bugün

6 7 eylül olayları

Kıbrıs türktür cemiyeti başkanı hikmet bil'in iddiasına göre, o dönem yaşanan kıbrıs sorununda iki tarafı uzlaştırmak için, ingilizlerin londra'da düzenlediği konferansa katılan, dışişleri bakanı fatin rüştü zorlu, dönemin başbakanı adnan menderes'ten yardım ( destek )ister, bunun üzerine 5 eylül akşamı, florya köşkü'nde,başbakan adnan menderes, içişleri bakanı ve istanbul valisinin de bulunduğu yemekte, bir karar alınır.

bu karara göre; mit tarafından ayarlanan bir kişi, selanik'teki atatürk'ün evinin bahçesine ( eve zarar vermeyecek şekilde ) bir bomba atacak, bu işten yunanlılar sorumlu tutulacak ve basının kışkırtıcı manşetleriyle, bu olay türk halkına duyrulacak, halk galeyana gelecek ve böylelikle, fatin rüştü zorlu'nun talep ettiği destek sağlanmış olacaktı.

fakat işler beklendiği gibi gitmedi, hükümet, halkın sadece bir yürüyüş, miting, gösteri vs.. yapacağını sanıyordu, oysa 6 eylül günü, tam bir insanlık aybı yaşandı, istanbul'daki azınlıkların, dükkanları, 'kıbrıs türktür cemiyeti' tarafından organize edilen; 'kıbrıs türktür türk kalacak, rumlar piçtir piç kalacak' nidaları ve ellerinde türk bayraklarıyla, giderek büyüyen gözü dönmüş kalabalık tarafından, yerle bir edildi, yağmalandı, evleri ve patrikhaneleri yakıldı, din adamlarına işkenceler yapıldı, bazıları öldürüldü, bazı tanıklara göre; rum kızlarına tecavüz edildi.

kısacası, tam anlamıyla, istanbul'da yaklaşık 500 yıldır süren, farklı milletlerin bir arada, dostça yaşamı yıkıldı, yok edildi.
özellikle istiklal caddesinde yaşananlar, ara güler'in objektifiyle kare kare arşivlendi.

bu olaylar yaşanırken, istanbul'dan ankara'ya gitmekte olan, başbakan adnan menderes ve cumhurbaşkanı celal bayar, vali fahrettin kerim gökay'dan gelen haber üzerine sapanca'da trenden inip, istanbul'a geri döndüler, onlar istanbul'a döndüklerinde, yağma hala sürüyordu.

yaşanan bu rezillik, kimilerine göre, önceden planlanmış, kimilerine göre ise anlık gelişmişti
önce, aralarında kemal tahir ve aziz nesin'in de bulunduğu solcuların üzerine atılmaya çalışıldı, daha sonra bu isimler berat etti.

27 mayıs'tan sonra, 6-7 eylül olayları, yeniden gündeme geldi, dönemin başbakan yardımcısı fuat köprülü'nün iddasıyla adnan menderes sorumlu tutuldu.

selanik'teki bombalı eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen hasan uçar ve azmettirici olarak gösterilen oktay engin berat ettiler, adnan menderes ve fatin rüştü zorlu ise 6 şar yıl hapse ve zaten bilindiği gibi, daha sonrasında idama mahkum edildiler.

birileri kayboldu, birileri asıldı, birileri dövüldü vs vs... fakat izmir'e kadar sıçrayan bu olayların asıl bilinmesi gereken yönleri hep karanlıkta kaldı.

yağma yapan gözü dönmüş kalabalığın ellerinde, sanki önceden ayarlanmış gibi tek tip sopalar olması?
istanbul'da yaşamadığı halde, önceden biliyormuş gibi, çevre illerden gelip bu yağmaya katılanlar?
polisin olayları sadece izlemesi?
polisin ordudan destek istemesine rağmen, desteğin tam 1 gün gecikmesi?
halkı abartılı manşetlerle galeyana getiren, fiştekçi basın?

ve daha bir yığın soru, hala cevapsız,

bu iğrenç olayların türkiye'ye faturası ise, bilindiği üzre çok ağır;

*o dönem istanbul'da sayıları 60 bin olan ve kardeşçe yaşayabildiğimiz insanlar, tüm türklere düşman olarak ve en az kendileri kadar türklere düşman nesiller yetiştirmek üzere, bu ülkeyi terk ettiler, sayıları 2 binlere kadar düştü.

*bugün üzerimize atılan iftiralar ( ermeni soykırımı gibi) bu olaylardan beslendi ve destek aldı,

*tüm türk milleti olarak, bütün dünyanın gözünde bir kere daha, barbar ve şovenist olduk ve her zaman da onlar için öyle olmaya devam edeceğiz.

yağmada ve yıkımda emeği geçen herkese bir kere daha teşekkürler !