bugün

elif şafak'ın muhtemelen bu sonbahar raflarda göreceğimiz yeni kitabının ismi. bugün ntv'de yayınlanan gece gündüz programına katılan elif şafak, yeni bir kitap hazırlığı içinde olduğunu, kitabın diğer yapıtlarına hiç benzemediğini, otobiografik öğelerle dolu olduğunu söyledi. on aylık bir süre boyunca hiçbir şey yazamadığını, bir tür depresyon geçirdiğini, ardından bu kitabı yazmaya başladığını belirten elif şafak, program sunucusu yekta kopan'ın kitap ne zaman biter? sorusuna "bitti bile" cevabını verdi. heyecanla bekliyoruz.
yazarın diğer kitaplarının aksine metis yayınevi'nden çıkmayacaktır.
ha geldi ha gelecek.
kapağı şöyle bir şey;

http://www.hepsiburada.co...roductid=kdogan814#tablnk
fiyatı 17 ytl, ilk baskısı 50 bin adettir. ayrıca latif demirci de çizimleriyle kitapta yer almıştır.
evde kalmış kız manifestosu nu okurken sürekli he valla dediğim *, pratik akıl hanıma kıl kaptığım, genel olarak beğendiğim, klasik olmayan bir elif şafak kitabı.
başlarında olduğum halde kitapta belli bir değişimi dilin ve anlatımın farklılığını sezdiğim elif şafak kitabıdır. acaba ön yargı ile mi yaklaşıyorumdur. aynı lezzet diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da varmıdır. hepsi öğrenilecektir.
haftalar önce girilmesi gereken edit: okunmuş ve beğenilmiştir. klasik elif şafak kitaplarından elbette farklı ama yine de güzeldir.
postnatal depresyon el kitabımıdır ? romanmıdır ? otobiyografi midir ? ne olduğu belirsiz garip bir kitap. elif şafak ya doğum sonrası hormonlarının etkisiyle yolunu şaşırdı ya da anneler trübünlerine oynuyor . ben pek bişey anlamadım kitaptan.
Friedrich Nietzsche'nin " eğer bir kadın erkeksi özelliklere sahipse, ondan kaçmalı. ama eğer bu tür özelliklere sahip değilse, bu sefer de o kendinden kaçmalı." aforizmasıyla başlayarak dikkatimi çeken elif şafak kitabıdır, siyah süt. **
tartışmalı yazar elif şafak ın okumaya değer kitabı.
yeni başlayanlar için postpartum depresyon.
okumaya ilk başlandıgında içindeki sesler kadınlar falan masalımsı gelse de bi süre sonra aslında içimizde sesler oldugunu bizimde içimizde küçük küçük bizler oldugunu hissetmemizi saglayan bir kitap. ve tabi bu dönemi elif safak gibi bir kalemden okumak her kadın için bir şans olsa gerek. elif şafak ın diğer kitaplarına benzetemediğini aynı tadı bulamadıgını söyleyenlere de saygı duymakla beraber sasırıyorum. kesinlikle her dogum yapan ünlünün annelik, her evlenen mankenin yemek kitabı yazması gibi bir şey değil bu. kitap dünya edebiyatındaki bir çok edebiyatcı kadının anneliğe bakısını da anlatıyor. yani sıradanlıktan çok uzak. modern bir kadın olmakla anaç omayı aynı koltuga sııgdırmaya çalışanlara bir kapı aralıyor kitap.
hayatta her ne olursa olsun değişim kaçınılmaz. işte kitap bunu anlatıyor okura.
hatta bir anekdot vereyim bununla ilgili kitaptan;

Ne var ki hayat, biz planlarımızı yaparken peşimiz sıra sessizce gelip, o pek süslü, pek fiyakalı planlarımıza Miki kulakları, vampir dişleri, pos bıyıklar çizen yaramaz mı yaramaz bir çocuk. Sen istediğin kadar planladığını zannet geleceği, o gene bildiğini okur.

