bugün

nazım hikmetin şiiridir aslen ..devlet tiyatrolarında oynanan oyun bu şiirin bir uyarlamasıdır,celal kadri kınoğlunun oyunda gösterdiği performans gerçekten unutulmazdır.
doğru hatırlıyorsam *tatlı hayatta oynayan irfan * karakteri bu oyunda başroldeydi.
'şehir uzakta.
genç adam ayakta.
akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu...'

'...sevmek mükemmel iş delikanlım
sev bakalım...
madem ki kafanda ışıklı bir gece var,
benden izin sana,
seeev sevebildiğin kadar...'

(aklımda kalanlar...)
http://www.mkutup.gov.tr/n-siir6.html adresinden tamamı okunabilecek şiir.
Delikanlım!... Senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir... Yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir...

Delikanlım!... Sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin, ya da bir darağacında can vereceksin. iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha...

Delikanlım!... Belki beni anladın, belki anlamadın. Kesiyorum sözümü.

(bkz: Nazım Hikmet)
bir şairin, neden ben yazmadım ulan dediği şiir ötesi yazı türü...*
(bkz: sev bakalım)
"sevmek mükemmel iş delikanlım sev bakalım... benden izin sana sev sevebildiğin kadar " mükemmel bir nazım şiiri daha.
vatan haini bir komunist tarafindan kaleme alindigi icin kahrindan oldurmustur adam kendini muhtemelen.
ozan arif'in "dörtlük sıçmasını" şiir sanan bünyelerin anlaması çok da mümkün olmayan şiirdir.
defalarca kez üstüste izlenebilecek muhteşem performanslar barındıran oyun.nazım hikmet i canlandıran celal kadri'nin performansı için bile izlenebilir. benerci rolündeki tansel öngeni de unutmamak lazım. ayrıca bu ay aziz nesin sahnesinde gösterimde, kapalı oynuyor.
üsküdar tekel sahnesinde gösterimi tekrar başlamış oyun. tüm oyuncuların performansları gerçekten çok iyiydi.Ancak özellikle yurdaer okur'un kalkütali seyyar satici rolünü oynadığı kısım görülmeye değer. mayıs sonuna kadar oyun devam ediyor.* kaçırmayın diyorum.
http://siir.gen.tr/siir/n...kendini_nicin_oldurdu.htm adresinden tamamına ulaşılabilecek şahane nazım hikmet şiiri.
BiRiNCi BAP

BiR GENÇ ADAMA...

HAKÎM HERAKLiT'E... YILDIZLARA VE AŞKA DAiRDiR...



I



Şehir

uzakta.

Genç adam

ayakta.

Akıyor şehirden geçen nehir

genç adamın ayakları dibinden.

Genç adam

piposunu çıkarıyor cebinden

aranıyor kibriti.

Bakıyor akar suya

düşünüyor Heraklit'i,

düşünüyor büyük hakîm Heraklit'i genç adam...

Kim bilir belki böyle bir akşam,

böyle bir akşam,

Heraklit alnını

yeşil gözlü zeytinliklerde akan

suya eğdi

ve dedi:



« Her şey değişip akmada,

bu hâl beni hayran bırakmada..»



Heraklit, Heraklit;

ne akıştır bu!. ne akıştır ki bu, dalgalarında

dağlıdır alnı en mukaddes putun

kızgın demir damgasıyla sukutun.

Gebedir her sukut bir yükselişe.

Ne mümkün karşı koymak

bu köpürmüş gelişe..

Heraklit, Heraklit!.

akar suya kabil mi vurmak kilit?



Şehir

uzakta.

Genç adam

ayakta.

Akıyor şehirden geçen nehir

genç adamın ayakları dibinden.

Genç adam

kibritini çıkarıyor cebinden

yakıyor piposunu.



II



Dikine mustatil bir apartımanın

en üst katında

dört köşe bir oda.

Perdesiz pencereler.

Pencerelerin dışında yıldızlı geceler.

Genç adam

alnını dayamış cama.

