bugün

bende uzun bir süre özgüven problemi oluşmasına sebep olan ilkokul öğretmenim. zaten çok itici bir kadındı. 30 lu yaşların sonlarında habire sigara içen bir tipti. eşiyle de araları hep bozuktu sanırım ne zaman siniri bozulsa bize patlardı. birde gerzek bir oğlu vardı bizden 1-2 yaş küçük arada sınıfa onu getirirdi çocuk bize ağzını geleni söylerdi annesi hiç bir şey demezdi bizde sesimizi çıkaramazdık tabi. birgün okuldan gelirken anneme son dersin müzik olduğunu ve ögretmenimizin de bizimle şarkı söylediğini anlatıyordum. o sırada yanımızdan geçti bu. ertesi gün beni çağırıp korkunç bir şey yapmışım gibi sen sınıfta olanları annene mi anlatıyorsun dedi. bütün gün bana bakıp laf soktu bi de. çocuk aklımla gerçekten kötü bir şey yaptığımı düşünmüştüm. sayısız kere herkesin içinde azarladı beni. bir kere sınav bittikten sonra ayağı kalktım kağıdımı teslim etmeye arkadaşıma da bakıp normal gülümsedim. gelip kağıdımı suratıma attı. sonra ayağına gidip özür diledim ne dese beğenirsiniz ben senin zaten kopya çekmeyeceğini biliyorum dedi. tam bir dengesiz. birde ben içine kapanık çok sakin bir çocuktum. nasıl vicdansız bir insansa artık bir çocuğa böyle davranabiliyor. tüm yaptıklarını buraya sığdırabilmemin imkanı yok. ilkokul ögretmenini mutlulukla hatırlayan insanlara çok özeniyorum hep. ben sadece nefretle hatırlıyorum çünkü...
selena'daki fitnat müdür.
ilkokul ogretmenimin genzi yakan igrenc bir parfumu vardi.
sanirim 35-40 yaslarindaydi.

ayni sinifta olan ogretmen arkadasinin ogluna ozel ilgi gosterir en one oturtur sadece ona ders anlatirdi.

sinifta otistik bir cocuk vardi.tabi o zaman otizm bu kadar bilinip onemsenmiyor buyuyunce anladim otizmi oldugunu surekli o cocugu rencide eder dururdu aq.

agizda cikan aftlarin basarisizliktan gozde cikan arpacigin pislikten ciktigini soylemisti ne cahil kariymis aq.biz de cocuguz inaniyoruz.
cok sevimsiz bir kadindi nefret ederdim.
ilkokul 1. sınıf. günlerden 29 ekim.

soru 29 ekimin anlam ve önemi..

bilemeyenlere yarı-çizme ile sıra dayağı...

amaç orda kurucu önder atatürk ün devrimlerinden ziyade bu kadının kocasıyla yaşadığı iktidarsızlık problemiydi.
kendi egolarını, hezeyanlarını çocuklardan çıkartan şerefsiz eğitimcilere sesleniyorum:

(bkz: the wall)
Biz 2-a sınıfındaydık ve 2-D sınıfının öğretmeninden herkes korkardı. Öğrencilerini dövdüğüne defalarca şahit olmuştuk, her şeye de bağırırdı.
1 Nisan günü sınıf annesinin ıq düşüren şakasına dahil olduk. Ders başlamadan 2-d ve 2-a sınıfı yer değiştirecektir. Sözde şaka ama bütün sınıf çığlık atıyor korkudan. Velhasılı sınıflar değişti.

Hoca geldi sınıfa sert bir ifadeyle, herkesin eli önünde, 1 Nisan diye bağırıp gülmemiz gerekiyor ama herkes suspus oldu. Sert tavrını ders boyu sürdürdü, bağırdı birkaç kez. Zil çaldı herkese bir rahatlık geldi, bir an önce kaçmanın derdindeyiz. Sizleri seviyorum dedi ve çıktık.

Koşarak kendi sınıfımıza gidip, öğretmenimize sarıldık. Gülümseyerek, beni üzmeyin artık dedi. O sırada kimisi ağlıyor, kimisi şok etkisinden donmuş kalmış durumda vesaire. O sırada 2-d sınıfı öğretmeni kahkahalar ile sınıfımıza geldi ve öğretmeninizi üzerseniz sizin sınıfınızı ben alırım dedi.

Sanırım hiç o kadar korkutmamıştı bir öğretmen.

Şimdi ise hemen yan sitemizde oturan komşumuz 2-d sınıfı öğretmeni, Hamza öğretmen. O halinden eser yok, dünya tatlısı bir insan. Markette, fırında da her zaman sırasını bana verir. O günü telafi etmek adına olsa gerek.
bir metafizk hocamız vardı. yemekhanede kurufasülyeye ekmek bandıydı. hiç unutamam. *
Beni bilen bilir öğretmenlerden açıkçası nefret ederim sevmem hatta bu ülkenin sırtındaki kanburdur çoğu.

Belkide ilkokul öğretmenimdir bu meslekten nefret etmenim sebebi

Küçükken maddi durumumuz iyi değildi
Çoğu Zaman bir ayakkabı ile koca yılı geçirdiğimiz olmuştur
Önlüğüm (meşhur mavi önlük) genelde eski olurdu

Damak yarikligi hastalığım olduğu için konuşma zorluğu çekerdim
(sonra tabi borç harç Ankara'ya gittik ameliyat oldum iyileştim)

Ben konuşma zorluğu çektiğim için öbür çocuklar habire benle alay ederdi
Hiç unutmam zengin bir memur çocuğu vardı en çok o benimle uğraşırdi
Birgün canima yetti öğretmene sınıfta çocuğu şikayet ettim
Öğretmenin verdiği cevap
" Hadi hadi ne ağlıyorsun önce dışarı çık burnunu temizle Üstünu başınin haline bak gelmiş birde arkadaşını şikayet ediyorsun".

Siz benim yerime olsanız ilk öğretmeniniz 5 sene boyunca sizi dinlememis hatta zaman zaman alay etmiş ikide bir burnunu temizle diye sınıftan kovmus beden derslerinde hep boku büyüklerin çocuklarına tolerans geçmiş
Öbür çocuklara okulda askeriyedeki gibi mıntıka temizliği yaptırmış.

Siz olsanız hangi öğretmene saygı duyarsınız...
Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir.
Anlayışı,sabrı, saygısı ve
hoşgörüsü olmayan
sadece rahatlığı ve parası için hiç kimse bu mesleği lütfen ama lütfen yapmasın.

Yazıktır.
Güzel çocukları yarının geleceğini hayattan soğutmayın egoist insanlar yetişmesine sebebiyet vermeyin.
Haktır, vebaldir.

Elbette ki görevini layıkıyla yapan öğretmenleri saygıyla alkışlar ve takdir etmek görevimizdir.
iyi ki onlar varlar.
Ortaokulda sosyal bilgiler öğretmenimiz sadece erkek öğrenciler ile fotoğraf çekilmişti. Benimki bu.
ilkokul, konu sağlık ve bedenle ilgili. şişmanlık zayıflık türünden konuşma başladı. hoca dediki sözü şişmanlara verelim mesela emine. ne salak kadın ya hay allahım. gelmiş kırk yaşına dediği şeye bak. ben de o zamanlar pek cılız bir tip değildim üstüme alınmıştım.

ortaokul, ders inkılap tarihi hoca uzaklardan akrabamız. teog yaklaşıyordu(liseye geçiş sınavı). hoca başladı isim saymaya sen okursun, sen okumazsın. senden emin değilim. eğitimci bu değildir. umut kıran eğitimci olmaz.

ortaokul sekizinci sınıf, ders ingilizce sarışın uzun boylu komando kafadan hasta bir ingilizce öğretmeni. sınıfta konuşan, dersi kaynatanlara ördek yürüyüşü yaptırıyordu. zaten herkes ergen niye özgüven kırıyorsun.

yine ortaokul, isim vereceğim murat satışmış, coğrafya öğretmeni idi. adam derste birini tahtaya çağıracak veya bir şey işaret edecekse hep orta parmağını kullanır bize o şekilde davranırdı. çok salak bir oturuşu vardı. hep cebinde bozuk para vardı karıştırırdı. şu an eli neden sürekli cebinde diye düşündüm her neyse adam sapık anlayacağınız. kulağa taciz konuşmaları geliyordu. kuzenim dersine geç kaldığında kiminle yattın geç kaldın demişti. yine aynı muhabbetten bir öğrenciyi fena dövmüştü abileri de psikopat bunu dövmeye gelmişlerdi adam okuldan çıkmaya korkuyordu. çok sapıkça bir gülüşü vardı. tiksindirici. şikayet geliyordu adam aynı tas aynı hamam. galiba onu bu darbe muhabbetlerinden içeri aldılar. öyle duydum emin değilim.

lise ders din kültürü, bize öğütler nasihatlar veren erkek hocamızla aramız iyiydi cidden salak bir adam değildi. sonra askere gitti gecenin 2-3 lerinde mesaj atıyordu. birkaç gün süre seni hatırlayamadım fotoğrafını atsana gibisinden muhabbetler. sadece ben değil birçok kişiden muhabbet açılınca öğrendik.

edit: ablam için sekizinci sınıf ders ingilizce, hoca ablama derste çok artistsin gibisinden dalgalara başlıyor. birkaç hafta sonra ablama dersin ortasında tokat atmış. bunu duyan annem her zamanki gibi ortalığı yıkmaya gitti. sınıfa çıktı olay çıkacak belli, müdür geldi buyrun müdür odasında konuşalım dedi. annem çocukların yanında konuşacağım o kadını çağırın dedi. kadın geldi ben vurmadım dedi annem çocuklara sordu, vurdu mu ? size de vuruyor mu diye çocuklar evet dedi. hocalar şok tabi.özürler dilendi falan ablamın o sene ingilizce notları çok iyi geldi. kadını görüyorum yıllardır yürüyüş yapıyor bi poposunu eritemedi.

Yani bunlar büyük travmalar oluşturmasa da üst üste gelince insanın hayatına gön vermede etkili olabiliyor.
iki tane var ama burda yazamam.mahkemede gorusucez onlarla.
Okul eve yürüme mesafesiydi. Annem ne zaman çık derse o zaman çıkıyorum evden, zaman kavramı daha tam oturmamış. Yedi sekiz yaşındayım ve cüceyim. Sıranın en başında olmam gerekiyor ama ben hep bi' kaç dakika ile kaçırıp sıranın sonuna geliyorum. Sınıf öğretmeni de hep sıranın sonunda beklerdi ve beni görürdü. Mükemmeliyetçi, takıntılı bi' kadındı.
Yine böyle bir gün sınıflara geçince "neden geç kaldın?" dedi. Sustum, ne diyeyim ki annem çık dedi çıktım yine, bi' mazeretim de yok. "senin susman beni delirtiyor" dedi. Bi' kaç tokat attı, bunlar çok koymadı, daha önce de olmuştu. Ama en son ben ağlarken gözümün içine bakıp ayağıma bastı. Ulan bu nasıl bi' kin. O anı silemiyorum.
Ödev yapmadım diye bir ders boyunca dövmüştü. Yanımda ufak tefek bir arkadaş daha vardı her yeri mosmor geçmiş zavallım ailesi öğretmene dava açmıştı acaba ne oldu sonrasında eleman sınıfı değiştirmişti.
Bacak kadar çocukları sıra dayağına çekip ellerine cetvelle vuran travmadan travmaya sürükleyen hayvanlardır.

Bir matematik sorusunu yanlış yaptığı için kıza köpek gibi bağırıp defterini yırtıp çöpe fırlatmıştı amk karısı. Tekmeden tokattan hayatımızı karattı hayvan kadar olduk halen unutamadık. Birde yan sınıfımızda ki öğretmenin çivili sopası vardı görsen nursuz orospunun teki bizimkinden hallice işte. Bir işi felan olduğunda okula gelmeyince sevinçten deliye dönerdik.

