bugün

çoğunluğun yedi numaradan tanıdığı, şu sıralar istanbul şehir tiyatrolarında sahnelenen keşanlı ali destanında maalesef oynayan tiyatro oyuncusu.
lord of the rings serilerinde samwise gamgee'yi seslendirmiş başarılı aktörlerimizden biridir.
shrek 2' de cizmeli kediyi seslendirmis, cok sayida odul sahibi oyuncudur.
bu sezon istanbul şehir tiyatrolarında istanbul efendisi adlı oyunu hem yöneten hem de başrolün de oynayan, oyuncu - yönetmen kişilik. pekte güzel sesi vardır.
ciddi derecede güzel seslendirme yapan ve soyadı benzerliğim olan seslendirme sanatçısı ve oyuncu. *
türkiye nin en iyi oyuncusu olarak düşündüğüm ,amerikada olsa odası oscardan geçilmeyecek olan ton ton mu ton ton şirin mi şirin tiyatro oyuncusu.
ayrıca :
-bilmem anlatabilebüldüm mü
-denize kazık diye çakar üstünden viyadük geçiririm
-sabit bey lütfen sabit durmayınız

cümlelerin sahibidir kendisi.
bir takım 'yandaş' eleştirmenin hedefinde kötülenen; ancak sahnede izlendiğinde, rejisini yaptığı bi oyun görüldüğünde bu işin ehli/ustası olduğunu anında kanıtlayan tiyatro adamıdır kendisi. ayakta alkışlanır.
1965 yılında istanbul samatya 1965 da doğan alkan 1984 1989 yılları arasında istanbul belediye konservatuvarı tiyatro bölümü ve i.ü. devlet konservatuvarı tiyatro bölümün de oyunculuk eğitimi gördü. 1996 yılından başlayarak çeşitli oyunculuk okullarında eğitmenlik ve tiyatro bölüm başkanlıklarını sürdürdü.1985 yılında mensubu olduğu i.b. şehir tiyatrolarında halen oyunculuk ve rejisörlük çalışmalarına devam etmektedir.
son oyunu tarla kuşuydu juliet oyunun da sevinç erbulak ile harika bir oyunculuk sergileyen emekçi, sanatçı.
" 1: benden yana olacaksın: sanat düşüncen benden farklı olabilir ama nihayetinde benim iktidar alanlarımı onadığın sürece karşılıklı saygı oyunumuzu sürdürebiliriz.

2: aynı sınıfa dahil olacaksın: benzer kolejlere gitmişsek, ailelerimiz birbirini bizden de önce tanıyorsa, brooklyn’de ya da soho’ da yediğimiz içtiğimiz lokantaları birbirimize sokak sokak tarif edebiliyorsak,yurt dışında seyredip reji konseptlerini arakladığını bildiğim oyunlarını bile görmezden gelebilirim ne de olsa dünyaları dangul dungul bu kakafonik serfler arenasında bir ahenge doğmuş sayılı kişilerdeniz, birbirimizi korumalıyız.

3:yeterince yaşlanmış olacaksın: hayatı hangi hızla ne biçimde, hangi kalitede yaşadığının bir önemi yok, yeterince yaşlandıysan ömrünün son kalan birkaç zaman diliminde zaten bana karşı dursan da zarar veremezsin, hem seni yıllar sonra hatırlayıp taltif etmemiz, bu kadirşinaslıktan ötürü senden çok bizi yüceltecektir.

4: epey genç olacaksın: eğer bu çevrelere yeni düşmüşsen, tekamülümün potansiyel adayısın demektir. seni küçültüp, indirgeyerek tali bir kulvarda değerlendireceğim, şimdilik. umut vadeden gençliğin ölçüleriyle seni övüp ödüllendirmemde bir sakınca yok, ola ki dümen suyuma girmezsen anında pamuktan ipliklerini kesiveririm.

5: benim keşfim olacaksın: hep aynı isimlere pirim vermemiz zaman zaman diğerlerini olduğu kadar bizi de sıkar, kaldı ki klavuz çizgisinin hep belirli insanları hedeflemesi iktidar dengeleri açısından tehlike arzeder, öyle ya, erk kısıtlı bir çevrede ama yaygın dağıtılmalı, bir yoldan çıkma durumunda kayıplar ölçülü olmalıdır. bundan ötürü arada bir günün yükselen değerleri neyi icap ettiriyorsa hiç beklenmedik bir isim üzerine yoğunlaşılmalı, keşfedilip dikkatler üzerine çekilmeli, ağız birliği edilerek desteklenmeli, yapıtlarının altı bilgi, deneyim ve hayranlık ifadeleriyle doldurulmalıdır. buradaki ölçü keşfedilen eski ya da yeni yeteneğin isminin çapının onun destekleyenlerin isminin çapından büyük olmaması ve hayranlığın resmin çizerine değil küratörüne yönelmesinin gizli kodlarını içermesi olmalıdır.

6: ayağının tozuyla avrupa’dan gelmiş olacaksın: neyi ne kadar bildiğin ya da neye sahip olduğunun önemi yok, yurtdışında okumuşsun. nerede ne kadar çalıştığının da önemi yok, orada yaşarken dönüp anayurdunda iş yapmaya koyulmuşsun. sanatı bana senden daha iyi tarif edecek bulunur mu? bu mağribi ülkesinde senden iyi mal mı bulunur? ettiğini keramet saymazsam kendi duruşuma, fildişi yalnızlığıma, tüm entelektüel dokularıma ihanet etmiş olurum. gel ne olursan ol yine de gel.

7: reytingin olacak: sosyetemiz bir süredir, televizyonla taçlanan popülerliğin, aktüelliğin gücünün farkında. eğer reytingin varsa seni ödül törenlerinin, katkıda bulunduğun eserlerin, dergilerdeki tam sayfa röpörtajların vb. nin baş kişisi yapabilirim. sana yönelen kameralardan ben de nasibimi alıyorsam kime ne?

8: çekici olacaksın: yukarıdaki ölçülerin hiçbirine uymuyorsan senin için joker olarak kullanabileceğim bir madde bu. güzel ve yakışıklıysan sanatın ölçülerini senin için sonuna kadar esnetebilirim. yalnız çekici olmaktaki ölçüleri iyi anlamalısın; bu çekicilik orta yaş kadınlarının ve erkeklerinin alımlayacağı türden olmalı, yani genç bir kızsan ağabeylerinin lolita düşlerini karşılayabilecek saflık, dişilik ve silik bir haleti ruhiye içinde olmalı, indirgendiğin yerde akıllı laflar edip entellektüel ablalarının(!) rekabet içgüdülerini azdırmamalısın. genç bir erkeksen çekiciliğini ablaların ve ağabeylerin için oidipal karmaşanın izdüşümünde yapılandırmalısın. yani ablaların için koruma-sevişme-ambivalans üçgeninde bir nevi james dean figürü, ağabeylerin için kendileriyle özdeşleşim kurgulayabilecekleri ve her an iğdiş edebilecekleri görece bir androjen kimliği giyinmelisin.

gençlik artık uzağında bir erkeksen hemcinslerinden sana fayda yok, orta ve geçkin yaşlı hanımların gizil saçından sürünme düşleri için maskülenliğe olabildiğince yüklenmeli, ses tonunu, jestlerini dördüncü murat’ ın gürzünü kaldırabilecek imgeye ulaştırmalı bu arada bir salon erkeği olmanın, protokol bilmenin tezat bilgeliğini de maarif olmalısın.

9:kişisel nedenler: aramızdan nüfuslu olanlarla girilen ilişkiler, yakıni olma durumu, platonik hayranlıklar, aynı yayın organınlarına, aynı kurumlara ya da ekonomik tabanlı birlikteliklere, aynı sosyal derneklere üye olma durumu, günün şartlarına göre avantajlar sağlamakla beraber, günün ne getireceği önceden bilinemediğinden sanatçıların yukarıdaki maddelerden birine uyum sağlayıp kariyerlerini uzun vadede teminat altına almaları evladır. "

not: ekşiden alıntı yapılmıştır.
şirinler'in şirin babasının, edi ile büdü'nün edi'sinin seslendirmesini yapmış, oyuncu.
o profesör ve hulahop da oynarken aramızda 2-3 metre belki vardı belki yoktu .çünkü en önde oturuyordum ayrıca sahne çok küçüktü ve görünce bu ne be diye küçümsesemde biraz koltuklarım kabarmadı değil.hepi topu 15-20 kişiye oynuyordu .kendimi özel hissetmiştim .
tarih kasım 2007 idi. hala oynuyorlar , yine gitmek lazım ve o eski dosta gözlerimle de olsa meraba demeliyim.
"hey gidi şanlı keşanlı , bernarda alba yı izlemalı " diye anıyorum kendisini bazen , yerli yersiz . şaka maka ne bernarda alba ne de keşanlı kaldı yav. ortalık da çakma keşanlı nejat a kaldı şimdilerde.
türkiye'deki değerli seslerden biridir.
çizmeli kedi'yi seslendirmiştir aynı zamanda.
sohbeti keyifli tiyatro yönetmeni.
şehir tiyatrolarının özelleştirilmesine karşı çıkan oyunculardan biri.
müthiş bir dublaj sanatçısı, müthiş bir oyuncu, müthiş bir tiyatro adamı. tek kelimeyle sanatçı.
dublaj sanatçısı.
onca işine gücüne ve şehir tiyatrosundaki oyunlarına rağmen , tiyatro peradaki profesör ve hulahop adlı oyunu neredeyse 6 yıl boyunca başarıyla oynayan oyuncu. severiz kendisini.
Mükemmel oyuncu. değeri öldükten sonra anlaşılır.
kendisi facebook arkadaşımdır. Bir de dün rüyamda gördüm. http://youtu.be/XcuYc4Fk0dI
şirin baba'yı seslendiren sanatçı.
kavugu asıl hakeden oyuncu, yönetmen, tiyatro asigi insan. severiz kendisini.
dün gece rüyamda gördüğüm eski facebook arkadaşım.

ayrıca müthiş oyuncu. çocukken en büyük hayranıydım kendisinin.
oyunculuğu kadar seslendirme sanatçılığıda çok iyidir.
https://www.youtube.com/watch?v=AxzfpDHfty4