bugün

zamanında mehmet y. yılmaz'a yaptığı telkinler sonucu oray eğin'i milliyet'ten attırmıştır. oray eğin'i pek seven perihan mağden ise buna çok kızmış, sıraselviler'de tesadüfen bir bayan arkadaşıyla yürürken gördüğü ece temelkuran'a kalayı basmıştır efendim..

uludağ magazin servisi
hayatın intikamı acı olur yazısından bir kuple:
Ne zaman üniversitelere konuşma yapmaya gittiysem ya da ne zaman
benden daha genç biri benim ondan daha fazla bir şey bildiğimi sanarak
bana sorduysa "bu işin olurunu", dedim ki:
Üniversiteyi bitirince hemen çalışmaya başlama. Git, dolaş, ülkeler gez,
aç kal, meteliğe kurşun at, ama ne yap et, koşturmaya başlamadan önce
biraz amaçsız yürü. Maceraya çık, bedeli ne olursa olsun bunu yap. Çünk
Çünkü hayat, onu erken anladığını sananlardan çok fena alır öcünü. Bir
şeyi vaktinde yaşamadan geçersen, çok sonra, seni rezil etme pahasına,
sana yaşatır o eksik bıraktığın bölümü. Âşık mı olmadın on altı yaşında?
Gelir seni kırk beşinde bulur, en olmaz zamanda. Maceraya mı çıkmadın
yirminde? Sürükleye sürükleye götürür seni otuz beşinde. Yırtık kot, yer
bezinden hallice bir kazak giyip, nasıl göründüğüne aldırmadan
geçiremedinse öğrencilik yıllarını mesela, elli yaşında, artık
kalabalıkların gözleri seni hiç de öyle görmeyi beklemezken, sana giydirir
o kot pantolonu. Hayatı sakın erkenden yaşama, sonradan çok fena komik
eder adamı. Serserilik ederek geçirmeli insan serserilik edilecek yaşları.
Zira atlayıp geçtiğin ne varsa dönüp dolaşıp bulur insanın yakasını.
Kendini yaşatıncaya kadar yapışıp kalır.
can dündar ayarında aydın bir yazar. hatta can dündar yazmadığı günler onun köşesinde yazıları çıkıyor.
Sıradışı yazılarıyla dikkat çeker ve insanın okudukça okuyası gelir."bütün kadınların kafası karışıktır" da yaptığı benzetmelerle her okumanızda sizi ters köşe eder,her seferinde başka bir anlam çıkarılabilir kelimelerden...onun özellikle kadınlarla ilgili yazdığı şeyler mükemmel gözlemler sonucu ortaya çıkmış "gerçek" şeylerdir...
Çiçek ticaretinden,"anne"lerin ellerine,evden kaçan kediden,fidel'e,çay lekesine birçoğumuzun aklından bile geçmeyecek konuları irdeler,irdeletir.
türkiye "galeyan" cumhuriyetine iliskin yazisi:
http://www.milliyet.com.t.../01/yazar/temelkuran.html
"buyuyunce kose yazarı olucam" dedirtmesi muhtemel sahsiyet.
"Allahın adıyla çok insan yakıldı, çok bina yıkıldı bu memlekette. Maraş, Çorum, Sivas derken şimdi Yozgat'ta Allah'ın adıyla yangınlar çıkarmaya giden güruhlar var. Her zamanki gibi "galeyana gelen halk" deniyor haberlerde. Burası bir "Galeyan Cumhuriyeti" mi? Sözünü ettiğim bütün katliamlar "galeyan" ile açıklandı şimdiye dek.
Ve şimdi, eğer bir daha ellerinde ateşle insan avına çıkanların olmaması isteniyorsa, bu kez "galeyan" denen muammanın cezalandırılması gerekiyor. Osmanlı'dan kalma bu kavramla bir hukuk devleti tesis edilemeyeceğini hem Sorgunlulara hem de bütün Türkiye'ye göstermek gerekiyor. Yoksa, siz de ben de biliyorum ki bir gün onlar bize günümüzü gösterecekler..."
can dündar ile birlikte milliyet gazetesi'ni okunur kılan gazeteci, yazar.
ecetem@hotmail.com mail adresini kullanan, alımlı milliyet yazarı.

