bugün

eğer;

sürekli mesaiye kalmak,
müşteri memnuniyeti cart curt gibi eğitimlere katılmak,
cumartesi-pazarı da eğitimlerde yemek,
izin istediğinde acil bir bilmemne var laflarını dinlemek,
spk ya girmek zorunda olmak,

en önemlisi de,
panik atak,depresyon,sinir bilmemnesi gibi hastalıklarla uğraşmak,

istiyorsanız buyrun..
bankalar sürekli sınav açıyor.. * *
bunlara ek olarak üstlerinizden durmadan psikolojik taciz görmek istiyorsanız genelde kendileri lise mezunudur olmasa bile 2 kelimeyi bir araya getiremezler ama buna rağmen şefinizdir. bankalarda sıklıkla görülür normal başladığınız işe seneler geçtikçe bakarsınız ki canavarlaşmışsınız yapanlar utansın .. evet maalesef elinizi kolunuzu bağlayan durum türkiyedeki işsizliktir ve işsizliğin sonucu buraya dayanmak zorundasınızdır ama yine de bir gün iyi bir iş bulup çekip gitme umudu da vardır...
her zaman paralarla iç içesinizdir fakat bu paralara sahip olabilmeyi ancak hayallerinizde görebilirsiniz.
(bkz: yeni bırakanlar için bankacılık)
(#1387761)
BUDUR.
başlayacağınız banka iş bankası ise hemen istifanızı veriniz. devlet mantığıyla iş yapar, katı kurallara sahiptir ve hiçbir şekilde taviz vermez yetkilileri... *
kötü işin işsizlikten iyi olduğu fikrini kafamdan 7 ayda silen meslek. ruhunuzun asimile edilmesini istemiyorsanız kesinlikle uzak durulası meslek. bankacı = banka prensipleri işletim sistemli robot
esnek çalışma saatleri, düşük ücret, yetki devri ve askerlikteki gibi alt devre, üst devre muhabbetinden ibarettir.
her gün istifayı düşünerek çalışır, "kriz ortamında işsiz kalmaktan iyidir" bile diyemezsiniz. modern görünümlü amele olmak istemiyorsanız uzak durun, her şey dışardan göründüğü gibi değil. iibf mezunuysanız muhasebeci falan olun ne biliyim ama bu meslek en son seçeneğiniz olsun.
bir duruma veya işe başlamadan önce verilen tavsiylerdir.

sevgili sözlük dostları, değerli yazarlar.
aşağı yukarı hepimiz lisans mezunuyuzdur veyahut halen öğrenciyizdir, kimimiz çalışıyor kimimiz ise öss ye hazırlanıyor, bir kısmımız doktorasını, master ini yapıyor bir kısmımız akademisyen her neyse, az çok eğitim aldık ve bunu taçlandırmak için emeğimizin hakkı olan bir ücreti talep ediyoruz. bu hepimizin sonuna kadar hakkı.
sevgili dostlar bana liberal diyebilirsiniz fakat uzaktan yakından alakası olmayan bir adamım lakin böyle bir meziyetim yok.

fakat değerli dostlarım, belki çok basit ve her yerde karşılaştık bu soruyla ama "hangi iş kolay" ve "hangi iş kolay olması ile birlikte bize ayda 20 000 lira maaş veriyor?" ya da dünyanın neresinde böyle rahat ve bol paralı iş var. ha şimdi zor ama maaşı az olan işler var. haklısınız vermiyorlar şerefsizler bize emeğimizin hakkını, ben 6 sene dersanecilik yaptım ruhumu sattım ayrıldım işten, kpss çalışıyorum şimdi devlete kapağı atayım diye. gördüm zor. şimdi bana kızacaksınız ama allah aşkına ekmek aslanın midesinden ötelere gitti, bırakalım şu ailelerimizin paralarıyla yaptığımız tüketim alışkanlıklarımızı. hepimiz olgunlaştık bir çoğumuz aile kuracak veya kurdu. zamanla birikim de maaş ta artıyor, her işin kendine göre zorluğu var, içinde insanla ilişkisi olmayan hangi iş var sorarım, e haliyle insanla ilgilenmek zor zanaat. eee, kriz ortamında iş beğendirmek zor geyiğini yapmayacağım ama bizim insanımıza refah devrinde de bollukta da iş beğendirmek zor, maaşı beğenmez ama işsiz dolaşmaya da razıdır. hepimiz şapkamızı önümüze koyup düşünelim nolur. en güzel çağlarımızda üretmeyeceksek ne zaman üreteceğiz.

