bugün

bizim bahçede ot yiyodum geçen ......
aklıma başka birşey gelmedi.

(bkz: acıların cocugu emrah)
2004 yılının yaz aylarında güzel bir kahvaltı esnasında, aziz dostum antonio iovine 'nin şahsımı hedef alan bomba espirileri ile süregelmiştir.
sözlükle tanıştığım, yazar olmaya ve yaralarımı yazarak sarmaya karar verdiğim anki ruh haleti...
şirinler birgün şirin çileği toplamaya gider. şirineyle şirin baba şirin çireğinin altında göz göze gelir.
(bkz: ve olaylar gelişir)
http://fizy.com/#s/1kdqjo 'ın ilk hecesinde başlayıp son harfinde biten bir hayat ki...
sfenkslerle ilgili bir metin okurken alt komşudan sesi gelen yeşil başlı gövel ördek türküsünün zihnimde yarattığı kombinasyon.
bu nicki değil lakabıdır. Lise yıllarında okul arkadaşlarının taktığı, o zamanlar ruud van nistelrooy psv eindhoveen da leblebi gibi goller atarken kendisi de lise takımının ileri ucunda goller atmaktadır.isminin rıdvan olmasından ve ruud 'u çok sevmesinden dolayı arkadaşları bu hoş lakabı uygun görmüştür.
zamanında çok ayar verirdim, şimdi bakmayın böyle olduğuma.
napoleon belgeselini izlememden sonraki bende bıraktığı etkiden kaynaklanmıştır.
--spoiler--
ispanyolca genç erkek, delikanlı anlamlarına gelen, "muçaço" şeklindeki telaffuzu
nedeniyle sempatik bir hitap şekli olan kelime.
--spoiler--

Bir gün bir falcı bana senin ruhun erkek demişti. Sanırım sempatik geldiği için bu nicki aldım.
_ sevgilin seni seviyo mu sence?
_ evet seviyo tabi ki
_ ne diyo mesela?
_ ??!!?
(nası anlıyosun demek istedi heralde)
--spoiler--
bir zamanlar örümceklere olan ilgidendir efendim. bir baktım örümceğe değişik gözüktü, sonra nefret etsem de bu nickten hep bunu kullanmak alışkanlık yaptı. hiç de kullanılmayan bir nick oluşu benim için çekici kılınan yanı oldu.
--spoiler--
*
çakması gerekene çakan ,hem çakılması hem satılması gerekeni pazarlayan pazarlama müdürü.
bu nickin pek afili bi hikayesi yok aslında. ve nickimi pek de sevmiyorum. ama kendimce manalar çıkarıyorum. o zamanlar hoşuma gidiyor. sadece benim ilginlediğim şeylerle ilgilenler anlayabilir diyorum. makina kafalara, soad'a, sisteme, popüler kültüre ve popüler kültür lafını kullananlara selam çakıyorum falan.

biraz da anarşi işte. anarşi beni genç gösteriyor.
farklı şeyler olsaydı keşke ama "hep aynı şeyler işte".
teletabilerden esinlenerek ortaya karşık birşey.
ne yapacağımı biliyordum. ona göre bi şeyler aldım ben de. nasıl ?
bir hikaye vardı,

birisi ünlü bir düşünüre sormuş,
-isimlerin, fiillerin, zarfların, zamirlerin, öznelerin olduğu, kelimelerin dünyasında, bir tür kelime olsaydınız ne olmak isterdiniz?
+Şüphesiz ki bir cümle, içindeki kelimeler ile bir bütündür, hiç bir kelime, bir aradaki uyumun güzelliğini tek başına veremez. Ancak yine de içlerinden biri olsaydım, tüm kelimeleri biribirine bağlayan bir bağlaç olmak isterdim.

Ve sonrasında aradan uzun zaman geçti. Sevdim, çok sevdim, özledim, anlattım açıkladım, ne yaptım ne ettimse birlikte olamadığım bir insan vardı. Ne yaptıysam bir araya gelememiştim. her şeyi bağlıyordu ya hani bağlaç, bir tek beni bağlayamadı ve nick alırken aklıma bu hikaye geldi. Öyle işte.

Sanırım kafamda biraz daha farklıydı benim algım ama, umarım anlatabilmişimdir.
ulan geç git burdan. yöresel hali bendeniz.
nick düşünürken eths - bulimiarexia dinliyordum. bunu aldım.
Karşıyaka tayfamızın genel adı.

edit: tüm karşıyaka'nın değil bizim zübeyde hanım ilk öğretim okulu 2004-05 mezunu tayfanın genel adı.
kardeşim tarafından takılmış lakabın kısaltılmışı.
çocukluğumda ankara sokakları...

Seyyar araba ile envai çeşitte çerez satan kirli beyaz şapkalı amcanın sokaktan geçmesini beklerdim hep, hep de keçiboynuzu ve şeker leblebi isterdim elimdeki bozuk paraları heyecanla uzatarak. Diğer çeşitlerin hiçbirini gözüm görmezdi... ta ki şeker leblebi paketimin arasına karışmış turuncumsu rengi ile içinde süper lezzetli bir tat taşıyan iğdeyi görene kadar. Ağzımda bıraktığı lezzetli tat ile beni büyülemişti. Adının ne olduğunu bilmediğim için bende kalan tek parçası olan çekirdeğini saklamıştım, çerezci amcanın seyyar arabasıyla sokağımızdan geçeceği zamana kadar. Çekirdeğini uzatıp "bu sefer bundan olsun mu?" dedim heyecan ve sabırsızlıkla. O gün bu gündür iğde benim için vazgeçilmez bir lezzet şölenidir, çekirdeği ise hatırası...

Sevgilerle.

edit:imla

dipnot: hatalarımı gösteren muslukbasi'na teşekkür ederim.
dersanenin dağıttığı ozpack'lerden haki renkte olanlardan almıştım. tesadüfen o gün de haki giyinmiştim. adım hakigiyenadam olarak kaldı.