bugün
- günün sözü9
- morata'nın galatasaray'a transferi34
- true'nun çıkaracağı kitaba isim önerisi16
- ulu yazarlarının yayınladığı ai modelleri21
- kur an'ın yarattığı devrimler17
- 5 teğmenin silahlı kuvvetlerden ihraç edilmesi41
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri8
- martı ile korsan taksicilik yapmak istiyorum12
- anın görüntüsü10
- pardonadinizasizmi25
- sözlük genelinin olgun erkeklerden hoşlanması15
- yakışıklı entellektuel mi eğlenceli mi romantik mi10
- yazarların tercih ettiği ölüm şekilleri11
- sözlükteki fakirler19
- herkes uzman olduğu konuda yazsın30
- gece 12 de elektrik süpürgesi çalıştıran komşu12
- sözlük yazarlarının gelirleri ve borçları17
- doğum oranı düşüşüne çözüm önerileri8
- sözlük yazarlarının dinlediği türküler10
- ayda 5000 dolar moskovada yeter mi21
- beyler bir sorum olacak8
- kabe resmiyle ai görselleri yaratmak9
- hristiyan ülkesinde yaşayan şeriatçı15
- saraca silsüpüroğlu9
- rte nin markete sığınması8
- istanbul nüfusu nasıl azaltılabilir14
- yargıda alevi tahakkümü11
- şarkı sözüyle mesaj vermek8
- deepseek vs chatgpt9
- istanbulda geçinmek için 175k maaş yeterli olur mu9
- cumhurbaşkanı imamoğlu adalet bakanı mansur yavaş15
- en sevilen burç9
- yeşil pasaportu olan sözlük yazarları26
- çağrı isimli erkeklerin genel özellikleri9
- yaşlılık hayalleri8
- kadıköy otobüs peronları9
- 0 0 717
- kız yeğen sahibi olmak8
- ankara da kafe de gördüğüm hanımefendi garson kız8
- arkadaşlar bir bakar mısınız8
- hoşlanılan kızla tanışmak için ilk cümleler10
- galatasaray8
- insan olmaya ceyrek kala15
- usualsuspects vs mel mel bakan gibson8
- özlem zengin14
- ajax'ın gassaraya döşediği uzun menzilli boru15
- evlenmek istemeyince kapının önüne konulmak9
- kadın ve erkek arkadaş olabilir8
- 30 ocak 2025 midtjylland fenerbahçe maçı18
- michy batshuayi8
entry'ler (114)
gerçeği, bira bardağını andıran bardaklarla sunulur/satılır.
köpükler o bardağın üzerine, kenarlarına taşmıştır.
ayrana ulaşmak için o köpükleri aşmaya çalışırsınız bir süre, ağzınız yüzünüz bembeyaz olur. bıyıklı erkeklerin kabusudur.
kazadan sonra meşhur olmuş olduğunu iddia etmek gülünçtür.
köpükler o bardağın üzerine, kenarlarına taşmıştır.
ayrana ulaşmak için o köpükleri aşmaya çalışırsınız bir süre, ağzınız yüzünüz bembeyaz olur. bıyıklı erkeklerin kabusudur.
kazadan sonra meşhur olmuş olduğunu iddia etmek gülünçtür.
dünyanın en güzel ayranı.
balıkesir'de üretilir, satılır. içmeyeli 10 yıl geçmesine rağmen tadı hala aklımda olan muhteşem sıvı!
bir ayran ne kadar güzel olabilir sorusunun cevabı!
cam şişede satılırdı.
folyomsu, ortasından bastırılarak kolayca açılan bir kapağı vardı.
of of simitin en güzel arkadaşıydı...
hisar ayranı, bulursanız için!
balıkesir'de üretilir, satılır. içmeyeli 10 yıl geçmesine rağmen tadı hala aklımda olan muhteşem sıvı!
bir ayran ne kadar güzel olabilir sorusunun cevabı!
cam şişede satılırdı.
folyomsu, ortasından bastırılarak kolayca açılan bir kapağı vardı.
of of simitin en güzel arkadaşıydı...
hisar ayranı, bulursanız için!
