bugün

"The Ancient Japanese considered the Go board to be a microcosm of the universe. Although when it is empty it appears to be simple and ordered, in fact, the possibilities of game play are endless. They say that no two Go games have ever been alike. Just like snowflakes. So, the Go board actually represents an extremely complex and chaotic universe. That is the truth of our world. It can't be easily summed up with math. There is no simple pattern.

But as a Go game progresses, the possibilities become smaller and smaller. The board does take on order. Soon, all moves are predictable.So, maybe, even though we're not sophisticated enough to be aware of it, there is an underlying order...a pattern, beneath every Go game..." pi filminden
Oyunda kimin yendiği tam olarak belli olmaz, oynanan bölgede ya da kişiler arasında çevirilen alan ya da esir alınan taşla ölçülebilir. Oyunda çok fazla taş vardır ve oynadığınız taş esir edilmediği sürece orada kalır. Elinizdeki taşlarla önemli olan mevcut durumu en iyi şekilde yönlendirmektir.
Oyun ilerlediği dönemde karşıdakini çevirdiğinizi belli eden birşey söylediğinizde karşıdan gelen tepkiyle aslında tam tersiymiş gibi de görünebilir. Ne olacağı bpek belli olmaz, her an bir yerden farklı birşey çıkabilir. Bu yüzden satrançdan daha gelişmiş olduğu söylenir. Oynaması kurallar bakımından basittir ama oyunda kısır döndüyü kırmak için bazı yasak hamleler vardır. Duyulmuş olsa da her an oynayacak birini veya oyunun kendisini bulmanız zor olabilir.
yeni başlayanlar için ve/veya geliştirmek isteyenler için yararlı bir site.

http://www.uzulmez.info/turkiyego/index.html
yeni başlayanlar için ilk 100 maçı kaybetmenin normal karşılandığı oyundur * . oyunu öğrenmek değil de anlamak gerekir ilerlemek için ve sabır gerekir. go oyununda biraz matematik * biraz sanat * biraz da duygu * vardır. insanın karakteri tüm gerçekçiliğiyle tahtaya yansıdığı için çoğu zaman "vahşi" içgüdülerimizi kontrol altına alıp oynamamız gereken bir oyundur. bir kişiyi hiç konuşmadan tanımak için onunla go oynamanız yeterli olacaktır *. satrançta herhangi bir taşın nereye oynanabileceği oyunun başından itibaren bellidir, oysa go'da "tahta üzerinde oynanacak çok az yer kalana kadar" * oyuna dahil olan her taşın koyulabileceği yerlerin olasılıkları sınırsızdır gibidir. özellikle oyunun başında sahip olduğunuz özgürlük, ki buna örnek olarak bir bireyin dünya üzerindeki varlığı sebebiyle sahip olduğu özgürlük verilebilir, oyunun * ilerleyen bölümlerindeki durumunuzu belirleyecektir. yaptığınız her hamle peşinizden gelir, yollarınız sürekli olarak daha önceden sizin veya rakibinizin tahtaya koyduğu taşlarla kesişir... go'nun asıl özelliği doğal ve insana yakın oluşudur. zaten görüyoruz ki yapay zeka ürünü bilgisayarların bir go oyuncusunu yenmesi şu anda mümkün değildir. bunun sebebi hem oyundaki olasılıkların hesaplanması büyük değerler olması * hem de bilgisayarların insan duygularından yoksun olmasıdır... ayrıca bilgisayar dünyasının ilerleyen yıllarda göstereceği ilerleme için go oyunu sürekli olarak eşik görevi görebilecektir.
Yeni başlayanlar oyunu öğrenmek için 9×9'luk, temel teknikleri ve mantığı kavramak için de 13×13'lük tahtalarda ısınabilirler..

daha sonra "öğrendim lan" diyorsanız 19x19'luk bir tahta da oynayabiliriz.. *
trevanian'ın shibumi'sinde de fazlasıyla bahsedilen ve hakkında "satranç emekli muhasebeci oyunudur, gerçek ustalar go oynar" tanımı da yapılan aşıp gitmiş bir oyun. d&r mağazalarında da satılmakta.
cs de round başlarken kullanılan sözcük. (bkz: go go go)
öğrenmesi saniyeler, usta olması yıllar alan oyun. http://www.gokgs.com/ benzeri sitelerden oynanılabilir. bilen varsa mesaj göndersin kapışalım*
kibar oyun. oyuna başlamadan selam verilir, bitince teşekkür edilir. ayrıca verilecek en güzel hediyelerden...
hadi en popüler siteleri de vereyim, tam olsun.

