bugün

entry'ler (168)

universitat zu koln

efendim kütüphanesine sinav zamani gelen türk kiz ögrenciler adeta bir defileye cikiyormus edasinda gelirler oraya. niyetleri ders calismak midir, yoksa köyde koca bulmak icin dügünlere giden kizlar gibi seviscek cocuk bulmak midir belli degil.

icerdeki calisma saatinde yarim saat ayirdiktan sonra, cikisa gelip 1 saat telefon görüsmesi yaparlar. her an en az 15 kisiyi bulabilirsiniz kiyida kösede telefon görüsmesi yapan hatun sayisi.

gazi

anormal derecede kötü bir dizi. basrol oyuncusu cocuk cok sinir bozucu. mütemadiyen "vatan sag olsun" diyen ana evlerden uzak olasi, topal topal teröristlerden kacmaya calisirken onun 20 metre gerisinden bir tane bile isabet saglayamayan teröristleri bir baska isler acisi.

ama dizinin adindan anlasilacagi gibi, terör dizi olmicak bu. arkadasimizi gazi yapmak icin bir defa gittiler oralara. muhtemelen istanbul yakinlarinda bir tepede bir yerlerde cekmisler o görüntüleri de. bilmiyorum artik. bundan sonrasi ask, entrika, aldatma vs seklinde gececek.

uyuz basrol oyuncusu sakat kaldigi halde kendi yanibasindan ayrilmayan kiz arkadasiyla sorunlu ve sikintili bir iliski yasayacak. onu kovacak vs. o sirada bu arkadasimiz, iki de bir "salih kaptan, salih kaptan" diye diye habire telefon acan, hastaneye elinde ciceklerle gelen sanatci ruhlu ve cok iyi kalpli basrol kizimizla tanisacak. bu kizla aralarindan firtinali bir ask yasanacak. kizin ailesini silah tücari oldugundan habersiz olarak. sonrasinda o durumu ögrenecekler elbette. kiz da ailesine karsi gelecek. iyi kiz ya. bu sirada gazimizin eski sevgilisi, nisanlisi, bir zamanlar evlenmek üzere oldugu, gelinligini bile hazirlattigi cicek gibi iyi diger kizimiz askindan ve kiskancligindan kavrum kavrum kavrulacak. bu aile ile silah tücari olan diger zengin aile arasinda catisma yasancak elbette. sonrasinda diger zengin ailedeki, oglunun gercek sevgilisini siken baba ile siktigi kari arasinda sorun cikcacak, ya da oglu babasinin sevgilisini siktigini fark edecek... olaylar böyle gelisecek...

remy bonjasky

son iki yilki performansi yerlerde sürünen dövüscü. bu seneki dünya sampiyonasinda ceyrek finaldaki rakibi fas'li cocuga dahi kaybetmis olmasina ragmen hakem yardimiyla yari finale cikartilmis ama yari finalde peter aerts denilen dövüscü karisinda bu sefer tutunamayarak turnuvaya veda etmistir.

sinekli bakkal

kaldirilma nedenleri muhtelif...
bu yobaz dindar adam karakterinden rahatsiz oldungu icin mi kaldirildi yoksa rayting skalasinda süründügü icin mi belli degil.
su siralarda hükümete muhalif cevrelerce dizinin aynen yukardaki pek cok entryde de söylendigi gibi bu yobaz karakterden dolayi kanal yönetiminin rahatsiz oldugu ve bu nedenle dizinin kaldirildigi iddia ediliyor. lakin türk medyasini tanidigimiz kadariyla bunun bir carpitma oldugunu da pek ala düsünebiliriz. atv'nin bu sezon yayindan kaldirdigi ilk dizi degil bu. kelebek cikmazi mi dir nedir o vardi bir tane. üc bölüm sonrasinda gören oldu mu? pekii sene basinda ilk yirmide olmasina ragmen devam edemeyen bir ferdi tayfur dizisi vardi, ondan kimsenin haberi var mi? mahser icin ne diyeceksiniz; hani su türkiye'nin ilk gercek zamanli dizisi mottosuyla piyasaya sürülen dizi. emre altug'un oynadigi bir dizi daha vardi, ona n'oldu pekii? sessiz gemiler vardi, büyük bir sansasyonla sunulmustu piyasaya ha kaldirildi ha kaldirilacak... sonra bir cocuk dizisi baslamisti, tilsim adasi olabilir adi, hatirlamiyorum bile dogru düzgün; onun hakkinda bir malumatiniz var mi?

