bugün
- özlem zengin10
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey21
- sigara içen insan aptaldır23
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri12
- victor osimhen20
- larisalisa12
- bamya seven erkek20
- sözlük erkeklerinin bu günkü kombini15
- gecenin şarkısı8
- yazarların en çok sevdiği aylar25
- konusu belirsiz kavga8
- kanka olmak istediğiniz yazarlar13
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları19
- belediye konserleri yasaklansın16
- iki nişan atmış a101 kasiyeri 35 yaşında mizgin16
- müslüman diye hamas'ı savunmak17
- skoda9
- manyak olmaya karar verdim10
- sözlük çirkinlerinin fotoğrafları12
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir19
- işten çıkmaya 1 5 saat kalması8
- erkek olana kadar çocuk yapmak13
- bu tiple kaç sözlük hatununu yatağa atarım11
- nerede o eski yazarlar19
- boyu 1 47 olup gazabımdan kork yazmak11
- anın görüntüsü12
- 10 milyon dolar verseler dinini değiştirir misin12
- hatuna artistlik için öküz gibi içip kusmak10
- eskiamaeksikbiri20
- realite manipülasyonu13
- sokakta görülen kediye naber lan demek22
- mel mel vs eylulsabahi41
- 10 kasım 2024 fenerbahçe sivasspor maçı32
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur9
- sözlükteki kanka lobisi25
- özgür suriye ordusu10
- anal seks yapmayan hatunu kınamak14
- berber fiyatlarındaki fahiş artış8
- sari renkli seker15
- mel mel bakan gibson vs masklavi14
- karnabahar sevmeyen erkek10
- mel mel bakan gibsonn8
- hem seks hem hastalıkta söylenecek söz23
- almanya'dan türkiye'ye mülteci akını ihtimali10
- ilk türk yapay zeka robotu sezai11
- serdar ortaç ve m ali erbil'in gözaltına alınması21
- kakalı başlık açan yazara yapılması gerekenler9
- makarnayı bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar19
- ilahiyat10
- 5 milyon memur 15 milyon emekli13
tgrt nin yeni adi.
amerikalıdır.
prison break, 24 gibi dizileri abd ile paralel yayınlarsa, cnbc-e nin papucunu dama atacağına kesin gözüyle baktığım kanal.
objektiflikten cok uzak rupert murdoch'in sahibi oldugu kanal.
an itibari ile, türksat uydusu 12021 5380 h(yatay) 5/6 parametleri ile yayına başlayan televizyon kanalı. şu an görüntüde yalnızca test card vardır.
tgrt'nin yeni adı olmasının yanında;
sahibi rupert murdoch adında, amerika'daki radyo, gazete ve televizyonların bilemkaçta bilmemkaçının da sahibi olan medya tekelcisidir. * (bkz: medyada tekelleşme)
sahibi rupert murdoch adında, amerika'daki radyo, gazete ve televizyonların bilemkaçta bilmemkaçının da sahibi olan medya tekelcisidir. * (bkz: medyada tekelleşme)
turuncu devrimin kanalı.
(bkz: george soros)
(bkz: george soros)
eski ticiarti * nin yeni liberal versiyonu.
merkezi nişantaşında olan kanal.
yeni, post-show tv.
(bkz: bir bu eksikti)
(bkz: bir bu eksikti)
an itibariyle murat birsel kopyası bir adamın program sunduğu kanal.
türkiyede bir seyleri değiştirebilecek bir kanaldır. türk olduğumuzdan kelli yine yerli yersiz bok atacağımız kanaldır.
sahibinin nasıl bir şeref.. öhm medya patronu olduğunu öğrenmek için;
Bırakalım alsınlar (mı?)
Papa ziyareti öncesi ülkemize gelen ünlü bir gazeteciyle Türk medyası üzerine sohbet ederken, lâf uluslararası şirketlerin ilgisine gelince, yabancı meslektaş, "Demek ki" dedi, "Sizin medya iyi para kazanıyor, yoksa borsada işlem gören bir şirket neden gelsin; zarar edince hissedarlar yöneticilerin tepesine biner çünkü..."
Dilimin ucuna geleni söylemedim. Gerek de olmadı. Piyasaya ilk giren yabancı patronun adını verdiğimde, "Ha, o mu? O ideolojik davranır" cevabını aldım çünkü... Adam taa Avustralya'dan Türkiye'ye sermaye gönderiyor ve niyeti 'ideolojik'...
Madem anılar denizinde yüzüyoruz, hükümetin önemli koltuklarından birinde oturan bir politikacıyla yaptığım sohbeti de aktarayım. Medya konulu sohbet koyulaştığında, bir ara, "Biz zaten bu yüzden yabancı sermayenin medyaya sınırsız girmesini istiyoruz" deyiverdi bakan. Terbiye etmek için istiyorlarmış bunu. RTÜK Yasası gündeme geldiğinde yüzde 25 sınırlamayı kaldıracaklarmış...