Sorsan eğitimciyim ben der.
müdür yardımcısının odasına dışarıdan camdan baktı diye bas bas çık dışarı diye azarlayan müdür yardımcısı.
soruyu yanlış yapanlara cetvelle sıra dayağı, cetvel ile ele vurma.
saçı uzun diye saçı çeken öğretmenler. (sanki saçın uzun olması, saçın toplanmaması, makyaj, sivil kıyafet vb. bunlar eğitime engel, afganistan, Kuzey Kore zihniyeti var sanki burada)
bir arkadaşın anlattığına göre, soru sordu diye dayak atan hoca.
bir neslin psikolojisi bozuksa bunların payı vardır.
okulda öğrenci zorbalığını etkileyen de bu öğretmen zorbalığıdır.
bazı kafalara göre disiplin bunu gerektiriyor çünkü.
sorsan kendilerine eğitimci derler.
eğitimin olduğu yerde travma, travmanın olduğu yerde eğitim olamaz.
eğitim yaptıklarını zannediyorlardır.
bunların olduğu ortamda okula giden çocuk okuldan, eğitimden, derslerden, öğretmenlerden soğur, sevemez ve derslerde başarısız olur.
sonra neden türkiye uluslararası eğitim sıralamalarında en arkalarda...
ALLAHIN BELASI iLKOKUL ÖĞRETMENiMDiR.
Lise birde arka sıramda oturan bir kız vardı. Bir kadın öğretmen bu kızı gözüne sürme çektiği iddiasıyla heder etmişti. Oysa kızın göZleri kendinden sürmeliydi ve öğretmen buna bir türlü inanmıyordu. O kızın ağlamasını ve öğretmenin vicdansıZlığını hiç unutamam.
Tarih 5 nisan 2004... 1 Nisan şakası yapmak isteyen öğretmenler kendi yaşıtlarına çatamayıp daha 2. sınıf ve yeni yeni dünyayı görmeye çalışan bu gariban yazara oyun oynamak istemişlerdir . biri para verip dışarıdan sigara almasını isterler ve bu gariban yazar da alır gelir. ardından o sene daha birkaç hafta önce çıkmış olan 18 yaş altına sigara satılmaması yasağını bilmeyen (evet o zamanlar o yaşlarda çocuklar böyle şeyleri bilmiyordu heheeeey) bana ,işte sen sigarayı getirdin seni polise vereceğiz hapise atacaklar babanı da işten atacaklar diye çıktılar .

Başka sataşacak adam mı bulamadın da gücün bana yetti şırfıntı hocam !!! sonra gel de hocalara güven .
"Sen bu matematikle mi bilgisayar okuyacaksın? gerizekalı mısın evladım sen?" diyen ilkokul öğretmenim vardı. Birkaç yıl travma yaratmıştı ve kendimi baya önemsiz hissetmiştim. Sonra yazılım ve işletme okudum, iyi dereceyle bitirdim. okulun pilav gününe de katılıp, biraz laf sokmalı havamı atmıştım kendisine... Acaba bana öyle demese de yine hırs yapıp kazanırmıydım bilemiyorum. Travma soslu kariyer olmuş!
üstteki arkadaş söyleyince hatırladım.
lisedeki ingilizce hocamız ısrarla yüzümde makyaj olduğunu iddia etmişti. ıslak mendille yüzümü sildirmişti falan.
halbuki yüzümde hiç makyaj yoktu. mendil temiz çıkınca da susmuştu. yüzünde tek makyaj olmayan kızda ben olabilirim o zamanlar.
resmen çatmak için çatmış ha. senin makyaj takıntının aq.
üçgenin köşegeninin olmadığını iddia eden hocaya olduğunu ispatlamak için tahtaya cikmistim. cikarken valla matematikte cigir acarsin demisti. sonra gercekten de olmadigini anlayinca got gibi kalip yuzum kipkirmizi yerime gecmistim.
(bkz: dehşet neşet)
21012-13 DÖNEMi NEYYiR TURHAN OKULUMDA 8. sınıftaki müzik öğretmenimdi allahsız kitapsız.
burayı okuyorsan allah senin belanı versin müzikten anlamayan öğretmen müsevettesi
gelecekte sorunlara sebep olur.
Okuldan nefret etmeye sebeptir.

Benim travma yaşamadığım öğretmen sayısı toplam 2 falandır herhalde.