bugün

"Ama benim memleketimde bugün
insan kanı sudan ucuz
Oysa en güzel emek insanın kendisi
Kolay mı kan uykularda kalkıp
Ninniler söylemesi"

daha ne desin ki...
drama köprüsü'nü de çok iyi söylemiş sanatçı.
bilinmeyen nice türkülerin lügatı saz ve söz sanatçısıdır. *
tam adı mehmet ruhi su olan, unutulmaz türk halk müziği sanatcısı.1912 de van'da dogan sanatcı cocuklugunu öksüzler yurdunda geçirmiştir.adana ögretmen okulunda okurken, ankara müzik ögretmen okuluna gecmiştir.1935 yılında cumhurbaskanlıgı orkestrasına secilmiştir.konservetuarın opera bölümünde de okumuş ve daha sonra da Devlet Operası'nda çalışmıştır, bir süre radyoda türkü söylemiştir.söylediği bir türkü yüzünden radyodaki işine son verilen sanatcı, türküler derleyip calışmalarına tek basına devam etmiştir.siyasi fikirleri nedeniyle cogu zaman engellerle karşılaşmış, işkencelere magruz kalmıştır.halk müziğinin bu unutulmaz sesi, 12 eylul yönetiminin engellemeleriyle yurtdısına tedavi olmaya gidememiş ve 1985 yılında hayatını kaybetmiştir..
sadece drama köprüsü'nü degil, kerimoglu türküsünü de eşsiz yorumlayan usta..
(#171528)yurt dışında tedavi görmesini engelleyen kişi yanılmıyorsam cumhurbaşkanı turgut özaldır.
tok sesiyle söyler türkülerini, hayran bırakır.
anadan geçilir hasan yardan geçilmez bre hasan yardan geçilmez diyerek aşkın ne olduğunu iliklerimize kadar hissettirmiş. benzersiz sanatçı.
20 Eylül 1985'de yitirdiğimiz Ruhi Su'nun yaşamı boyunca tek uğraşı müzik olmuştur. ille de türküler. Türkülere olan tutkusu çocuk denecek yaşında başlamış ve ona müzik dünyasının kapısını türküler açmıştı. Büyük bir yaşamın küçük bir özeti şöyle: 1912 de Van'da doğdu. Adana da büyüdü. Öksüzler yurdunda okudu. Çocukluğu hep zorluklar içinde geçti ama, kişiliğinin biçimlenmesinde bu zorluklar, Torosların çarpıcı, etkileyici doğası ve müzik tutkusu ile birlikte ilk çekirdeği oluşturacaktı.

ilkokulun dördüncü sınıfında keman çalmaya başladı. 1936'da o zaman ki adıyla Musiki Muallim Mektebini, 1942'de Ankara Devlet Konservatuarının şan bölümünü başarıyla bitirdi. Aldığı klasik batı müziği eğitimi, ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorum icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu aynı yıllarda Ankara cebeci ikinci ortaokulunda ve Hasanoğlan Köy Enstitüsünde büyük bir koro oluşturdu. Ankara radyosunda on beş günde bir yayınlanan türkü programları düzenledi, dil tarih ve coğrafya fakültesinde büyük bir koro oluşturdu. Ankara devlet operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca , Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro'nun düğünü maskeli balo ve konsolos gibi operalardaki başarılarıyla, bas bariton Ruhi Su, müzik çevrelerinde ilgiyle izlenen bir müzisyen olmuştur.

12 Kasım 1952'de tutuklanarak istanbul'a gönderildi. 141. maddeden yargılanarak 5 yıl hapis, 20 ay gözetim altı hükmü giydi. Böylece Ruhi nin opera yaşamı noktalanmış, türkülerine yeni bir boyut, buruk bir tat ekleyen başka bir dönem başlamış oluyordu. Bilinçli bir tavırla türküler üzerine çalışmaya başladığı 1938 yılından, ölümüne kadar, hapishanenin ağır koşulları, engellenmeler yasaklanmalar, hiçbir şey Ruhi'ye türküler söylemekten onlar üzerinde aralıksız çalışmaktan, korolar oluşturarak türkülerini öğretmekten olanak bulduğu zaman konserlerde, resitallerde, olanak verilmediği zaman dost evlerinden, gece kulüplerine kadar, elverişli elverişsiz her ortamda türkülerini söylemekten alıkoyamadı. Türkülerin anlam ve içeriği dünya görüşünü biçimlendirmekte; dünya görüşü, türkülerini sevip yorumlamakta belirleyici etken oldu. Sanatçı-toplum ilişkilerini bilinçle, sevgiyle besleyerek her zaman diri, işlevsel tuttu. Ne sanatından en küçük bir ödün verdi ne sağlam dünya görüşünden. Kendini sanatına sanatını halkına adadı. Böyle bir yolda büyüdü. Ölümsüzleşti.

