bugün

antigone

şimdi zaten, yaklaşık 2500 yıl önce hazırlanmış bir oyundan modern tiyatro akıcılığı, canlılığı beklemek saçmadır diye düşünüyorum. antigone yi izlerken, kişi dünyanın ilk anarşist kadın karakterini, ilk toplu başkaldırısını, devlet yönetimi ile ilgili ilk temel fikirlerden birkaçını canlandırma yoluyla öğrendiğinin farkında olmalı. senaryonun özünden de öte, o özle günümüz arasında köprü kurmalı. yani klasik deyişle, oyunu, yazıldığı çağın koşullarıyla değerlendirmemiz lazım. o konuda hemfikiriz.

ama şimdi sen mö 400 lü yıllarda yazılmış bir oyunun içine, neden ateşli silah koyuyorsun? neyi amaçlıyorsun burada? kadınların ayağında neden kot pantolonlar var? kralın tahtı, neden tekerlekli ofis sandalyesi? bildiğin ofis sandalyesiydi lan? amacın nedir burada tam olarak?

ha eğer geçmişten günümüze kurulması gereken köprüyü, eski metnin dekoruna koyulan modern materyaller yoluyla sağlamlaştırılmak istenmişse, bu orijinal fikir, yazık ki başarısız olmuş. bir de oyunun başında sahnenin arkasından, projeksiyon yardımıyla geçirilen yazının başındaki koskoca "duraklat-oynat" yazısı, daha bismillah, başlar başlamaz oyunun aurasından kopardı beni.

thebai kralının mikrofon başında basın demeci verme görüntüleri olsun, mikrofonun tutulup "ses ses.. deneme bir iki" şeklinde yapılan ses denemeleri olsun... gerçekten komikti. izleyici ister istemez "noluyo lan? milattan önce 400 de değil miydik biz?" diye soruyor ve sen "öeeee.. geçmişten geleceğe köprü... bağlantı... sıradışılık.. yaşanmışlık.." diye gevelemekten öteye geçemiyorsun.

ayrıca cevahir deki sahnede ikinci kez müzik eşliğinde oyun izlemiş biri olarak, buradan uyarma ihtiyacı hissettim: o ses sisteminizi bi gözden geçirin kardeşim. müziğin sesinden oyuncuların ne söylediği anlaşılmıyor. hele oyuncu, meramını şarkı söyleyerek anlatacaksa olay iyice kopuyor. gürültüden başka bir şey duyamıyoruz. büyük bir sorun. bugünkü metnin yarısı piç oldu bu olay yüzünden.

netice itibariyle izlenmesi zor, tam konsantrasyon isteyen bir oyun evet. ancak bunun sorumlusunun rahmetli sophokles olduğunu sanmıyorum. çağımızda aramak lazım suçu.

son olarak hemen önümde oturan, sahnedeki oyuncu bizim tarafa dönmüş haldeyken bile utanmadan telefonuyla oynayan ve bunu bir saat boyunca sürdüren hanfendiye yuh diyorum. yanımdaki uzun boylu, oyuncular selam verirken alkışlamayan kasıntı herifi de yanına alıp bir aksiyon filmine gitmelerini öneriyorum. bir şafak sezer filmi falan da olabilir. sıkılmazlar.