yani;Olumlu ya da olumsuz (gibi gözüken) her değişimin bir sebebi olduğunu bilerek yaklaşalım başımıza gelenlere. Fazla plana, programa da gerek yok. Zaten olan olacaktır.
eger elif safak okuruysanız ve benim gibi onun özel hayatıyla alakalı merak ettiğiniz seyler var ise muhakkak okunmalı. Kitabın özellikle başları oldukca sürükleyici ve eglenceli.
ayrıca birçok ünlü gibi (bkz: ebru şallı) (bkz: demet kutluay) -sanki ilk çocuk doguran onlar gibi- hamilelikte ve çocugunu buyuturken yasadıklarını anlata anlata bitiremeyen, hatta bu işlerden para kazananlar yapmamıs. hem yazar hem anne olunabilir mi bunu sorgulamıs. gerci bunu bence yeni çıkaracagı kitaplardan daha iyi anlayacagımızı düşünüyorum.
hayal kırıklığına uğratmıştır. okuyucu olarak kitabın bir sıcaklığı olması gerektiği inancındayım. içinde geçen parmak kadın diyalogları samimiyetten uzak bir tablo çizmiştir kafamda. bir otobiyografiden çok, bir yazarın kadın olarak tarihten bu yana nasıl varolduğunu, annelik ve yazarlık arasında yaşanan çelişkileri, kendinden yola çıkarak biraz da öykünerek yazdığı kanısındayım. arka kapağında hakkındaki yorumu kitabın gerçeğini yansıtmaktadır ayrıca; bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. on yedi milyon para verip almışız işte, gel de yanma.
ineklerin genomuyla oynanmadığı sürece olası mümkün değildir. (bkz: kırmızı kar)
yarısına gelmiş olmam ve sıkı bir elif şafak okuru olmam itibariyla hakkında konuşmak istemediğim kitaptır, zira epeyce hayal kırıklığı yaratacak gibi bir izlenim vermektedir.
sadece iç sesleriyle hatırlanacak kitap.
siyah süt ise hamilelik sonrası oluşabilecek depresyon ve kadına yaşatabileceği çileleri belirtmektedir.
sonuna gelindiğinde başı unutulacak bir elif şafak kitabı.
elif şafak'la tanıştığım kitap. bir biyografik roman olduğu yazılsa bile sadece kendi hayat öyküsünü anlatmamıştır elif şafak. romanın çok güzel bir anlatım tarzı olduğu gibi, içeriği de çok zenginidir. dediğim gibi biyografik romandan daha çok psikolojik bir romandır. hepimizin içinde olduğu farkli "ben"lerimizi ve onlarla anlaşma yapmamızın ne kadar önemli olduğunu bir kes daha ortaya çıkartmuştır elif şafak. tek eksisi sanırım siyah süt'ün daha çok bir kadın okurları tarafından okunması gerektiği, yani kanımca çok fazla "kadınsı" bir roman.
postnatal depresyonun konu alındığı, diğer romanlarına göre oldukça zayıf kalmış, hayal kırıklığına uğratan elif şafak romanı.
elif şafak'ın son romanı. bir kadının kariyeri ve annelik özlemi arasında nasıl bir ikilemde kalabileceğini abartılı bir hayal gücüyle anlatıyor.
her ne kadar en çok satanlar listesinde olsa da önceki kitapları kadar başarılı olduğu söylenemez.
yazar olup da çocuk doğurup doğurmama ikileminde olan kadınlara hitap eden bir kitap. bu grupta değilseniz zaman kaybı olur. 70000 yazıyor kitabın bendeki baskısının kapağında, insan etkileniyor, alıyor tabi. edebi bir değeri yok. ama yazarı kesinlikle eleştirmiyorum. kadın bas bas bağırıyor zaten kitabın arka kapağında: "bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. suya yazı yazar gibi..." bir de uyarıyor kitabın girişinde : "yeni başlayanlar için..." diyor, "...postpartum depresyon. " yeni başlamıyorsanız tavsiye etmiyorum yani.
bu kadının stiline bayılıyorum romanlarına- karakterlerine- kurgusuna- kelimelerle oyuncak gibi oynamasına-karakterlerine büründürdüğü kimliklere ve ikilemlere..............hayatta kıskandığım tek kadın
anlatım tarzı ilginç, örneklemeleri yaratıcı bir kadın bu elif şafak, yazarken düşündürüyor, düşündürürken gülümsetiyor...
'bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı' diyor kendisi... 'suya yazı yazar gibi'... ama kitabın en başında 'siyah süt' ün bile ne demek olduğunu unutmadıysam okuduktan sonra , demek ki bu kitap suya falan yazılmamış.