bugün

güzel şehirdir ama bir barcelona değildir.
(bkz: barcelona bir yana dünya bir yana arkadaş)
ingilizcesi florence, italyancası şaşırtıcı bir şekilde firenzedir. Ya da en azından ben şaşırdım. Floransa'da michelangelo tepesine çıkarsanız tüm şehri panoramik görebilirsiniz. Floransa italya'nın ilk başkentidir. Çiçekler şehridir. Hatta futbol takımının (Fiorentina) simgesi de mor menekşedir. Bir zamanlar fatih terim de bu takımı çalıştırmıştı belki ordan anımsarsınız.

Öncelikle şehrin ortasından akan Arno nehri ve Ponte Vecchio-floransa'nın en eski köprüsü sayesinde bu şehirde kaybolmazsınız. Arno Nehri üzerinde bulunan bu köprü, Floransa'nın en meşhur köprüsüdür. II. Dünya Savaşı sırasında bir köprüler şehri olan Floransa'nın tüm köprüleri Almanlar tarafından bombalanarak yıkıldığı halde, bu köprü askerlere çok şirin göründüğü için bombalanmamıştır. Hatta bazıları alman askerleriyle "bir köprüyü yıkamadılar" diyerek dalga da geçmiştir. Ama almanlar yine de yıkmamışlardır. Günümüzde Köprünün üzerinde çok sayıda hediyelik eşya dükkanı vb. diğer küçük dükkanlar bulunmaktadır. Unutmadan, arno nehri her ne kadar faydalı olsa da, zaman zaman taşıyormuş. Umarım siz oradayken taşmaz.

Burada görülmesi gereken yerler duomo kilisesi (santa maria deella fiore), eski saray (palazzo vecchio-old palace)(kırmızı tuğla gibi olan bina), sinyorlar meydanı (piazza signoria) , cumhuriyet meydanı (Piazza della Repubblica) ve santa kroşe meydanıdır (Piazza Santa Croce).

Orta çağda Sinyorlar meydanında birçok kişi idam edilerek ya da yakılarak öldürülmüştür. Yine ortaçağda roma imparatorluğunun kurulduğu ve roma kapısının da bulunduğu bu şehirde teknik olarak demokrasi var olsa da imparatorluğun en zengini olan bankacı medici ailesi pratikte imparatorluğu idare ediyormuş. Medici ailesinden, kendi de müzisyen olan, lorenzo medici sanatın her alanına destek vermiş. Örneğin, Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Botticelli'ye sponsor olmuş. Ayrıca şarkıcı ve bestecileri floransa'ya getirtmiş, ve böylece rönesansın doğmasına ön ayak olmuş. Bu nedenle lorenzo medici "muhteşem lorenzo ("Lorenzo the Magnificent" - "Lorenzo il Magnifico") olarak da bilinir. Sinyorlar meydanına geldiğinizde bir çok heykelle karşılaşacaksınız. Bu heykelleri medici ailesi bağışlamıştır. Bunlardan ilki Michelangelo'nun Davud'u (David). Bu heykeldeki kaslar ve diğer organlar o denli detaylı hazırlanmış ki anatomi öğrencileri dersleri sırasında hep bu heykeli kullanırmış. Yalnız bu meydandaki heykel gerçeğinin kopyası. Gerçeğini "Gallery of the Academy of Fine Arts'da" görmek mümkün. Meydanda ayrıca Bandinelli'nin "Hercules and Cacus"(herkül), Giambologna'nın "The Rape of the Sabine Women" ve Fancelli ve Vacca'nın "Medici lions" (medici aslanları) heykellerini görmek mümkün. Yine sinyorlar meydanında yer alan ünlü duomo kilisesi gotik bir kilise. Bunu nereden anlıyoruz? Tabi ki önünün çok süslü ve gösterişli yan duvarlarınınsa sade ve tuğladan olmasından anlıyoruz.

