bugün

kabuk adam adlı kitabın eli öpülesi yazarı
1967, istanbul.
boğaziçi üniversitesi bilgisayar mühendisliği mezunu. aynı üniversiteden fizik yüksek lisans derecesi almıştır. iki yıl cern'de(avrupa yüksek enerji fiziği laboratuvarı) çalıştı. rio de janeiro üniversitesi'nde başladığı doktorayı bırakarak kendini yazarlığa adamıştır.
(bkz: mucizevi mandarin)
(bkz: kabuk adam)
türk kadınının bastırılmış duygularını kelimelerle rahatça ifade edebilen bir yazardır........
kitaplarında sıkça konu ettiği cenevre'ye belli ki aşık olan, oldukça takıntılı, hayatla problemleri olan, önünde eğilinesi ve de mucizevi mandarin, kabuk adam, bir delinin güncesi, bir kez daha, bir yolculuk ne zaman biter, hayatın sessizliğinde, kırmızı pelerinli kent adlı kitapların kadın yazarı.
esmer dergisi yazarıdır.
genellikle kadını, yalnızlığı ve uzakları konu edinen, sonucu değil durumu ön plana çıkaran, kitapları bittiğinde hiçbir şey hatırlanmasa da, farklı şeyler hissettiren, başarılı bir yazardır.
1967 istanbul doğumlu, boğaziçi üniversitesi mezunu, bir dönem cern'de çalışmış, kabuk adam, tahta kuşlar, kırmızı pelerinli kent, mucizevi mandarın adlı eserleri olan yazar. aynı zamanda radikal gazetesi köşe yazarı.
(bkz: hayatın sessizliğinde)
davet edildiği her söyleşiden önce, -ne hikmetse hastalanıp-, söyleşiye gelemeyen edebiyatçı mühendis..
--spoiler--
insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı vermez, hele de mutluluğu hatırlamak kadar...
--spoiler--
"dünyadan akıllıca yararlanma isteğiyle dolu, açık vermekten, kendini kaptırmaktan, ruhunu çıplak bir halde sergilemekten, zayıflıktan ve bağımlılıktan ölesiye korkan bir sürüden var gücümle nefret ediyorum" demiş yazar. tüm yazdıkları için eline sağlık.
brezilya'nın sadece samba ve futbol diye görünen yüzünün ötesinde kalan kan emiciliğini ustaca anlatmış harika yazar. (bkz: kırmızı pelerinli kent)
akademik kariyerini zirveye yakin bir yerlerinde birakip, yazmayi secmis sirca fanusta yasadigina inandigim,, damagimda nefis tatlar birakan yazilarin yazari, bilgisayar muhendisi.
--spoiler--
bir kişi, yalnızcA bir kişi seçilir geriye dönmek için. Karışır taze kana genç kan. Kör tahta emer herşeyi, belleğidir çünkü onun ağaçlar ülkesi.
--spoiler--
kitap okumaya uzak kaldığım ve geri dönüşü olmayan bir çaresizliğe doğru giderken kolumdan tutup beni geri çeken yazar. okuduğum ilk kitabı bittikten sonra, diğer kitabı elime geçene kadarki sürede üslubunu özleten güzel insan. okuyun, okutun.
20 eylül cumartesi saat 14:oo'da edebiyat koop ta cumartesi sohbetlerinin bu hafta ki konuğu olacak yazar .
yağmur yağarken aç bir yavru kedi nasıl bakarsa; öyle bakıyor bu hatunda.
denemeleri yer yer uçuklaşsa da ayrıntılar çok sağlam.
özellikle bir aşk senaryosu.
lire dergisince * geleceğin 50 yazarı arasında gösterilen türk yazar. her ne kadar türkiye de pek tanınmasa da ,yurtdışında kendisinden övgüyle söz edilmekte imiş.

şahsi kanaatimce fazla abartıldığını düşünüyorum. büyük umutlarla okuduğum birkaç kitabı açıkçası bende büyük etkiler yaratamadı,sıradan birisinin yazdığı herhangi bir şeyi okumuş gibi hissettim,belki de okuduğum dönem öle icap ettirdi bilemiyorum.
türkler in anlayamayıp ta evropalı nın el üstünde gezdirdiği edebiyatçılardandır kendileri. yazdıklarını anlayabilmek için tekerrür gerekir. dili çok iyi kullanır. yazdıklarından, bana kendisinin şizoid bir yapıya sahip olduğunu düşündürten zeki kadın.
radikal'de yazmaya baslamis. ben okur olarak mutlu oldum, umarim o da yazar olarak mutlu olur. yalniz her yazisi boyle ilk yazisi gibi olacaksa bu melankolik kose yazisi ekolu ne kadar tutar daha dogrusu ilk baslarda severek okuyanlar icin bile ne sureyle katlanilabilir olur onu bilemedim.

http://www.radikal.com.tr...05.2010&CategoryID=97
2010'da sait faik hikaye armağanı'nı alan yazar.
radikal gazetesinden ismet berkan ın genel yayın yönetmenliğini bırakmasından sonra ayrılmıştır.
kibirli kadın. gizli feminist. iyi yazar. dili güzel fakat yeni yeni oturuyor. everest yayınları'ndan çıkan kitaplarının arkasına büyük boy fotoğraflarını bastırmasa çok daha başarılı olacağını düşünüyorum.
--spoiler--
insanlara bakmayı öğrenin. Gizlerine, korkunç anlarına değil, yüzlerine hiç değil.(Çünkü insan yüzleri yalandır, sözleri de, özellikle de sözleri. Dostum, yazılmış ya da yazılmamış her sözün artık güç isteminden başka bir şey olmadığının farkında değil misin?)
Bir şey de beklemeyin onlardan. Bakın yalnızca, bakışlarınızın sıcaklığında açılıp içlerini koyverceklerdir nasıl olsa. Böylece öğreneceksiniz susmayı, ağlamayı da.
--spoiler--

--spoiler--
Bir insanı gerçekten sevmek, onun tuhaflıklarını başka hiç kimsenin, kendisinin bile benimseyemediği hatta fark etmediği huylarını sevmektir.

insanların en esaslı yönleri uyumsuzluklarında saklıdır çünkü.
--spoiler--
"Bir türlü doldurulamayan kağıt yığınlarına bakıyorum. El sürülmemiş beyazlığın ayartıcılığına güvenerek... insan soyunun en belirgin özelliği iz bırakma isteği değil mi? Yazmak, yarı çılgın bir kendi kendine konuşma alışkanlığına dönüştüğünde güçleşiyor. Çünkü aslında kendimize bile fısıldayabileceğimiz pek az söz kaldı. Oysa herkes kendi sahiciliğinden, başkalarının yapaylığından öylesine emin. Ben değilim."