bugün

bundan yaklaşık 12-13* sene önce olan bir olaydı. annemin köyüne gidiyorduk tekirdağ tarafına. önde oturuyordum. tam çorlunun çıkışında askeriyenin önündeki o kıvrımlı yola geldiğimizde yaklaşık 15-20 metre önümüzdeki aynı marka arabanın arka koltuğunda oturan yaşıtım kızın beni kestiğini gördüm. bildiğin dizlerinin üstünde arkaya dönük bir şekilde oturuyordu. el salladım aynı şekilde karşılık gördüm. bildiğin bakışıyoduk lan. bu biraz sürdü böyle. sonrasında o arabanın sağ sinyalini yaktığını gördüm. üzülmüştüm lan. araba çorlu tren istasyonunu geçtikten sonra sağa döndü. ve ilk aşkımla flört 5-10 dakika sürdü.
efendim yaş 4-5. ablam var yaşı 11-12. birden köpek çıkar önümüze. işte o köpek beni kovalamaya başlar arkadan da ablam bizi kovalamaya. ben kaçarım koşa koşa ama o yaştaki çocuk da hızlı koşamaz. efendim her neyse baya kaçtım. arkadan ablam bağırıyordu ilerideki bankamatiğin içine gir diye. nasıl oldu bilmiyorum ama birden kendimi bankamatiğin içinde buldum ve baktığımda köpek ablamı kovalıyordu. sonradan anladım ki bankamatikteki amca beni içeriye çekmiş ve saçımı okşuyordu. kaç dakika sonra bilmiyorum ama çabuk değildi ablam geldi beni aldı ve eve gittik. o gün bugündür köpek gördüğümde yolumu değiştiririm. *
ocakta kugulu parkta buz ustunde yururken havuza dusmek. sonra parasızlıktan eldeki milli piyango amortisini bozdurmak icin ugrasmak. sonra eve gitmek annanendeyiz yazısı ve annneye gitmek ve ertesi gun cin gibi uyanmak hicbirsey olmamıs gibi.
incirli caddesinde arkadaşla beraber yürümekte iken aval aval bir hatuna bakan ben kaldırımdaki elektrik direğine bindirmiştim. ama öyle böyle değil yani kafadan kütürt! diye bir ses geldi. arkadaşa rezil olduğuma mı, kızın o dalga geçer gülüşüyle karizmayı yerle bir ettiğine mi yanayım bilemedim. hala hatırladıkça utanıyorum.
of sanane be slk! !
ortaokulda bir kıza '' benimle çıkar mısın '' dediğimde, kızın '' nereye '' diye cevap vermesini hiçbir zaman unutmam.
14 mayıs 2006 galatasaray-kayserispor maçı.. bir ömre değer 16 dakika ve o 16 dakikada içilen yarım paket sigara..
bundan 10 sene önce bisiklet yüzünden aşil tendon'umun kesilmesi. offff içim gitti yine.
geneli havalı bir şekilde kulağımda kulaklık yürürken karşıdan gelen bir yakışıklıyı takmamaya çalıştığım anlarda ayağımın kaldırıma takılması, taşa takılması, dala takılması, düşmüş bir velede takılması gibi şeylerdir.
yazarlarda derin izler taşıyan unutamadıklar sevinçli/hüzünlü anılarıdır.
onun tisortumu giyip evde dolastigi anlar.
kesinlikle babamın ağlaması...o koca o heybetli adamın gözlerinden yaşlar akması...
ilkokul yıllarımda, sürekli okul değiştirdim. ilkokulda en az 6-7 okula gittim. en son kayseri ye gitmiştik. komşu ogluyla aynı sınıftaydık. her gün top oynuyorduk felan. bir gün beden eğitimi dersimiz vardı. kızlarda dışarıdaydı. bana dedi ki : - kimden hoşlandın? ben önce kimseden felan desemde hoşlandıgım kızın adını verdim. ama nerden bileyim gidip kıza söyleyecegini. ben der demez gitti kıza söyledi. tabi yeni geldim birde o zamanlar tipsiz küçük tombul çocuguz. kimse yüzümüze bakmıyor. aynen öyle oldu. kız bana bakmadı bile. ama çocuk aklı aptalca aşık oluyorsun. onun için gidip şiir yazmıştım küçük bir kagıda o kagıdı ona vermiştim. üstüne üstlük kız ne yaptı biliyormusunuz? beni müdüre şikayet etti. müdürde severdi beni. çağırdı yanına beni dedi ki: 'oglum sen akıllı adamsın bak boşver kız işlerini, daha yaşınız küçük. seneye sınava gireceksin sen onu düşün. bidada görmeyim kızı rahatsız ettiğini' evet tek suçum sevmekti. çocuktuk ama aşık olmuştum. tabi müdüre gittikten sonra kızdan soğudum hatta nefret ettim. neden müdüre şikayet etti de beni küçük düşürdü. artık bu kızdan intikam alıcaktım. nasıl olcaktı bilmiyorum ama ondan intikam almalıydım. ben ne çektiysem o da onları yaşamalıydı. ben aslında yakısıklı bir cocuktum ama tombul olunca kimse bakmıyordu. hemen karar verdim zayıflayacagım diye. 3 ay boyunca nerdeyse bişi yemeden içmeden her gün koşarak 15 kilo verdim. tabi ondan sonra herkes ne kadar zayıfladın, baya yakısıklı olmussun demeye basladı. bende artık eskisi gibi mızmız olmayacaktım. ne kadar duygusal olursam o kadar acı cekicektim. bu yaşımda bunu öğrenmiştim. kızlarla takılmaya başladım. tabi beni begenmeyen kız artık benle konusmaya calısıyordu. bu seferde ben ona yüz vermedim. en sonunda arkadasıyla haber yollamış bana, benden hoşlanıyormus güya. ve dedim intikam zamanı. bende seni ağlatıp acı cektirmezsem diye. benim o ergenlik dönemimde ne kadar ağladıgımı bir bilseniz beni haklı bulurdunuz. neyse kızla çıkmaya başladık. ama ben hiç yüz vermiyorum. kızı iyice aşık ettim kendime. sürekli tersliyorum üzülüyor sonra yalandan bir kaç güzel söz gönlünü alırdım. sonra bunun yakın bir arkadası vardı oda benden hoslanırdı. ama onunla cıkamazdım çünkü benım bu kızı istedigimi zannederdi. bende benımkı kıskansın diye en yakın arkadasıyla daha cok vakıt gecırmeye basladım. gel zaman git zaman dedim ki: - ben bırakıcam bu kızdan sıkıldım senden hoşlanıyorum. kız hemen kabul etti. ve bana eziyet çektiren o kızdan ayrıldım. ayrılırkende senden nefret edıyorum gibisinden laflar söyledım. ağlayarak eve gitti. bütün sene boyunca ona inat, yakın arkadasıyla cıktım. zaten ondan sonra istanbula taşındık. ama sözlük keşke bırakmasaydım kızı. kız bana demişti. senden gerçekten hoslandım sen benı gerçekten sevdınmı diye filan o zamanlar üzüldüm. ama yapıcak bir şey yok. ben sana söyledigimde beni aşagılamayacaktın. ama yine eski duygusal günlerime döndüm. kızları kıramıyorum. bosuna kalp kırmaya degmez şu fani dünyada. buda böyle bir anımdı teşekkürler sözlük.

