bugün

Metin içinde geçen herhangi bir bilgi ile ilgili olarak sayfa altına,çalışmanın sonuna konulan açıklama veya kaynak bilgisi,haşiye.
notu kıt hocaların, sınavlarda soru sormak için seçtiği kısımlardır.
kimi kitaplarda en ilgi çekici bilgilerin verildiği bölümdür.

Kimi örnekler:

"...ingiltere, pamuklu dokuma ile yeni bir çığır açarken iki iş yaptı: Bir pamuklu dokumada ithal ikamesi yaptı. iki, makine ile ucuz üretmesine karşın, daha kaliteli ve sefalet ücreti ile üretim yapan Hint sanayiini durdurabilmek için sömürgeci olarak gittiği Hindistan'da pamuklu dokuma ustalarının ellerini kesti."
(Quo Vadimus/Nereye Gidiyoruz- Yalçın Küçük- sf. 83)

"7. Örneğin Kaptan Kidd, Dr. Crippen ve Mata Hari halkın düşgücünde sırasıyla korsan,katil ve kadın casusun simgesidir, Ama James Kidd'in korsanlığı kısa süreliydi,başarılı olmaktan çok bir olasılık niteliği taşıyordu. Dr. Crippen doktor olmaktan çok bir fizikçiydi ve büyük bir olasılıkla da istemeden karısının ölümüne neden olmuştu. Mata Hari, barlarda dans ederdi, casusluğu ise gerçek değil roldü. Oysa ünlü casus olarak bir müzikalin kahramanıdır..."
(Modern Araştırmacı- Jacques Barzun/ Henry F. Graff- sf. 120)

"Örneğin, izmir'deki Saat Kulesi 1901 yılında, Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı şerefine dikilmiştir. Saat Kulesi sonra da değineceğimiz gibi kapitalizm öncesi egemenlerin bir simgesidir. Nitemik Cumhuriyet gelince izmir Saat Kulesi'nin üzerindeki tuğraları sökmüş yerine ay yıldız kabartmalar kondurmuştur."
(Görme Kılavuzu- Hasip Akgül- sf. 19)

"1- Bilgisayarların boyutlarını küçülten, belki de başka herşeyden çok, Ay seferleri olmuştur..."
(Bilimin Arka Yüzü- Adrian Berry/sf. 255)

"Bu korkunun büyüklüğüne bir örnek vermek durumundayım: Dünyanın her tarafında ve Türkiye'de, Amerikan inisiyatifiyle, Fen Lisesi kuruluyor. Sputnik, hızla, Amerika Birleşik Devletleri'nin etkin olduğu başkentlere Fen Lisesi olarak düşüyor..."
(Quo Vadimus-Nereye Gidiyoruz/Yalçın Küçük- sf. 181)
ferai tınç'ın hürriyet gazetesi'ndeki köşesinin adı.
not demeyip, kendi muhtevasında hava oluşturan genç bireyin söylediği kısım, bölüm, açıklama, hede, hödö.
ayrıca 'lan zaten not dediğin yazının en sonuna yazılan şey değil mi, ne hala dip diye belirtiyorsun ki bunu,türkçeyi kirletmene ne gerek var!' dedirten olgudur.
bir resim var. resimde de bir adam çöpten, bir de kadın.kabiliyetsiz işi olduğu e her halinden belli. kısa kesik ve yamuk çizgiler, evet evet kesin bir kabiliyet düşmanının işi...ama boşver konu o değil. adamın elinde bir tek kalem var resmin en sağının en üst köşesinde ve çöpten, kadının en güzel yüzünün sadece yarısı görünüyor ve çöpten.nasıl olur ki? olmuş işte. kaleminin ucunun önüne orkide çiziktirmiş adam. ağlamamış sızlamamış aslında beklememiş de. düşünmüş sadece. düşünmüş. kadın da düşünmeye değer hani. güzel yani. çöpten ama güzel. adamın dudağının ucundaki sigaranın dumanın üzerinde bir işaret var.resmin altına bakmak gerektiğini anlatıyor olsa gerek, de bakmıyorum bi müddet.bakmıyorum bi müddet.

(...)

sonra,uçak yapmayı düşünüyorum kağıttan , çok klasik, vazgeçtim. gemi? bravo çok yaratıcıyım..başka ne olabilir?çok da önemli değil aslında, niye taktım ki bu kadar, külah yapıyorum sonra, sigar külü dökmek için...yakıyorum sonra.ama külünü yere atıyorum.
ne yazıyordu acaba o dipteki notta merak ediyorum, acaba -ve sen nihayet,geldin demek ,sona erdi bir büyük cinayet- mi ya da onun gibi bir şey mi ya da ona hiç benzemeyen bir şey mi? işin kolayı ortada.ama kafayı yormak sonra da uyutmak istiyorum.uyusun da büyülensin.

fondip yapmak istiyorum,alkolümün olmadığı gerçeği yanıbaşımda oysa. hava da hiç fena bir seçenek değil aslında.hem bedava,dediği gibi bir erken ölenin.ciğerlerimde önce bir bayram havası,sonra 4.gün hüznü.herkes gitmiş. ya da biz gelmişiz.yarın yapılacak gereksiz işlerin akıllardaki yeniden edindiği yer... sıkılıyorum sonra. bir sıkıntı sıkılmaktan niye hiç sıkılmaz. müsait bi yerde dursun şu öğlenin hafif sonrası...
http://www.dipnotkitap.net
(bkz: ps ı love you) *
Öğrencinin tez yazım aşamasında hayatını çürüten nanelerden biri. önce basım tarihi miydi, basım yeri miydi, bu kitabın kaçıncı baskısı bu gibi sorularla, o dipnotların iki dakika yerlerinde duramayıp olası bir değişiklikte yer değiştirip durmasıyla insanı çıldırtır. minik minik yazılar sizi.

