bugün

1 mayıs 2008 de polis ve askerin organize hareket etmesiyle ülkeyi bölmek isteyen, parçalamak isteyen, ülke içi huzuru ortadan kaldırmak isteyen, anayasaya karşı gelen, atatürk ilkeleri arkasına sığınarak ilkelerin üzerine basan provokatörleri taksim'e sokmaması durumudur.

işçi olduklarını söyleyen bu provokatörler, hiç bir zaman ülkeyi bölemeyeceklerdir. kendisini işçi diye tanımlıyorlar. halbuki esas işçiler şu anda fabrikalarda çalışıyorlar. memlekete fayda sağlamak için, ellerinden geleni yapıyorlar. kukla gibi ortalıkta oynatılanlar hiç farkında değil mi olan bitenden. provokatörler size söylüyorum. bu ülkede yürüyüşlerinizin tek amacı olan yattık yerden para kazanma kavramını o küçük beyinlerinizden çıkarın.
silahsız işçileri orantısız güç kullanarak fedakarane bir şekilde taksime sokmayanların tarihe yazdırdıkları cümle.

tarih sizi elbet yargılayacaktır.
(bkz: taksim den vazgeçmek)
rejisörün yatak odasından geçen ''sanatçılar''ın rahat bir şekilde göbek atabildikleri fakat alnının teriyle, emeğiyle çalışan işçilere ve emekçilere karşı söylenen aptalca olan söylemdir. bu ülke yabancı sermayeye açık bir şekilde tepsi edilirken taksim gecilmez diyenler ne yapıyorlardı? sigortasız ve asgari ücretin altında çalışan milyonlarca insan için ne yaptınız? dünyada hiçbir zaman emekçiler bölücülükten yana olmamışlardır ancak emekten yana tavır takınıp demokratik değerlerin yüceltilmesini sağlamışlardır sizler ne yaptınız en doğal hakları bile bölücülükle itham eden acayip ve cahil güruh?
(bkz: taksim geçilmez vatan bölünmez)

doğuda askerlerimiz şehit olurken milletimiz birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlerin suratına tokat gibi çarpan cümle. taksim geçilmez bunu unutmayın. biz birbirinizi yediğiniz ve öldürdüğünüz o kanlı 1 mayısı unutmadık. neyse şimdi ntv den piyasaları takip ediyorum sizin için bu kadar cümle kurmaya bile gerek yoktu aslında. rtük den bir sözle entryimi tamamlıyorum;

halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmeyin!

edit: bu entry nin yazarı sudan bir sebeple 10 gün çaylak. ne yapalım anca böyle duyurabiliyorum sesimi.*
ayrıca ironi ne laa diyen nesil toyikiye gidip adımı verebilirler. hepsi değerli birer oyuncak kedi alacaklar.
yaşadığı apartmanda gürültü yapan huzursuzluk çıkaran komşularına sözünü geçiremeyen babanın evinde aç olduğu için ağlayan çocuğunu azarlaması gibi birşeydir bu. elin ülkesi gelecek memleket topraklarına askeri üs kuracak, başka başka memleketlete savaş açtığında senin memleketini kullanacak ses çıkaramayacaksın, işçin 1 mayısı taksimde kutlamak isteyince yasak diyeceksin huzursuzluk oluyor güven sağlayamıyoruz diyeceksin. aynı şeydir gözümde.
(sendikalar başka bir yerde kutlamak isteyipte, kimi gruplar taksime çıkmaya kalksa eyvallah yasakla hakkındır)

not: entry yazma niyetinde değildim ya eksi oylama arasında 10 saniye kuralı yüzünden sayfada çok vakit geçirinde bişiler karalayayım dedim.
el emeği çalışıp,senede bir gün bayramını kutlamak isteyen emekçileri,düşmanca bir şekilde dövmek ve hırpalamak hangi dine hangi inanca sığar.
başlığı açan arkadaş dindar bir insan olduğunu belirtir çoğu entrysin de bumudur;dindar olmak.
dindar olmak emekçi'nin hakkını mı gasp etmektir.
ve utanmadan bide sanki taksim'i düşman kuvvetlerin korumuş gibi başlık açmışlar.
görende sanki başlığı açanın koruduğunu düşünücek.
gerçi o da haklı iktidarı aynı beyinlerle paylaşıyor.
işçilere bölücü demek insalık ayıbıdır!
tabii ne kadar insansanız...