edit: böyle terk edilenler eksilemiş. eksileyenler lütfen mesaj atın konusmak istiyorum. benim yaşadıgım travmayı bılmeden yargılamayın beni. beni dinledikten sonra istediginiz kadar umrumda değil. önemli olan düşüncelerimi anlatabilmem.
bence yalnızca yazarı ilgilendirdiği için silinmesi gereken başlıktır yoksa bizde okuyoruz yahu, hiç beni alakadar etmemsine ve alelade bir olay olmasına rağmen 4 dakıka kaybettım (#16959496).

satır satır okudum yaa. *
bir gün lokantaya gittim ve garson geldiğinde menü isteyeceğim yere adisyon istedim gerisini hatırlamıyorum.
böyle zamanın birinde, otobüste yaşadığım enteresan bir olayı anlatmak isterim size. neden anlatıyorum ben de bilmiyorum çok içimden geldi dinleyin işte lan...
okul dönüşü otobüse bindim, otobüs boş ve oturulacak bir sürü yer var. oturdum haliyle, yavaş yavaş otobüs hareket ediyor. otobüsümüzün muavini, genç, yakışıklı, adonisli asi bir arkadaş.
yediniz mi? yemediniz tabi. olayın gerçeğinden devam edeyim. muavinimiz genç, cono, amele kaslı bi arkadaş. otobüse binen liseli kızlarımızı görünce otobüs hareket halindeyken aşağıya atlıyor ve çılgınca bağırıyor. o koskocaman bir çılgın, adeta macera düşkünü...
ben bunları size anlatırken otobüsümüz hareket etmeye devam ediyor tabi. yavaş yavaş ineceğim durağa yaklaşıyorum ve kalkmak için hazırlanıyorum. ayağa kalkıyorum. otobüste ayakta olan sadece 2 kişi var, biri ben diğeri de çılgın muavin abimiz.
şoförümüz o an çok ani bir fren yapıyor, hani öyle böyle değil 10 metre uçuyorum bıraksanız. ama sağ olsun muavin abimiz kaslı kollarıyla beni tutuyor, diğer eliyle de demirlerden tutunarak düşmemizi engelliyor.
bunun üzerine dönüp muavinimize bakıyorum, bir şey dememe gerek kalmadan söyleyeceği o sihirli kelimeler ağzından dökülüyor:
'az kalsın şemmammey çekiyorduk lan'
ufak bir tebessüm atıyorum ve otobüsten hemen aşağıya iniyorum. hiç unutamadığım tek anım budur.
tanım: aklımızdan çıkmayan anılarımızdır ne olcak.
6 kasım 2002 nasıl 6 tane attık lan diye bir hafta düşünmüştüm.
karaköy'deki alt geçitte merdivenden düşüp dudağı patlattığım gün.

bir de bacağımın yusufpaşa'da otobüs kapısına sıkışması var. herkes gülmüştü, çok kötüler insanlar. bacak sıkıştı derken, ben kapının dışındayım yani.
(bkz: zaman olunca doldurulacak entry)
aklımda yer eden kısım. eski sevgilimle 6 ay konuşmak 4 ay çıkmak 1 yılın 12 ayı 365 Gün 6 saati köpek gibi sevip, onu 1 senede 1 kere bile görmememdir. her aklıma geldiğinde hassiktir be dedirten durum.
not:3 yıldır yalnızım.
yok oylre bir sey.
petek dinçöz'ün foolish casanova şarkısını dinlemek, bu da yetmez gibi bir de dans etmek. keşke unutabilsem.
bundan 2 yıl önce;
erkek arkadaşımla yolda yürürken eski erkek arkadaşımın yanıma gelip ''bu köpeği yeni mi aldın '' sorusu ile çıkan kavganın karakolda son bulması.
bayramda para biriktirip power rangers saati almak. saatin düğmesine basıp dönüşmeyi beklemek, dönüşememek ve hüngür hüngür ağlamak.

bu mallık oluyor biraz tabi. biraz da çocukluğun getirdiği masumiyet.
görsel