Lumpiya, Dipnot Verirken Öğrencilerin Çektikleri Çileler, istanbul, Uludağ Sözlük, 2009, s.1
dipnotların arka sayfalara atılması da müthiş bir buluştur. tam kendini kaptırmış okuyorsun, ama o da ne, 1. dipnot. nerede açıklaması, sayfanın altında değil mi? gözünü sayfanın altına kaydırıyorsun ve orada olmadığını görüyorsun. bölüm sonunu buluyorsun, orada da yok, en arka sayfaya gidiyorsun, işte orada. okuyorsun ve sinirleniyorsun:

"leb: eski dilde dudak anlamında."

"yuh", diyorsun kendi kendine, "üç saattir dipnot arıyorum, yazan şeye bak. sanki ben bilmiyordum leb'i, leblebi'yi!"

işte sevgili okur, senin bu acını görünce, kendi kendime dedim ki; dipnotları uzun tutayım. yepyeni, bambaşka bir şey anlatsın. sevgideğer okurum, arka sayfaya gidip okuduğu şeyden memnun kalsın. "ooh, iyi oldu, uzunca okudum" desin, "iki üç kelime, saçmasapan bir şey vardır sanıyordum halbuki orada" desin. sevinsin, mutlu olsun, pırıl pırıl olsun benim canım okurum! değil mi ki beni siz yarattınız!

sevgili okur, niyetimi belki anladın, belki anlamadın; asıl niyetim, dipnot'a itibarını iade etmek. hor görülen, çoğu okurun okumaktan bile kaçındığı o küçük puntolarla yazılmış metinlere yepyeni bir anlam kazandırmak, dahası, dipnotlar vasıtasıyla ana metin üzerinde bir yabancılaşma efekti yaratmak.

bu pek devrimci, bu pek gözüpek, bu her türlü övgüye mazhar olan çabamı pipiler misin, pipilemez misin, senin bileceğin iş. ama ben işi azıtıp bir "dipnot marşı" bile yazdım, haberin ola!

dipnot'tur bizim adımız
her kitapta biz de varız
metne anlam veren biziz
neden görmezden geliniriz
atlamak isteyip de kıyısında dolaşanlar için, kamburken dik durmaya çalışanlar için, sıkıp sıkılanlar için, isteyip gidemeyenler için, fena şeyler düşünüp korkmayanlar için, takmayanlar için, küçük harfleri sevenler için, büyük sözler söylemek değil, hayata dair ve düşmemek için cüneyt özdemir ' in hazırladığı bir internet sitesi ismi.

Hayallerimiz var bizim.

Ekmeğini yediğimiz bu topraklara, insanını sevdiğimiz bu ülkeye borcumuz var.

iyi insanları aradık mum ışığında;

Yalnızca savaşlarda trajedileri paylaşacağımız iş arkadaşlarını değil, bir bahar sabahı piknikte kahkahalarımızı paylaşacağımız dostlar bulduk.

Alın terinin anlamını bilenler kabilesindeniz.

Bu yüzden vicdan kelimesini ezber tuttuk sözlüklerimizde.

Bir martı kadar özgür ve onlar kadar birbirimize kanatlarından bağlı olmamız bundan.

Büyük harfli kocaman sözcükler kurmak değil niyetimiz

Hayata bir dipnot düşelim istedik

tv sini biz ekledik...
sayfanın en altında yeralan unutulmuş bilgiyi veya ufak bir kelime açıklamasını anlatan kısa yazıdır.
ankara kocatepe'de bulunan kitabevi. sipariş üzerine yurtdışından kitap, dergi vs. getirmekteler.
lanet olası birşeydir.bölümümün bütün ödevlerinde dayatılır.mis gibi kaynakça varken .iyi ki öğrenmişler bir dipnot.
hemen her kitapta en çok ilgimi ve dikkatimi çeken yer. kitabı kitap yapan en önemli unsurlardan birisidir dipnot. özellikle edebi metinlerde sayfalarca anlatılanı, dipnotu kaçırdığınız anda anlamlandıramayabilirsiniz. kitap içinde kitap gibidir dipnotlar.

kitapların özü dipnotlarda gizlidir.
Bazı kitaplarda yazarın 300 sayfada anlatmak istediğini tek satırda anlatan notlardır.
Bana kalırsa epigraflarla beraber yazının en zevkli kısmıdır.