bugün
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak14
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz15
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu17
- anın görüntüsü21
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- anneler günü17
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- evlilik yaşı kaç olmalıdır11
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190512
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması12
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması18
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması9
Bob Dylan yenilikçi ve şaşırtıcıdır. yalnız enerjisi ve coşkusu değil, müziği içinde değişik bir dil kullanması, gerçeküstücülüğü, izlenimciliği ve kaderciliği tümüyle yeni bir politik bakışın ifadesi olmuştur.
1962-1966 yılları arasına her biri müzik literatüründe köşe taşı olarak görülen tamı tamına 7 albümü (özellikle; the freewheelin' bob dylan (1963), The Times They Are A-Changin' (1964), Bringin' It All Back Home (1965), Highway 61 Revisited (1965), Blonde On Blonde (1966)) sığdırarak henüz 25 yaşında genç bir adamken çoktan efsane haline gelmiş olan, hayatında aşık olduğu ve evlendiği tek kadın Sara Lowlnds'le* birlikteliklerini sonlandırdıkları dönemde (1975) çıkan ve tümü ayrılık temalı şarkılardan oluşan iç yakıcı Blood on the Tracks albümünün tamamının geçtiğimiz yıl bir rock grubu tarafından (evet, öyle bir iki şarkı değil, albümün tümünü coverladılar) coverlanmasıyla şarkısı değil de, albümü coverlanan ilk müzisyen olma ünvanını da kazanan, çoğuna göre iyi müzisyen ve söz yazarı, bana göre ise 20. yüzyılın en önemli ozanlarından biri. Tek farkı kendi dilini müzikle ifade etmesiydi.
Bob Dylan'ın üzerinde Amerikan tarihinin tüm etkilerini görebiliriz. Bu etkilere baktığımız zaman, karmaşıklık Dylan'ın müziğinde sentezlenir. Sayacak olursak, onun müziğinde dört ana damar gözükür. Bu dört ana damar; Kuzeyli beyaz (Yankee), Güneyli fakir beyaz (Southern Poor White), çoban (Cowboy) ve zenci (Black) folk müzikleridir. Dylan bu damarların üstünden sıçrama yaparak müziğini oluşturmuştur. Ama müziğin ötesinde Dylan'in en önemli özelligi olan şiirsel anlatımıdır. ingiliz- Amerikan edebiyatının derin izlerini gözleyebiliriz onda. Dylan üstünde yapılan incelemelerde ortaya çıkan sonuç hep, onun yapıtlarında karakteristik bir özelliğin bulunmadığı yolundadır.
Bana kalırsa Bob Dylan'ın karakteristik yapısı ortadadır. O bir halk şarkıcısıdır. Yapıtlarına baktığımız zaman, Amerika'nın sosyolojik ve kültürel yapısını rahatlıkla görebiliriz. Bir çok farklı kültürün bir araya gelmesinin yarattığı çelişkilerin ve gerçek Amerika'lı insanın arayışı üstünden yapmıştır yolculuğunu. Ancak bu yolculuk esnasında yola ayna tutarak, sadece yansıtan olmamıştır. Sancı duyan, değiştiren, dönüştüren, yaşadığı süreci, sürekli dalgalanan bir ruh haliyle görünenin üstünden sıçrayarak yürümüştür.
bob dylan, günümüzde çok uluslu ve üçüncü dünya ülkelerinde acımasızca emek sömürüsü uygulayan büyük şirketlerin kuruluş yıl dönümlerinde sahneye çıksa da, sayısı kırkı geçen (ben en son love and theft albümünde saymayı bıraktım) albümleri, hakkında çekilen belgeseller (Don't Look Back, No Direction Home) ve şiir kitaplarıyla geçtiğimiz yüzyıla damgasını çoktan vurdu. Long Live Dylan diyor, tangled up in blue'nun sonundaki o muhteşem sözlerle üstadı selamlıyorum..
But me, I'm still on the road
Headin' for another joint
We always did feel the same,
We just saw it from a different point of view,
Tangled up in blue.
1962-1966 yılları arasına her biri müzik literatüründe köşe taşı olarak görülen tamı tamına 7 albümü (özellikle; the freewheelin' bob dylan (1963), The Times They Are A-Changin' (1964), Bringin' It All Back Home (1965), Highway 61 Revisited (1965), Blonde On Blonde (1966)) sığdırarak henüz 25 yaşında genç bir adamken çoktan efsane haline gelmiş olan, hayatında aşık olduğu ve evlendiği tek kadın Sara Lowlnds'le* birlikteliklerini sonlandırdıkları dönemde (1975) çıkan ve tümü ayrılık temalı şarkılardan oluşan iç yakıcı Blood on the Tracks albümünün tamamının geçtiğimiz yıl bir rock grubu tarafından (evet, öyle bir iki şarkı değil, albümün tümünü coverladılar) coverlanmasıyla şarkısı değil de, albümü coverlanan ilk müzisyen olma ünvanını da kazanan, çoğuna göre iyi müzisyen ve söz yazarı, bana göre ise 20. yüzyılın en önemli ozanlarından biri. Tek farkı kendi dilini müzikle ifade etmesiydi.
Bob Dylan'ın üzerinde Amerikan tarihinin tüm etkilerini görebiliriz. Bu etkilere baktığımız zaman, karmaşıklık Dylan'ın müziğinde sentezlenir. Sayacak olursak, onun müziğinde dört ana damar gözükür. Bu dört ana damar; Kuzeyli beyaz (Yankee), Güneyli fakir beyaz (Southern Poor White), çoban (Cowboy) ve zenci (Black) folk müzikleridir. Dylan bu damarların üstünden sıçrama yaparak müziğini oluşturmuştur. Ama müziğin ötesinde Dylan'in en önemli özelligi olan şiirsel anlatımıdır. ingiliz- Amerikan edebiyatının derin izlerini gözleyebiliriz onda. Dylan üstünde yapılan incelemelerde ortaya çıkan sonuç hep, onun yapıtlarında karakteristik bir özelliğin bulunmadığı yolundadır.
Bana kalırsa Bob Dylan'ın karakteristik yapısı ortadadır. O bir halk şarkıcısıdır. Yapıtlarına baktığımız zaman, Amerika'nın sosyolojik ve kültürel yapısını rahatlıkla görebiliriz. Bir çok farklı kültürün bir araya gelmesinin yarattığı çelişkilerin ve gerçek Amerika'lı insanın arayışı üstünden yapmıştır yolculuğunu. Ancak bu yolculuk esnasında yola ayna tutarak, sadece yansıtan olmamıştır. Sancı duyan, değiştiren, dönüştüren, yaşadığı süreci, sürekli dalgalanan bir ruh haliyle görünenin üstünden sıçrayarak yürümüştür.
bob dylan, günümüzde çok uluslu ve üçüncü dünya ülkelerinde acımasızca emek sömürüsü uygulayan büyük şirketlerin kuruluş yıl dönümlerinde sahneye çıksa da, sayısı kırkı geçen (ben en son love and theft albümünde saymayı bıraktım) albümleri, hakkında çekilen belgeseller (Don't Look Back, No Direction Home) ve şiir kitaplarıyla geçtiğimiz yüzyıla damgasını çoktan vurdu. Long Live Dylan diyor, tangled up in blue'nun sonundaki o muhteşem sözlerle üstadı selamlıyorum..
But me, I'm still on the road
Headin' for another joint
We always did feel the same,
We just saw it from a different point of view,
Tangled up in blue.
güncel Önemli Başlıklar