(bkz: eleğimsağma)
(bkz: eleğimsağma)
sözler:
kafam bozuk bu ne
atladım doğru meyhaneye
meyhanede kalmamış
or'dan belki başka haneye
duyar diye telaş etmem
nasıl olsa kimse duymaz
aslında şansım yoktur
ama bana hiç bi'şeycik olmaz
dibini buldum şişenin
ama herşey gayet net
arabam bir ok gibi
yollarsa sanki yay
slalom yapalım, biraz eğlenelim
akacak kan damarda durmaz!
aslında şansım yoktur
ama bana hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz,
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
olmadı da bugüne kadar
yine olmaz yine olmaz
suyu sevmem, çöp üretirim
görülmeyenden hiç korkmam
öyle aids, mikrop, virüs
bu ne telaştır, hiç bilmem
zehirli atık, mikrodalga
bana hiç farkmaz
aslında şansım yoktur
ama bana hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
olmadı da bugüne kadar
yine olmaz yine olmaz
utkum silahla kutlanır
bana zaten bu yaraşır
öyle uzlaşmaya gelemem
sonra duygusallık bulaşır
seçim, kriz darbe filan
beni hiç çarpmaz
aslında şansım yoktur, ama bana hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
olmadı da bugüne kadar
yine olmaz yine olmaz
kafam bozuk bu ne
atladım doğru meyhaneye
meyhanede kalmamış
or'dan belki başka haneye
duyar diye telaş etmem
nasıl olsa kimse duymaz
aslında şansım yoktur
ama bana hiç bi'şeycik olmaz
dibini buldum şişenin
ama herşey gayet net
arabam bir ok gibi
yollarsa sanki yay
slalom yapalım, biraz eğlenelim
akacak kan damarda durmaz!
aslında şansım yoktur
ama bana hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz,
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
olmadı da bugüne kadar
yine olmaz yine olmaz
suyu sevmem, çöp üretirim
görülmeyenden hiç korkmam
öyle aids, mikrop, virüs
bu ne telaştır, hiç bilmem
zehirli atık, mikrodalga
bana hiç farkmaz
aslında şansım yoktur
ama bana hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
olmadı da bugüne kadar
yine olmaz yine olmaz
utkum silahla kutlanır
bana zaten bu yaraşır
öyle uzlaşmaya gelemem
sonra duygusallık bulaşır
seçim, kriz darbe filan
beni hiç çarpmaz
aslında şansım yoktur, ama bana hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
hiç bi'şeycik olmaz
olmadı da bugüne kadar
yine olmaz yine olmaz
(bkz: bi şeycik olmaz)
(bkz: bi şeycik olmaz)
insanın en büyük düşmanı, nefs.
ehlileştirilmesi hatta yok edilmesi gereken "şey".
tüm kırgınlıklarımızın, kızgınlıklarımızın, üzüntülerimizin oluşma sebebi.
olan/olacak olan herşeyi bir bütünlük içinde ele alabilirsek, hepsinde bir hayır olduğunu kavrayabilir, birer uyarı/işaret olarak algılayabilirsek kendiliğinden yok olur "ben"imiz.
araya "ben"imizi koymadığımızda her olay bizi bir adım daha ileri götürmek için bir araçtır...
ehlileştirilmesi hatta yok edilmesi gereken "şey".
tüm kırgınlıklarımızın, kızgınlıklarımızın, üzüntülerimizin oluşma sebebi.
olan/olacak olan herşeyi bir bütünlük içinde ele alabilirsek, hepsinde bir hayır olduğunu kavrayabilir, birer uyarı/işaret olarak algılayabilirsek kendiliğinden yok olur "ben"imiz.
araya "ben"imizi koymadığımızda her olay bizi bir adım daha ileri götürmek için bir araçtır...
(bkz: naat)
ismet özel'in bir yusuf masalı adlı kitabından:
------------
dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!
falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin!
külden martı doğuran odalıklar
ve kâhyalar
kara pıhtıyla damgalanmış veznelerde dili
şehvetsiz çilingirler, yaltak çerçiler
celepler ki sıvışık, natırlar ki nadan
ey hayat rengini sazendelik sanan
yırtlaz kalabalık!
dinleyin bendeki kırgın ikindiyi
hepiniz kulak verin!
