bugün
- zeynep bastık'ın beyaz külodu21
- birlikte diyete başlayalım mı9
- bayburtta picasso'ya ait ünlü tablo yakalandı18
- yazarların romantiklik seviyesi25
- realite manipülasyonu20
- profesörün sokak köpeği saldırısına uğradığı ülke26
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları21
- yazarların kendilerini tanımlama şekli13
- anın görüntüsü14
- izmir 3 koşuda hangi at gelir8
- kanka olmak istediğiniz yazarlar25
- menzil cemaatinin 17 milyar serveti olması22
- yazarların gurur duydukları özellikleri16
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir20
- chatgpt9
- kadınların katlandığı eziyetler14
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri11
- izmirde 5 çocuğun öldüğü yangın13
- gül gibi kokan sözlüğün ağır abisi21
- belediye konserleri yasaklansın10
- mesai saatlerinde entry girenleri cimere bildirmek8
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey33
- müslüman diye hamas'ı savunmak11
- judas'ın ölmesi8
- 17 yaşında bmw vs 3 yaşında egea9
- kedimi kim yedi1'in ölmesi13
- güvenmemeyi nasıl öğrendin10
- peter parker'ın mutsuz olması13
- reis deyince akla ilk gelen23
- günün sözü9
- mel mel vs eylulsabahi40
- özlem zengin21
- gece yatarken kurulan hayaller16
- tanışmak istediğiniz yazar14
- bazlama açmayı bilmeyen kız10
- bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri8
- ölsem helvamı hangi yazar yapar22
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur17
- eskiamaeksikbiri21
- b12 takviyesi10
- yazarların en çok sevdiği aylar22
- puura11
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri22
- sigara içen insan aptaldır19
- thusnelda10
- amk diyen kezo8
- sevgilisinden yeni ayrılan kız11
- şalgam suyu10
- sokakta görülen kediye naber lan demek9
- larisalisa13
entry'ler (92)
Anne rahmine ulaşıp hayata gelmeyi başarmış şanslı spermini diğerlerinden farklı görmeyen şahsiyettir. Evladına değer vermeyen olmaz olası yaratıktır.
-baba beni seviyor musun?
-seviyorum yavrum
-çok mu?
-çok
-ne kadar çok?
-en az 31 sonrası elimde biriken spermler kadar çok
-baba beni seviyor musun?
-seviyorum yavrum
-çok mu?
-çok
-ne kadar çok?
-en az 31 sonrası elimde biriken spermler kadar çok
hayatında varsa stres
hadi durma çek bir nefes
sonra da bir yudum efes
iyi gider sigara oynarken pes
yeni başlayanlar için heves
hemen bırılmaz, azar azar kes
dumanlı hava sahasına yes
git sigara al başlar birazdan eses *
hadi durma çek bir nefes
sonra da bir yudum efes
iyi gider sigara oynarken pes
yeni başlayanlar için heves
hemen bırılmaz, azar azar kes
dumanlı hava sahasına yes
git sigara al başlar birazdan eses *
türklükle müslümanlığın önceliğinin kıyaslanmasıdır. tartışmalara sebep olabilecek bir karşılaştırmadır. Bunlar dışında hem türk hem müslüman ve müslüman olamayan ecnebi vardır.
insanın hevesini kursağında bırakandır.
-oğlum bütün girdiğim entrylerde sadece 1 artı oy alıyorum
-hehe onu da ben veriyorum farkındasın değil mi?
-hadiiii
-oğlum bütün girdiğim entrylerde sadece 1 artı oy alıyorum
-hehe onu da ben veriyorum farkındasın değil mi?
-hadiiii
Umarım içinde kırmızı kalem yoktur diye düşünmemizi sağlayan öğrencidir. Düzen onun için vazgeçilmezdir ve büyük ihtimalle bu davranışını üniversite yıllarında da devam ettirmek isteyecektir ve daha büyük dalga konusu olacaktır.
youjizz com dan sonra gelen en güzel porno içerikli sitelerden birisi *
son hazırlıklar yapılıp pozisyon alınır, yeni eklenen videolar özenle incelenir, beğenebileceğimizi düşündüğümüz videonun üzerinde mause bekletilerek fragman izlenir, hedef belirlenilir ve artık zamanı geldi uzun eşşek oynamaıyız.
son hazırlıklar yapılıp pozisyon alınır, yeni eklenen videolar özenle incelenir, beğenebileceğimizi düşündüğümüz videonun üzerinde mause bekletilerek fragman izlenir, hedef belirlenilir ve artık zamanı geldi uzun eşşek oynamaıyız.