Ben, romanın muharriri

diyorum ki genç adama:

Delikanlım!.

iyi bak yıldızlara,

onları belki bir daha göremezsin.

Belki bir daha

yıldızların ışığında

kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..



Delikanlım!.

Senin kafanın içi

yıldızlı karanlıklar

kadar

güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.

Yıldızlar ve senin kafan

kâinatın en mükemmel şeyidir.



Delikanlım!.

Sen ki, ya bir köşe başında

kan sızarak kaşından

gebereceksin,

ya da bir darağacında can vereceksin.

iyi bak yıldızlara

onları göremezsin belki bir daha...

Delikanlım!.

Belki beni anladın,

belki anlamadın.

Kesiyorum sözümü.

işte kapı açıldı

geldi beklenen kadın..



« BEKLETTiM Mi?»

« ÇOK...

Ama zarar yok..»



Kadın yakaladı genç adamı

elinden.

Genç adam

yakaladı kadını belinden.

Bir yumrukta kırdı camı.

Oturdular pencerenin içine.

Sarktı ayakları gecenin içine...

Işıklı bir deniz dibi gibi

başlarında, sağda, solda gece yanıyor.

Ayakları karanlık boşluklara sallanıyor..

Sallanıyor ayakları sallanıyor ayakları...

........... DUDAKLARI ......



Sevmek mükemmel iş delikanlım.

Sev bakalım...

Mademki kafanda ışıklı bir gece var,

benden izin sana,

seeeeev

sevebildiğin kadar...





BU KiTABIN SON SÖZÜ





«Kavgada

kendi kendini öldüren

lanetli bir

cenazedir

benim için:

Ölüsüne

ellerimiz

dokunamaz.

Arkasından

matem marşı

okunamaz.»



Sen artık

bu kitapta: noktaları

virgülleri

satırları taşımıyorsun.

Sen artık

bu kitapta koşmuyor

bağırmıyor

alnını kaşımıyorsun.

Sen artık

bu kitapta

yaşamıyorsun.



Ve Benerci sen

bu kitapta:

kendi kendini öldürmene rağmen

benim ellerim senin

kanlı delik

şakağına dokunacaktır.

Cenazende

dosta düşmana karşı

matem marşı

okunacaktır:





M A T E M M A R Ş I . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Çan

çalmıyoruz.

Çan

çalmıyoruz.

Yok

salâ

veren!

Giden

o biten

bir şarkı değildir...



O

büyük

bir

ışık

gibi döğüştü.

Kasketli

bir

güneş

halinde

düştü.



Çan

çalmıyoruz.

Çan

çalmıyoruz.

Yok

salâ

veren!

Bu

giden

bir

biten

şarkı değildir ...........
- "vardir bir derdi garibin"

anneme gore cevap bu hacular.. anne dedim o oyle degil.. nazim hikmet'in bir eseri bu dedim..

- "eserlidir tabi o biraz.. ailesinde de varsa.. ah garibim.. allah sen koru yarabbi" dedi..

var mi baska soru?
heraklit, heraklit; ne akıştır bu!.
ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sükutun.
gebedir her sükut bir yükselişe.
ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
heraklit, heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
nazımın şiirleri yaşar, nazım şiirlerinde yaşar. kavga, aşk, roman, siyaset elbet. bir de ihanet var ki, saçları alev şairin en korktuğu şey. sayfalarda benerci, somedeva hani kavga somedeva. ihaneti sorgular, ayrılmaz peşinden, nedim törler, tıpkı provokatörler, şevket süreyya, kadrocular. maceraperesttir. genç yaşında moskova. marksizme vakıf olur. tkp ye katılır. haylazdır biraz. bir ara tkp sekreteri olur troçkist diye atılır.
benerci ihanetin şiiri. illegal hareketin baş belasıdır ihanet.
nazım şiirde yaşar. cezaevi şiirdir onun için. kurtuluş destanı ülkesine vefa. kemal tahirler, orhan kemaller, ressam balaban. balabanı ressam yapan. nazım sanatkardır. sanatında yaşadı dolu dizgin. putları devirdi. kıskanmadı, kıskanıldı.
benerci ihanetin, kavganın şiiri, kalkütalı grevciler, somedevanın hitabı, benercinin yalvarışı ve ihanete atılan taş.
--spoiler--
Mevzubahs gencin
ismi: BENERCi.
Kendisi aslen Hintli olup
maskatı re'si DELHi'dir..
Dostlarının nazarında tam adam,
düşmanlarının indinde azgın bir delidir
ve Britanya polisinde künyesi şüphelidir..
--spoiler--