Floransanın ikinci en ünlü meydanındaysa Pazar yeri var. Buradan ucuza kaliteli şeyler alınabilir. Bu meydandaki kafeler de çok ünlü. Özellikle "cafe gilli" (türkiyedeki çilli gibi) çok popüler ve gitmenizi tavsiye ederim. Bir de burada dilek dilemek isteyenler için domuz heykeli var. önce domuzun burnu okşanıyor. sonra ağzına madeni para bırakılıyor. eğer bıraktığımız para aşağıdaki mazgaldan içeri girerse dileğimiz kabul oluyormuş. denedik, gerçekten de para bazen giriyor bazen girmiyor. Santa croce meydanındaysa santa croce bazilikası ve yine çeşitli heykeller var.

Bu şehirde önemli meydanlarda taksi durakları var. ihtiyacınız olursa duraktan binin. Çünkü telefonla çağırdığınızda sizi almaya gelene kadar ki masrafı da sizden alıyor taksiciler. Ayrıca, burada tuhaf kostümler giymiş çok insan var. Ben önce onların mağazalar iş yapsın diye gösteri yaptığını sandım. Fakat onlar bireysel çalışıyorlarmış. Yani ne kadar işsiz varsa yüzünü gözünü boyayıp, kostümlerini giyip sokağa çıkmış. Ama iyi de olmuş. Floransa'ya ayrı bir renk katmışlar. Yalnız onlara para vermeden resimlerini çekmeye kalkmayın, sinirleniyorlar. Haklılar da çünkü o sıcakta ayakta dikilip insanların hayatını renklendirmeye uğraşıyorlar. Ayrıca 5-10 cent bile atsanız, kızmıyorlar. Ben venedik'ten sonra floransa'yı beğeneceğimi hiç tahmin etmezdim. Ama çok hoşuma gitti. Gitmenizi tavsiye ederim.
tarihi eserleri, cafeleri, restaurantları ve insanlarıyla yaşanılası yer. tek sorun çok fazla turistin ortalıkta dolaşması olabilir ancak istanbul'da yaşamış bünyeler için bu problem değildir.
Dondurmalarına kurban olduğum şehir. Bir de rönesans var tabi, onu da unutmamak lazım. rönesans dönemi aydınlarının heykelleri arasından geçerken bir başka hoş hissediyor insan kendini. meşhur müzesine girmeden şehri terk etmeyin derim.
http://gezente.com/italya/floransa-pisa/
Yaşanacak şehirdir, seni kolaylıkla kabul eder, kendisiyle bütünleştirir, yok saymaz.
http://www.yazarkafe.com/...cacik-floransa-sarisi.htm
st. pierre agusto del mar kütüphanesi ile ünlü ayrıca rönesans ın başladığı kent. liseliler bilmez, da vinci de floransa nın yillisidir.
meydanında perseus'tan davut'a birçok heykel bulunan, tarih kokan sokaklarında rönesans'ın sayısız izini barındıran, ağır aromasından dolayı içilemeyen kahveler satılan sayısız kafenin bulunduğu ; toscana bölgesinde yer alan italyan şehri.
Güzel şehir ancak görülmeye değer her yeri paralı müze haline getirmişler. Şehri komple gezerim, çoğu müzeye girerim diyen adam kişi başı 100 euro müze parasını gözden çıkarmalı ki bu belli başlı yerler için ancak yetecek bir meblağ.

Sanat merakınız ağır basmıyorsa, güzel bir şehir de olsa Roma'ya dönüş için saatleri sayarsınız.
italya'da Toskana bölgesinin başkenti. şehir sezar vesilesiyle kurulmuştur. da Vinci, Michelangelo, dante, machiavelli gibi büyük isimler burada yaşamış.
ben de gidiyorum yakında. dönüşte kendi rönesansımı başlatırsam ne ala, yok başlatamazsam roma meydanında sallandırın beni de.
efsane şehirdir. floransa katedrali şehrin ana simgesi konumundadır. korunmuş tarihi doku da insanı etkilemektedir. gidip görülesi şehir.
çok nezih ve kibar insanlar. picciodello, mari pitza dediklerinde ne dediklerini anlamamıştım. roberto baggio da floransalıdır.
buraya gitmeden evvel, şöyle bir laf duyabileceğiniz yer:

