bugün

birine şöyle sağlam bi yumruk atmak istiyorum sadece meraktan nasıl bi his diye.
- kızlara hediye alırken en pahalı ne alabilirim diye düşünüyorum hep. çünkü kızların hediyenin önemine ya da anlamına değer verdiğini düşünmüyorum. bence onlar için en güzel hediye en pahalı ve gösterişli olanıdır.

- küçükken(küçük dediğim 7-8 yaşları) bir çizgifilm karakterine aşıktım. ama şimdi ismini hatırlamıyorum. robotların içine atlayıp savaşan 3 tane kız vardı. biri mavi biri yeşil biri kırmızı saçlıydı. ben kırmızı renkli olana vurgundum. ama şimdi ismini bile hatırlamıyorum. çok mu şıpsevdiyim?

- cuma namazı içi camiye gittiğimde yanımda para olmasına rağmen toplanan yardıma katkıda bulunmuyorum. eve gelince de çok üzülüyorum. ama gelecek hafta yine aynısını yapıyorum.

- üniversitenin ilk senesinde sevgilim için bir vizeye girmemiştim. sonra beni terk etti mal gibi kaldım ortada.

- hiçbir zaman iyi bir evlat olamadım gibi hissediyorum çünkü kazandığım başarılar hiçbir zaman ailemi memnun etmedi.

- paramın yattığı ilk hafta neredeye bütün paramı harcıyorum sonrada 3 hafta kıt kanaat geçiniyorum. hatta onu bile geçinemiyorum.

- insanlara çok güveniyorum ve her defasında bu güvenim boşa çıkıyor.

- geçip giden zamana her zaman çok üzülüyorum. daha iyi şeyler yapabilirmişim gibi geliyor hep.

- çok koyu bir fenerbahçe taraftarıyım ama türkiye kupasını bir daha kazanamayacağız gibime geliyor.
önce babama 'arkadaşımı arayabilirmiyimmm ödev sorcam da ' deyip göz kırpıştırıyorum. sonra kendime 5 tl atıyorum. telefonu alıp herhangi birini arayıp 1 dakika konuşuyorum. 15 dakka sonra da ' aa inanmıyorumm neden böyle çok yazdı ki hiaa' diyerek telefonu veriyorum.* *
söylediğim ardışık iki kelimenin baş harflerini hep karıştırıp tam tersi söylüyorum.
hayatımın en kötü günü olacakmış, bilmiyordum.
hep 2011 iğrenç bi sene olacak diyordum, evet daha girmeden iğrençleşmeye başladı.
onu görmekle yine eskilere mi dönücem ben yine sözlük? yine mi kötü olacam? ben artık yoruldum tam toparlanmışken bu olmamalıydı.
mutlu olmak için elim telefona gitsede, mutsuz etmemek için elimi geri çekiyorum telefondan.
sonra elim başka bir şeye gidiyor, hayatımı karartmamak için elimi geri çekiyorum, doğru zamanı bekliyorum...
bir bakmışım kendimi ararken kaybolmuşum...
bu boşluktan kurtulmak için sabrediyorum.
insanın hata yaptığı anları boşlukta olduğu anlardır bunu da biliyorum.
sabrederken de kayboluyorum...
kendimi bulamadığım her an geri dönüşü olmayan bir yola sürüklüyor beni.
içmeliyim... içmeliyim...
sarhoş olmadığım her an gözlerime perde iniyor ve görüntü hiç değişmiyor...!
abiii bayılıyorum bu başlığa ya..emin olun tüm itirafları tek tek okuyorum süpersiniz.

sözlük bir mühendis adayı olarak kitap okuma alışkanlığımı 21 yaşında kazandım ..evet biraz geç ama artık bazı gereksiz şeyleri veya arkadaş ortamlarında geçirilen ultra zaman kayıplarını olması gerekene indirip kitap okumayı planladım ve uygulamaya koydum.
eskiden otobüsde metrobüsde vs seyahat ederken mp3 ü takıp fütursuzca müzik dinleerdim inanırmısın 2 aydır belirli periiyotlarla arkaşlarıma sırf kitap okumak için benim biraz işim var siz gidin bir 10 dk sonra çıkarım okuldan dediğim olmuştur.
sırf bu şekilde 2 ay da bir kaç ufak satışla sadece 20 şer dk lık yollarda kitaba zaman ayırarak 1 şiir kitabı ve 1 roman okudum.çok mutluyum geç oldu amaa bi yerden başlamak lazımdı.

( hayatımda ılk kez kıtap okuyorum muamelesi yapmayın sadece bunu bi alışkanlık olarak deeğil hoşuma gideni aklıma gelirse o da okurdum ..şimdi bunu günlük yapmamdan bahsediyorum )

haa bu arada ne işin var len okulda gel hadi kafeye gidelim diyen sevgili tayfama da burdan selam olsun.
yine günün ilk itirafını girmenin mutluluğunu yaşıyorum.
107 gündür temizim.

(bkz: whopper)
6 ay sonra ilk defa bugün onu gördüm sözlük. onu son gördüğümde bana beni nası sevdiğini sayıklayıp otobüsünün kalkmamasını diliyordu. şimdiki hali ise; saçlarını hafif kızıla boyatmıştı ve biraz da kilo vermişti ve yılbaşı için hali hazırda biz ilişki içindeyken, beni de tanıştırdığı eskiden can ciğer kankası olan şimdi ise sevgilisi olan elemana(!) hediye bakıyodu.

mağazaya girdiğimde elim ayağım boşaldı, ağzına sıçılmak için orda öylece bakınıyodu kıyafetlere arkadaşlarıyla. gidip vaktinde biriktirdiğim tokadı atamadım beni nasıl aldatırsın diye. evet yapmadım bunu yada yapamadım. buna neden olan şey içimdekilerin sönüp gitmesiydi sanırım yada orda olası herhangi bir rezilliğe götüm yemedi. ama az buçuk bişey kafamda netleşti be sözlük. o da şu ki;

aynen yarrağma dönmüştü, umarım o kepçeyle de am biti gibi yavruları olur ilerde.
ölesim var sözlük... arkamda bırakacaklarımın üzülmeyeceğini bilsem, hiç gözümü kırpmam...
2011' e zengin bi giriş yapmayı umut ediyorum. sonrası belli ''para var huzur var'' diye dolancam ortalıkta *
hoşlandığım bir kız vardı 2 aydır. arsızca bütün ders bakabiliyordum. hatta sabah köründe derse erkenden gidip arkasına yerimi tutuyordum, adının cemile olduğunu öğrenince soğudum sözlük.
küçükken aşureyi hiç mi hiç sevmezdim ama büyüyünce aklım başıma geldi.

insanlara karşı rahatsız edecek derecede dürüst ve direkt konuşan biriyim ama biri bana öyle davrandığında sinir oluyorum.

aslında uzun bir süre bu başlığa bir şey yazmak istemiyordum ama dayanamadım.

yeni tanıştığım herkese her şeyimi anlatıyorum, şu ana kadar çok büyük bir zarar görmedim bundan ama artık dikkatli olmaya karar verdim. sözlük bunu denemem için biçilmiş kaftan.

babamla aram hiç iyi değil, beni sevmediğine adım gibi eminim. çünkü onun istediği gibi yaşamıyorum.

annemi çok seviyorum, o olmasaydı akıl sağlığımı kaybetmiş olurdum herhalde.

kendimi normal şartlar altında idare edecek kadar param var ama hiçbir zaman param yetmiyor çünkü hep saçıyorum, tutumlu nasıl yaşanır öğrenmek istiyorum.

tipik öğrenci işlerinin birinde çalışmak istiyorum (garsonluk vs) ama daha önce hiç tecrübem olmadığı için gözüm korkuyor.

tek başıma yaşamayı çok seviyorum.

insanlarla sadece istediğim zaman alakadar oluyorum.