kız arkadaşım şimdi işbankası için eğitimde. üstelik radyo tv mezunu. ne alaka diyeceksiniz ama trt gibi devlet kurumlarında imamlar çalışınca ona da kadro verilmedi. o da işbankasını denedi. ama aklında tek bir şey var; ben işimi sevmeyeceğim. çok kızıyorum buna. 25 yaşını geçmiş insanlarız ve hayatta rolümüzü oynamaya çalışıyorsak eğer lütfen bu lafı söylemek lüks olur, ha eğer babadan kalma trilyonlarınız yoksa söyleyeceğim bir şey yok. haliyle yaptığımız işi sevmiyoruz ve birbirimize tahammül edemiyoruz.
iş beğenmemek te en büyük lüksümüz, kaldı ki idealindeki iş neyse git onun için savaş arkadaşım ve kimse sana karışmaz. afedersiniz ama ilkokul mezunu arkadaş bile kırsalda 700-800 liralık işi beğenmiyor. bu yanlış değilse ne yanlış, emekle kazanılan parayı harcamanın güzelliği nerede var.
çok özür diliyorum, başlıkla ilgisi olmayan bir entry idi fakat, yukarıdaki entry leri görünce ve her gün buna benzer duyumlar alınca dayanamadım.
teşekkür ederim.

uzak diyarlardan gelen edit:

aradan geçen 6 yılda:

1.yukarıdaki entry yazıldıktan 3 ay sonra söz konusu kişi bankadan istifa etti. her gün yaşadığı stres, panik atak ve yüzünde patlayan sivilceler buna en büyük sebep.
2. askerliğimi yaptım döndüm ve evlendik.
3.şu an eşim oldu, odyometri bitirdi ve bir hastanede çalışıyor, aynı alanda yüksek lisans ile yeni ünvanı odyolog olacak.
4. sonuçta yukarıdaki entry i hangi kafa ile yazdım bilemedim. zira sırf işi olacak diye dünya kadar cv ye rağmen üç kuruşa kölelik yapmak ne olursa olsun saçmalıktır.
5. aradan geçen bunca zamanda ülke tam bir taşeron cennetine dönmüş ve süreçte yaşananlar (soma, ermenek, asansör kazaları vs) yukarıdaki entry de yazdıklarım konusunda beni tam manasıyla utandırdı.
6. son olarak bu entry i kendi listemde en beğenilenler arasında 4. sıraya sokmanız da beni sizler hakkında derin düşüncelere soktu.
modern köleliktir bankacılık ve depresyon hapı en iyi dostudur bankacının. takım elbisesine, havalı şubesine, transfer olup bi ton maaş alırsın gazlarına kanmayın. hepsi yalan ve tuzak. uzak durun.
3 kuruş parası olan kendini bankanın ortağı sanar, bir ton küfür yersiniz. bunların çoğu aileniz hakkındadır ama sinirlenmemeniz gerekir. eğer evlendikten sonra çocuk istemiyorsanız tam mesleğini seçmişsinizdir. zira 10 da işten çıkıp 11 de evde olursunuz 12 gibi yatarsınız yattığınız gibi uyursunuz. mutheşem bir doğum kontrol yöntemidir. zaten o kadar sinir stress doğurganlığınızı engelleyeceği için çocuğunuz olmayacaktır.
faiz parası yedikleri için afiyetleri yoktur. bir de çok ahhh alırlar.
çaresizliğin geldiği son noktadasınız. napıp edip bi yerlerden , bi şeylerden zevk almaya çalışın , yoksa hayat sizin için çekilmez bir hal almaya başlar.
4 senedir sektörde olan biri olarak önerim başlamayın bırakamazsınızdır.
o kadar da zor zanaat bir meslek değildir, hele ki zor şartlarda çalışan insanları düşündükce.. başladığınız mevki önemli tabi ki, 800 lirayla baslayan da var 2.000 lirayla başlayan da. (bkz: ben). öyle sinir stres yapacak bir şey yok, sakin olun, kişiliğinizi banka dışında bırakın, müşteriyi meta olarak görün kafi.
Yesil biberden aldiginiz ilk isirik gibidir. Tatli diye baslarsin, yedikce acidigini gorursun. ikinci bir seceneginiz varsa bulasmayin.
geri dönülmez yola giriş 101..sonun başlangıcı.
Ticari-işletme portföyü yönetecekseniz aylık 60.000 tl kar bırakmanızı isterler. Verdikleri maaş 2000-2500. Böyle de isyan ettirir. Ha sorsan herkesin istifası hazır. Kimsenin totosu yemez.