bugün

"allah belanı versin" ve benzeri sözler sarfetmek, elden gelen tek şeyin "allah belanı versin" demek olduğu durumlarda biri için bela anmak, beddua etmek.
onun mistik gucler tarafindan basina kotu bir seyin gelmesini isteme durumsalidir.
sidigin kulagindan gelsin, evin yansin, tuttugun altin olsun da tuvalette soklara gir gibi kullanimlarla kotu temennide bulunmaktir.
bazı hallerde sarfettiğimiz 'kahrol emi!', 'kahrolasın emi!', 'kahrolsun!' gibi söylemler Türkçe'de genel anlamda bela okumak diye nitelendirilmektedir. bu kullanımlarda çoğu zaman, gerçekte bunu söylemek istemediğimizi belirtmek için peşine bir 'emi' koyarız. Bunun nedeni, bela okumanın din açısından makbul sayılan bir eylem olmamasıdır. Hatta 'Allah cezanı versin!' yerine bile çoğu zaman 'Allah'ın cezası/belası!' diyerek bir anlamda bela okumak istediğimiz kişiye bela okumaktansa onu kendimize bir ceza olarak gördüğümüzü ifade ederiz.
allah sadece bu siyonistlerin değil tüm müslümanların da belasını versin diyerek katıldığım eylem.
Bela okumak ayni kor insanın kurşun atması gibidir, kurşunun kime denk geleceğini kestiremezsin. ilk atışta isabet ettim sanırsın. Kötüdür, bu yüzden çok günahtır. Ayrıyetten kendinde birikmiş yüksek dozda kötü enerjiyi dişa atarsın buda kısa süreli rahatlama sağlar ama kalıcı değildir. Yani öyle de böylede kimseye yararı yoktur.
insanı rahatlatan muhteşem bir eylemdir. peygamber bile beddua etmiş ben niye etmeyeyim?
eziklerin işidir! diğerleri bela okumakla uğraşmaz direkt bela olurlar!
Çaresizleştirilmiş nefretin hazin sonu Allah belanı versin dir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar