bugün

çocukluktan kalan bir şeydir eti puf ve eti cin. ikisi de candır. hem diğer çikolat tarzı mamüllere göre daha ucuzlardır. hep gönlümdedirler. saygım sonsuzdur bu ikiliye. eti puf daha bir candır yalnız. fiyatı da 25 yekaredir. eti cin ise 35 yekarelik fiyatıyla biraz cins gelmektedir. ansiklopedik yazıyorum yalnız ha. farkettin mi sözlük? ha benim sözlüğüme.

demincenek yolda yürüyüp evime varmaya çalışıyordum. cebimi yokladım. önce 5 yekare buldum. " bi boka yaramaz lan bu para" didim. sonra bir şeyler parıldadı oradan yeni 25 yekareydi bu. sinsi gibi altlara saklanmıştı. buldum onu. ve ilk bakkala girdim. 30 yekare ile alınabilecek tek şeyi aldım: eti puf. gerçi 25 yekareydi ama olsun. 5 kuruş hala cebimde. ve ileride yine hayal kırıklığı yaratmak için orada duruyor puşt. niye kızdım lan paraya? canım o. benim muck.

işte efendum aldım ben eti pufu. açmak konusunda beceriksizim. her şeyi ama. açmak için köşesi kalkık oluyor ya. işte ben onu farkedip ona yöneldim. onu tutup kaldırdım ama yarıda bitti kalkıklığı. bok gibi kaldım. ha sonra yine açtım tabii ama zorlandım ve aklıma uzakta olmayan çocukluğum geldi. hani eti pufun kabındaki naylomsu şey gergin oluyo ya. köşeleri de sivri oluyo ya. işte o sivri uçla gergin zarı yırtardık. öyle yirdik. diyelim 3 arkadaş aldık. sırayla kullanırdık açacakları.

saçma ama güzel. ben hep yaparım bunu. hatta 2 tane alırım öyle yaparım. "ben bunu niye yazdım" diye bitirsem ya gamsız gibi şaşkın gibi. "aslında saçmalıyorum farkındayım dostum ama ne yapalım o kadar çılgınım ki" der gibi. kendini marjinal sayar gibi.

öyle bitirmiyecem.

o değil de. diyelim ki çöp atacaksın. kalktık yerinden çöp kutusuna vardın. yakınlaştın ama içine girdin neredeyse. 1 metre falan var. attın girmedi. hafiften üzülmüyo musun? bir luzır gibin hissetmiyo musun?

asıl o değil de.

yıllardır kenar mahallalerde oturup merkez mahallalerde okuyan yazarınız sokullu sizin için araştırdı: merkez amına koyayım küfürü düz haliyle yani amına koyayım şeklinde söylenirken, kenar mahallalerde "amana koyayım" oluyor.

diyeceğim budur.
eti pufu eti puf yapan özelliktir bu.

yıllardır merak ederim bir insan evladı, hele de o insan evladı 0-15 yaş aralığındaysa neden böylesine toparlak bir maddeyi ağzından içeri sokmak suretiyle zevk almaktadır diye.

meğer sebebi varmış: eti pufun paketini tahrip ederken gösterdiğimiz çabaymış bunun nedeni. birkaç gün önce aralarında sokullu'nun da bulunduğu kalabalık arkadaş grubuyla verdiğimiz eti puf partisi sırasında saptadım bu nedeni. bir lokmada yuttuğum toparlak eti pufun en can alıcı, en göz kamaştırıcı özelliği bu imiş meğer.

imdi buraya yazıyorum; eğer bir gün eti şirketinin başına geçecek olursam, yapacağım ilk iş kolay açılan eti puf ambalajlarını hemen piyasaya sürmek olacak. belki bu yapacağım şey eti şirketinin komple iflas etmesine sebep olacak ama dost acı söyler değil mi dostlar? evet ben şimdiden o günü bekliyorum, açılması en kolay eti puf ambalajlarını (bu ambalajı da cümle içinde kullanmanın apayrı bir tadı varmış, siz de deneyin sayın okurlarım!) tasarlamaya başlıyorum. bekleyin, zafer yakındır. şimdiden eti'ye birkaç ajan-misyoner soktum. yakında yönetimi ele geçirip eti pufların hükümdarlığına son vereceğiz!!!