tekrar tekrar izlenesi , tekrar tekrar okunası .
arkadaşım sayesinde bu sene izlediğim ve gösterimi sınırlı olan nazım hikmet ran'ın eserinin uyarlandığı oyun.
tiyatroyu çok seven biri değilim, komedi olmadığı sürece izlemekten keyif almam pek fazla. lakin pek sanatsever ablamın vazgeçilmezidir tiyatro, ne zaman bilet alsa bir tane de bana alır sağolsun. bu oyun da onlardan biriydi. izleyenler bilir ki komedi değil. elde var iki bilet, aksilik bu, ablam da bir sebeple oyuna gelemedi. sordum sağa sola, herkeste bir meşguliyet. baktım oyunun süresine, 80 dakika. kötü de olsa 80 dakika dayanırım her türlü diye düşünerek gittim oyuna tek başıma. güzel geçen bir 80 dakika sonrasında, iyi etmişim de gelmişim dedim.

sahne tasarımı Michel Launay a aitmiş, pek güzel olmuş. Kendisinin ismini bu sayede öğrenmiş oldum. Müzikler Kudsi Ergüner'in. Sıkça dinleyeceğim isimler arasında yerini almıştır. Nazım Hikmet rolündeki celal kadri kınoğlu, çoğumuzun tatlı hayattan tanıdığı isim, oyunculuğu bırakıp şiir okusa da olurmuş. celal kadri nin tok sesiyle şiir okuması, ali atay ın çirkin sesiyle şarkı söylemesindeki içtenliği anımsattı bana.

ayın on dürdüyle ilgili söylenmiş en güzel cümleleri de bu oyunda duydum :

Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Paris'te aç gezen gördü,
dedi ki:
— Bu gece ay
dibi kalay
bir tencere gibi...

Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Fatihli hırsız gördü,
dedi ki:
— Bu gece ay
gökte açık kalan
bir pencere gibi.
Atlasak içeriye, aşırsak, be imanım, Meryem Ana'nın gümüş takımlarını.

Ayın on dördü.
Ayın on dördünü irlandalı bir polis gördü,
dedi ki:
— Benziyor ay
yıldızların yaldızlarını çalmak için
göğe çıkan bir hırsızın fenerine...


Ayın on dördü.
Ayın on dördünü şair Salih Zeki gördü:
benzetti kendi eserine
beğendi...

Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Londralı bir lord gördü,
dedi ki:
— Benziyor ay
haşmetpenahımın dizbağı nişanına...

Kızardı ayın on dördü.
Kızaran ayın on dördünü bir parya gördü,
dedi ki:
— Benziyor ay
Ganj'ın üstüne damlayıp yayılan kardeş kanına.


Ayın on dördü.
Bu sefer bizzat
çekik gözleriyle ayın on dördü
KALKÜTA şehrine civar,
bir çay tarlası gördü.
okuduktan sonra gittiğiniz her yere sizinle birlikte gelen tek şiir. okunduğunda insana yaşadığını hissettirir ve gökyüzünü sevdirir.

"iyi bak yıldızlara onları belki bir daha göremezsin
belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
delikanlım!
senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım
sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha..."
Bir zamanlar sevdiğiniz kadın sizi bu şiirde bulduğunu söylediği zaman daha bir anlamlı olan lakin bir zamanlarda kaldığı için insanın kanışına yandığı şiir.