bugün
- gecenin şarkısı10
- liseden sonra günyüzü görmemek17
- dinsiz olmak15
- atatürk'ü görünce ağlayanlara allah akıl versin17
- herkesin atatürkçü olması23
- dubai çikolatası44
- iremga da ki ga'nın anlamı22
- kötü davranan erkoya aşık olma sendromu15
- sokak kedisi için para harcayan gerizekalı90
- nasıl bir sevgiliniz olmasını isterdiniz43
- bir trans ile kanka olur musunuz18
- evlenmenin amacı nedir sorunsalı25
- şeytandan bile daha kötü insanlar14
- turşu yeme perileri14
- bir sözlük kızının çoraplarını hediye olarak almak10
- uludağ sözlükte hiç kötü insan olmaması12
- sözlük yazarlarının çayları13
- esenyurt belediye başkanının gözaltına alınması31
- yiyip yiyip kilo alamamak10
- 194 hafta sonra mesaj atan kız18
- anahtar parti19
- bir parfüme 15 bin lira veren ekşici16
- anın görüntüsü17
- bik bik'in tapılası ayakları10
- ben onu adam ederim diyen kız15
- yürümekten keyif alınan caddeler11
- kelimelik12
- playstation 5 pro fiyatları11
- yazarlar ülkeyi yönetse yapacakları işler18
- kadınların konuşmasının yasaklanması12
- tuvaleti temiz bırakmamak15
- queen ravennaya alınabilecek hediyeler8
- mehmet şimşek12
- görücü usulü evlenmek19
- g s'i ermeni uşağıdır11
- queen ravenna'nın halloween bayramını kutlamak14
- stres azaltıcı basit aktiviteler19
- diyete başlamak15
- peşini bırakmayan eski sevgili9
- ela gözlü yazarlar birliği15
- 7 yıl kumarhanede çalıştım soruları alayım36
- kuresel10
- sana ateşli geceler yaşatacağım diyen kız17
- osmanlı bir hanım olmak13
- billie eilish'in sahnede yaptığı hareket9
- sözlükteki şişko kadınlar10
- 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı27
- kombiyi açan sözlük yazarları9
- dünyanın yaşı11
- 65 yaşındaki sözlük abazanı14
entry'ler (1572)
(bkz: nar çiçekleri)
kendi çapımda bu yazar kişisini sözlüğünonur öymen'i ilan ettim. zamanın birinde mahlasımın altına bilgiden yoksun olarak gördüğüm konusu itibariyle dersim katliamı ve baş tacı sabiha gökçen ile ilgili bir entry yazmış, üstelik rahmetli nineme de gönderme yapmış* çok kale almayıp, ergenlik dönemi sivilcesi olarak görmüştüm kendisini, aradan da baya bir zaman geçmiş artık sivilcesi patlamış ve o ergen dönemim heycanından çıkmıştır düşüncesiyle kendisine sahip olduğu bilginin yanlış olduğunu ve doğrusunu öğrenmesi için yardımcı olmayı gerekli gördüm... kendisinin beni anlayabileceği en basit ve en yalın haliyle bu konuyu az ve öz bir şekilde açıklarsak eğer, sabiha gökçen dersim katliamına bizzat gönüllü olarak katılmıştır. neyse ki bu iddialarımızı kanıtlayacak kendi beyanı vardır.
sabiha gökçen'in Atatürk ile Bir Ömür Böyle Geçti kitabından kendisine ait bir ifade;
--spoiler--
"Eskişehir'de Tayyare Alayı'nda staj gördüğüm günlerden birinde uçuştan indiğimde bölükteki fevkaladelik dikkatimi çekti. Hemen sordum. Bizim bölüğün Dersim Harekatı'na katılma emrinin geldiğini söylediler. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Derhal bölük kumandanımıza koştum. (...) O da alay komutanına gönderdi. (...) Özel müsade lazımdı. (...) Hemen Çankaya'ya koştum. Atatürk beni karşısında görünce, önce hayret etti. Arzumu anlamıştı. Daha doğrusu kendisine isteğim iletilmişti. Bu bakımdan ben daha birşey söylemeden Atatürk konuşmaya başladı. (...) "Bak Gökçen, seni çok takdir ederim. Orada da görevini başaracağına inancım tam. Ancak çarpışacağın insanların eline düşersen, sana fena muamele etmelerinden korkarım. Buna çok üzüleceğimi bilirsin." Ben, 'Emin olunuz, kendimi onlara diri diri teslim etmem' dedim. (...) Hedef doğrudan Dersim'di.
