bugün

12 aralık 2006 pazar günü izmir ismet inönü sanat merkezi'nde hayatım boyunca izlediğim en güzel performansa Nazım hikmet oyunuyla imza atmış, sesini kullanmakta usta olan, başlığında bu kadar az şey yazılmasına şaşırdığım, aydın kimliğini sonuna dek hak eden, gösteride üç kere sahneye geri dönüp nazım hikmet'in vatan haini şiiriyle izmirlilerin ve izmir'de bir şekilde bulunan benim gibi öğrencilerin mükemmel bir gece yaşamasına, düşünmesine neden olan kapıyı açan tiyatro sanatçısı.
çok da güzel şiir okuyabilme yeteneğine sahip olan oyuncu.
4 Aralık akşamı Akatlar Kültür Merkezinde Nazım Hikmet'in şiirlerini zemin alarak hazırladığı ,insanlarım, oyunuyla orada bulunanlara büyülü anlar yaşatan adam.

Pek çok iyi oyuncu var kuşkusuz ama ben bu alanda, Genco Erkal'ın tiyatromuzda erişilmesi güç bir noktada durduğunu düşünüyorum.

Oyuncu-seyirci ilişkisine pek çok farklı açıdan yaklaşılabilir, ama bir açıdan baktığımızda seyirciyle oyuncuya buluşturan şey; bir insanın başka bir insanı izlemesinin yaratığı keyiftir. Sadece ve sadece bir insanı izliyor olmaktan aldığımız keyif. Genco Erkal bu güne kadar izlediğim bütün oyunlarında bu duyguyu ben de yaratmış ender insanlardan bir tanesi.

Burada Genco Erkal'la ilgili tumturaklı ifadeler kullanmak istemiyorum. Ama sahnede bir kelebek gibi, o kadar hafif ve güzel. Sesi gerçek bir enstrüman, en inceden en kalına kadar bütün tonları büyük bir ustalıkla kullanıyor. Ayrıca bütün şiirleri büyük bir içtenlik ve sahicilikle okuyor ve bir çok kişinin ezbere bildiği şiirleri hiç hatasız okuyacak kadar dikkatli.

Bu özelliklerin hepsini bütün oyunlarında gördüm. Bu ustalıklardan herhangi bir tanesine erişmek için bile, yıllarca çalışmak gerektiğini bizim işimizle yakından ilgilenenler bilir. daha önemli bir şey daha var ki,ömür boyu çalışarak bile elde etmen mümkün olmayabilir. Duyarlı ve bütün insanlık için çarpan bir yürek. insanı gerçek sanatçı yapan da bu zaten, gerisi laf ü güzaf.

O akşam bir kez daha oyuncu olduğum için şükrettim ve yıldızların altında ki bu küçük gezegende ne kadar önemsiz bir varlık olduğumu hissettim.
doguştan karizmatik ve yetenekli olan tiyatrocudur.
'Dört nala gelip uzak Asya'dan,
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim...'

mısralarını, umudu yeşerten adam.
şiiri okuyan değil, şiiri yaşayan üstad.
"memleketimden insan manzaraları" adlı oyunda sahnede devleşen oyuncu. o sesin alçalıp yükselmesi, tek başına salonu doldurması, jest ve mimikler...
büyük şairin hakkını da teslim etmek gerek elbette.
(bkz: nazım hikmet ran)
(bkz: insanlarım)
dinlendikten sonra baskasindan siir dinlemek istemeyeceginiz bir ses tonuna sahip tiyatrocu.
şiir dramatizasyonu konusunda herhalde eline kimsenin su dökemeyeceği başarılı oyuncudur.
hayran olmamak elde değil.

(bkz: nazım hikmet)
(bkz: vatan haini)
çok beğeneni olan fakat benim sesine, sahnesine bir türlü alışamadığım sanatçı.nedendir bilinmez ama duruşu bana pek itici gelmektedir.ayrıca bu kişi marksist olduğunu iddia eder ve bir televizyon programında da ''din insanları uyutur, din insanların gelişimini engeller'' gibi klişe, marksizmden anladıklarını zanneden kişilerin ettiği bir laf ederek bende daha da şüphe uyandırmıştır hani...*
fazıl say'ın nazım hikmet için yazdığı oratoryoda insanları sesiyle ağlatabilecek kadar büyük yeteneğe sahip büyük sanatçı.

(bkz: ben içeri düştüğümden beri)
(bkz: vatan haini)
insanin aklina ister istemez vajina monologlari adli oyunu getiren usta tiyatrocu.
(bkz: Nazım Hikmet Oratoryosu)
özgürlüklerden bahseden 3. sınıf entelektüel halkımızın baştacı tiyatrocu. adamı zorla ilah yapıp sevmeyenleri köylü yaptılar, "sen sanattan ne anlarsın" dediler. kasmaya gerek var mı? entelektüellikler belli insanların elinde kesilip biçilen bir bez parçasıyken bir işe yarayabilme telaşında olanların tutuşan yerleri beliriyor açık açık.
nazım hikmet'in vatan haini şiirini harika seslendirmiş büyük sanatçı.
http://www.youtube.com/watch?v=aiAWmexF8ZA
muhteşem bir tiyatro sanatçısı ama ajdar anik kadar tanınmıyor.
idoldür.
hayatı tiyatrodur.
sahnede seyrederken ufak dili yutturur. şiir nasıl okunuru döne döne gösterir adama!
hele ki tiyatro oyununuza geldiyse ve kulisinize kadar teşrif ederek sizi tebrik ettiyse, altınıza etmenize az kalmış üsdattır.
ne işe yaradığını halen çözememiş olduğum zat. neyin amblemi, neyin imgesidir anlamadım.

oyunculuğu deseniz, bildiğin tecrübeli bir tiyatrocu, öyle ağzı açık bırakacak bir hareket göremedik çok şükür... yok beni mi yediler , sahnede deli selim vardı da ben mi genco erkal diye seyrettim çıkaramadım efendim.

bu adamın isminin anıldığı her nasıl bir obje, yer, durum ise bir zahmet etrafına bir bakının. ya zuhal olcay bu adama gaz veriyordur ya nazım hikmet ya can yücel ya yılmaz güney ya da belirli bir zümrenin alt küme elemanları zikredilir.

kendisi bu denli özel bir insan da neden çıkıp da "efendim ben sıradan bir sanatçıyım, iki nazım şiiri okudum diye beni bir davanın karikatürü yapmayın" ya da delikanlı gibi "hedeflerime ulaşabilmek için bu yolu seçtim" demiyor?

her aydınım diyenden dürüstlük sorulsaydı...
(bkz: sivas 93)

dünyanın en alçak gönüllü insanlarından.
cem yılmazın güldürmeyi başarabildiği adam.
ergenekon un çağdaş düşünceyi mahkum etmeyi amaçlayan bir sivil darbe olduğunu söylemiştir. bunu söylerken aynı zamanda 50 bin lira tutarındaki ödülünü Çağdaş yaşamı destekleme derneği ne bağışlamışıtır. evet bu bir tepki dir. diğer sanatçıların da aynı şekilde Türkan Saylan ı ve çydd yi desteklediklerini bu tepliyle göstermelerini görmek istiyoruz, duyrulur!
sanatçıdır.
Marx' ın dönüşü adlı oyununu izlediğim ve beni çok etkileyen değerli sanatçımız.
nazım hikmet şiirlerinin, yeri doldurulmaz can verenidir.
türkiyedeki tiyatronun kilometre taşlarındandır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar