bugün

" boşuna umutlanma. beni dünya' nın öbür ucuna da gönderseler, seni öldürmem pahasına da olsa evlenmeni engelleyecek bir yol bulurum"

(bkz: yüzyıllık yalnızlık)
eh be kardeşim,immanuel kant'a nasıl denk getirdin , onun fotosu var, yanında da Prusya'da doğdu yazıyor.
--spoiler--
araştırmada ilk olarak, reklamların sözdizimsel özelliklerinin frekans analiziyle ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.
--spoiler--
içeri girdiğimde göğüslerini sıvazlıyordu.
Purosunu dudaklarına yerleştirmeden önce "haklısınız" dedi hiç acele etmeden.
patlıcanlari ince ince doğradıktan sonra 30 dakika fırına veriyoruz.
" hoşça kalın! albert yanınızda mı? iyi mi? bunu sorduğum için tanrı beni affetsin! "
Avrupada aldiklari yarim ilimle tefelsüf eden müverrihlerimiz, muharrirlerimiz, bizim an-asıl bir göçebe halkı olduğumuzu, bin kere yazdılar.
bir insanın oluş'u durumlar ve yaşamındaki olaylardan meydana gelir.

tanrılar okulu
yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler,ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.
-spoiler-
'Öyle işte, dedi. Sen fazla takılma Joel sadece işini yap yeter.
-spoiler-
otomatik olara basamaklama pozlamayı, flaş seviyesini. etkin d- lighting' i veya beyaz dengesini her çekimde o anki değeri ' basamaklayarak' biraz değiştirir.
rusya ise statükonun yürürlükte kalmasını istiyordu.
"fransız sarayının kaybı, bizim kazancımızdır."
yüzleri gülmeyen, sürekli asık suratla dolaşan insanlara bir sorun hemen hemen hepsinin hayatında aşk yoktur. bu yüzden aşkın verdiği mutluluk duygusundan uzaktırlar. bu yüzden herşeye kötümser bakarlar, hiçbir seyi beğenmezler.
"Kaka Hümayun'un kızları bahçenin öteki ucunda saklambaç oynuyordu."
"pape satan, pape satan aleppe" diye söylendi pluton boğuk sesiyle; her şeyi bilen soylu bilge yüreklendirdi beni.
dante alighieri ilahi komedya cehennem
raditelnıy padej. harasteristika. prinadlejnost. *
(bkz: dorogo v rosiyu)
Gozlerinde ilk bakışta sezilen ama ikinci bakışta bulunamayan garip bir ışık yansırdı.
1940'lı yılların sonunda Agop Arad'ın yazıhanesinde Sait Faik'le tanışan Ara Güler, hemen ardından Orhan Veli'yle de arkadaş olmuş.
altın saçlarını sıkıca tarar
sonra iki örgü yana bırakır
ayağında pembe dallı mor şalvar
taze gelin gibi süzülür çakır.

sabahattin ali- bütün şiirleri.

didit: ilk satırı yazsam şiir olduğu annaşılmazdı!
hemen niye küfür ediyosunuz ulen.
kafasında şimşekler çaktı.
bu şekilde normal bir insandan veya cüceden daha hızlı tırmanıyorlardı.
*
tamam canım, hepimiz anladık. yanı başında kitapla gezen, son derece entelektüel insanlarsınız ve çok kültürlüsünüz. çok derin kitaplar okuyup, edebiyatla yakından ilgileniyor, kitap sayfalarına dokunurken orgazm olup, kendinizi kaybediyorsunuz. hele ki o kitap kokusu... ah o kitap kokusu....

neyse ya bana ne.

tanım: tabletimin şarjı olamadığı için bakamadığım cümle.
ayakta iserken bir anda hapsurdu ve etraf idrar golune dondu.

not1 yok boyle bi kitap
not2 turkce karakterle okuyun.