bugün

sigarayı azalttım sözlük günde 1-2 içiyorum artık bazen hiç içmedigimde oluyor.
eksilenen entrylerimin bazılarını siliyorum. bir de bunu keşfetmek için entrylerimi eksi oylayan piçler var, onlardan da nefret ediyorum. dimes portakal suyu seviyorum, bir de şimdi hapşurdum.
küfür eden "vatanseverlerin" entrylerini okurken kusuyorum.
bugün hep artı oy verdim.eksiye mouse'ım sürtünmedi bile.
moonlight sonata ya karşı sempati beslemiyormuş gibi davranmaya çalışıyorum ama aslında..*
şener usta diyeceğime yaşar usta dedim. iyi mi..

bir de yiğit özgür'ün şu esprisi aklıma geldikçe işyerinde deli gibi gülüyorum .

- milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan şu günlerde n'apıyon ismail?
+ bakkala gidiyorum abi.
- de hadi sktir git.
aşık olmaktan çok korkuyorum!
uzun zamandır sıkı bir takipçisiyim onun.
adam harfleri öyle güzel dokuyor ki imrenmemek elde değil.
fazla belden aşağı oynadığı için sanırım, karması derinde. edebi ifadelerle bu tür yazılar yazmak bile marifet azizim.
* karma marma beni ilgilendirmez adam döktürüyor resmen yazarken.
şimdi eksi verecek olanlar var eminim ivreeeeeeenç diyerekten.
ama seviyorum bu yazarı okumaktan sözlük doğruya doğru valla *
kazandığımı duyduğum gün içime taş oturduğu 1 sene boyunca sevemediğim alışamadığım adanadan 1 ay ayrı kaldım. 2 gündür burdayım itiraf etmesi çok zor gelsede ben adanayı 2 günde sevdim. güzel yermiş ya buralar * meğerse adam akıllı gezmek lazımmış. gezdirenler sağolsun *
ilk kez ortaya çıkan kişisel sırlardır.
benimkine gelince şudur:

asuman krause'yi hayal ederek mastürbasyon yapıyorum.
evet sözlük sonunda benimde itiraf edecek bir şeyim oldu. iki gün önce odamda yatıyordum, gözlerim kapalıydı ama uyumuyordum o sırada odaya biri girdi bende gözlerimi açmadım ki ne işi var anlayım diye. neyse ansızın telefonda konuşmaya başladı ve bende dinledim, konuşan annemdi. ' iki saat sonra, tamam, hayır orası olmaz uzak arabam büyük oğlumda, tamam bizim köşedeki kafe olsun.' dedi ve kapattı. ben acayip kıllandım, odadan çıkmasını bekledim ve o çıkınca hemen kalktım. yoksa annem bir başkasıyla... düşüncesi bile delirtmeye yetiyordu beni. çok zaman geçmeden dış kapının kapandığını duydum hemen peşinden bende çıktım. kafeye girdiğimde annemin yaşında bir adamla oturduğunu gördüm hem de masanın altındaydı ikisininde eli. hemen koştum:' neler oluyor burada kadın?' diye bağırdım. annem elini kaldırınca özel ajan kimliğiyle tanıştım. meğer annem ajanmış, bende biyonikmişim. amacım dünyaya karşı bir gök taşı falan gelirse durdurmakmış itiraz ettim:' ama bu amerikalıların işi değil miydi, hem clark benim yakın arkadaşım az biraz para kazanıyor bu işten yapamam bunu ona.' dedim.
evet demedim çünkü bunlar olmadı. tamam lan itiraf ediyorum, kuzen telefonundan sevgilinin adıyla benim adımı yer değiştiren ve sevgilin adına sana sayıp söven ve ardından söylemeyi unutup ayrılmanıza neden olan bendim. tabii anlamışındır yüksek ihtimal o yüzden kaçıyorum senden. bilirsin aslında iyi biriyimdir ben.
benden bir halt olmayacak, oyle saniyorum.
ben küçükken normal çocuklar gibi uzaktan kumandalı arabayla veya diğer yaşıtlarımla pek oynamazdım. favori oyuncağım mandallardı. (bkz: mandal)
evet 12 yaşıma kadar mandallarla futbol maçı falan yapıyordum. yani maçı onlara yaptırıyordum. evde benim yüzümden mandalları saklıyorlardı ki oynamayayım. eşek kadar olmuştum ama hala bırakamıyordum. ta ki bizim eve misafir olarak gelen bir akrabamızla konuşana kadar. bizimkiler durumu adama anlatmış ve adam da beni o kadar insanın içinde bir güzel rezil etmişti. o günden beri oynamıyorum. mandalları bırakayım diye babam bana playstation almıştı. şimdilerde de ona sardım lan. ne olacak benim bu oyun tutkum bilmiyorum.
facebook chatte kişilerin yanında bulunan o dairenin, tam yeşil olmasıyla, yarım dolu olması arasındaki farkı bilmiyorum.
metrobüs'teyken kadınlardan korkuyorum. neden mi?