--spoiler--
Her ne kadar Avrupalı güçlerin Ruslara karşı Osmanlı ile birlikte kazandıkları Kırım Savaşı sonrasında yapılan Paris Antlaşması (25 Şubat 1856) Osmanlı Devleti'ni bir "Avrupalı devlet" olarak tanımlasa da, genelde Türklerin Avrupalılığı özellikle üçüncü bir "düşmana" karşı ittifak ihtiyaçlarının canlı olduğu dönemlerde görüldü. Güvenlik kaygılarının ön planda olmadığı dönemlerde ise Türkler, Avrupa kimliğinin en popüler "ötekisi" olarak görüldü. Bu durum Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet yıllarında Türklerin Batılılaşma ve Avrupalılaşma tercihi ve kararlılığı ile biraz karmaşık bir hal alsa da Türkiye, Avrupalılarca çoğunlukla Avrupalı kurum ve kuralları ithal etmeye çalışan, ama Avrupalı olmayan Doğulu-Müslüman ülke olarak görüldü.
Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet ve toplum bazında genelde Batılı, özelde Avrupalı olma konusundaki kararlılık, çaba ve mücadele, neredeyse zaman zaman "Avrupalılara rağmen Avrupalı" olma hırsı, son derece özel bir durumdur ve Avrupalılık kimliği bütün (iç ve dış) itiraz ve reddiyelere rağmen Türkler tarafından artık hak edilmiş, "kazanılmıştır". Burada en önemli husus şudur: Türkiye'de sadece devlet kendini Avrupalı olarak nitelemiyor, bu kimlik artık sıradan vatandaşın da, toplumun da içselleştirdiği bir değer. Dışişleri Bakanı A.Davutoğlu'nun "Biz Avrupalılar..." diye başlayan ve artık hiç garipsenmeyen sözlerinden belki de daha çarpıcı olanı, sokaktaki Türklerin kendilerini (AB üyeliği konusundaki tartışmaların yarattığı burukluğa rağmen) "Avrupalı" olarak tanımlamaları, tersini adeta bir hakaret olarak görmeleridir.
--spoiler--
Bir düşümsenize bugün Türk takımları avrupa şampiyonlar liginde oynyor, Türk müzisyenler avrupa ülkeleri arasında düzenlenen Eurovision şarkı yarışmasına katılıyor. Bu da açıkça gösteriyor ki türkler ''avrupalı'' sıfatını çoktan kazanmış ancak avrupa bizi gereksiz formalitelerle yıpratıyor. avrupa birliğinin kapılarının türklere açılması avrupalıyı adeta dehşete düşürüyor.
Bu millet nasıl ki malazgirt zaferi ile anodoluyu yurt edinmiş ise benzer bir zafer ile de avrupalılığını ispat edecektir ancak amaç bir avrupalıya dönüşmek, asimile olmaktan ziyade adeta avrupayı fethetmek, avrupa birliğinde etkin güç ve söz sahibi olmak olmalıdır.
Her ne kadar Avrupalı güçlerin Ruslara karşı Osmanlı ile birlikte kazandıkları Kırım Savaşı sonrasında yapılan Paris Antlaşması (25 Şubat 1856) Osmanlı Devleti'ni bir "Avrupalı devlet" olarak tanımlasa da, genelde Türklerin Avrupalılığı özellikle üçüncü bir "düşmana" karşı ittifak ihtiyaçlarının canlı olduğu dönemlerde görüldü. Güvenlik kaygılarının ön planda olmadığı dönemlerde ise Türkler, Avrupa kimliğinin en popüler "ötekisi" olarak görüldü. Bu durum Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet yıllarında Türklerin Batılılaşma ve Avrupalılaşma tercihi ve kararlılığı ile biraz karmaşık bir hal alsa da Türkiye, Avrupalılarca çoğunlukla Avrupalı kurum ve kuralları ithal etmeye çalışan, ama Avrupalı olmayan Doğulu-Müslüman ülke olarak görüldü.
Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet ve toplum bazında genelde Batılı, özelde Avrupalı olma konusundaki kararlılık, çaba ve mücadele, neredeyse zaman zaman "Avrupalılara rağmen Avrupalı" olma hırsı, son derece özel bir durumdur ve Avrupalılık kimliği bütün (iç ve dış) itiraz ve reddiyelere rağmen Türkler tarafından artık hak edilmiş, "kazanılmıştır". Burada en önemli husus şudur: Türkiye'de sadece devlet kendini Avrupalı olarak nitelemiyor, bu kimlik artık sıradan vatandaşın da, toplumun da içselleştirdiği bir değer. Dışişleri Bakanı A.Davutoğlu'nun "Biz Avrupalılar..." diye başlayan ve artık hiç garipsenmeyen sözlerinden belki de daha çarpıcı olanı, sokaktaki Türklerin kendilerini (AB üyeliği konusundaki tartışmaların yarattığı burukluğa rağmen) "Avrupalı" olarak tanımlamaları, tersini adeta bir hakaret olarak görmeleridir.
--spoiler--
Bir düşümsenize bugün Türk takımları avrupa şampiyonlar liginde oynyor, Türk müzisyenler avrupa ülkeleri arasında düzenlenen Eurovision şarkı yarışmasına katılıyor. Bu da açıkça gösteriyor ki türkler ''avrupalı'' sıfatını çoktan kazanmış ancak avrupa bizi gereksiz formalitelerle yıpratıyor. avrupa birliğinin kapılarının türklere açılması avrupalıyı adeta dehşete düşürüyor.
Bu millet nasıl ki malazgirt zaferi ile anodoluyu yurt edinmiş ise benzer bir zafer ile de avrupalılığını ispat edecektir ancak amaç bir avrupalıya dönüşmek, asimile olmaktan ziyade adeta avrupayı fethetmek, avrupa birliğinde etkin güç ve söz sahibi olmak olmalıdır.
Belirli bir ritim tutturmuş, sürekliliğini koruyarak çıkan horlama sesinin bir anda kesilmesi olayıdır. Genellikle horlayan kişi uyku pozisyonunu değiştirdiğinde ya da içsel veya dışsal bir uyarıcı tarafından uyarıldığında gerçekleşen durumdur. Yanında uyuyan kişi için oldukça hayırlı bir vakadır. Fakat yanımızdaki kişi horlama sesine alışmışsa bu sessizlik onu huzursuz edebilir.
(bkz: periyodik horlamak)
(bkz: periyodik horlamak)
Kemal Kılıçtaroğlunun uludagsozlukte karması -1 civarında olan bir yazar olduğunu düşünündüren hede.
Kemal Kılıçdaroğlu
altıncı nesil yazar
Genel
karma: -1 (düz adam)
son entry girdiği zaman: bugün
bugün: 30
bu hafta: 140
toplam entry: 380
toplam başlık: 120
Kemal Kılıçdaroğlu
altıncı nesil yazar
Genel
karma: -1 (düz adam)
son entry girdiği zaman: bugün
bugün: 30
bu hafta: 140
toplam entry: 380
toplam başlık: 120
hayattan alınacak hazzın marjinal faydasını arttırırken toplam faydasını düşürmemektir. hayatın bize sunduğu altarnetifleri en iyi şekilde değerlendirip hayatın tadına varmaktır.
(bkz: hayat maksimumda)
(bkz: hayat maksimumda)
gerçeği yansıtmayan bir hipotezdir ve ispatlanması mümkün değildir. objektif bakamayan insan zırvasıdır bence, zevkler ve üstün diller tartışılmaz o zaman bana göre de türkçe diğer dillerden üstün.
(bkz: benim dilim senin dilini döver)
(bkz: zenci pipisinin diğer pipilerden büyük olması)
(bkz: benim dilim senin dilini döver)
(bkz: zenci pipisinin diğer pipilerden büyük olması)
Tarihi bir gerçek: Galatasaray'ın ezeli rakibi Fenerbahçe'yi, Kadıköylü Galatasaraylılar kurdu.
