etmesi gereken ilk elemanı bünyesinde barındıran departman.
bu departmanlarda çalışan müdürler; ülkemize adapte ettikleri amerikan kaynaklı 3-5 çeviri kişilik testi ile bütün adayların kişiliğini çözdüklerini sanırlar. mülakatta sordukları değişmez sorular yaş pastayı mı daha çok seversin kuruyu mu? hangi şekil size daha uygun kare mi çember mi? gibi ilk başta ne alaka diye tepki verdiğiniz sorulardır. ama altında çok derin kişilik tahlillerinin yattığını iddia ettikleri sorulardır. başvuru formunda hangi departmanı belirtmişseniz işe neden satış, finansman gibi gıcık sorular ile başlarlar. içinizden dersiniz ki "ulan bu işsizlikte boş iş bulduk ta nedenini mi sorgulayacağız". ama tabi ki bunu onlara söyleyemezsiniz. hadi o soruda kıvırdınız ve geçtiniz diyelim. bu sefer neden bizim şirketimizde çalışmak istiyorsunuz diye başka bir absürd soru sorulur? sizin şirketiniz muhteşem, süper; çocukluğumdan beri hep bu firmada çalışmak istemişimdir mi diyeyim? evet ama bu içerikteki cevabı daha kibar ve politik şekilde, iki üç tane de süslü kelime kullanarak yaldızlı vermelisindir. kısacası bu saçma salak soruları geçmek için çok iyi yalan atmalı ve kıvırmayı bilmelisiniz. bir de son zamanlarda nlp denilen bir şey çıkardılar ki o tam bir facia. kısacası vücut dilinizi deşifre ediyorlar yani mesela kollarınızı önde birleştirip de bir konuşmayı dinlerseniz hata, eksi not. çünkü bu iletişime kapalıyım anlamındaymış. ya da kendini çok beğenmişlik anlamına geliyormuş. bunun gibi bir sürü teferruat hareketin anlamı dahilinde de sizi değerlendirirler. adamı mülakatta paranoyak ederler. acaba sağa döndüm farklı anlam çıkarırlar mı diye paranoid düşüncelere dalarsınız? kısaca benim gözlemlerim itibari ile şirketler modern teknikleri uygulayan firma olarak görünmek için i.kaynakları politikaları var gibi kendi reklamlarını yapıyorlar. fakat sistem yine aynı tas, aynı hamam usulü işliyor. torpilin varsa insan kaynakları eşittir formalite. çağdaş yönetim, personel departmanı tabelasını üzerinde insan kaynakları yazan ile değiştirmekle olmaz.
(bkz: yeni baslayanlar icin mulakat)
(bkz: is mulakatında sorulan enteresan sorular)
kısaltması i.k. dır.
(bkz: insan kaynaklari muduru)
ing. human resources.
iyiler için yazıyorum...

efendim bu insan kaynakları sorumluları, giderler iş analizleri yaparlar ne terbiyesizler bunlar böyle. tüm işletmeyi, işletmenin vizyonu, hedefleri ve stratejileri doğrultusunda inceler, swot sonuçlarına bakarak hedef yıla kadar, gelecek yıllardaki değişimlere göre insan kaynakları planlaması yaparlar ne gerek var zaten dimi böle şeylere. sonra bir de utanmadan o iş analizlere ek olarak iş tanımlarını çıkarırlar yani sanki babilin parşömen kütüphanesine kaynak hazırlıyor kerkenezler bir buna iş gerekliliklerini eklerler. bir de bu hazırladıkları dokümanlar şirketin performans değerlendirmesine veri olsun değerleme sistemi kurarlar ne de olsa salak bunlar öyle önüne gelen değerlendirsin seni dostun düşmanın öyle daha güzel zaten. bir de elemanların eğitim ihtiyaçlarını tespit etmeye çalışırlar üst yönetimden kıçıkırık bir bütçe kopartana kadar saçları ağarır ama boyarlar gözükmez tabi nede olsa sürekli iyi görünmek zorundadırlar totoşlar. o da yetmezmiş gibi adil bir ücretlendirme yapılsın diye bir ücret sistemi kurmaya çalışırlar her ay sonu personel maaş ssk ıvır zıvır tahakkuklarını saymıyorum ne gerenk var zaten kaçırsalar ssk ödemesini direk kapı önündeler ya da hasta olamazlar o günlerde mümkün değil nefes almayı unutmak gibi birşeydir unuturlarsa ceplerinden öderler. bir de fabrika da çalışıyorlarsa vay hallerine tüm işçilerin bacılarının, karılarının, çocuklarının hastalıklarını vs bilmek yazıktır diye onları korumakla da mükelleftir bunlar sırf adamın karısı hasta diye gelemedi diye ihtar almasın diye binbir türlü şebeklik yaparlar. üst yönetim işten çıkarma kararı alınca ikcı söyler bunu personele, anasına avradına sövülür sanki kendi işten çıkarmış gibi. ne yapsa yaranmaz çünkü üst yönetimin günah keçisi odur.
memba-i beser idaresi *
organizasyonlarda halkla ilişkiler ile aynı işlevi gördüğü zannedilen, bu yüzden birbirlerinin işlerini yapmak zorunda bırakılan departman.
(bkz: insan kaymakları)
personelin her türlü özlük haklarını savunan birim
ingilizcesi için; (bkz: human resources)
(bkz: ik)