bugün

közlenmiş patlıcanın temizlenip ezilerek püre haline getirilip terbiye edilmesi ile hazırlanan lezzetli yiyecek.
amerikali bir arkadasa aksam yemeginde yaptiktan sonra* hakkinda 'hayatimda yedigim en iyi yemek' yorumunu aldigimiz yemektir kendileri. ismini de 'sultan's favorite' koymustuk.
bilenler bilir, en iyi yaptığım yemektir.
bu gün okuduğum bir beyandan sonra sözlükte eksikliğinin hissedildiğini düşünerek tarifimi vermek istediğim yemek. Maalesefki hiç bir şeyin ölçüsü yok sadece göz kararı...

Şimdi en önemli iş etli yemek yaptığınız için etin yenebilir kıvama getirilmesdir. Bunun için kasaptan aldığınız eti lök diye masaya koyamazsınız. Öncelikle diyelimki 1 kilo kuş başı aldınız ki, sanırım fiyatı 14 ila 17 arasında değişiyor bu da yaklaşık 5-6 sigara paketine denk gelir, (fakir edebiyatı yapacaksanız diye baştan söylüyorum. Türk halkı fakirden ziyade savurgan) onun sinirlerini yağlarını özenle almanız eti cllop gibi bırakmanız gerekir. Kasap kuş başları aslında devekuşunu örnek aldığından siz bunları kumru başı haline getirmelisiniz. Bazen 2 bazen 3 eşit parçaya bölmek bunun için yeterli olacaktır. Bu yemeğin en zahnmetli kısmı olmakla beraber en eğlendiğim kısmıdır.

Etler hazır mı? neyse ki burada hazırı var... Yeri gelmişken dün bana enfes lezzetli kavurma gönderen hanımefendiye saygılarımı sunuyor, teşekkür amaçlı kızını şapır şupur öpüyorum. * bir de sarıldım mı misss...

zor kısmını geçtik canlar. heralde galiba sanırsam iki büyük baş soğanı ince ince kıyıyoruz. Ben de sanıım 10 yıl evvel gazeteden aldığımız mutfak robotu var. o da kıyabiliyor. daha basit. ama onu da yapması için, soğanların soyulup, dörde bölünmesi gerekir. robot dediysek, bilyeli araba kıvamında robot.

bu da mı tamam? süpersiniz yahu. sıra neye geldi? yaa domatese. Efendim ben pişmiş domates sevmem o yüzden çerini çöpünü ayıklayıp, yıkadıktan sonra gene robota atarım. gıcığım da ben... hayır bush gelse ona da atarım. amma da attım be...

neyse şimdik elimizde ne var? ben de temizlenmiş gerçek kuşbaşı haline getirilmiş et, kıyılmış soğan, pire haline getirilmiş domates...

iki farklı yöntem uygulanabilir. seçim sizin. öğrencilerimi özgür bırakmayı severim. her zamanki yöntemi kullanıp, soğanların pembeleşmesini bekleyeceğiniz gibi, zatenrondoda iyice kıyıldığındna ayrıca öldürmeye gerek olmamasından mütevellit, soğan ve eti bir arada da koyabilirsiniz. ben ikinciyi tercih edyorum.

Et pişmeye başladıktan bir müddet sonra suyunu bırakır, -o sebeple ızgara ve tvada yapılacak etleri harlı ateşte ve kızgn tavada suyunu bırakmayacak hızda pişiririzki et hem yumuşak olsun hem de suyu içerisinde kaldığındna lessetli olsun. içinin kırmızı kalması kötü gibi görünse de tadı öyle güzel olur ki.- bıraktığı suyu tekrar içine çeker . çektiği anda domates püresini yemeğin üzerine boca etmeniz gerekir. ne kadar domates gerekiyor derseniz etin üstünü tamamen örtecek kadar derim. Bunu yaptıktan sonra eskiler bir taşım der, ben tekrar pişme sesi gelinceye kadar diyorum, etle beraber döndürmek gerekir.

Kimi insan tuzunu baharatını sonradan atar. Ben genellikle pürenin içine katarak iyice karışmasını tercih ederim. Neler katarım? Efendim domateslerimiz artık turncu rengin tasviri olduğundan salça katarım. Hem yemeğe gerçekten güzel bir tat katar. Sonracıma vazgeçemediğim kırmızı pul biber, kara biber, (eğer tane olarak bulabilirseniz ve değirmen de edinirseniz, kendi öğüttüğünüz karabiberin dışardan alınana hiç benzemediğini göreceksiniz.) -varsa 4-5 adet tane olarak da konulabilir.- tuz, biraz kekik...