güneşin
koskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiği
yazlar yok
yok artık altında suskun yolları saklı tutan
karla örtülmüş kırların kışı
gitti giden yerine gelmedi başka biri
orada
duyumsatmadı kendini hiçlik bile
belli ki son yüzyılımız göğsümüzden
varla yok harman eden sesi uçursak
diye bize verildi
yetti bir yüzyıl böceklerde ve otlarda
soluyuş izlerimiz silmek için
ne yesek
lokmaya vurulur gibi değil
yuduma gelmiyor içtiklerimiz
dernekler toplanıyor dışta tutmak için
kanat vuruşlarını yumuşak kılan etkeni
utançlı sessizliği tanımaz kalemlerle
kapanıyor bilanço
top mermisi, kör testere
defalarca boyanmış çaput parçaları
sıkıştırdık günlerimiz arasına ki
serazat kahkahalar atalım
yapmacıktan nefretimiz
sebep olsun kavgamıza
bekleyiş arzından kovsunlar bizi
ne yemen biraz öncemiz diyelim
ne biraz sonramız meksika.
canı pek bir dünya son yüzyılda yaşadığımız
yüzü perdahla kavi, peçesi paramparça
üstü başı kükürtlü bu dünyadan
kancıklık
sıçradı çevirdiğimiz sayfalara
artık kimse bize haber vermeyecek
hemen şu tepenin ardında
saldırmaya hazır ve müsellâh
bir düşman taburu durduğunu
çünkü gerçekten yok
böyle bir ordu
bir düşmanımız kaldı
kendi
dudaklarımız
arasında.
biliyoruz günden güne çopurlaşan yer yuvarlağında
bizleri yan çizen birer hemşehri haline sokan nedir
çırpını çırpını giden atlardan indik
girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına
zihnimiz acizlerin şikâyeti sığacak kadar
kanırtılırken ses etmedik
öcümüz alınacak korkusuyla irkildik
kaldıysa bir soru içimizde
o da bir şey:
nerdedir yerle gök arasındaki ulak
nerde biz?
kimseden bir işaret gelmeyecek
bir melek kimsenin alnını sıvazlamasa
söylemez kimse size dünyadaki ömrü boyunca
hiç bir insana yan bakışı olmayan kimdi
kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile
öğretmek için cephe nedir
kıyam etti
torunu kucağında
dönünce bütün gövdesiyle döndü
bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda
bir bilinebilseydi
nedir veçhe.
dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!
sıyırın kahkaha sırçasını cildinizden
omzunuzdan vaveylâ heybesini atın
boşa çıksın reislerin, kâhinlerin, şairlerin kuvveti
güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın
neydi söğüt gölgesinde gülümsemek
ağız dolusu gülmeden taşlıkta.
------------
dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!
falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin!
külden martı doğuran odalıklar
ve kâhyalar
kara pıhtıyla damgalanmış veznelerde dili
şehvetsiz çilingirler, yaltak çerçiler
celepler ki sıvışık, natırlar ki nadan
ey hayat rengini sazendelik sanan
yırtlaz kalabalık!
dinleyin bendeki kırgın ikindiyi
hepiniz kulak verin!
güneşin
koskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiği
yazlar yok
yok artık altında suskun yolları saklı tutan
karla örtülmüş kırların kışı
gitti giden yerine gelmedi başka biri
orada
duyumsatmadı kendini hiçlik bile
belli ki son yüzyılımız göğsümüzden
varla yok harman eden sesi uçursak
diye bize verildi
yetti bir yüzyıl böceklerde ve otlarda
soluyuş izlerimiz silmek için
ne yesek
lokmaya vurulur gibi değil
yuduma gelmiyor içtiklerimiz
dernekler toplanıyor dışta tutmak için
kanat vuruşlarını yumuşak kılan etkeni
utançlı sessizliği tanımaz kalemlerle
kapanıyor bilanço
top mermisi, kör testere
defalarca boyanmış çaput parçaları
sıkıştırdık günlerimiz arasına ki
serazat kahkahalar atalım
yapmacıktan nefretimiz
sebep olsun kavgamıza
bekleyiş arzından kovsunlar bizi
ne yemen biraz öncemiz diyelim
ne biraz sonramız meksika.
canı pek bir dünya son yüzyılda yaşadığımız
yüzü perdahla kavi, peçesi paramparça
üstü başı kükürtlü bu dünyadan
kancıklık
sıçradı çevirdiğimiz sayfalara
artık kimse bize haber vermeyecek
hemen şu tepenin ardında
saldırmaya hazır ve müsellâh
bir düşman taburu durduğunu
çünkü gerçekten yok
böyle bir ordu
bir düşmanımız kaldı
kendi
dudaklarımız
arasında.