Fenerbahçe galatasaraya rakip olsun diye galatasaraylı kurucuların arkadaşları tarafından galatasaraylı kuruculardan izin alınarak kurulmuştur. Galatasaray'ın kurucuları Ali Sami Bey, Asım Tevfik Sonumut, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu, Kadıköy'ün çocuklarıdır. Fenerbahçe'nin kurucuları arasında bulunan Galip Kulaksızoğlu ise Galatasaray Lisesi'nde eğitim görmüştür. Yani aynı mahallenin çocukları aynı okula gitmiş ve iki ayrı takım kurmuşlardır. Ve 100 yıllık bir rekabeti yaratmışlardır.
Fenerbahçe galatasaraya rakip olsun diye galatasaraylı kurucuların arkadaşları tarafından galatasaraylı kuruculardan izin alınarak kurulmuştur. Galatasaray'ın kurucuları Ali Sami Bey, Asım Tevfik Sonumut, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu, Kadıköy'ün çocuklarıdır. Fenerbahçe'nin kurucuları arasında bulunan Galip Kulaksızoğlu ise Galatasaray Lisesi'nde eğitim görmüştür. Yani aynı mahallenin çocukları aynı okula gitmiş ve iki ayrı takım kurmuşlardır. Ve 100 yıllık bir rekabeti yaratmışlardır.
mükemmel ötesi bir düzene sahip olan kahinatımızdaki her şeyin bozulmaz bir orana sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seren vakadır.
dünyanın dönüş hızı bölü 5m/sn eşittir kıç yarıçapı çarpı adım başına düşen kıvırtma sayısı şeklinde formülize edilebilir.
dünyanın dönüş hızı bölü 5m/sn eşittir kıç yarıçapı çarpı adım başına düşen kıvırtma sayısı şeklinde formülize edilebilir.
sözlüğe ayırdığı zamanının çoğunu $ukela entryleri okumakla geçiren ve zevk alan yazar kardeşimizin aklına ilk olarak şu düşünce gelir: ''benim de bir gün entryim burada yayınlanacak mı?'' daha sonra yayınlandığını varsayıp hayaller kurmaya başlayan yazarımız bundan da oldukça keyif alır. artık bunun için çabalaması gerektiğinin farkına varan yazar kardeşimiz arka arkaya entryler girmeye başlar bu arada sürekli yukarıdaki 'ben' butonuna basıp aldığı oyları kontrol etmektedir. Aldığı her artı oydan inanılmaz haz alan yazar kareşimiz aldığı her eksi oyda adeta yıkılır. Her eksi oy evlat acısı gibi koyar bünyesine. azmi sayesinde belirli yol katetmesine rağmen hala şukela kısmında entrysini göremeyen yazar kardeşimizin emrah moduna girmesinden daha doğal ne olabilir ki.
Bu kardeşimiz olurda bir gün $ukela butonuna bastığında kendi entrysini görürse ilk yapacağı iş print screen tuşuna basması olacaktır. Eğer bir daha çıkmazsa kaygısı ve kendisini kanıtlama isteği doruk noktada olan bu yazar kardeşlerime başarılar dilemekten başka yapacak pek bir şey göremiyorum.
Bu kardeşimiz olurda bir gün $ukela butonuna bastığında kendi entrysini görürse ilk yapacağı iş print screen tuşuna basması olacaktır. Eğer bir daha çıkmazsa kaygısı ve kendisini kanıtlama isteği doruk noktada olan bu yazar kardeşlerime başarılar dilemekten başka yapacak pek bir şey göremiyorum.
uykumuz var iken yolculuk yaptığımızda oluşan dayanilmaz cazibedir. yanımızdakinin kim olduğu önemli değildir, o an itibariyle onu çekici kılan koordinatları ve bir omuza sahip oluşudur. kapanan gözlerimize hakim olamazken yaşadığımız en büyük ikilemin de sebebidir bu cazibe.
(bkz: otobüste tanımadığımız birinin omzunda uyanmak)
(bkz: otobüste tanımadığımız birinin omzunda uyanmak)
Galatasarayda iken değerini bilemedik gibi yorumların yapılacağı zamandır.