Nasıl nevrim döndü, bilemezsiniz...
Yüzde 25 kısıtlama olduğu için, medyamıza meraklı yabancı sermaye, televizyonları bir bütün olarak ele geçiremiyor. Alman Axel Springer grubu sözgelimi, Doğan-TV'den yüzde 25 hisse aldı; bunun karşılığında tam 375 milyon Euro ödeyerek... Aydın Doğan sevinmesin de ben mi sevineyim. 1,5 yıl önce yüzde 20 hissesine bir Alman bankası yalnızca 150 milyon Dolar vermişti Doğan-TV'nin; biz karşı çıktık, RTÜK onaylamadı, satış suya düştü; sonunda kazanan Aydın Bey oldu yine...
Meğer, onun da Almanya'daki bazı TV kanallarında gözü varmış... Satış vesilesiyle eline geçen parayla Pro-7 ve Sat-1 kanallarının hisselerini almayı düşünüyormuş... Alman sermayesi Türk medyasına giriyor, parayı alan da bu defa Alman medyasına para yatırıyor; iyi mi?
Bir noktaya kafam takıldı: Axel Springer Grubu Pro-7 ve Sat-1 kanallarındaki hissesini artırmak isteyince Alman Televizyon Üst Kurumu 'tekel teşkil edebilir' gerekçesiyle bu girişimi engellememiş miydi? Bilenler, yanlışsam "Yanlış" desin lütfen... Eğer belleğim beni yanıltmıyorsa, Axel Springer Grubu ile Doğan Medya, Almanya ve Türkiye'de önünde engel tanımayan bir dev haline dönüşüyor demektir...
Acaba Springer'in Türk ortağının Springer'in resmen alamadığı iki Alman kanalına tâlip olmasına Almanya'da itiraz eden çıkar mı?
"Biz terbiye edeceği için medyada yüzde 100 yabancı sermayeden yanayız" tezini yüzüme karşı savunan bakana, "Hangi yabancıyla neyi terbiye edeceksiniz?" sorusunu yönelttikten sonra, o haftanın New Yorker dergisinde çıkan Rupert Murdoch'la ilgili yazıdan aklımda kalanları aktardım.
Murdoch'un ABD'ye ilgisi 1970'lerin ikinci yarısında başlamış... ilk aldığı gazete New York Post olmuş; ABD finans başkentinin sıradan insanlarına hitap eden halk gazetesi... Post'u alınca kendi postunu da New York'a sermiş Murdoch... Etrafına topladığı kurmaylarına ilk sorduğu... Hayır, "Gazeteyi daha çok satar, daha fazla kâr eder, daha itibarlı hale nasıl getiririz?" sorusu olmamış... ilk sorduğu soru şu: "Belediye başkanlığı yarışında kimi desteklemeliyiz?"
Sorusuna cevap alabilmek için adayları mâlikânesine çağırmış ve hepsine "Sendikalarla başım belâya girdiğinde ne yaparsın?" sorusunu yöneltmiş... Adaylardan "Grev yaparlarsa tepelerine binerim" cevabını vereni sevmiş... Sevmiş, ama New Yorkluların yüzde 4'ü bile tanımıyormuş o adayı...
Öykünün sonunu tahmin etmişsinizdir: Murdoch'a sendikalarla mücadelesinde açık çek veren aday Erward Koch, Post'un desteğini alarak seçilmeyi başarmış...
Murdoch, ingiltere'de önce Thatcher'i sonra da Blair'i alenen desteklemişti medyasında; ABD'de de iki seçim üstüste Bush'un arkasına verdi desteğini... Önümüzdeki seçimde adaylığını koyması için Hillary Clinton'a en büyük baskı yine ondan geliyor...
Tabii, 1977'de tek gazeteli Rupert Murdoch, bugün ABD'de New York Post gazetesi yanında Fox-Tv, Twentieth Century Fox film stüdyosu, HarperCollins yayınevi, Weekly Standard dergisi, MySpace internet sitesi ve Dijitürk-benzeri DirecTV'nin sahibi... Bu medya varlığı, ABD ve ingiltere gibi bir ülkelerde bile, Murdoch'a demokratik sistemi etkileme gücü bahşediyor; o da, bu gücü, daha çok muhafazakârları (Thatcher, Bush) desteklese bile bazen rakiplerine (Clinton, Blair) de şans tanıyarak kullanıyor...