Yemek yaparken tadına bakmadığım için şu kadar bu kadar diyemiyorum. Ben yaptığımda nasıl oluyorsa kıvam tam oluyor. hatta bundan az oldu galiba deyip ekliyorum filan ama yemeğin tadına bakmamış oluyorm. nasıl iş ben de anlamadım.

Haaa şimdi ben konuşurken bu da kıvam aldı mı? O zaman ne yapıyoruz. Eğer et türevinin haşlamasını yapmıyorsak, o zaman suyunu sadece üstünü örtecek kadar koyuyoruz. su fokurdamaya başladığında altını kısıp, kapağını yarım yaparak içeri geçiyoruz, zira bu kısmı 2 saate yakın sürüyor. sen iki saat başı boş bırakırsan yanar bu. O yüzden ikide bir içeri gidip suyu azalmışsa pişmiş aşa su katıyoruz. Yaaa bir atasözünü daha çürüttük. Yemek pişerken su katılır ama, bu suyun muhakkak sıcak su olması gerekir. suyu azaldıkça su ilavesi yapark yaklaşık 2 saat kısık ateşte pişirdiğimiz etler artık helva gibi oluyor son suyunu koyduktan sonra beğendiye geçiyoruz.

Efendim isteyen kardeşim acıktım öldüm bittim diyebilir o zaman yanına pilav yaparaktan çok lezzetli bir tas kebabı yemiş olur.

isteyense yüzdük yüzdük yorulduk diyebilir. Onun için devam ediyorum.

Beğendi aslında beşamel sosun patlıcanlısıdır. dikkat ettiyseniz bir yemek tarifinde iki yemek iki sos tarifi vermiş bulunuyorum.

Önce balcanları közlüyoruz. közlemeden evvel kabuğunu çatalla delmek çok faidelidir. közlediğimiz patlıcanları kabuğunu soyup, suyun içine atıyoruz. (acısı çıksın)

Bir tava da un ve yağı aynı anda koyarak yağın erimesini unun kavrulmasını sağlayarak üzerine süt ilavesi yaparak akışkan ve yoğun bir sos elde ediyoruz bunun adı beşamel sos. Sanırım artık hazır olarak marketlerde satılmaya başlanmış. bence bu kadar basit yapılan bir şey için para vermeye gerek yok. kıvamını almış beşamel sos un içine çatalla ezip püre gibi yaptığımız patlıcanları ekliyoruz. patlıcan sütü çekecektir bu sebeple yanımızda bulunan sütü azar azar sos istedikçe ekliyoruz. En son olarak da daha önceden rendelediğimiz kaşarı üzerine atıyoruz. ben bol kaşarlı seviyorum. Sıcak yemeği yerken etle bereber sünerek tabaktan ağıza gelmesi bence çok hoş oluyor.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, beğendi ile eti aynı anda bitirebilmek. Eğer bitiremezseniz. Önce et sonra beğendi bitsin. O da olmazsa beğendiyi yine süt ilavesi ile eski kıvamına getirebilirsiniz.

Dikkat ettiyseniz içine hiç bir baharat ve tuz eklemedim. Çünkü bu bir takım yemeği ve etin içerisinde yeteri kadar var.

Mümkün olduğunca düz ve geniş bir tabağa önce beğendiden koca bir kaşık konur, üzerine de 2-3 kaşık kişinin yeme potansiyeli hesaplanarak, ve ya kişinin arzusuna göre et konur. beğendi üzerine at gelince yanlara doğru taşacaktır. Etin de suyu beğendiye renk katacaktır.

Yerken dikkat edilmesi gereken husus beğendi ve etin aynı anda ağıza girmesine dikkat etmektir. Et ve patlıcan bilindiği gibi ahenk içerisinde yenebilir ama, hiçbiri beğendili kebap ve ya hünkar beğendideki gibi bir aroma oluşturmaz. unun aroması ile karışan patlıcan sütün akışkanlığı ve kaşarın birleştiriciliği ile eti damağınızın en beğeneceği şekle büründürür.

Afiyet olsun...

