bugün
- escortların tehlikeli olması18
- derdini kimseye anlatamamak12
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan9
- true'nin iki kadın arasında kalması11
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı26
- anın görüntüsü11
- doktorların hastalara sevgi göstermemesi20
- ak parti'nin gideceğini sanan enayi12
- 200 tl lik banknot16
- diana luna hekate8
- abdülkadir selvi21
- bulunduğunuz yerin hava durumu13
- namaz13
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri8
- güzel erkek isimleri10
- yüz yıkama jeli kullanan erkek19
- yapılan tatlının olmaması13
- türk sosyalizmi16
- true yi evlendiriyoruz13
- keçinin yediği ayet9
- hala akp ve mhp'yi savunan güruh10
- 21 kasım 2024 istanbul yağmuru10
- afad'ın başında tasavvufçu mahruki hapiste10
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin17
- 20 cm in üzerinde tam 4 saat zıplamak13
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi10
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur8
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları12
- bir kediye verilebilecek en güzel isim16
- kale3112 entry ni beğendi favladı14
- chatgpt ile yazarların görselleri23
- yenidoğan çetesi19
- hayatı seviyorum eylemleri9
- 20 kasım 2024 nasuh mahruki'nin tutuklanması23
- yazarların ihtiyacı olan şeyler26
- sözlükteki ruh hastaları13
- seküler yaşamın faşist bakış açısı14
- gecenin şarkısı18
- esnaf enflasyon bahanesiyle vurgun yapıyor23
- manyak olmaya karar verdim8
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu14
- almanyadaki büyük küçükbaş hayvan sayısı bizden az29
- hobileriniz9
- true'nun artık evlenmesi gerektiği9
- insan olmaya ceyrek kala17
- kuzeniyle evlenen insan13
- ay çok sıkıldım12
- aynı evde yaşıyormuş gibi entryler11
- 19 kasım 2024 karadağ türkiye maçı23
- geceye bir şarkı bırak10
entry'ler (257)
ruhi su yorumu ayrı güzel olan türküdür. usta öyle söyler ki mest eder.
abd'de yaşayan göçmen ve anarşistlere bir nebze gözdağı vermek amacıyla suçsuz yere idam edilen iki devrimci.ennio morricone usta adlarına bir beste yapmıştır ki ağıt niteliğindedir.
ayrıca;
(bkz: here s to you)
ayrıca;
(bkz: here s to you)
yaprak dökümü dizisini, yaptığı müziklerle bu denli etkileyeci kılan en önemli faktörlerden biri olan müzisyen.internet sitesine, indirilmesi için sevilen eserlerini koyduracak kadar paylaşımcı, güzel insan.
http://www.toygarisikli.com/
http://www.toygarisikli.com/
(bkz: hizip)
tüm zamanların en iyi 1000 şarkısı içinde hatırı sayılır bir yere sahiptir.
sözleri tam olarak şöyledir;
Rami kışlası kapısı
Islak yıldızlara bakar
Sarı duvarlar ardında
Askerler günleri bekler
Rami kışlası kapısı
Ardında kapalı düşler
Işır gecenin koynunda
Doğunca ıslak güneşler
Malatyalı, vanlı, muşlu
Bir ranzada kurmuş üçlü
Benim sevdam daha güçlü
Diye yarışır yurekler
Kimi yorgun, kimi tetin
Kimi ağlayacak dokun
Benim günüm daha yakın
Diye avunur yürekler
Rami kışlası kapısı
Islak yıldızlara bakar
Sarı duvarlar ardında
Askerler günleri bekler
Rami kışlası kapısı
Ardında kapalı düşler
Işır gecenin koynunda
Doğunca ıslak güneşler
Malatyalı, vanlı, muşlu
Bir ranzada kurmuş üçlü
Benim sevdam daha güçlü
Diye yarışır yurekler
Kimi yorgun, kimi tetin
Kimi ağlayacak dokun
Benim günüm daha yakın
Diye avunur yürekler
(bkz: erdal eren)
işçi Öğrenci Dayanışması
38 yıl önceydi. Fransa hükümeti öğrencilerin akademik ve demokratik haklarını kısıtlayan "üniversite reformu" adıyla bir yasa çıkarmıştı. O günlerde Vietnam halkıyla aktif dayanışma içinde bulunan üniversite öğrencileri hemen harekete geçirmişti. 29 Mart 1968'de hükümeti protesto eden üniversite öğrencileri neredeyse Fransa'daki tüm üniversiteleri işgal etmişti.
Mayıs ayına kadar devam eden işgal ve boykotlar, 3 Mayıs'ta polisin Sorbon Üniversitesi'ni basmasıyla okullarda çatışmalara dönüşmüştü. 9-10 Mayıs'tan itibaren de polisle öğrenciler arasındaki çatışmalar sokaklarda kurulan barikatlara taşınmıştı.