Hiç kuşku yok ki 73 yıllık yaşamı boyunca büyük güçlüklerle karşılaştı. Çok acılar çekti. Ama hep direndi hiç yılmadı ve sazı eşliğinde türkülerini söyleyebildikçe müziğini duyurup yaşattıkça geniş kitlelere benimsettikçe mutlulukların en güzelini ta içinde yaşadı. Türküleriyle nerelerden seslendiyse, o yerler birer sanat merkezi oldu. Sarsılmayan sanatçı kişiliğinin saygınlığı ve ağırlığıyla yurt içinde yurt dışında, bilinç, insan sevgisi, coşku ve inançla yoğrulmuş belirli düşünce hareketinin vazgeçilmez bütünleyicisi oldu. Bilinçlendirdi coştu, coşturdu ; hep bir şey vererek, kendine bir şeyler katarak öğretti, öğrendi. Bin bir güçlüğü aşarak derlemeler yaptı. Çok zengin bir türkü repertuarı oluşturdu. Dostlar korosunu kurarak onlarla birlikte konserler verdi. 45'lik plaklar, uzunçalarlar, kasetler çıkardı. tüm bir yaşamın inançlı ve verimli çalışmalarına kalıcılık kazandırdı böylece.

Sıdıka Su
1986 Ruhi Su'nun 1. ölüm yıldönümü

Albümleri:
Aman Of - Ankara'nın Taşına Bak - Barabar - Beydagi'nin Başı - Dadaloglu ve Çevresi Dostlar Tiyatrosu Konseri - Ekin idim Oldum Harman - El Kapıları - Sabahın Sahibi Var Huma Kuşu ve Taslamalar - Kadıköy Tiyatrosu Konseri - Karacaoglan - Pir Sultan Abdal - Pir Sultan'dan Levni'ye - Seferberlik Türküleri - Yunus Emre - Semahlar - Çocuklar Göçler Balıklar - Sultan Suyu - Şiirler Türküler - Köroglu - Uyur iken Uyardılar - Zeybekler - Ezgili Yürek
(bkz: bilmem şu feleğin)
(bkz: aşkın aldı benden beni)
operayı türkülerle harmanlamış,yegane sanatçımızdır. türkiyeye bir daha böyle bir sesin gelebileceğini düşünmüyorum.
nazım hikmetin (bkz: onlar ki) adlı şiirini en güzel okuyan ses sanatçısıdır.
18 ekim çar$amba günü e$i sıdıka sunun da yanına gittigi büyük insan..
(halk $arkılarımızı, bir saz şairinin yayık ve disiplinsiz sesiyle değil, fakat $ehirli bir muganninin ağzıyla da değil, halk $arkılarımızı, garp (batı) tekniği içinde, halk gibi, fakat halktan ayrı olarak söylemeliyiz. ruhi su (varlık, 1940)
(bkz: sümeyra)
(bkz: sıdıka su)
aşık veysel " o saksıda yetişen bozkır çiçeğidir" demiştir.
kul olayım kalem tutan ellere...
cocuklugumda duydugun en gercek en tanidik gelen ses. bir babadan duyabilecegim sicakligi hissetmemle gonul bahiyla baglandim, ruhu su. suyun ruhu..
zamanında ahmet kayaya iyi ayar vermiş sanatçı.
"Sanatçı da, tıpkı bir çiftçi gibi, demirci gibi işini anlatabilmelidir. Hem diliyle, hem de hüneriyle. Bir başka deyişle, kendi toplumu içinde sanatıyla ekmek yiyebilmelidir. 'Beni bu halk anlamaz' demek, en azından, boş bir kendini beğenmişliktir. insan kendini beğenmede bile yalnız kalmamalı. Halkın sanattta anlamadığı bir yer olabilir, sanatçı bunu umursamazlık edemez. Çünkü tüketicisi olmayan bir üretim yaşamaz. Hani hükümet zoruyla da yaşamaz demek istiyorum. Elli yıllık değil, yüz elli yıllık deney var önümüzde. Bazı sanat kurumlarının gittikçe yozlaşması, kuruyup gitmesi bundandır. Halktan kopuk hiçbir işten, hiçbir insandan hayır gelmez."

-Ruhi su-

(bkz: http://www.ruhisu.org.tr)
yalçın küçük'ün "ermenidir" dediği insandır.
bu kadar türkü söylemişken, türkü sevdirmişken "ermeni olsa ne olur " denilecek sanatçıdır.
radioleft'in bugünkü konuğuydu sesi... özlemişiz...
atatürkçü, ulusalcı, tam bağımsız türkiye düşüncesinde olan büyük üstad.
insanların arasına onları ayıran çizgiler koymayanlardan.
insanı kendisine kabe edinip her yöreye ait sayısız türküyü belleklerimize kazıyan müziğimizin yaşar kemali.
ankara'nın taşına bak türküsünü o muhteşem yorumuyla bir kat daha güzelleştiren büyük üstad.
büyük üstad, büyük yorumcu, büyük ses. o anlatilmaz dinlenilir. saygiyla aniyorum efendim.
sansaryan han'da maphus iken yazdığı bu nasıl istanbul zindan içinde parçası türkülerimizin acılarımızdan ve sevinçlerimizden doğduğunun en iyi örneğidir. siyasi görüşü yüzünden gördüğü işkence, sansaryan han da kaldığı tabutluğa rağmen hiç yılmadı. kanser olmasına rağmen son nefesini verene kadar türkü söylemye devam etti.