bugün

devlet tiranlığına karşı durup kardeşini toprağa vermekten vazgeçmeyen koca yürekli kadın, evet.
adaletin olmadığı bir dünyada eşitlik için savaşan bir kadın.

Yamulmuyorsam yaklaşık beş sene önce falan haldun taner sahnesinde görsel olarak da karşımıza çıkmıştı ki, devlet tiyatrosuna ait platformlar ara ara oynamaktadırlar bunu.

idrak edebilene ibretlik mesajlar verir, şamarlar kendisine getirir. Kanımca söylemleri içerisinde en güzellerinden biri kuşkusuz içinde bulunduğumuz ahval ve şeraitin önemi dahilinde olan ve durumumuzu betimleyen şu cümledir;

“a city which belongs to just one man is no true city”

― sofokles, antigone
Her ne kadar mit olsa da bir kadın olarak devlete karşı o anarşik davranışları hoşuma gitmedi değil.
Zeus sana merhamet etsin antigone!
Eserin Adı : ANTiGONE
Yazarı : Sophokles
Türü : tragedya
Yayınevi : Acar Matbaacılık
Basım Yılı : 1993
Baskı Sayısı : 1.baskı
Çeviri : Sabahattin Ali

Kardeş olan Eteokles ve Polyneiskes’in savaşta birbirini öldürmesi üzerine hükümdar olan Kreon Eteokles’in geleneksel şekilde gömülmesine izin verirken Polyneiskes’e aynı şerefi layık görmememiştir. Bunu kabul etmeyen Antigone, ağır şekilde cezalandırılacağını bilmesine rağmen, kardeşini geleneksel şekilde gömmeye karar verir. Bu fikrini kız kardeşi ismene’ye açar lakin ismene hükümdara karşı gelmemek adına bunu kabul etmez ve Antigone’yi de vazgeçirmeye çalışır ama başarılı olamaz. Polyneis’i n üzerine toprak atarken yakalanan Antigone, hükümdarın yakın çevresinden gelen tüm itirazlara rağmen, taşlarla çevrili bir mabette ölümü beklemeye mahkum edilir. Nişanlısı Haimon, aynı zamanda Kreon’un oğlu, bu karara itiraz eder lakin bu durum babasını öfkelendirmekten öteye gitmez. Kreon’un çok güvendiği kahininin bu durumun felaketler getireceğini söylemesi üzerine Kreon önce kahini paragözlülükle suçlar lakin sonrasında ona hak verir ve Antigone’yi mabetten çıkarmaya gider. Bir grup asker ile beraber mabede gittiğinde Antigone’nin kendini astığını, Haimon’un da onun yanında kahrolduğunu görür. Sevgilisinin ölümüne dayanamayan Haimon, babasının gözü önünde kendi canına kıyar. Oğlunun cesedi kucağında meydana gelen Kreon, orada oğlunun haberini alan karısının da intihar ettiğini öğrenir.

Ana fikir; “ Gurura kapılanlar, büyük sözlerin cezasını ağır darbeler yiyerek çekerler.” .

KARAKTER ANALiZLERi
Antigone : Doğru bildiğinden şaşmayan, gelenekçi, sorumluluk sahibi, sorgulayan bir karaktere sahip.
ismene : Gelenekçi tarafı ve uysallığı arasında kalmış bir karakter.
Kreon : Gururlu ve otoriter bir kimliğe sahip.
Haimon : Adalet ve aşk duygusuna sahip, kararlı bir yapısı var.