kadınlarımıza öyle bir ön yargı vermişiz ki; kalabalık ve hareketli alanlardaki erkeklerin hepsi potansiyel sapık onlara göre. yanlışlıkla kıçın başın değmeye görsün. hemen ters bir bakışı yersiniz zaten. 2. çarpışta ise tepkili bir ses gelir. ya oflamadır, ya öksürmedir...

arkadaş sanki benim hoşuma gidiyor sıkış tepiş gitmek. sanki ben büyük bir haz duyuyorum kıçıma değen çantandan. erkek dediğin her dokunuştan zevk almak zorunda mıdır? bizim çekincelerimiz yok mu yani?!

senin ahlakın namusun var da bizim yok di mi!

bir de fişlenmesi cabası. yanlışlıkla çarpacağınız bir kadının size sapık diye haykırması tüm otobüs karşısında sapık olarak algılanmanıza sebep olacak. sadece bununla kalsa yine dua edersiniz şansınıza. linç edilme tehlikesi altındasınız.
ilkokuldayken sınıf hocamız tahtaya kısa bir metin yazdırır yüklemi ve özneyi bulmamızı isterdi. ben ne zaman kalkarsam kalkayım; cümle başındaki sözcüklerin hepsinin özne, cümle sonundaki sözcüklerinin hepsinin de yüklem olduğunu zannederdim. devrik cümleleri hiç hesaba katmadan....
yıllardan 2007... demiştim insanlar nankör diye o giderken... gerçi ben gitmiştim ondan; arkadaşlarını feda edemezdi çünkü..
yıllardan 2010... yine diyorum insanlar nankör diye, ikimizde zıt yöne giderken... hiç bir şeyini feda edemedi, çünkü o da bencildi. anladım son konuşmamızda. bu kadar sene farkedememiş olmak, ahmaklık olsa gerek. insanlar insanlara ne çok benziyormuş. oysa ki her seferinde, her yenisinde kalp pır pır ederken, çok farklı biri ya diye arkadaş muhabbetlerinde kafa ütülerken, gözler ışıl ışıl parlarken, aşkın rehaveti ile insan farkedemiyormuş bu durumu. şimdi tek tek yazıyorum aklıma, onun osu bunun busu diye ki aynı boka bir daha basmayayım, ayağımı kirletmemeyim.

şu anda inönü' den geliyor mu sesleri bilinmez; ben yine de yazayım...

ne demiş james amca;

here I am, on the road again,
there I am, up on the stage
there I go, playin' star again,
there I go, turn the page.
evet bugün resmen kuyruk salladım. o yedi ama benim yiyesim kaçtı sözlük.
sabahleyin, saat 7:30 ta kalkmam gerekirken saati yanlış görüp 06:30 ta kaldıran annemin her yerinden öpüyorum.
En yakın arkadaşım telefonu benim elimdeyken zil sesini fairytale olarak kullanan insalara çok kıl olduğunu söyledi . Ben de durmadım tabi şarkıyı zil sesi olarak ayarladım . Ona bunu neden yaptım bilmiyorum. Bir de annem kadar ince düşünemiyorum .Ayrıca çatalı sağ , bıçağı sol elimle kullanıyorum .
itiraf ediyorum
erkek kuzenlerim geçmiş zamanlarda telefonlarını meşgul oldukları veya sıkıldıkları an bana verir, sevgilileriyle mesaj olayını yürütmemi isterlerdi.

bende kızlar daha mutlu olsun diye, kelimeleri sevgi parçacıklarına dönüştürüp, romantikliğe dem vururdum mest ederdim onları.

bayan bayanın halinden anlar hesabı; onların mutlulukları da karakterlerdeki şekillere sığmazdı...

görevini başarıyla tamamlayan, fakat rahat edemeyen vicdan çıkarması olsun bu da.
sözlük artık dayanamıyorum açıklıycam. şu yobazları, atatürk düşmanlarını, pkk sempatizanlarını yok edesim geliyor. nerde görsem ayarı yapıştırıyorum. bak biliyorum bu entryi durmadan eksiliycekler ama umrumda mi tabi ki değil.

not: hadi şimdi yobazlar, atatürk düşmanları, pkk sempatizanları basın lan eksilere.
sevilmek hakedilen bişey mi sözlük, cevap ver.. susma! bagır cağır ama birşey söyle! susma!
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları/#8484407)

entrysinde deginmistim ya dostlar, okulumda 200 kusur kisi icinden final sinavinda sadee 10-15 kisinin gectigi bi dersten kaldim. telafi sinavi sonucunu az once ogrendim, dersten gecen sansli %8 arasindayim. su an dunyanin en mutlu insaniyim. herkese benden cay. okulu bitirmenin dayanilmaz hafifligini hissediyorum. pamuk gibiyim pamuk. oleeeeeeeeeeeeeeey.
sırf ömer üründül mutlu olsun diye üç büyüklerden birine başkan olup bi tane sırtı dönük oynayabilen forvet alcam. Çok mutlu olursa kollektif futbol oynayan bi takım da kurabilirim. Her türlü varyasyonu uygulayabilen bi takım, evet...