biliyoruz günden güne çopurlaşan yer yuvarlağında
bizleri yan çizen birer hemşehri haline sokan nedir
çırpını çırpını giden atlardan indik
girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına
zihnimiz acizlerin şikâyeti sığacak kadar
kanırtılırken ses etmedik
öcümüz alınacak korkusuyla irkildik
kaldıysa bir soru içimizde
o da bir şey:
nerdedir yerle gök arasındaki ulak
nerde biz?
kimseden bir işaret gelmeyecek
bir melek kimsenin alnını sıvazlamasa
söylemez kimse size dünyadaki ömrü boyunca
hiç bir insana yan bakışı olmayan kimdi
kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile
öğretmek için cephe nedir
kıyam etti
torunu kucağında
dönünce bütün gövdesiyle döndü
bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda
bir bilinebilseydi
nedir veçhe.
dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!
sıyırın kahkaha sırçasını cildinizden
omzunuzdan vaveylâ heybesini atın
boşa çıksın reislerin, kâhinlerin, şairlerin kuvveti
güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın
neydi söğüt gölgesinde gülümsemek
ağız dolusu gülmeden taşlıkta.
bir yusuf masalı'nın naat bölümünde bu beklentiye dair şunlar yazılmış:
"...
artık kimse bize haber vermeyecek
hemen şu tepenin ardında
saldırmaya hazır ve müsellâh
bir düşman taburu durduğunu
*****************
kimseden bir işaret gelmeyecek
bir melek kimsenin alnını sıvazlamasa
söylemez kimse size dünyadaki ömrü boyunca
hiç bir insana yan bakışı olmayan kimdi
kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile
öğretmek için cephe nedir
kıyam etti
torunu kucağında
dönünce bütün gövdesiyle döndü
bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda
bir bilinebilseydi
nedir veçhe.
"
"...
artık kimse bize haber vermeyecek
hemen şu tepenin ardında
saldırmaya hazır ve müsellâh
bir düşman taburu durduğunu
*****************
kimseden bir işaret gelmeyecek
bir melek kimsenin alnını sıvazlamasa
söylemez kimse size dünyadaki ömrü boyunca
hiç bir insana yan bakışı olmayan kimdi
kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile
öğretmek için cephe nedir
kıyam etti
torunu kucağında
dönünce bütün gövdesiyle döndü
bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda
bir bilinebilseydi
nedir veçhe.
"
nazım (şener şen):
-hayat son ana kadar sürprizlerle doludur.
*****************************************
-hepimiz hayallerimizin kurbanıyız; benim adım niye nazım, senin adın niye piraye, abininki mehmet?...
gibi akılda kalıcı (en az iki) cümleye sahip film...
ve tabi ki:
(bkz: etek sarı)
-hayat son ana kadar sürprizlerle doludur.
*****************************************
-hepimiz hayallerimizin kurbanıyız; benim adım niye nazım, senin adın niye piraye, abininki mehmet?...
gibi akılda kalıcı (en az iki) cümleye sahip film...
ve tabi ki:
(bkz: etek sarı)
(bkz: hüsrev hatemi)
"sigara yakmazsan otobus gelmez" gibi bilimsel olarak değilse de sezgisel olarak kesinliği kanıtlanmış önerme.
yağmurun yağma ihtimalinin sinyallerini veren bir havada, yağmasın istiyorsanız yanınıza şemsiye alın!
yağmurun yağma ihtimalinin sinyallerini veren bir havada, yağmasın istiyorsanız yanınıza şemsiye alın!
oldukça kötü bir zeki demirkubuz filmi.
insanı bunaltan, uzun sessizlikler ve durağanlıklarla ilerlemeye çalışan, fakat mesnetsizliği dolayısıyla o durağanlıkta üzerine düşünecek zerre kadar birşey vermediği, izlenmese de olur film.
insanı bunaltan, uzun sessizlikler ve durağanlıklarla ilerlemeye çalışan, fakat mesnetsizliği dolayısıyla o durağanlıkta üzerine düşünecek zerre kadar birşey vermediği, izlenmese de olur film.
(bkz: en nihayetinde)
bir rivayete göre ekşi sözlük yazarlarıdır bunlar.
hangi rivayet mi:
(bkz: (#1131788))
(bkz: hastası olunan tespitler)
hangi rivayet mi:
(bkz: (#1131788))
(bkz: hastası olunan tespitler)