Olaylar, Kreon’un Polyneikes’in cenazesinin gömülmesine karşı çıktığı ve Antigone’nin bu karara uymadığı ve ölümle cezalandırıldığı gün Thebai kentinde meydana gelmiştir.
Zaman ve mekan belli olmasına rağmen işlediği konu tüm insanlığı ilgilendirdiği için eser evrensel bir niteliğe sahiptir. Bu eseri günümüze uyarlamak ve daha toplumsal bir mesaj vermek adına; eserin sonunda sadece Kreon’un değil de ona karşı çıkmayan yapılan haksızlığı görmesine rağmen egemen güce boyun eğen halkın başına da bir felaket verirdim.
Antigone’nin ölüme karşı tutumu, canı pahasına doğru bildiği değerlerden vazgeçmeyişi hatta bu değerler uğruna kendini bir bilinmezliğe itmesindeki cesareti tüylerimi ürpertti. Kadının toplumsal hayattaki yerini, iktidar hırsının aptallaştırıcı etkisini, bireyin gelenek ile yasalar arasındaki ikilemini insana yaşatan bir eser olduğunu düşünüyorum.
Bütün bunların yanında eserin baş kahramanının Antigone mi yoksa Kreon mu olduğu konusunda kararsız kaldım. Antigone inandığı değerlerin arkasında duruşuyla ve hazin sonuyla baş kahramanmış gibi görünüyor lakin Kreon’un sonu da en az Antigone’ninki kadar hatta belki onunkinden daha fazla trajiktir.
Kanaatimce; günümüz Türkiye’sinde de eserdeki gibi bir durum söz konusudur. insanlar yanlış giden bir şeyler olduğunun farkındalar lakin egemen güce karşı gelmemek adına tepki gösterememektedirler.
Oidipus'un öz annesi iokaste'den olan kızı. Kahin Teresias'ın kehanetleri sonucu işlediği günahtan haberdar olunca gözlerini kör edip Thebai'den ayrılan babasına yol boyunca yarenlik etti. Attika'nın ilçesi Kolonos'a vardıklarında Oidipus öldü. Antigone Thabai'ye döndü. Burada kardeşleri Eteokles ve Polyneikes, krallığı paylaşamayarak birbirlerine karşı açtıkları savaşta can verdiler. Antigone,tahta çıkan Kreon'un, Eteokles'in bir kahraman gibi gömülmesi, yabancılarla birlik olup yurduna saldıran Polyneikes'in ise mezarsız bırakılıp vahşi hayvanlara yem edilmesi emrine karşı çıktı. Karşılığında ölümle cezalandırılacağını bile bile kardeşini gömdü. Diri diri gömülmeye mahkum edildi, fakat infazda önce kendini astı. Sophokles'in M.Ö. 442'ye doğru oynanan ünlü trajedisi "Antigone"ye konu olmuştur. Fransız tiyatro yazarı Jean Anouilh de ilk kez 1944'te sahneye konan "Antigone" adlı ünlü oyununda devlet otoritesiyle tavizsiz bir ahlak anlayışını karşı karşıya getirmiştir.
"ben bu dünyaya kin değil sevgi paylaşmaya geldim"... antigone...
oyuncu adaylarının sıkça çalıştığı tirad...
ANTIGONE :

ismene'm canım kardeşim benim babamız Oidipus'un mirası hiçbir acı, kahır, utanç kaldı mı Zeus'un yaşarken bize tattırmadığı? Şimdi de Kral bütün kente buyruk salmış diyorlar, biliyor musun ne? işittin mi? En sevgilimizin başına gelecekten belki haberin bile yok senin.

(ismene:Bir şey duymadım ben, bilmiyorum.)

Sezmiştim böyle olduğunu, ondan çağırdım seni buraya , sarayın dışına yalnız sen işitesin diye.
. .

Kreon yalnız birini gömüyor ağabeylerimizin öbürünü gömütsüz bırakıyor aşağılamak için. Eteokles'in cenazesini doğru dürüst dua ile kaldırttı, saygınlık içinde varsın diye ölüler ülkesine. Ama onunla kucak kucağa can veren Poluneikes'i kimse gömmeyecek demiş, kimse yasını tutmayacak! Kardeşimizi böyle gömütsüz, gözyaşsız leş kargalarına, akbabalara peşkeş çekmiş tatlı bir şölen niyetine. Anlıyorsun ya. Sayın Kreon'un buyruğu seni de beni de yakından ilgilendiriyor... Özellikle beni. Duymayanlar iyice öğrensin diye kendi de geliyormuş buraya. Şakası yok, uygulanacak emir. Yasağa karşı çıkan olursa , halkça taşlanarak can verecek surlarda. Durum böyle, günü saati geldi özündeki mayayı görelim yaratılıştan soylu musun yoksa soylu ataların yozlaşmış bir çocuğu mu?
. .