aslında hep mirasa konma hayaliyle yaşıyorum, olur da mısırdan bir dede çıkar falan.. çünkü gerçekte okumak falan istemiyorum, sadece gezmek istiyorum. e tüm dünya bitene kadar ya bir yerde hastalanıp ölürüm ya da savaşlı bir ülkede beni vururlar öyle ölürüm, problem değil yani.

evim hiçbir zaman pis değildir, çok önem veririm temizliğe ama derli-toplu olmaya değil. o yüzden hep bir kaos hakimdir evimde.

eskiden deli gibi kitap okurdum ama artık nedense okuyamıyorum o kadar sık. internet bağımlısıyım sanırım. cep telefonumdan bile sürekli bir online olmak falan.

bir şeyleri söküp monte etmeyi çok seviyorum.

beyaz tenliyim, eskiden bronz olmak için çok çabalardım artık yanmayım, beyaz kalayım diye 50+ faktör güneş kremleri kullanıp öğleden sonra dışarı çıkıyorum/denize iniyorum yazın.

türkiye'nin her yerini görmek istiyorum.

doğuya gittiğimde (kimsenin normal[!] şartlar altında gitmediği yerlere : tunceli, yüksekova, cizre, nusaybin vs) kimsenin bana zarar vermeyeceğine inanıyorum ama annemlere bu çocukça geliyor. ama ben buna inanmaya devam ediyorum ve edeceğim de bunu yaşayana kadar.
gece gece arkadaşıma gittiğimi söyledikten sonra bana gitme dediklerinde "kızın yanına gittiğin çok belli ettin oğlum, bari yalan atmasaydın" diye bakışlarından usandım.
ulan kız arkdaşım olsa da söylemem ama gerçeği söylüyorum. sadinin yanına play statıon oynamaya gıdıyorum yaa
okan açıktı arka planda. lahmacun, lahmacun dedi canım istedi be. napıcam sözlük?
böyle bazen başa kalan başlıklarımın sol frame e düşmesi için altına entry yazıyorum, ama yazmak için bahane de buluyorum. sonra da utanıyorum bazen. ulan sözlük n'olacak bu işler hem finaller de yaklaşıyor.

bıdı bıdı; hakkaten birileri anlasın diye yazmadım.
az önce, 6 yıl sonra ilk kez pringles yedim! çocuklar gibi mutluyum.
güzel bir sohbetin üstüne ice tea ile harika gitti. bu gece beni bundan daha fazla mutlu edecek hiçbir şey yok.
teşekkürler pringles,
teşekkürler lipton ice tea,
teşekkürler tln... *
yavaş yavaş şu hayatta en benzetilmek istemediğim kişiye, anneme dönüştüğümü dehşetle farkettim bugün.
sözlük senin şu itiraf kısmına bayılıyorum ve hepsini tek tek okuyorum. hiç tanımadığım insanların o an ki ruh halini okumak tek kelimeyle muhteşem.öyle ki kendimi okuduğum kişilerin sırdaşı felan hissediyorum.öyle böyle değil sözlük acaip havaya giriyorum.
insanları kırmadan, yapamıyorum bir organizasyonu. sözde çok iyiyim dimi; kırmamak için elimden geleni yaparım. tek bir gerçek var ki; lanet olası panikliğim yüzünden her şeyi elime yüzüme bulaştırmam. basit bir olayı bile büyük meseleler haline getirebiliyorum, ben hayatım boyunca başarısız olmaya mahkumum. hiç izin vermediler tek başıma sorunlarımı çözmeme, belkide bundan ya da tamamen benim acizliğimden kaynaklanıyor, kendi hatalarımı yansıtmamalıyım kimse sorumlu olmamalı benim yaptıklarımdan geçmişte etkisi olsa bile en büyük hata bende nefret ediyorum çelişkiler içinde boğulmaktan, bana göre doğru olanı bir türlü anlatamamaktan...
daha yeni üye oldum ve anlamaya çalışıyorum.
az önce doğurmakta olan kedimin yanından çığlık çığlığa kaçtım.
o neydi öyle la (bkz: wtf)