Bu sırada Fransa işçi sınıfı harekete geçmiş ve öğrencilerle tarihi dayanışmasını göstermişti: 13 Mayıs'ta CGT ve CFDT sendikalarına bağlı işçiler öğrencilere destek vermek amacıyla bir milyon kişilik bir yürüyüş gerçekleştirmişti.
Bu süreçte işçiler birçok fabrikada grev, direniş ve işgaller yapmıştı. 18 Mayıs 1968'de tüm ülkede greve katılan işçilerin sayısı 2 milyona, 20 Mayıs'ta 4 milyona ve 22 Mayıs'ta da 8 milyona ulaşmıştı. Böylelikle Fransa'daki Mayıs 68 olayları, öğrencilerin üniversite işgalleri ve polisle çatışmalarıyla başlamış, fakat işçi sınıfının genel grevi haline dönüşmüştü.
38 yıl sonra, yani 17 Mart 2006'ta Fransa'da yine öğrenciler harekete geçti. Üniversite ve lise öğrencileri, bu kez hem kendilerini ve hem de işçileri ilgilendiren bir yasaya karşı protesto ve boykotlar başlattı. Hükümetin gençlere istihdam sağlanacağı şiarıyla pazarladığı bu yasa, sosyal güvenliği sınırlayan ve "26 yaş altı çalışanların iki yıl içinde gerekçesiz işten çıkartılmasına" imkân veren "ilk iş Sözleşmesi" denilen yasaydı.
Protesto ve boykotlar, 68'de olduğu bu kez de Sorbon Üniversitesi'nden başladı ve kısa zamanda diğer üniversitelere ve liselere yayıldı. Bu eylemlere ülkede bulunan toplam 84 üniversiteden 64'ü katıldı.
18 Mart'ta sendikalar ve muhalefetteki sol partilerin de destek verdiği Paris'teki dev yürüyüşe 600 bin kişi katıldı. Kısa zamanda 80 kent ve kasabadaki 200 ayrı gösteride toplam 1 milyon kişi sokağa döküldü.
Komünist eğilimli Genel Çalışma Sendikası Genel Sekreteri Bernard Thibault, "Bizi dinlemezlerse, ülke çapında bir genel grev yapmayı düşüneceğiz" tehdidi savurdu. Bu açıklamanın ardından sendika federasyonları 28 Mart'ta ülke çapında genel grev çağırısı yaptı.
22 Mart tarihi itibariyle olaylar geçen sonbaharda Paris'in altını üstüne getiren Seine-Saint-Dennis banliyölerine kadar yayıldı.
Türkiye'de 68'le başlayan devrimci hareketlerde, doğrudan Avrupa ve Amerika'da gelişen 68 olaylarından etkilenerek ortaya çıkmış ve günümüze kadar devam eden bir devrimci gelenek oluşturmuştu.
*sosyalistdemokrasi.org'tan alınmıştır
38 yıl önceydi. Fransa hükümeti öğrencilerin akademik ve demokratik haklarını kısıtlayan "üniversite reformu" adıyla bir yasa çıkarmıştı. O günlerde Vietnam halkıyla aktif dayanışma içinde bulunan üniversite öğrencileri hemen harekete geçirmişti. 29 Mart 1968'de hükümeti protesto eden üniversite öğrencileri neredeyse Fransa'daki tüm üniversiteleri işgal etmişti.
Mayıs ayına kadar devam eden işgal ve boykotlar, 3 Mayıs'ta polisin Sorbon Üniversitesi'ni basmasıyla okullarda çatışmalara dönüşmüştü. 9-10 Mayıs'tan itibaren de polisle öğrenciler arasındaki çatışmalar sokaklarda kurulan barikatlara taşınmıştı.
Bu sırada Fransa işçi sınıfı harekete geçmiş ve öğrencilerle tarihi dayanışmasını göstermişti: 13 Mayıs'ta CGT ve CFDT sendikalarına bağlı işçiler öğrencilere destek vermek amacıyla bir milyon kişilik bir yürüyüş gerçekleştirmişti.
Bu süreçte işçiler birçok fabrikada grev, direniş ve işgaller yapmıştı. 18 Mayıs 1968'de tüm ülkede greve katılan işçilerin sayısı 2 milyona, 20 Mayıs'ta 4 milyona ve 22 Mayıs'ta da 8 milyona ulaşmıştı. Böylelikle Fransa'daki Mayıs 68 olayları, öğrencilerin üniversite işgalleri ve polisle çatışmalarıyla başlamış, fakat işçi sınıfının genel grevi haline dönüşmüştü.
38 yıl sonra, yani 17 Mart 2006'ta Fransa'da yine öğrenciler harekete geçti. Üniversite ve lise öğrencileri, bu kez hem kendilerini ve hem de işçileri ilgilendiren bir yasaya karşı protesto ve boykotlar başlattı. Hükümetin gençlere istihdam sağlanacağı şiarıyla pazarladığı bu yasa, sosyal güvenliği sınırlayan ve "26 yaş altı çalışanların iki yıl içinde gerekçesiz işten çıkartılmasına" imkân veren "ilk iş Sözleşmesi" denilen yasaydı.
