bugün

entry'ler (1051)

aref ghafouri

Vay anasını sayın seyirciler.

14 aralık 2014 gaziantepspor beşiktaş maçı

Hiç tadı tuzu olmayan çok zevksiz, sürekli faullerle geçen bir süper lig karşılamasıdır.

beyonce

https://www.youtube.com/watch?v=Tq8tK1rGpog performansıyla ile sesinin güzelliğinin gerçekten de autotune veya başka bir efektle alakası olmadığını ve gerçekten de inanılmaz güzel olduğunu kanıtlamış, güzel şarkıcıdır.

scorponok

'transformers' filminin doping etkisi yaratan soundtracklerinden biri; ayrıca adından da scorpion ile benzerliği yüzünden anlaşılabileceği üzere akrep şeklinde olan bir decepticon adıdır. Müziği;
http://www.youtube.com/watch?v=hDFns0LA7O0

arrival to earth

sınav, kavga gibi büyük bir olay yaşamadan önce kesinlikle dinlenmesi gereken; gaza getirici etkisi bulunan muazzam eserdir. Ayrıca Transformers 1'de Jazz, Ratchet, Ironhide dünyaya inerken çalan soundtracktir.

yazarların italya serie a da tuttuğu takım

Inter'dir. burnumuzda tütüyor eski başarılar. Şimdi bırak şampiyonluğu, avrupa ligi'ne zar zor katılıyor. Bu takım 4 sene önce şampiyonlar ligi şampiyonu oldu, şimdiki hale bak. Bu hale düşürenler utansın.

yazarların premier lig de tuttukları takım

Tore andre flo, zola, hasselbaink, damien duff, jesper gronkjaer, desailly, poyet, di matteo, wise'lı kadrosu ve eski altın sarısı renginde uzanan aslanlı logosuyla eskiden gelen bir sevdası olan fc chelsea'dır.

erkeğin fıtratına en uygun enstrüman

Ayrı bir karizması olan bateridir.

3 adam

1 gram güldürmeyen, zoraki muhabbet döndüren ve sürekli birbirlerini veya konuklarını aşağılayarak espri(!) malzemesi çıkardıklarını zanneden, konuk kitlesinin nasıl haykırarak güldüğünü bir türlü keşfedemediğim programdır. eser'in ve ibrahim'in şişkoluğuna, oğuzhan'ın güdüklüğüne her üç cümlenin birinde rastlamak çok olasıdır.

11 senede ingilizce öğretemeyen sistem

Sanki birini mükemmel yapıyormuş gibi diğerine atlayan eğitim sistemidir. Akademik çalışan tarihçi, edebiyatçılar zaten Osmanlıca öğreniyor, sen ingilizceyi daha adam gibi ögretemiyorken Osmanlıcayı nasıl öğreteceksin çocuğa. ingilizceyi'de geçtim, doğuda kaç köyde kaç okulda çocuklar Türkçe konuşamıyor, orada öğretmenler görev yapıyor. Sanki senin sistemin dört dörtlük de yeni arayışlar icine giriyorsun. Önce doğuda Türkçe bilmeyen çocuklara Türkçeyi nasıl öğretebilirimi düşün sen.

9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçı

O değil de Galatasaraylı oyuncuları iddaa bayide Arsenal'e oynarken görmüşler.

italya

romasıyla , venediğiyle, milanosuyla, napolisiyle, sicilyasıyla en çok görmeyi istediğim ülkelerin başında gelen güney avrupa ülkesidir.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

Maná - El Verdadero Amor Perdona

https://www.youtube.com/watch?v=Q21oI-UIdVI

eşit ağırlıktan seçilebilecek en güzel bölüm

Pdr'dir. Şimdiki aklım olsa, eşit ağırlıkçı olup pdr okurdum.

devlet bu kadar parayı ne yapıyor sorunsalı

Saray yapıyordur. Bizim sarayımız orası, milletimizin sarayı.

mustafa pektemek

Önemli bir şeyi olmamasını dilediğimiz beşiktaşlı futbolcudur. Acil şifalar.

yazarların 14 yaşındaki hallerine öğütleri

Her ne olursa olsun, karşına hangi engeller çıkarsa çıksın, kim engel olmaya çalışırsa çalışsın; ideallerinden asla vazgeçme.

14 yaşındaki kızı eleştiren sapık islam ahlakı

karaktersiz, şerefsiz, insan olma unvanına layık olmayan yaratıkımsıların yapmış olduğu çirkin eylemlere vesile olan islam dini ile uzaktan yakından alakası olmayan ahlakımsıdır. Ahlak denmez ona.

yazarların sevdiği isimler

Melike, duygu.

sözlük yazarlarının itirafları

bugün boyun mr'ı çektirmek için hastaneye gittim. Koltukta şeker mi şeker, çok güzel hitap eden, kibar mı kibar dünyalar tatlısı bir sekreter vardı. Mr sırasını beklemek için sekreter koltuğunun karşısına geçtim ve bir yandan telefonumu kurcalayıp bir yandan da açık televizyona bakarak zaman geçirmeye başladım. Bir yandan da sekreter kızın diğer hastalarla ne kadar sevecen, ne kadar güzelce ilgilendiğini izlemeye başladım. insanlara o kadar çok değer veriyordu ki, mr sırası gittikçe uzadı da uzadı, sıra bitmek bilmedi, ama ilk defa sıranın bitmesini istemedim. Sekreterlikteki kızın başına o kadar çok insan toplandı ki, bir ara herhalde patlayacak artık dedim ama o asla istifini bozmadı, ve aynı güler yüzlülükle hastalar ile ilgilenmeye devam etti. Bana sıra geldi, mr çektirmek için üzerimdekileri çıkarmak için yerimden hareketlendim ve tam o sırada kız da bir hastanın dosyasını radyolojiye götürmek için yerinden kalktı ve işte o an göz yaşlarımı tutmamak için kendime zar zor hakim oldum. insanlara arkamı döndüm ki ,suratımın aldığı hali görmesinler diye. Sekreter kız engelliydi, onun o enerjisinine, o pozitifliğine ve kibarlığına karşı kendimi tamamen bütün kalkanları kırılmış, savunması aşılmış bir insan gibi hissettim. O kadar kaba, birbirine kazık atmaya çalışan, birbirine değer vermeyen insana karşı o kızı gördüm ya, engeller insanların zihnindedir, kişiliğindedir demeden edemedim. Keşke o'nun için bir şeyler yapabilseydim, keşke dosya kağıtlarını giderken düşürseydi de yerden ben toplasaydım, o'na yardım etseydim, o'nun için bir şeyler yapabilseydim. Ömrü boyunca hep böyle kalır, kimse kalbini kırmaz, hep mutlu olur umarım.