bugün

kaşarlı tostun içine kaşar homojen dağılmıyo ya odur efenim. o yuzden gelişemiyo türkiye, bi dağılsa eşit biçimde, her ısırığa aynı miktarda kaşar, olmuyo ama işte, ama bi olsa varya çok fena olurdu, belkide olmazdı. bi de sabri sarıoğlu abi, çok kotu orta açıyo, o yuzdende gelişemiyo olabiliriz., ya da benim yuzumden de olabilir, niye olmasın.
(bkz: eğitim)

başka bir açıklaması olamaz.
kendini akıllı sanıp bütün insanlara cahil diyen malların geleişme yollarını kapatması yüzünden.
elinden gelse sarık takıp, 4 yaşındaki kızını örtecek bilinçaltı sübyancısı ,dinci, ve ötekileştirip üniversiteye örtülü almayan sığır laikçi.birbirine çamur atan tez-antitez savaşı.
Türkiye'nin gelişiminin önünü tıkayan etkenlerdir.

Türkiye'nin gelişememesinin en büyük sebebi, üretmeyip devamlı tüketen bir millet oluşumuzdur kanımca.
şüphesiz ki kemalizm virüsüdür başlıca olarak.
türkiye üreten bir ülkedir ancak üretimde girdi olarak kullanılan pek çok hammadde de dışa bağımlı olmamız büyük problemdir. zira ithalat ve ihracatımız arasındaki makasın açılmasının sebebi de budur.
yerli sermayenin desteklenmemesi, fabrika kuracaklara arazi temin etmeme, belirli bir yıl vergiden muaf tutma gibi şeyler yapılmamasından dolayı yatırımcılar türkiye'de üretim yapamamakta, türkiye de gelişememektedir.
ülkemizde eğitim ortalaması ilkokul 4 tür. en en en temel sorun bence budur. yaygın eğitim kurumlarının aktifleştirilmesi gerekmektedir.eğitimli aileler ruhu kanamayan çocuklar yetiştireceklerdir , bu toplumun ruh sağlını olumlulaştıracaktır. kesinlikle kadınlarımızın eğitilmesi gerekmektedir özellikle çocuk yetiştirme konusunda.bence burada dernekler sivil toplum örgütleri de etkin rol oynamalıdır. ayrıca tüketmek mevzusu son derecede doğrudur , toplumumuzun farkındalık kazanması gereken bir çok mevzu var. 1600'lü yıllarda Avrupa da evlerde akşam yemeklerinde bilim konuşulmaktaymış bunu üstün dökmen star tv de yaptığı küçük şeyler alı programda paylaşmıştı ve sormuştu acaba Türkiye de ailelerin yüzde kaçı evinde bilim konuşmakta.aydınlanmalıyız ve sonrasında aydınlığımızı paylaşmalıyız değerli dostlar.
kemalizm, ülkücülük ve islam'ın başı çektiği sebeplerdir.
türkiye gelişmek için bişey yapmasına gerek yok ki. gelişmemek için elinden gelen herşeyi yapıyor.
en büyük sebep cehalettir, okumamaktır, gözlerimizi kuzey güney'den, muhteşem yüzyıldan ayıramamaktır.
devletçilik politikasıdır. devlet halkı s*meyi bıraksa herşey daha güzel olabilir ama insanlarda heves bırakmıyorki. taşeron kalksa,maaşlar zamlansa,halk üretmek için teşvik edilse daha iyi olurdu.
bir ülkenin gelişmesi için olmazsa olmaz diyebileceğimiz temel olay bilim üretmektir. bilim üretmeyip hazır teknoloji satın aldığımız sürece geride kalmaya devam edeceğimiz çok açıktır. cumhuriyet tarihinde temel bilimlere yapılan yatırımlar gelişmiş ülkelerin yatırımlarıyla kıyaslandığında yok denecek kadar azdır. temel bilimlere yatırımları arttırdığımız takdirde kendi ürünlerimizi üretmeye de başlarız.

eğitim konusunda ki sıkıntılarıda görmezden gelemeyiz.

öğreticilerin durumları öncelikle tartışılacak konu olmalıdır. kimdir öğretici? öncelikle ailedir, sonra çevre ve öğretmenler gelir. çocuk ilkokula başlayana kadar gerek ailesi içerisinde gerekse çevresinde kimsenin elinde kitap görmüyor, sonra ilkokula başladığı zaman okumayı sevmiyorum diyor. öğretmeni idealist değilse pek ilgilenmiyor. ilerleyen zamanlarda bu çocuk liseye başlıyor kitap okumakla alakalı hiçbir şey yapmıyor, sınav sistemi ilginçtir bir sene oturur çalışırsın üniversiteye gidersin. üniversitede de aynı okumama durumu devam eder. kitap okumayan bir insan düşünme yeteneğini köreltir. düşünme yeteneğini büyük oranda köreltmiş bir nesil yetiştireceksin sonra biz niye gelişmiyoruz diyeceksin...

bu sıkıntılı durumun çözümü:
aileler olarak okuma oranlarımızı yükselteceğiz, sohbetlerimiz dedikodu üzerine değil eğitici konular üzerine olacak, öğretmenlerin bilgi düzeyleri arttırılacak, üniversitede aldıkları eğitimle kalmamaları kendilerini geliştirmeleri için teşvik edilecek ve denetlenecek. aile bilgili, çevre bilgili, öğretmen bilgili olduğu zaman yetişecek nesilde kaliteli olacaktır. düşünen nesiller ortaya çıkacak. bu düşünen, sorgulayan, bilgili, bilimle içiçe olacak nesil türkiyenin gelişmesini sağlayabilir.
gelişmesini istemeyen çevrelerin olmasındandır.
tembel bir millet oluşumuzdandır.
kendi aralarında alevi-sunni türk-kürt kemalist-şakirt faşist-hümanist fenerbahçe-galatasaray olarak bölünmüş olmamızdandır.
yıllarca sosyal devlet anlayışı ile yönetilip türkiye kurulduğundan bu yana kapitalizme boyun eğmesindendir.
(bkz: akasya durağı)
(bkz: arka sokaklar)
(bkz: doktorlar)
(bkz: bez bebek)
sözde laik, her şeye muhalif zihniyet.
laikofaşizm.
ileri derecede batıcı anlayış, aşırı dinci kesim, liberal takılan lümpenler, terör, cahillik ve amerikan uşağı medya baronları.
sürekli birbirine, karşı görüşündeki insana suç atan türk insanı.

kusura bakmayın gençler bizim geri kalma sebebimimiz biziz.
teokrasi zihniyetinin hala bir yerlerde yeşermeyi bekleyen bir tohum olarak bazı insanların içinde yaşamasıdır.
Avrupa'nın orta çağ'da hallettiği bir meseleyi şu an halen halledememiş olmak da bu insanların ayıbıdır.
sadece konuşan ancak aksiyona gelince büyüttükleri karpuzlarını yerlerinden oynatmayanlar yüzünden.
okullarda ücretli öğretmen olarak imamlar, orman mühendisleri, çalışma ekonomisi mezunları, çini ve el sanatları, kanatlı hayvan bakıcılığı vs. gibi alakasız bölümlerden birilerinin görev yapıp, bu işe hakkını verecek ve eğitimini almış öğretmenlerin atanmamasıdır.
gereksiz tartışmalar yaratmak ve yoğurdum ekşi diyememek.
Kötü karakter.
Din.