Israr etmiyorum, yardımın eksik olsun, işine bak sen. ilerde gönlünden kopsa bile yardımını kabul etmem artık. Ben gömmeye gidiyorum ağabeyimi. bu uğurda ölsem ne gam? Yan yana yatarız kardeşimle iki sevgili gibi, suçsa kutsal bir suç benim ki. Şu kısacık yaşamda dirilere yaranmaya değer mi? Öte yandan sonrasızlık bekler beni Ölmüşlerime adıyorum sevgimi, sen ama yüz çevirip kutsal yasalardan gönlünce sürdür günlerini.

Oyunun adı :Antigone
Yazan :Sophokles
Türkçesi :Güngör Dilmen
konservatuvar seçmelerinde sıklıkla tercih edilen tiradın da içinde yer aldığı antik yunan oyunu.
şu sıralar cevahir de kenan ışık'ın yönetiminde oynanan tiyatro oyunudur. milattan önce eski yunan da ateşli silah ve zafer konuşmasını videodan yapan kral görmek isteyenler bu oyunu kaçırmamalıdır.
şimdi zaten, yaklaşık 2500 yıl önce hazırlanmış bir oyundan modern tiyatro akıcılığı, canlılığı beklemek saçmadır diye düşünüyorum. antigone yi izlerken, kişi dünyanın ilk anarşist kadın karakterini, ilk toplu başkaldırısını, devlet yönetimi ile ilgili ilk temel fikirlerden birkaçını canlandırma yoluyla öğrendiğinin farkında olmalı. senaryonun özünden de öte, o özle günümüz arasında köprü kurmalı. yani klasik deyişle, oyunu, yazıldığı çağın koşullarıyla değerlendirmemiz lazım. o konuda hemfikiriz.

ama şimdi sen mö 400 lü yıllarda yazılmış bir oyunun içine, neden ateşli silah koyuyorsun? neyi amaçlıyorsun burada? kadınların ayağında neden kot pantolonlar var? kralın tahtı, neden tekerlekli ofis sandalyesi? bildiğin ofis sandalyesiydi lan? amacın nedir burada tam olarak?

ha eğer geçmişten günümüze kurulması gereken köprüyü, eski metnin dekoruna koyulan modern materyaller yoluyla sağlamlaştırılmak istenmişse, bu orijinal fikir, yazık ki başarısız olmuş. bir de oyunun başında sahnenin arkasından, projeksiyon yardımıyla geçirilen yazının başındaki koskoca "duraklat-oynat" yazısı, daha bismillah, başlar başlamaz oyunun aurasından kopardı beni.

thebai kralının mikrofon başında basın demeci verme görüntüleri olsun, mikrofonun tutulup "ses ses.. deneme bir iki" şeklinde yapılan ses denemeleri olsun... gerçekten komikti. izleyici ister istemez "noluyo lan? milattan önce 400 de değil miydik biz?" diye soruyor ve sen "öeeee.. geçmişten geleceğe köprü... bağlantı... sıradışılık.. yaşanmışlık.." diye gevelemekten öteye geçemiyorsun.

ayrıca cevahir deki sahnede ikinci kez müzik eşliğinde oyun izlemiş biri olarak, buradan uyarma ihtiyacı hissettim: o ses sisteminizi bi gözden geçirin kardeşim. müziğin sesinden oyuncuların ne söylediği anlaşılmıyor. hele oyuncu, meramını şarkı söyleyerek anlatacaksa olay iyice kopuyor. gürültüden başka bir şey duyamıyoruz. büyük bir sorun. bugünkü metnin yarısı piç oldu bu olay yüzünden.

netice itibariyle izlenmesi zor, tam konsantrasyon isteyen bir oyun evet. ancak bunun sorumlusunun rahmetli sophokles olduğunu sanmıyorum. çağımızda aramak lazım suçu.