Not: Eğer tas kebabı ve pilav şeklinde yiyecekseniz yanına cacık olursa süper olur. Cacık frklı şekillerde yapılabilir. Ben rendelenmiş nanaeli ve sarımsaklı çok sulu olmayan cacık severim. Et ve pilav yan yana olur ve yine çatala pilav ve et birlikte alınırsa daha güsel olur. iri taneli pirinç tercih edilmelidir.
(bkz: o yeah) .
her elin lezzeti farklıymış, benim de bizzat dün denediğim bu yemeğin tarifi, aşağı yukarı şöyle oluyor.

önce patlıcanlar direk yanan ocak üzerine konulup közlenir..kabukları soyulup bir mutfak robotunda yoksa kokoreççilerin yaptığı gibi iyice parça pinçik edilir ve bir tabağa alınır. sonra derin bir tavada tereyağı eritilir ve içerisinde un kavrulur..ocağın ağzı en kısık hale getirilip yavaş yavaş süt ilave edilir.biraz açılıp ocak kıvam kazanıncaya kadar karıştırılır.kaynar kaynamaz kaşarlar ilave edilip ocak kapatılır.derin bir kapta bu unlu sütlü sos ile patlıcan ezmesi iyice homojen olarak karıştırılır ve beklemeye bırakılır.temiz bir tavaya az miktarda sıvı yağ konulup dana kuşbaşılar kavrulur iyice. suyunu saldıktan sonra kuşbaşılar bir kaç damla daha sirke ilave edilir ve iyice kızarıncaya kadar kavrulur. kızarmasına yakın 4e bölünmüş domatesler ve bütün halinde biberler de atılır tavaya.. etler alınıp domates ve biberin bir miktar daha kızarması beklenir. bu işlem de bittikten sonra 4adet tabağa önce patlıcanlı sostan konulur ve tabağa yayılır, ardından etler ve 2 şer adet domates parçası ve 1 adet biber konulur.arzuya göre şekil olsun diye bir iki dal maydanoz da konulabilir en üstüne.afiyet olsun efendim..
artık bir yemeği karşıladığı için bitişik yazılması gereken kelime: (bkz: hünkarbeğendi)
(bkz: hunkar bayıldı)
patlıcanın közlenmiş halini havada karada yerim diyen ve seven kişiler için vazgeçilmez yemek. bu yemeği yerken patlıcanın bünyesinde mevcut madde nikotini damaklarınızda hissedersiniz adeta. beşamel sos ile bünyeyi manyak eden bu yemeğin yanında yatmak bile güzeldir.
ilk yapıldığında bu isim konamamış tabii ki çünkü hünkarın beğenip beğenmeyeceği belli değilmiş. ilk ismi "hünkar beğenecek mi bakalım" olan yiyecek.
patlıcanı çok sevmeyen bünyelerin bile bayıldığı lezzettir kendisi.
insanın yedikçe yiyesini getiren yemektir hünkar beyendi. işte bir hünkar beyendi diyaloğu:
-hünkar beyendi nasıl olmuş?
-güzel
-çok güzel ellerinize sağlık
-siz nasıl buldunuz ferit bey?
-efendim koskoca hünkar beyenmiş, biz mi beyenmeyeceğiz allahınızı severseniz.çok güzel olmuş.
hünkarın bile beğendiği harika bir yemek.patlıcan vardır içinde ama tadı mükemmeldir.
neden eksi oy verildiğini anlamadım.
(bkz: imam bayıldı)
şahane (bkz: türk mutfağı)
'hünkar beğendi de bakalım ben beğenecem mi' diye de esprisi yapılabilir.
cariye nin gözde olmasıdır.
arasına konulan tas kebabını yapmak kolaydır, lakin püf noktası beğendiyi yapmaktır, beğendi ne çok akışkan olacak ne de çok katı.
türkiyeye gelen bir fransız hünkarın ın yemeği çok beğenmesi yüzünden almıştır bu ismi.
hünkar mı, o da kim? hemen açıkla necla!!!1
(bkz: hiç yemediğim yemek)
(bkz: hünkar sizi dürttü)
bir sen eksiktin sol frame de bu gece dediğimiz şahane yemek.
bende beğendim.
"hünkar diye bir arkadaşım var mıydı benim?" yan anlam olarak düşüncenin belirmesidir.
orgazmik bi lezzet. türk kadını ile sevişeceğime bunu yerim orgazmdan daha fazla zevk alırım. evet.
yemede yanında yat türünde yemeklerden biridir.