bugün

osmanbey, acıbadem ve bakırköy olmak üzere 3 şubeye sahip şirket.
gülten dayıoğlu nun mo nun gizemi isimli kitabındaki esaskızın adıdır.
(bkz: istemediğiniz tüylerden kurtulun) *
sağ bloktaki sözlük reklamı..
peneos'un kızı olan daphne de artemis gibi hiç evlenmek istemeyen daima erkelerden uzak duran bir kızdı. günün birinde gayet güzel olan bu kızı apollon görmüş ve beğenerek onu elde etmek için peşinde düşmüştü. bu takipten bunalan daphne kendisini kurtarması için nehir tanrısı olan babasına baş vurunca, peneos da kızını defne ağacı şekline sokmuştu. böylece daphne nin elinden kurtulduğunu gören apollon çok üzülmüş ve hiç olmazsa kızın hatırasını yad edebilmek amacıyla bu ağacın yapraklarını zaferlerinin kutlamak için bir sembol olarak kullanmaya başlamıştı. o günden bu yana defne dalları zafer timsali olmuştur.
(bkz: scooby doo/@nevarki)
Bir gün Apollon Thessalia'da kiyilari agaçlarla gölgelenen Peneus irmagi kenarinda, güzel genç bir kiz gördü. Bu güzelin adi Daphne idi ve Apollon görür gürmez ona asik olmustu. Daphne ormanlarin derinliklerinde dolasmaktan zevk aliyor, ay isiginda yabani hayvanlari kovalamak avlamak en büyük eglencesi idi. Yalniz basina dolasmayi çok seviyordu. Dahasi Daphne hayati boyunca yalniz yasamaya yemin etmisti. Erkeklerden nefret ediyordu bu yüzden evlenmeyi kesinlikle istemiyordu. Fakat Apollon ona delicesine tutulmus pesini birakmiyordu. Ormanda karsilastiklarinda Tanri Apollon güzeller güzeli bu kizla konusmak istedi ancak Daphne ondan korkarak kosmaya basladi. Apollon ne dediyse onu durmaya ikna edememisti, Daphne korkmustu bir kere. Yorgun düsene kadar kostu kostu, daha fazla kosacak gücü kalmadiginda yere yikildi ve toprak anaya yalvarmaya basladi. "Ey toprakana beni ört beni sakla, kurtar" Toprakana onun yakarisini duymustu, az sonra Daphne yorgunluktan agriyan bacaklarinin sertlestigini, odunlasmaya basladigini hissetti. Gri renginde bir kabuk gögsünü kapladi. Güzel kokulu saçlari yapraklara dönüstü ve kollari dallar halinde uzandi, küçük ayaklari ise kök olup topragin derinliklerine dogru indi. Apollon sevdigi kiza sarilmak isterken bu Defne agacina çarpinca sasirdi. O günden sonra Defne agaci Apollonun en sevdigi agaç oldu, ve defne yapraklari genç tanrinin saçlarinin çelengi oldu. Kahramanlara ödül olarak defne yapraklarindan yapilma taçlar taktilar.
bir puding markası. bim de satıldığı görülmüştür. bim e ait olsa gerek.
türkçe'de defne.
--spoiler--
s03, e21 itibariyle hakkın rahmetine kavuşmuş heroes karakteri.
--spoiler--
Yunan asıllı, Fransa'da da kullanılan bir bayan ismi. Su perisi anlamına gelir.
antakya arkeoloji müzesinde tasviri bulunan mitolojik karakter. mitolojide daphne nin dönüştüğü ağaç da antakya ya bağlı mesire yeri harbiye de bulunmaktadır.
sağlam bir ekşi sözlük yazarı.

ek: bir adet yedinci nesil yazarımızmış ayrıca. hoşgelmiş
çıkarken "iyi geceler" demeyen kaba insan.
muhabbetin ortasında çekip giden yazar. "iyi geceler" demeyi öğrenmiş yazardır aynı zamanda.
karanlık dünyama güneş gibi doğan vazgeçilmezim...
#9878100 freud ve #9940643 paulo coelho'dan yaptığı alıntılarla beni memnun eden,
#9837352 ve #9917106 gibi girileriyle de dikkat çeken, takibinde olduğum nesildaştır.
porter adlı grubun çok slow acıklı bir şarkısı işte sözleri:

So blue, and violently calm
I drowned, but yet I feel so fine
And somehow, somehow, somehow
Don't know why,
I love it down here...