--spoiler--
bu noktada dersime giden ve dersim katlimanın baş mimarlarından biri olan sabiha hanımın orada dersim halkının üstüne çiçek yağdırmadığını munzur çayının günlerce kan akmasından da anlayabiliriz yahut emekli general MUHSiN BATUR'un "anılar ve görüşler" adlı anı kitabında bahsettiği ve oldukça düşündüren şu cümlelerinden de anlayabiliriz.
--spoiler--
"Günlerden bir gün emir geldi, tren yoluyla Elazığ'a vardık, oradan da ilk durak Pertek olmak üzere harekete geçtik. iki aya yakın Dersim'de görev yaptım. Okuyucularımdan özür diliyorum ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum."
--spoiler--
hakkında cilt cilt kitaplar yazılacak bir katliamın küçük bir unsurunu gerek vakit darlığı gerekse yazar kişisinin yaşayacağı hayal kırıklığının boyutunu aza indirmek için kısa kesiyorum.
bu da sözlük formatı için gelsin;
tanım: doğru bilgiler ışığında bir mücadele dilediğim güzide insan.
sabiha gökçen'in Atatürk ile Bir Ömür Böyle Geçti kitabından kendisine ait bir ifade;
--spoiler--
"Eskişehir'de Tayyare Alayı'nda staj gördüğüm günlerden birinde uçuştan indiğimde bölükteki fevkaladelik dikkatimi çekti. Hemen sordum. Bizim bölüğün Dersim Harekatı'na katılma emrinin geldiğini söylediler. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Derhal bölük kumandanımıza koştum. (...) O da alay komutanına gönderdi. (...) Özel müsade lazımdı. (...) Hemen Çankaya'ya koştum. Atatürk beni karşısında görünce, önce hayret etti. Arzumu anlamıştı. Daha doğrusu kendisine isteğim iletilmişti. Bu bakımdan ben daha birşey söylemeden Atatürk konuşmaya başladı. (...) "Bak Gökçen, seni çok takdir ederim. Orada da görevini başaracağına inancım tam. Ancak çarpışacağın insanların eline düşersen, sana fena muamele etmelerinden korkarım. Buna çok üzüleceğimi bilirsin." Ben, 'Emin olunuz, kendimi onlara diri diri teslim etmem' dedim. (...) Hedef doğrudan Dersim'di.
--spoiler--
bu noktada dersime giden ve dersim katlimanın baş mimarlarından biri olan sabiha hanımın orada dersim halkının üstüne çiçek yağdırmadığını munzur çayının günlerce kan akmasından da anlayabiliriz yahut emekli general MUHSiN BATUR'un "anılar ve görüşler" adlı anı kitabında bahsettiği ve oldukça düşündüren şu cümlelerinden de anlayabiliriz.
--spoiler--
"Günlerden bir gün emir geldi, tren yoluyla Elazığ'a vardık, oradan da ilk durak Pertek olmak üzere harekete geçtik. iki aya yakın Dersim'de görev yaptım. Okuyucularımdan özür diliyorum ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum."
--spoiler--
hakkında cilt cilt kitaplar yazılacak bir katliamın küçük bir unsurunu gerek vakit darlığı gerekse yazar kişisinin yaşayacağı hayal kırıklığının boyutunu aza indirmek için kısa kesiyorum.
bu da sözlük formatı için gelsin;
tanım: doğru bilgiler ışığında bir mücadele dilediğim güzide insan.
ferzende kaya'nın öncülüğünde esmer dergisinden ayrılan yazarların oluşturdugu yeni bir dergi.
http://www.multikulti.com.tr/
http://www.multikulti.com.tr/
roma hukuku dalında türkiye'nin sayılı hocalarından biridir. başkent üniversitesi hukuk fakültesinin dışında ankara'da birçok vakıf üniversitesinde de görev yaptığı için sınavları diğer üniversitelerde sorduğu sorular ile hemen hemen aynıdır.