Sohbet ettiğim yabancı meslektaşın "Onun tavrı ideolojik" dediği Murdoch, TGRT'yi satın alarak Türk medyasına da girdi; bir yandan yüzde 25 sınırının kalkmasını bekliyor, bir yandan da gözü yazılı basında... Hükümet ise, "Bizimkilerden yıldık, bırakalım yabancılar sahip olsun" düşüncesinde...
Ne kadar da saflar...
Taha Kıvanç
Yeni Şafak
21.11.2006
yazının adresi:http://www.yenisafak.com.....11.2006&y=TahaKivanc
son olarak amerikan bayrağının yakıldığı görüntülerin arşivden silindiği gündeme gelmiş ancak yalanlanmıştı, ben yalanlanmasına inanmadım o ayrı, bizde ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz derler.
edit : entry'i bu kadar hızlı kötülediğine göre murdoch aramızda. *
Bırakalım alsınlar (mı?)
Papa ziyareti öncesi ülkemize gelen ünlü bir gazeteciyle Türk medyası üzerine sohbet ederken, lâf uluslararası şirketlerin ilgisine gelince, yabancı meslektaş, "Demek ki" dedi, "Sizin medya iyi para kazanıyor, yoksa borsada işlem gören bir şirket neden gelsin; zarar edince hissedarlar yöneticilerin tepesine biner çünkü..."
Dilimin ucuna geleni söylemedim. Gerek de olmadı. Piyasaya ilk giren yabancı patronun adını verdiğimde, "Ha, o mu? O ideolojik davranır" cevabını aldım çünkü... Adam taa Avustralya'dan Türkiye'ye sermaye gönderiyor ve niyeti 'ideolojik'...
Madem anılar denizinde yüzüyoruz, hükümetin önemli koltuklarından birinde oturan bir politikacıyla yaptığım sohbeti de aktarayım. Medya konulu sohbet koyulaştığında, bir ara, "Biz zaten bu yüzden yabancı sermayenin medyaya sınırsız girmesini istiyoruz" deyiverdi bakan. Terbiye etmek için istiyorlarmış bunu. RTÜK Yasası gündeme geldiğinde yüzde 25 sınırlamayı kaldıracaklarmış...
Nasıl nevrim döndü, bilemezsiniz...
Yüzde 25 kısıtlama olduğu için, medyamıza meraklı yabancı sermaye, televizyonları bir bütün olarak ele geçiremiyor. Alman Axel Springer grubu sözgelimi, Doğan-TV'den yüzde 25 hisse aldı; bunun karşılığında tam 375 milyon Euro ödeyerek... Aydın Doğan sevinmesin de ben mi sevineyim. 1,5 yıl önce yüzde 20 hissesine bir Alman bankası yalnızca 150 milyon Dolar vermişti Doğan-TV'nin; biz karşı çıktık, RTÜK onaylamadı, satış suya düştü; sonunda kazanan Aydın Bey oldu yine...
Meğer, onun da Almanya'daki bazı TV kanallarında gözü varmış... Satış vesilesiyle eline geçen parayla Pro-7 ve Sat-1 kanallarının hisselerini almayı düşünüyormuş... Alman sermayesi Türk medyasına giriyor, parayı alan da bu defa Alman medyasına para yatırıyor; iyi mi?
Bir noktaya kafam takıldı: Axel Springer Grubu Pro-7 ve Sat-1 kanallarındaki hissesini artırmak isteyince Alman Televizyon Üst Kurumu 'tekel teşkil edebilir' gerekçesiyle bu girişimi engellememiş miydi? Bilenler, yanlışsam "Yanlış" desin lütfen... Eğer belleğim beni yanıltmıyorsa, Axel Springer Grubu ile Doğan Medya, Almanya ve Türkiye'de önünde engel tanımayan bir dev haline dönüşüyor demektir...
Acaba Springer'in Türk ortağının Springer'in resmen alamadığı iki Alman kanalına tâlip olmasına Almanya'da itiraz eden çıkar mı?
"Biz terbiye edeceği için medyada yüzde 100 yabancı sermayeden yanayız" tezini yüzüme karşı savunan bakana, "Hangi yabancıyla neyi terbiye edeceksiniz?" sorusunu yönelttikten sonra, o haftanın New Yorker dergisinde çıkan Rupert Murdoch'la ilgili yazıdan aklımda kalanları aktardım.
Murdoch'un ABD'ye ilgisi 1970'lerin ikinci yarısında başlamış... ilk aldığı gazete New York Post olmuş; ABD finans başkentinin sıradan insanlarına hitap eden halk gazetesi... Post'u alınca kendi postunu da New York'a sermiş Murdoch... Etrafına topladığı kurmaylarına ilk sorduğu... Hayır, "Gazeteyi daha çok satar, daha fazla kâr eder, daha itibarlı hale nasıl getiririz?" sorusu olmamış... ilk sorduğu soru şu: "Belediye başkanlığı yarışında kimi desteklemeliyiz?"