messenger listenize kaydetmeye çalışmayın zira beyhude bir çaba olur. çünkü kabul etmiyor. ben ekledim 1 yıldır online olduğu yok. *
1997-1998 yılları arasında milliyet dergi grubundan çıkartılan bir haber dergisinde muhabir olarak çalışan ancak bir gece ansızın önce gazetenin barında sonra derginin odasında gazeteci Ahmet Tulgar ile kapışması ve kavgaya erkek yöneticilerin de katılması sonucunda zabıtların tutulmasında baş rolü oynayan, ertesi gün dergi grubu yönetimine, dergideki yöneticileriyle nasıl ilişkileri olduğunu, yöneticilerinin nasıl karakterleri olduğunu benzetmelerle anlatan ancak paçayı bu son çırpınışlara rağmen kurtaramayıp dergi ile ilişiği kesilen, "yazdıkları ile yaşayışı bir olsa ama heyhat kadın çok iyi rol kesiyor" üzüntüsüne sebep olan, kalemi güçlü lakin ne yazık ki karakteri zayıf kadın kişi... * *
son yazısına sonuna kadar hak verdiğim hayranı olduğum yazar.. kim ne derse desin insanın içine dokunduran yazıları var ve bu işi en iyi yapanlardan .. (bkz: milliyetin alınma ve okunma nedenidir)
dün aksam tv8'deki yüksek siyaset adlı programa ufuk uras ile beraber katılan ve kendisiyle 19 yaşında olduğum zamanlarda yaptığım konuşmayı niye yapmışım, bu şahsı niye ciddiye almışım diye düşündürten gazeteci, köşe yazarı. Cümlenin gelişinden bu oluşan antipatinin ufuk uras ile ilgili olduğu düşünülmesin. bilakis uras'a durmadan ufuk ufuk diye hitap edip 60.000 oy almış milletvekiline okey arkadaşı muamelesi yapması başlı başına bir çiğlik. ama bu önemli değil, kendi münasebetleridir bana düşeni herkes takdir eder. konu temelkuranın da seçim sonuçlarını sindirememesi ve ısrarla bardağın demokrasi adına boş olan yüzde 30-40'lık bölümünden bahsetmesi. ayrıca ülkede çok sert bir kutuplaşma olduğunu belirtmesi üç gün sonra iç savaş çıkacakmış gibi yorumlar yapması. ufuk uras'a ufuk ufuk diye seslenecek kadar yakın olacağına keşke biraz düşünce olarak yakınlaşaydı..
biraz da sözlükten gaza gelerek bugün kitaplarını aradığım yazar. taşrada da olsam çok kolayca bulabileceğimi ummuştum lakin kitapları ararken "temelkuran" kelimesini telaffuz edince çoğu sahafın gözü ve eli hemen kur'an ile ilgili raflara gitti. ece yayınlarını aradılar, kur'an öğreten kitapları gösterdiler, "öyle bir kitap yok" dediler...
genellikle ülkemizde okuyup edip yıllar geçince kişilere ''aydın'' diyoruz.ama ne vardır ki bazı insanlar düşünceleri açısından erken yaşta ilerlemeyip böylece toplumdan bir adım önde olabiliyorlar;kısacası bilginin zamana bağlı olmadığını gösterebiliyorlar.gerek yazar onlardan biri de kuşkusuz ece temelkuran.gazetedeki köşesinde ve kitaplarında yazdıklarıyla insana bambaşka bir açıdan bakmayı öğreten bir gazeteci.
bütün korkularını faşizme ihale etmek gibi mürteci tavırları oluyor mütemadiyen. neye, kime, ne zaman karşı olacağı belli olmuyor ama ne diyeceği kesinlikle belli: faşist. e ne ki şimdi bu? hayat üzerine söylediği muğlak bir zemin üzerine inşa edilmiş aforizmalarla "yaşam" dersleri vermeye çalışmasına itirazımız yok ama söyledikleri somut araştırmalarla ispat edilebilecek konulara değince bütün büyüsü bozulabiliyor.

seçim sonrası sen bu ülkenin garnitürüsün başlıklı yazısına bakıyorum da bir türlü anlamlandıramıyorum (bkz: perihan mağden mode on). bir tarafta akp'nin seçim zaferini millet vurgusundaki farklılığa bağlayan şerif mardin, diğer tarafta kelimelerden fal bakan ece hanım. faşizmi bachman'ın yaptığı gibi ikili ilişkilerden başlayan bir facia olarak yorumluyor zaar; bu durumda da insanları faşizmle korkutma faşizmine saplanıp kalmıyor mu merak ediyorum. yoksa faşizm yalnızca belli değerleri "muhafaza" ettiğini ifade eden insanların etiketi mi?

aslında kendisi de farkında olanların ama bugüne kadar çizdiği portrenin dışında kalmak istemiyor.(umarım) yoksa devrim yapıp geldikten sonra da dönüp bakardı venezüella'ya.

ece hanım orada neler oluyor?
tüsiad'ın gazetesinde yazan solcu yazar.

(bkz: doğan holding)
sürekli olarak nabzını iyi tuttuğu tribünlere oynadığını düşündüğüm, tatlılığıyla adamı dumur eden sevecen yazar.
pazar yazısı dediğin böyle olmalıdır dedirten yazar.*
(bkz: http://www.milliyet.com.t.../02/yazar/temelkuran.html)
empati yoksunu, farklı düşüncelerin değerlerin bir arada yaşamlarını sürdürebileceğini kavrayamamış, insanları keskin çizgilerle kategorize eden, türkiye gerçeklerinden bihaber milliyet yazarı.
12 eylül - akepe - tayyip erdoğan - ordu - din beşgenini yine ''sessizce'' - ''derinden'' - ''nazikçe'' açıklayan hiçbir şekilde normal bir şeye benzetilemeyecek kadar farklı kadın.

yazısı içün ;

http://www.milliyet.com.t.../12/yazar/temelkuran.html
takip edilen ve edilmesi gereken köşe yazarlarındandır, kitapları da vardır!
milliyet gazetesinin okunma sebeplerinden biridir.
CUNHURiYET GAZETESi iLE ÜNLENMiŞ YAZAR. KENDiSiNiN HALKÇI OLDUĞUNU SÖYLER DURUR, ONA GÖRE O EZiLENLERiN YANINDADIR. BANA GÖRE DE iNSANIN SÖYLEDiKLERiYLE, YAPTIKLARIYLA BiRBiRiNi TUTMALIDIR. *
milliyet gaztesini okumak istememe nedenlerinden biridir.
kendi kendisine solculuk oynayanlardan bir tanesi.