bugün

23 Temmuz 1925 tarihinde Çanakkale ilinin Gelibolu ilçesinde doğdu. Yön, Papirüs, Türk Solu, Türkiye Yazıları, Milliyet-Sanat Dergisi gibi çeşitli yayın organlarında yazdı. 1969'da Suadiye'de Yeryüzü Kitabevi'ni kurup yönetti. 1940 kuşağı toplumcu şairleri arasında kavgacı, ama barışcıl ve insancıl yanı ağır basan yoğun içerikli, dil ögesini, biçim kaygısını taşıyan, işçiliği titiz şiirleriyle tanındı.
Günümüz şairlerinden. Çanakkale, Karainebeyli köyünde doğdu. istanbul'da Yenikapı Ortaokulu'nu bitirdi. Anadolu'da bir süre memurluk yaptı. Sonunda bir kitabevi açtı. Toplumsal sorunları şiirleştirdi.

ESERLERi :

Günden Güne, istanbul Bulutu, Kedi Aklı, Saat Sekizi Geç Vurdu, Alıcı Kuş, Seslerin Ayak sesleri, Alıcı Kuşu Kardeşliğin, Ölüm Yok ki, Ay Ayakta Değildi -Acı Ertelenirken (seçme şiirler) Günden Güne - Yoksulduk Dünyayı Sevdik, Onarırken Kendini, istanbul Bulutu ile 1959 Yeditepe Şiir Armağanı'nı aldı.
bir şiiri..

"Nice nice acıları aklına getir
Bunca yoksulluğu aklına getir
Gözyaşlarını aklına getir
"GiTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
Gitme aklına getir"
(bkz: bırak beni)
23 Temmuz 1925'te Çanakkale'nin Gelibolu ilçesi Karainebey köyünde doğdu. ilkokulu Çanakkale'de, ortaokulu istanbul'da bitirdi. istanbul Erkek Lisesi'nde 2 yıl öğrenim gördü. istanbul'da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1944'te Ankara'ya taşındı. Atatürk Orman Çiftliği'nde memur olarak çalıştı. 1950'de istanbul'a döndü. Mahmutpaşa'da işportacılık yaptı. 5 Aralık 19512de TKP davasından tutuklandı. 2 yıl cezaevinde kaldı, delil yetersizliğinden beraat etti. Toplumsal gerçekçi anlayışta şiir yazan genç şairlerden biri olarak belirdi. Kavgacı ama barışçıl ve insancıl yanı ağır basan, dil ögelerini ve biçim kaygısını elden bırakmayan bir şiir kurmaya yöneldi. "Yeryüzü" dergisinde bu çabanın başarılı şiir örnekleri yayınlandı. "Arif Barikat" takma ismini kullandığı bu dönem şiirlerini 1956'da "Günden Güne" adlı kitabında topladı. Kitap basıldıktan 5 ay sonra toplatıldı ama beraat etti. Sonraları ikinci Yeni şairlerinin yanında, imgeye ağırlık veren, biçim ve dil araştırmalarına girmiş bir şair olarak göründü. Bu yönüyle 1940 kuşağı adıyla anılan şair arkadaşlarından ayrılır. 1956 sonrası şiirlerinde ise geçirdiği her iki dönemin ortak özellikleri dikkat çeker. "Arif Hüsnü", "Ece Ovalı" takma isimlerini de kullandı, düzyazılarında şiirle ilgili düşüncelerini anlattı.
önde gelen şiirleri;

ŞAFAK VAKTi
TAHATTUR
DUR DUR
GiTME KAL
KUYTUDA
SAAT SEKiZi GEÇ VURDU
AYNANIN ÖNÜNDE
SAKSI
25 HAZiRAN 1981
GECE
DiDiNE
YOK YERE
BiR AŞK ŞARKISI YAZMAK iSTERDiM SENiN iÇiN
nazım hikmethakkında:

FERHAT'IN KAZMASI DÜŞMEZ ELiNDEN

Bizim Anadolu'muz var ya Erzurum Yaylası Palandökenler
Ağrı Çukurova'mız
Aklıma düşünce öyle bir seviniyor öyle bir seviniyorum ki
Bizim çetin halkımız
Çanakkale Kurtuluş Savaşı'mız
Şeyh Bedreddin Pir Sultan Nâzım Hikmet
Aklıma düşünce öyle bir seviniyor öyle bir seviniyorum ki
Kızılırmak Yeşilırmak Dicle Fırat
Bütün öteki akarsular
Hep birlikte akıyorlar akıyorlar akıyorlar
Aklıma düşünce öyle bir seviniyor öyle bir seviniyorum ki

DÖRTLÜK

Büyük şairdi sevdi sevdalandı Nâzım Hikmet
Karasevdamızı sevdi türküsünü güzel de söyleyerek
O kadar aşk her şey türküsünü sürdürmek içindi
Karasevda emekçinindi emek içindi
GiTME KAL

Nice nice acıları aklına getir

Bunca yoksulluğu aklına getir

Gözyaşlarını aklına getir

"GiTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir

Gitme aklına getir

Kıraç mı kıraç toprakların üstüne

Güneşler açar yağmurlar kesilince

Çırılçıplak kayada yeşerir inci ağacı

Dağların kuytusunda bir uslu çiçek

Dağıtır mavisini kendi kendine

Gitme beraberlik içinde

Nasıl sevinirdik aklına getir

Her şeyi her şeyi aklına getir

Gece yarılarını aklına getir

Söylediklerini aklına getir

Sinsi yağmurlar yağıyordu

Soğuktu

Yaktığımız ateşi aklına getir

Nelerden geçiyorsun aklına getir

Gitme dünyamızın her yerinde

Yorgun eller gülleri derleyince

Ellerin sevincini aklına getir

Güllerin sevincini aklına getir

Ne çok severdik seni aklına getir
(bkz: kırık makara)
(bkz: yoksulduk dünyayı sevdik)
bir şiiri vardır ki okunmalı mutlaka; şöyle ki

Hissen yok bu akşamda senin
sen öğleden beri
bu renk renk
bu çeşit çeşit söylenen şarkının
artık haricindesin.

Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar,
nerdeyse, habersiz gün batacak.
Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı
büyük ve mütehammil toprak.
Her şeyin ne kadar şikâyetsiz
saatin hâlâ işliyor bileğinde,
onu akşamdan akşama kurardın,
tabii biraz sonra duracak.
Bugün günlerden cumartesi,
dün yazdığın mektup,
ancak, dört gün sonra eline değecek karının.
Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek,
sesin teselli edecek
düşünür gibi gülecek,
kısaca : Yaşayacaksın.
Çocuğun o akşam yazdığı cevapta
bahsedecek çiçek açtığından
bahçenizdeki ağaçların.

Güneş battı,
yıldızlar doğacak biraz sonra,
şimdi karnın acıkmış olacaktı.
Çantanda tayının ve konserven var,
cebinde, yemekten sonra içecek sigaran.

Düşman bozguna uğratıldı arkadaş,
mısralarımda olsun uyan!..
ateist $air. ilhan berk'i, attila ilhan'i filan sevmez. ben onu yine de severim.
-yol yorgunu-

Bana bir türkü öğretsen
Ayın aydınlığında söylesem
Gecenin karanlığında söylesem
Yağmur yağınca söylesem
Toprak uyanınca söylesem
Bana bir türkü öğretsen

Bana bir türkü öğretsen
Beraber olunca söylesem
Ayrı kalınca söylesem
Seni unutunca söylesem

Bana bir türkü öğretsen
Geldiğim yerlere er geç dönebilsem
Sevebilsem her şeyi yeniden sensiz
Sensiz vazgeçebilsem
Gece demesem gündüz demesem
Kimseleri dinlemesem

Hem yürüsem hem söylesem
Hem söylesem hem yürüsem...
"yoksulduk, dünyayı sevdik"

"ille görmek için mi beklenir güzel günler
beklemek de güzel"

der usta, daha ne desin.
vietnam için yazmadın dedi akşit
vietnam için şiir yazılmaz
vietnam için döğüşülür
vietnam için ölünür

yapraktan kömür
kirpikten kül
gözlerin yandığı vietnam

dağ ol dağlarına katıl
başak ol
tüfek ol çatıl
tuz ol ekmeğini bansın
göreyim

ağlamayı bilmiyor vietnam
şiir ne ki
gözyaşı
çocuklar doğmadan öldürülüyor
git vietnam'da ana ol
devletin güç yetirmeye çalıştığı fakat bir türlü başarılı olamadığı adamlardan. bir arkadaşım hakkında şöyle demişti: 'döneminde sözlükler olsa bile sözlüklerde yazıp popüler olmak yerine sokağa çıkar çakmak, tırnak makası satardı ve orada kendisine devrim yapmak isteyen bir çevre hazırlardı.'
Kime ne desem
Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum

Düşünmeden biliyorum deniz ılıdı
Dökülen çelik katı
Yürüyenler yanyana

Yüzümü güneşte dinlendirsem
Dağın dağ olduğunu bilsem, ovanın ova, ağacın ağaç
Kurtulurdum

Çok köprülü sular gibi git git bitmedi
Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum

Saat sekizi geç vurdu
Giden gitmiş hüznü ayaklandırmak boşuna
Düşünmeden biliyordum..
Elimde demin
Küçük bir saksı vardı
Boş bir saksı

Nasıl ağırmış meğer
Nasıl kolum ağrıyor
Boş
Bomboş
Çiçeksiz bir saksı..
bugün itibariyle yaşamını kaybeden şair. toprağı bol olsun.
şöyle demişti bir naziresinde;

"ben tembelin tekiyim ahir ömrümde,
tembelin teki.
nasıl iyi mi?"
...Karşı koymazsak eğer
tehlikededir günlük ekmeğimiz
bacamızın tütmesi tehlikededir
evimiz, aşkımız, çocuğumuz
pencerede saksı
kitap sevgisi, insan sevgisi
tehlikededir...
dünyanın yoksulluğudur bir şairin ölmesi. şimdi daha bir eksildi dünya...
şiirin sönen mumlarından biridir.
ışığı kalır.
"ille görmek için mi beklenir güzel günler. beklemek de güzel..." dizelerinin sahibi, sonsuzluğa yürüdüğün yol ışık dolsun... nur içinde yat..
"Yazdan kalma günler getirirsin kara kış içinde
Bir serçe dala konar gibi güzel her söylediğin
Don vurur kırağı çalar evrenimi
Yüz güvercin pırr demiş uçmuş gibi ürkerim her gidişinde...
Kulağımı çınlatan, aşımı kotaran, söküğümü diken
Od düşer su serpersin içime
Şaşırsam seni duyarım
Deniz kıyılarısın ağustos güneşinde"
bir sen

Günlerce yağmurda,
günlerce karda,
günlerce rüzgar esti
Erzurum'da, Zara'da.

Bir sıcak sen kaldın içimde.
O gün bu gün
dünya bir yana
sen bir yana

Dünyalar senden yana