(bkz: gürgan çelebican)
(bkz: gürgan çelebican)
diyarbakır beş nolu, mehdi zana'nın "vahşetin günlüğü" adlı kitabıyla aynı konuları işleyen ve diyarbakır cezaevinin soğuk duvarları arkasında yaşanan acımasızlığın ve vahşetin gözler önüne çıkarıldığı "deng" yayınlarından çıkan bayram bozyel kitabıdır.
--spoiler--
bayram bozyel, "Disko" denilen işkencehanede çırılçıplak Filistin askısına asılışını, cinsel organından ve serçeparmağından elektrik verilişini, kalaslarla öldürülesiye dövülüşünü, tabanları yarılıncaya dek falakada yatırılışını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Kış soğuğunda üzerlerine hortumla basınçlı soğuk su fışkırtılan mahkûmların neden zatürre olup öldüğünü kestirmek zor değil.
Lağım çukurlarında yüzdürülüp başları postallarla suya batırılanların, makatına cop sokulanların, "Co adlı köpeğe" esas duruşta tekmil verdirilenlerin, eğlence için canlı kurbağa, fare dışkısı ya da kusmuk yedirilen, sidik içirilenlerin, niye intihar ettiklerini tahmin etmek de zor değil.
Falakadan sonra arkadaşını sırtına alıp durmaksızın koşması istenirken dövülenlerin, niye "ölüm orucuna" yattığını, sonra niye "dağa çıktığını" düşünebilmek de zor değil.
Hele istiklal Marşı'nın bütün kıtalarını ezberleyemediği veya koğuş sorumlusunun cümle cümle okuduğu Atatürk'ün hayatını yeterince yüksek sesle tekrarlamadığı ya da koşarken "Her Türk asker doğar" diye haykırmaya mecali kalmadığı için öldüresiye dövülenleri öğrenince, bu toplumun cumhuriyetten, Atatürk'ten neden, nasıl soğutulduğunu anlamak da zor değil.
can dündar...
--spoiler--
--spoiler--
bayram bozyel, "Disko" denilen işkencehanede çırılçıplak Filistin askısına asılışını, cinsel organından ve serçeparmağından elektrik verilişini, kalaslarla öldürülesiye dövülüşünü, tabanları yarılıncaya dek falakada yatırılışını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Kış soğuğunda üzerlerine hortumla basınçlı soğuk su fışkırtılan mahkûmların neden zatürre olup öldüğünü kestirmek zor değil.
Lağım çukurlarında yüzdürülüp başları postallarla suya batırılanların, makatına cop sokulanların, "Co adlı köpeğe" esas duruşta tekmil verdirilenlerin, eğlence için canlı kurbağa, fare dışkısı ya da kusmuk yedirilen, sidik içirilenlerin, niye intihar ettiklerini tahmin etmek de zor değil.
Falakadan sonra arkadaşını sırtına alıp durmaksızın koşması istenirken dövülenlerin, niye "ölüm orucuna" yattığını, sonra niye "dağa çıktığını" düşünebilmek de zor değil.
Hele istiklal Marşı'nın bütün kıtalarını ezberleyemediği veya koğuş sorumlusunun cümle cümle okuduğu Atatürk'ün hayatını yeterince yüksek sesle tekrarlamadığı ya da koşarken "Her Türk asker doğar" diye haykırmaya mecali kalmadığı için öldüresiye dövülenleri öğrenince, bu toplumun cumhuriyetten, Atatürk'ten neden, nasıl soğutulduğunu anlamak da zor değil.
can dündar...
--spoiler--
anayasaya göre "hiç kimse tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkartılamaz".
toplumun ekonomik kaynaklarının, ekonomik kalkınmayı sağlamak amacıyla bilimsel ve akılcı biçimde kullanılmasını sağlar.
başbakan veya bakanların görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçların araştırılmasını sağlayan hükümeti denetleme yollarından biridir.
ALıNMASI GEREKEN BiR KARARıN TASLAK ŞEKLiNDEKi TEKLiFi.
tbmm'nin hükümeti denetleme yollarından biridir.
milletvekillerinin tek başlarına başbakana ya da herhangi bir bakana bilgi almak amacıyla yazılı veya sözlü olarak soru sormalarıdır.
milletvekillerinin tek başlarına başbakana ya da herhangi bir bakana bilgi almak amacıyla yazılı veya sözlü olarak soru sormalarıdır.