Sorusuna cevap alabilmek için adayları mâlikânesine çağırmış ve hepsine "Sendikalarla başım belâya girdiğinde ne yaparsın?" sorusunu yöneltmiş... Adaylardan "Grev yaparlarsa tepelerine binerim" cevabını vereni sevmiş... Sevmiş, ama New Yorkluların yüzde 4'ü bile tanımıyormuş o adayı...
Öykünün sonunu tahmin etmişsinizdir: Murdoch'a sendikalarla mücadelesinde açık çek veren aday Erward Koch, Post'un desteğini alarak seçilmeyi başarmış...
Murdoch, ingiltere'de önce Thatcher'i sonra da Blair'i alenen desteklemişti medyasında; ABD'de de iki seçim üstüste Bush'un arkasına verdi desteğini... Önümüzdeki seçimde adaylığını koyması için Hillary Clinton'a en büyük baskı yine ondan geliyor...
Tabii, 1977'de tek gazeteli Rupert Murdoch, bugün ABD'de New York Post gazetesi yanında Fox-Tv, Twentieth Century Fox film stüdyosu, HarperCollins yayınevi, Weekly Standard dergisi, MySpace internet sitesi ve Dijitürk-benzeri DirecTV'nin sahibi... Bu medya varlığı, ABD ve ingiltere gibi bir ülkelerde bile, Murdoch'a demokratik sistemi etkileme gücü bahşediyor; o da, bu gücü, daha çok muhafazakârları (Thatcher, Bush) desteklese bile bazen rakiplerine (Clinton, Blair) de şans tanıyarak kullanıyor...
Sohbet ettiğim yabancı meslektaşın "Onun tavrı ideolojik" dediği Murdoch, TGRT'yi satın alarak Türk medyasına da girdi; bir yandan yüzde 25 sınırının kalkmasını bekliyor, bir yandan da gözü yazılı basında... Hükümet ise, "Bizimkilerden yıldık, bırakalım yabancılar sahip olsun" düşüncesinde...
Ne kadar da saflar...
Taha Kıvanç
Yeni Şafak
21.11.2006
yazının adresi:http://www.yenisafak.com.....11.2006&y=TahaKivanc
son olarak amerikan bayrağının yakıldığı görüntülerin arşivden silindiği gündeme gelmiş ancak yalanlanmıştı, ben yalanlanmasına inanmadım o ayrı, bizde ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz derler.
edit : entry'i bu kadar hızlı kötülediğine göre murdoch aramızda. *
25.03.2007 pazar günü babam ve oğlumu yayınlayacak olan kanal.
fox a fox tv demek zorunda olma sorunsali'nı ortadan kaldırmakla birlikte, fox ve fox tv adında aynı nesneye hitap eden iki farklı başlığın oluşmasına yol açmış sorunsaldır.
(bkz: fox mu fox tv mi sorunsalı)
(bkz: sorunsal takılmak)
(bkz: fox mu fox tv mi sorunsalı)
(bkz: sorunsal takılmak)
Bildiğin tgrt.Otesi yok.Tgrt yi amerika kurmustu.Hacı hocanındI.Son zamanlarında mini etekli tiplerin eksik olmadıgı kanal haline geldi.Fox oldu bir sey degismedi.Yani yeni bir cnbc e bekleyenler uzulmeye bu entryden sonra baslayabilirler.
an itibariyle anında görüntü show'u yeniden yayınlayan kanal. (bkz: mahşer-i cümbüş)
gittiği her ülkede amerikan propagandası yaparak ülke içindeki ayrılıkçıları destekleyen tv kanalı. rusyada bu yüzden kapatıldı diye biliyorum.
ayrıca iki avrupalı(tam nereli oldukalarını hatırlamıyorum) gencin bir sitede(forum gibi birşey) birbirlerinin ülkelerine bok attığı bir tartışmada en azından bizim ülkemize fox tv giremedi hala diye övündüğünüde belirtmek isterim.
ayrıca iki avrupalı(tam nereli oldukalarını hatırlamıyorum) gencin bir sitede(forum gibi birşey) birbirlerinin ülkelerine bok attığı bir tartışmada en azından bizim ülkemize fox tv giremedi hala diye övündüğünüde belirtmek isterim.
güzel bir kanal. ayrıca tgrt nin şekil değiştirip böyle bir kanal olacağını hiç düşünmezdim..
birkaç gündür ekşisözlüğe reklam vermekte olan kanal.
greys anatomy'yi yayınladıgında orjinali mi, kopyası mı * ikilemine sebep olacak olan kanaldır.
güncel Önemli Başlıklar