son olarak hemen önümde oturan, sahnedeki oyuncu bizim tarafa dönmüş haldeyken bile utanmadan telefonuyla oynayan ve bunu bir saat boyunca sürdüren hanfendiye yuh diyorum. yanımdaki uzun boylu, oyuncular selam verirken alkışlamayan kasıntı herifi de yanına alıp bir aksiyon filmine gitmelerini öneriyorum. bir şafak sezer filmi falan da olabilir. sıkılmazlar.
akün sahnesinde ankara seyircisiyle kucaklaşmış oyun.
oyun müzikleriyle ,geçişleriyle çok başarılı.tek perde halinde çoğu zaman durağan bir hikaye.
ayrıca oyunda kullanılan silah sesleri seyirciyi titretmektedir.
izlemeden önce okuduğum olumsuz yorumlara rağmen iyiki gitmişim dediğim tiyatro oyunu.
tarihte bilinen ilk devlete başkaldırı eylemini gerçekleştiren karakter.
turneye çıkmış Ankara için 1 mayıs'ı bekleten istanbul dt oyunu.
tragedy nin iyi örneklerinden.
antigoneda chorus halki temsil eder. devletin yasalari ve inanclar arasindaki sorunlarin cozulebilecegini soyler. ancak antigoneun kiz kardesi ismene ve polyneikese karsi davranislarina bakilirsa antigoneun vicdanina mi uydugu yoksa yasalara karsi cikan abisinin yaninda olarak devlete karsi mi geldigi sorgulanabilir.
pozitif hukuk ile doğal hukuk çarpışmasıdır.
antigone karakterinin otoriteye karşı çıkan insanı temsil etmesinin yanı sıra temsil ettiği bir diğer şey töreye bağlılıktır. kardeşi polyneikes'in gömülmesini ister çünkü töreleri bunu gerektirir.
Haimon'un, babası Kreon'a attığı tirat ünlüdür. "Baba, tanrılar bize yeryüzündeki nimetlerin en büyüğü olan aklı vermiştir." diye başlar ve babasına dakikalarca ayar verir resmen. Ayrıca realist düşüncenin de temel kalıplarını içerir bu tirat.
oidipus'un annesiyle olan evliliğinden doğan çocuklarından en ünlü olanı.
babası oedipus'un lanetlenerek ülkeyi terk etmesi üzerine abileri polynices ve eteocles arasında çıkan taht kavgası sonrasında iki abisinin ölmesi üzerine hükümdar olan dayısı creon'a başkaldıran kadındır.creon'a başkaldırması creon'un vatanperver ilan ettiği eteocles'i kraliyet töreni ile gömeceğini,hain ilan ettiği polynices'i ise kurta kuşa yem edeceğini söylemesinden kaynaklanmaktadır.
gecen pazar yıldız teknik üniversiteleri oyuncuları tarafından özgürlük parkında icra edilmiş eser.
devlete ilk başkaldırının esas kızı.
yunanlılara göre yasa, yapay bir şey değildir ve üzerinde de tartıışılmaz. yasa evrensel bir gerçektir ve insan duyguları tarafından eleştirelemez. trajedi de, insan ile dünyanın bu düzeni arasındaki karşıtlıktır.

eski yunan düşüncesindeki adalet kavramının içyüzünü açığa vurur. yunanlılar, birey ve işlediği cürüm üzerinde değil, yasa ve ona duyulan saygı üzerinde dururlar. sophokles'in bu trajesinde antigone'nin kardeşleri eteokles ve polyneikes'in thebai'de elde etmmeye yöneldikleri iktidar kavgası üzerinde durulur. thebai prensi kreon, site'yi savunan eteoles'e güzel bir mezar yaptırır ve kente saldıran polyneikes'in bir mezarı bile olmasını istemez. trajedide, verdiği karar üzerinde ısrar eden kreon ile polyneikes'in kardeşi gibi onurla anılmasını isteyen antigone karşı karşıya gelir.

trajedinin sonunda, evrensele ilişkin endişe dile getirilir. antigone canlı olarak gömülmüştür. yani bir ölü, ölülerin elinden alınmış canlılardan uzaklaştırılmıştır. böylece evrensel olan yasa da uğradığı zararlardan kurtulmuştur. oysa eski yunanlılar için burada antigone'nin evrensel olan gerçeğe kurban edilmesi ve dünyanın düzeninin yeniden kurulması söz konusudur
ayşe emel mesci'nin kendince rejisiyle 2006 yazında antik tiyatrolar turnesi kapsamında izlenilmiş oyundur ayrıca.
oyunun coşkun ırmak tarafından kaleme alınan enteresan ve kapsamlı bir eleştirisine http://www.tiyatrom.com adresinden ulaşılabilir.

(bkz: aspendos antik tiyatrosu)
sokratesin yazılı olmayan yasalara uyma isteğine(kötü niyetlilere istediklerinde yasaları çiğneyebilecekleri konusunda cesaret vermemek için)karşıt tezdir.sofokles'in direnişi anlatan oyunudur.