hayırlı uğurlu olsun.*

edit: az önce entryi 23.58 de girdiğim için sildim şimdi bi daha girdim. sonra "yok ben duymadım, yok ben aynı entryi 2 defa gördüm, hem haberim yoktu" şeklinde şikayetlerle gelmeyin.
çok yakınlarda yediğim eti puf paketini açmak isterken ambalajının sadece parıldak yüzeyinin kalkıp asıl kapağının kalkmaması durumu karşısında etrafta sivri alet arama suretiyle yaşadığım sinir harbi sırasında aklımın ucundan bile geçmeyen çıkış yoludur..
sanırım bu da bizi biz yapan özelliklerden biridir.
eti puf'un paketinde yıllar boyu 'buradan açınız' köşesinin hatalı bir üretim sonucu jilatinin sert plastikten kısmına yapışık olması problemine çocukların bulduğu çözüm şeklidir. ya da ahmet çakar'dan öğrendiğimiz şeytanın avukatlığını yaparsak bu ibneler bunu kasten yapıp ürünün ikişer adet satılmasını istemişlerdir.
fındık ya da ceviz yerken, iki tanesini ele alıp sıkmakla eş değer bir eylemdir.

ayrıca;

(bkz: iki eti puf alacak paraya sahip olamamak)
(bkz: ali burada alet kullanmayı öğreniyor)
midye dolmasındaki içi yine midye kabuğuyla çıkarmaya eşdeğer bir eylemdir.
an itibariyle yaptığım eylem. çok pratik bir çözüm. yalnız, buradan açınız köşesinden tutup oradan bir parça kaldırıp öyle denemek daha iyi oluyor öbür türlü delmekte yine zorluk çıkarıyor.
en mantıklı eti puç açma yöntemidir. çünkü banka kasası gibi korunmaktadır nadide eti puflar jelatinleri tarafından. söz konusu yöntemde bir elin nesi var iki elin sesi var mantığı geçerlidir. ayrıca yoğurt yaparken hazırlanan karışıma yoğurt katılmasına benzemektedir ve tıpkı ilk yoğurdun nasıl yapıldığı gibi ilk eti pufun da nasıl açıldığı bilinmezliğini korumaktadır bende.
Elinde iki tane eti puf var madem, tekini niye vermiyorsun?
bir elin nesi var iki elin sesi var atasözünün eti puflara uyarlandığının kanıtıdır.

ambalaj etipufu açmak için uygun dizayn edilmiş gibi görünse de açmaya çalıştığınızda mutlu sona ulaşamazsınız. yarı yolda kopu verir bön bön bakarsınız etrafa açacak birşey var mı diye. şanslıysanız bir etipufunuz daha vardır yanınızda yoksa incecik kağıdı ekmek bıçağıyla açmanız gerekebilir. incecik görünmesine rağmen dehşet bir sağlamlığı vardır bu paketin.

ama kim ne derse desin bir pazarlama başarısıdır etipuf. bir etipufu ancak diğer etipufu kullanarak açacağını bilenler, hiç bir zaman markete gidip tek etipuf almazlar, rezil olmazlar.
hindistan cevizlisinden istedi şimdi canım.
bu yöntemi bulduğumda, kaç yaşındaydım bilmiyorum, çok arkadaşıma öğretmişimdir.
ve eğer tek eti puf unuz varsa, bir köşesini, ambalaja doğru kıvırmak ve temas ettiği noktaya batırmak suretiyle de açabilirsiniz.
(bkz: 80 lerde çocuk olmak)
(bkz: pratik türk genci)
ver ben acayım diyerek atlar azman küçük akıl ve kardeşinin eti pufunuda açar kendi paketinin ucuyla sonrasında alınan puflu ısırık evde kopan kıyametin alametlerindendir.
(bkz: mystery solved)
(bkz: mutluyum)
oda bir şey mi eti puf un bilinen en büyük kerameti kabıyla sinek yakalamaktır.
(bkz: çivi çiviyi söker)
yapsa yapsa türk yapar eylemlerinden bir tanesi daha.
Her Türk çocuğunun ortak eylemleri arasında yer alası bir durumdur.
(bkz: ne günlerdi be)