bu derece cok diziyi kirip geciren bir kanalin sirf bu rayting ve ordan hareketle düsük gelir elde etmesi nedeniyle bu diziyi kaldirmis olmasi neden olasi olmasin? bunu hic düsündünüz mü?

oray eğin

oray egin icin önemli olan yazdiklarini dogru olup olmamasi degildir. bastan sonra kurgu da olabilir. kafasinda kurguladiklarini gercekmis gibi aktarir. bu aktardigi yazilar muhataplarina zarar vercek dahi olsa. o bunlari önemsemez. onun derdi cünkü ses getirmek, spekülasyona yol acmaktir. bu yüzden böyle akil almaz yazilar cikar.

yeni şafak

--spoiler--
http://www.yenisafak.com.....2008&c=1&i=92393
--spoiler--

haberin reklamini ve anonsunu yaptiktan sonra altina, "Bugün Yeni Şafak'ı bayinizden ısrarla isteyin!" notunu eklemis gazete. neden israrla istesinler. varsa verir zaten bayi. onun derdi zaten satmak gazeteyi. yok abi vermem elimde var yeni safak ama mi diyecek. olacak is mi bu. yoksa da ne yapsin bayi, olmayan gazeteyi yaratsin mi.. israrla isteyinmis...

yıldırım türker

pkk'nin üstlendigi ve sivillerin hayatini kaybettigi diyarbakir bombali saldirisi hakkinda bir cümle bile yazmamis, yazamamis, vicdan sahibi, insanlik yanlisi, düsünceli insan.
emin olun bu saldiriyi pkk üstlenmese ve aynen daha önceki köylerine su tasimak isteyen sivil köylüler saldirisinda oldugu gibi derin devletin üzerine havale edilseydi yildirim bey o keskin kalemiyle dislerinin gicirtisini gösterirdi bizlere cok gecmeden.

aslı güngör

beni fena halde hayal kirikligina ugratmis sanatci.
bundan tam bir yil evveldi. tesadüfen bir radyo kanalinda dinlemistim. asli hanim'in kalbe kalbe karsi sarkisini. o kadar harikaydi ki, hemen sözleri bir kenara yazip internette arastirma yaptim. sonucta youtube'da kendisiyle ilgili hazirlanmis amatör bir video klibe rastladim. ve tam gecen yil bahar aylarindan bugüne kadar bekledim, bu sarki ve bu kiz ne zaman popüler olacak diye.

sonunda geldi, ama büyük bir hayal kirikligi ile- benim icin. asli güngör kendi enfes sesine ve güzelligine güvenmemis olacak ki sarkiyi ferhat göcer denen bünye ile düet yaparak piyasaya sürmeye karar vermis! akil alir is degil. ferhat göcer, de az önce bir magazin programinda dinledim, bir hayli rol calma sarkiyi kendine mal etme derdinde. "bu sarki yeni bir 'cennet' vakasi olacak" diyor. bir sanatci, asli güngör'ü kastediyorum, ancak bu kadar kendi emegine hakaret ve haksizlik edebilir. hicbir zaman oturup da cenneti sonuna kadar dinleyemedim. ferhat göcer'in küstahca bu sarkiyla kiyasladigi cennet'i. eminim, asli güngör bu aptalligi yapmasaydi bu sarki cennet'in gölgesinde kalmaz aksine onu gölgesinde birakirdi. simdi ise cennet'i kadar olabilcek mi olamayacak mi onu konusuyor ferhat göcer. ve sarki üzerinden esas ekmek yiyen de ferhat göcer olacak belli ki.

yaziklar olsun... yuh olsun....

serdar turgut

cumhurbaskani abdullah gül'e köse cagirdigi gazeteciler arasinda kendi ismine yer vermedigi icin bir hayli icerleyen, bu icerlemesini de bir baska sekilde cikarmaya calisan yazar.
linkini veremiyorum o kismin arsivlerden bulunabilir: 26.12.07- aksam gazetesi.