abi ben gittim...
eee?
bir tane işe yarar gece klübü falan olmaz mı amk yaa, çok abartıyorlar.
hımm. peki, gitmeli o zaman.
medici ailesinin,rönesansın etkisinin bariz biçimde hissedildiği, buram buram sanat kokan, elit bir italyan şehridir. düzenli ve temiz olması, küçük bir şehir olması ile çok kolay gezilebilir. romadaki bangladeşlileri burada göremezsiniz. gezin,görün tavsiye ederim.
italya'nın tarih kokan şehri, deniz yoluyla da gitmek mümkündür. ki gezilecek yerler listesinde en öne alınması yazarların yaşam kaliteleri açısından elzemdir. tüm iyi italyan heykeltraşlarının tarihsel ve sanatsal açıdan en önemli eserleri oradadır.

(bkz: davut heykeli)
güzel şehir, roma istanbul'sa floransa sultanAhmet'tir.
gitmemiş herkese gitmesini tavsiye ettiğim şehirdir. yurtdışına gidecek herkes buraya gitmeli, hiçbir yere gitmeyin ama floransaya gidin. hee meşhur pizzasını yemeyi unutmayın. nasıl adana kebap adanada yenir pizza da italya da floransada yenir. spagetti napoli de yenir bu arada.
(bkz: floransa varken başka yerde yaşama mantıksızlığı)

(bkz: napoli varken başka yerde pizza yemek)
italya nın köyüdür. bizde ki mersin e bile tekabül etmez. kastamonu falan belki.
başlığa girilmiş entryleri okurken assassin's creed 2 oyununu aklıma getiren şehir. gitmemiş olsam da gitmiş kadar olduğum şehir.
(#24024682)
Leonardo da Vinci, Michelangelonun şehri, Dante Alighierinin ilham kaynağı. italyanın fiorentina bölgesine bağlı şehir. katedrali *, davut heykeli, arno nehri ile görülmeye değer, yakışıklı, sevimli, küçük turistik şehirlerden biridir. tren garına adını veren * santa maria novella bazilikasından başlayıp il duomo meydanına kadar uzanan yol geçmişle günümüz arasındaki bir köprü gibidir. italyanın * en pahalı şehirlerinden biridir.
italyanın kuzeyinde bulunan, bir çok heykel ve tarihi dokuya sahip olan huzurlu ve sevimli bir şehirdir.kalabalık olmasına rağmen insana güven duygusu aşılamaktadır.

çoğu kişiye göre görülmesi gerekmese bile bence en başta görülmesi gereken şehirlerden birisidir. tabi paranız varsa asdfghjklş.
dünyanın en güzel şehri...

özellikle assasin's creed oynayanların (bkz: basilica di santa maria del fiore)'yi saatlerce seyredeceklerine garanti verebileceğim. kurulduğu günlerden beri hiç değişmemiş gibi duran, sokaklarında kaybolunası masalsı bir şehir.

yiyip içme konusunda da hiç unutmayacağınız tatlar yakalayabilirsiniz. (bkz: t-bone) veya (bkz: fiorentina steak) gidipte yemeyen yoktur zaten. ayrıca muazzam panini yapan bir dükkan var. kesinlikle denemelisiniz. david heykelinden( piazza signoria'da olan. eski orjinal şimdi ki imitasyonu yani) aşağı doğru 100 m inin ve önünde kalabalık olan dükkana girin. arzunuza göre yaptırın panininizi yanına da bir kadeh şarap. çıkın oturun sokakta. palazzo della signoria'ya nazır o paniniyi yedikten sonra hiçbir manzara hiçbir atmosfer ve yemek bu kadar hatırlanası olmayacaktır.
gidenin dönesi gelmediği şehir.

herkese söylemeyelim de istanbul gibi olmasın.