bugün

"Özgürlük" ve "tarafsızlık" iddiasıyla yükselen seküler yaşam tarzı, bazen kendi ilkelerini dikte eden bir sisteme dönüşebiliyor. Dini inançlara veya farklı yaşam tarzlarına karşı tahammülsüzlük gösterildiğinde, bu durum bir tür faşizan tutum haline gelmez mi?

Herkese alan açmayı savunan bu yaklaşım, tam tersine, farklılıkları dışlayan bir otoriterliğe dönüşme riski taşıyor. Sekülerlik, bireylerin tercihlerine eşit mesafede durmayı hedeflerken, bazı durumlarda tek bir doğrultuyu zorunlu kılan bir sistem haline gelebiliyor. Peki, sekülerlik gerçekten tarafsız mı, yoksa bu da başka bir ideolojik dayatma mı?
bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmış kesin bilgi, diğer tüm yanlış bilgilerin yalan olduğunu da gösterdiğinden, doğru bilginin bizzat kendisi de diğer tüm yalanı ve yanlışı doğal olarak yok saydığı için faşist olur mu acaba?
bizdeki sekülerler özgürlükçü de değil tarafsız da. kendileri gibi olmazsan hakareti yersin.
Afilli laflarla milleti kandırma pampa.
ülkede sekuler kesim olmasa afganistan olurduk. kardesleriniz size helal dese bir imam kiz kardesini sikmeye çalısacak milyonlar var ülkede.

(bkz: kuzenini görünce yutkunan çomar)
dağda eşek domaltıp kız kardeşinin amına göz diken hint çingenleriyle, en ufak tartışmalarda bile yamyamlığa başvuran afrika ve aztek kabileleriyle, kıtır kıtır insan doğrayan orta doğulu baal tapınmacılarıyla övünen ne kadar beyinsiz, cahil oç liboş varsa he deyin geçin.
görsel
o bir avuç seküler haricinde bu amına kodumun insan ırkında aklını kullanan doğru düzgün eleman bile yok. Avrupa ve birkaç Asya halkı dışında koca insanlığın kendi bokunda boğulması ve maymunlardan, domuzlardan daha aşağı bir varoluşun temsil etmesi hakikaten trajikomik bir vaziyet. altı yedi milyar insan mental açıdan kedi, köpekle aynı seviyede, yemek, içmek, sıçmak, üremek ve taklide dayalı davranışlar dışında hiçbir bilişsel fonksiyonları, amaçları yok.
Faşizmde yetkiler tek parti ve tek kişi elinde toplanıyor. Bilmiyorum anlatabildim mi? Seküler olmakla ilgisi yok, dinci, şeriat yanlısı birileri de bu bakış açısıyla ülkeye hakim olabilir.
O bir avuç sekülerin 150 yıllık mücadelesi olmasa bu ülkede parlamento bile olmazdı . Saudi arabia gibi aşiret devleti olmaya devam ederdik.
(bkz: Monarşi)
(bkz: Osmanoğulları)
Kadınlar saudi arabia ve afganistan gibi tek başına araba bile kullanamazdı.
Bilimi hayatımızın merkezine alıp bilimsel bulgular haricindeki her şeye şüpheyle yaklaşmak kanıtlanamayan hiçbir şeyi doğru kabul etmemek gerekir. Boş bir mantık kurup bir karar aldıktan sonra bu inancın doğrularını başkalarına kimsenin dayatma hakkı yoktur. Insan yaşamında ahlakta tek bir doğru yoktur. Kime göre doğru neye göre doğru sorusu vardır. Herkes kendisine göre başkalarının yaşamına burnunu sokmayacak ölçüde kararlar alıp uygulayabilir. Ancak bu eleştirilemez değildir. Herkes aynı sebzelerden hoşlanmaz herkes aynı rengi görmez herkes aynı kokuyu duymaz. Dolayısıyla herkes aynı düşünceye de sahip olamaz. Doğruluğundan asla emin olmayacağımız şeylerin peşinde koşmak yerine deney ve gözlemle doğrulanabilir aynı koşullar altında her zaman aynı sonucu verecek cevaplar üzerinde durmamız gerekir. 2+2 nin 4 ettiğini kimse inkar edemez.