http://www.gokgs.com/ (online go oynayabilirsiniz.)

http://playgo.to/interactive/turkish/ (kaynak budur.)
bedük ün 8 şubatta piyasaya çıkması düşünülen yeni albümü.
bedük'ün gün itibariyle piyasa çıkmış albümüdür. albüm hakkındaki görüşlerin yakın zamanda sayfayı donatması dilekleriyle.
son bedük albümü. şu anda we are the one, we are one shout out diye dolaşma sebebi. franz ferdinand coverı da kayıtlar dahilinde; this fire!

let me go, shake that thing, we are one direk dikkatimi çekenler alışma aşamasındayken.

albüm kartoneti, fotoğraflar kesinlikle mükemmel. hemen bakalım; bahadır tanrıöver

koca albümü bi kaç kez üst üste dinleyebilir, kendinizi yarım yamalak eşlik ederken bulabilirsiniz. tabi bi de dans, dans, dans. çıkış parçası olarak electric girl iyi olmuş, en azından dikkat çekmek için, videosuna lady gaga tadında denilse de güzel. ama biraz sözlere taktım ben kafayı albümde. daha az söz, güzel müzik olamaz mı? olabilir.

klişe timi geliyorum demez;
adam yapıyor yahu!
an itibari ile 9kyu seviyesinde olduğum uzakdoğu temelli strateji oyunudur..çok basit kurallara sahip olan go oyunu , bunun aksine inanılmaz bir derinliğe sahiptir..bünyede bağımlılık yaratabilir..

oyun 19x19 kesişen noktalardan oluşan boş bir tahta üzerinde oynanır..oyuncular boş tahtada kesişen sırayla siyah ve beyaz go taşlarını koyarak tahta üzerinde en fazla alanı elde etmeye çalışırlar..

birçok oyunda tecrübe önemlidir fakat go'da tecrübe oyun sonucu için oldukça belirleyicidir.bunun için seviyelendirme ve handikap sistemi mevcuttur.handikap sistemi bir nevi zayıf oyuncuya avans vermek demektir.

türkiye'de henüz bir federasyonu olmayan oyun yarışma düzeyinde genelde yerel dernekler bünyesinde ve üniversitelerin sponsorluğunda düzenlenen turnuvalarda oynanır..ayrıca ;

http://www.goizm.org
(bkz: go kurallari)(#4188466)
ingilizcede kurabileceğin en kısa cümle.
bedük'ün fazla elektronik kaçmış son albümü. o sebeptendir ki önceki albümler kadar ses getirmemiştir.
bir insanı tanımak için yapılabilecek en iyi yöntem onunla go oynamaktır.
kafayı yedirten oyun. rakibe kıskançlıkla bakma, ben üstünüm tafraları. taşlarınız esir düşünce toprak kaybetmiş gibi oluyorsunuz. felsefesi olan bir oyunmuş bilmem ne bulaştık kurtulamıyoruz. gidin batak falan atın bulaşmayın derim.
hayatın ta kendisi. Birinin hayatını ve geleceğini bilmek istesem herhalde fal yerine onun go oynayışına bakardım.
taktik, savaş, dikkat ve en önemlisi sabır gerektirir.
(bkz: nicholai hell)
basit bir tanımlama ile 4000 yıllık bir geçmişe sahip uzakdoğu kökenli bir strateji oyunu diyebiliriz. aslında oyun demek ne derece doğru orası tartışmaya açıktır, zira hayatın kendisidir go. II. dünya savaşında japon savaş uçaklarının amerikan gemilerini yok ettiği pearl-harbour baskınının temelinde basit bir go felsefe yatar (birbirine çok yakın olan taşların esir olması kaçınılmazdır). ayrıca şunu da eklemeliyim ki kişinin go oynayış tarzından karakter analizi yapmak mümkündür. kişi agresif midir? çekingen midir? risk alabilir mi? gibi onlarca soruya cevap alınabilir.
dersten çıktığımda sölediğim ilk kelime.
(bkz: go home)
lisede matmatik hocamızın bize verdiği dönem ödevi, ne kadar dahice bir ödev olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliyorum, cok keyifli olmakla birlikte uzun solukludur, karşınızdakini yenmeye başladığınızı düşündüğünüzde bi bakmışsınız yenilmişsiniz.
"satranç çatışmaysa, go bir savaştır." şeklinde bir atasözü vardır.