bugün

böyle ifade ediliyor sanırım sözlük. küçükken saçlarım öyle kısaydı ki, bir kız çocuğu için bu nasıl bir kabus haline gelir?

arkadaş bile edinemezdim, oyunlarda dalga geçilen, dışlanan kız çocuğuydum sanırım.

büyüdükçe insan sahiden değişiyor, küçükken beni dışlayan o kızlardan da dikkat çekici olduğumu düşünüyorum, sebebi ise güzellik değil, poz olsun davranış olsun iticiler.

ama bu sorunu bitirmiyor, ideal kilomda bile olsam daha güzel bir vucut, daha güzel saçlar, daha kusursuz bir yüz, bilemiyorum, insanları bununla yargılamama sebebim benim daha bir çocukken bununla fazlaca yargılanmamdı sanırım.

ama bu takıntı insanı içten içe yiyen bir şey.
maymundan 5dk. önce doğmuşum keşke gezegene meteor çarpıp yok olsa.
Kaş sabitlemek için bir makyaj malzemesi var onu sürünce gün içinde kaşlar dağılmıyormuş. Ben hiç kaşlarımın dağıldığını görmedim yani o nasıl bir kaş ki dağılıyor. Bu kadarı güzellik takıntısından başka birşey değildir zannımca. Böyle takıntılar oldukça kozmetik sektörü paraya para demiyor zaten.
Güzel olacağım derken işin pohunu çıkarıp ördeğe dönen bir hemşire vardı gündemde.
Güzellik takıntısı sadece dış görünüş ile sınırlı değildir.
Film izleyecekse örneğin internetten, hd dışında asla izleyememek de,
Bir fotoğraf net ve güzel poz verilmemişse anında silinmesi de,
Dinlenen müziğin kalitesi kötü ise asla dinlememek de,
Sahip olunan her şeyin mükemmel kalitede olmasını istemek de güzellik takıntısıdır.
Toplumun eseri olan takıntılı bireylerdir. Çünkü insanların neredeyse hepsi karşı tarafa dış görünüşü güzelliği oranında iyi davranırlarken, takıntı oluşmaması tuhaf olurdu herhalde.