Protesto ve boykotlar, 68'de olduğu bu kez de Sorbon Üniversitesi'nden başladı ve kısa zamanda diğer üniversitelere ve liselere yayıldı. Bu eylemlere ülkede bulunan toplam 84 üniversiteden 64'ü katıldı.
18 Mart'ta sendikalar ve muhalefetteki sol partilerin de destek verdiği Paris'teki dev yürüyüşe 600 bin kişi katıldı. Kısa zamanda 80 kent ve kasabadaki 200 ayrı gösteride toplam 1 milyon kişi sokağa döküldü.
Komünist eğilimli Genel Çalışma Sendikası Genel Sekreteri Bernard Thibault, "Bizi dinlemezlerse, ülke çapında bir genel grev yapmayı düşüneceğiz" tehdidi savurdu. Bu açıklamanın ardından sendika federasyonları 28 Mart'ta ülke çapında genel grev çağırısı yaptı.
22 Mart tarihi itibariyle olaylar geçen sonbaharda Paris'in altını üstüne getiren Seine-Saint-Dennis banliyölerine kadar yayıldı.
Türkiye'de 68'le başlayan devrimci hareketlerde, doğrudan Avrupa ve Amerika'da gelişen 68 olaylarından etkilenerek ortaya çıkmış ve günümüze kadar devam eden bir devrimci gelenek oluşturmuştu.
*sosyalistdemokrasi.org'tan alınmıştır
programında sürekli asker yolu gözlermiş gibi bi izlenim vermeye çalışan hatun kişi.
ilginç olaylar da yaşanıyor zaman zaman bu ablanın programında. bir gün, vatandaşın biri köprüye çıkmış, "şebnem abla gelmezse atarım kendimi" diyor.telefonla bağlanmış canlı yayına, "abla gel buraya, gelmezsen atarım kendimi, ölümüme sen sebep olursun" diyor. ne yapsın gariban şebnem abla öyle inandırmış ki kendini ona, derdine deva zannediyor onu.
http://www.youtube.com/watch?v=CC0YJ0gHl7M
videonun sonunda şebnem abla mı, vatandaş murat mı show yapmış oluyor, karar vermekte zorlanıyor insanoğlu.
ilginç olaylar da yaşanıyor zaman zaman bu ablanın programında. bir gün, vatandaşın biri köprüye çıkmış, "şebnem abla gelmezse atarım kendimi" diyor.telefonla bağlanmış canlı yayına, "abla gel buraya, gelmezsen atarım kendimi, ölümüme sen sebep olursun" diyor. ne yapsın gariban şebnem abla öyle inandırmış ki kendini ona, derdine deva zannediyor onu.
http://www.youtube.com/watch?v=CC0YJ0gHl7M
videonun sonunda şebnem abla mı, vatandaş murat mı show yapmış oluyor, karar vermekte zorlanıyor insanoğlu.
"..haaa, ateşin varsa sigaran da vardır, ver hele bi tane" diye devam edebilir ki sinir bozar bu şekilde.
bu akşam saat 20:00 itibariyle anadolu üniversitesi akm'de anadolu senfoni orkestrası tarafından anısına anma konseri verilecek büyük usta, türkiye'nin dünyaya kazandırdıklarından.
yönetmen yardımcılarının birinin zeki demirkubuz olduğu filmdir.ki zaten masumiyet'te de düttürü dünya'nın izleri mevcuttur.eleştiri dozu diğer kemal sunal filmlerine göre birkaç kat fazla olduğundan mütevellit televizyon kanallarında pek yer bulamaz bu film.vakti zamanında trt vermişti bu filmi, fakat film öyle kesilmelere uğramıştı ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
siyasi literatüre göre, müzakere edilen bir mevzu hakkında en basit, en kolay çözülebilecek detaylar için bile günler süren, sinir bozucu, kıran kırana yapılan pazarlığı ifade etmek için söylenen söz.
1989 yılında texas'lı üç kadın tarafından kurulmuş country müzik grubu.grubu dünya çapında tanıtan, savaş karşıtı, özellikle de amerika'nın ırak'a asker göndermesi öncesinde bush'a karşı yaptıkları eleştirileridir.amerika, ırak'a savaşmak için asker göndereceğini açıklaması üzerine grup, Londra'da verdikleri konserde "Birer Teksas'lı olarak ABD Başkanı Bush'un da Teksaslı olmasından utanıyoruz" diyerek Bush'u protesto etmiş, çok da iyi yapmış, savaş karşıtlarının takdirini toplamıştır.
son 2 yıldır oldugu gibi bu sene de gideceğimi varsayarsak benim de aralarında bulunacagım yazarlar taifesi.
can dündar ile birlikte milliyet gazetesi'ni okunur kılan gazeteci, yazar.