Ehh sale el sol
Y aunque ahogado veo el resplandor
Ehh ya me fui
Más sigo en el fondo...

So blue, and violently calm
I drowned, but yet I feel so fine,
And somehow, somehow, somehow,
Don't know why
I love it down here...

Ehh sale el sol,
Y aunque ahogado, veo el resplandor
Ehh ya me fui
Más sigo en el fondo...

I thought you did
But you don't know me
Oh you don't know me
Oh you don't owe me
You don't owe me
Well you don't know me...

Ehh sale el sol
Y aunque ahogado, veo el resplandor
Ehh lo cambió
Más sigo en el fondo...

I thought you did
Oh you don't know me
But you don't owe me
Well you don't know me...
net alemine girdiğim günden beri kullandığım nick... Burada kullanmak nasip olmadı malum önceden alınmış.
(bkz: dafni)
bim malı puding markası. fiyatı ucuz olmasına rağmen kakaolusu harikadır.
yunan mitlerinin efsane ismi, diğer tanrıları tir tir titreten; insanoğluna tarım yapma metodlarını öğreten, olympos'un en yakışıklı tanrısı "apollon"'un önayaklık ettiği bir efsane..

bizde bilinen ismi ile; "defne ağacı" mitolojik menşeisini bu anlatıya borçludur.

o da, şöyledir;

günlerden birgün, o döneme dek eşi benzeri görülmemiş güzellikte bir kız, pek tenha olan, talihsizliklere elverişli bir ormanda koşup zıplayıp oynuyormuş. güzel dedik ya, güzelin olduğu yerde, yakışıklı apollon da vardır. ateşli tanrımız apollon, defne'yi görür. o an, herkese yolladığı "aşk" okları kendisine saplanıverir. ve vücudunu kaplar bir ateş...

genç kız hissedildiğinin farkına varır. irkilir... ancak yoluna devam etmelidir de. artık kız hızlandıkça, apollon da hızlanacaktır. uzun, eski ağaçları geride bırakırlar. karanlık ormanda bir kedi-fare oyunu başlamıştır. apollon istediğinde yakalayacabileceği bu kızın, kaçışı ile mest olmakta, takibini sürdürmektedir.
koskoca tanrı apollon, bir küçük kızın ardından vahşi gibi koşuşturmakta; şehvani duygularla dolup taşmaktadır.

defne yorulmaya başlamıştır artık.. zaman zaman arkasına bakar, tanrı hala ardındadır.
ve bir küçük taşa çarpar ayağı. tökezler küçük defne.. zaten tükenen dermanı iyice boşar kendisini. apollon fazlasıyla yakındır artık ona..

infal edilmekten endişe duyan mağrur ve kararlı kızımız defne, o an ellerini semaya kaldırır. ve tanrılar tanrısı zeus'a dua etmeye başlar.

"bu adama yem olmaktansa, bir ağaç olmayı yeğlerim! beni bir ağaca çevir tanrım!!" der.
o andan itibaren feryadı işiten zeus, defneyi yavaş yavaş bir ağaca çevrir. defne'nin bel ve sırtı ağaç gövdesine; el ve ayakları ağaç dallarına dönmekte; ayak kısımları da, topraga kök salmaktadır artık...

bir başkalaşıma tabii olan defne, kadınlığını yitirmektense fizyolojisinden ödün vermiş, başka bir silüete bürünmüştür. yakışıklımız apollon ise, okuyla birlikte bir hüsranın pençesinden çabuk sıyrılıp, yeni aşklara liman açma sevdasına düşmüştür bu kez...
alabamanın güney kesimlerinde, mobilin doğusunda, fairhopeun kuzeyinde bir garip kasaba.
Bim'in puding markasıdır.
ekşisözlük'te yazar. olanı o mel'un yerde aradığım her kelimenin altından çıkıyor. yani sırf kendisiyle tevekkeli selamlaşmak için ekşi'ye üye olabilir-dim, süreç kısa sürseydi tabi. platonik fanıyım herhal. o gelsin beni bulsun artıkın napim. *

(bkz: boşuna ümit vermek istemem)
(bkz: daha iyilerini hakediyor)
(bkz: hem bana kız mı yok amk)
(bkz: elimi sallasam ellisi)