karayılan

catisma sahnelerindeki kalite akil almaz düzeyde kötü. tam manasiyla bir komedi.

kara yilan

(bkz: karayilan)

kurtlar vadisi pusu

dizinin her hafta rayting skalasinda tepede bulunmasi, her seye ragman bu ismin bir fenomen olmasi anladigim kadariyla diziyi yapan ekibi bir hayli rehavete sevk etmis.

milleti ekran basina kilitleyelim, heycan olsun diye alelacele cekilmis, kurgulanmis bastan savma yiginla aksiyon sahnesi var. hicbir kiymeti olmayan. milleti ekran basindan uzaklastirmak istemiyorlarsa önce kanalla anlasip su icerisinde reklam verme isine kafayi yorsunlar biraz. diziden cok reklam yayinlaniyor nerdeyse o saat icerisinde.

senarya her hafta bir öncekiden berbat isliyor. hüseyin'in öldürülmesi mesela. koskoca bir ajan, "bu hale gelmis" olan eski arkadasina nasl güvenir de silahi onun yaptigi apacik belli olan duygu sömürüsüne kapilip silahi beline sokar. üstelik hakan'i götürmek icin gelmemis miydi o? silahi beline takip nasil götürmeyi düsünüyor hakan'i? kolundan cok gibi cekerek mi? hadi gelmem ben arkadas derse? kaldi ki, silahi hüseyin beline yeniden taktikdan sonra, hic de hakan'i iddia ettigi gibi almaya gelmis bir adam gibi davranmadi. söyle hafifce döndü arkasini dönüp cikacak gibiydi, bir de senin gibi adama lanet olsun be der gibi birseyler söyledi. yani o sahnenin girisle cikisi arasinda korkunc bir mantik atlamasi var. bunu biz görüyoz da o dizi yapan, yazan, yöneten onca adam görmüyor mu. görüyor elbette. ama özensizik diyorum ya iste. illaki hüseyin'i kaldiracaksiniz diziden daha düzeyli kurgulayin su isi. pembe dizi kurgusu gibi uyduruk uydurul gecistiriyorsunuz diziyi.

bence dizinin castingini de iyi secemiyorlar. ilk kurtlar vadisi öyle degildi. neydi o oyuncu ve onlarin canlandirdigi onlarla cok uyumlu karakterler; laz ziya, baron, testere necmi, kilic, hüsrev aga, hüsrev aga'nin ciftligindeki psikopat herif, onun psikopat oglu vs. bir de o zamanlarki tuncay karakterinin canliligina, perliklerindeki zeka piriltilarina bakin bir de simdiki tuncay beyinkine. sonra onun yardimcisi abidin'e. bir de simdilere bakim. tataroglu'nun kizi, damadi. hem karakterler cok gereksiz ve renksiz. hem de onlari oynayan oyuncular. sonra polat'in illaki sevgilisi olmak zorunda mi arkadas. ne diye bir de ona sevgili ayarliyorsunuz ki? hic geregi yok. lüzumsuz secilmis bir karakter ve yine lüzumsuz bir oyuncu. tamer yigit, neco... kim bunlar allah askina. tiyatro kökenli isimlere ne oldu. sonra o mura denilen karakter. sirf bu herif atv'de yayinlanan dizi de biraz kabadayilik yapti diye, bir kürtü iyi canlandirabilir görüntüsü var diye bu diziye alinir mi. höykürük durmaktan, kafana sikarim ulan demekten baska nesi var bu herifin. bu muro denilen herif ekrana geldiginde ben reklam cikmis gibi kanali degistiriyorum. oyuncu secimi bu derece önemli iste.

iyi secilmis karakterler de oluyor. yok degil. mesela bu hüseyin harika idi. ama yine ayni hata. hüseyin gibi bir oyuncuyu harcayip, sirf polat alemdar'a oyunculuk konusunda yardimci oluyor diye "halo dayi" denilen bir adami dizide tutabiliyorlar. bu adam nasil bir aksiyon sahnesi gerceklestirebilir ki, ne kadar oturur o role. lök lök afedersin. hüseyin pekala polat'in kadrosuna katililabilirdi. güllü denilen yag torbasindan da, nevzat denilen kütükten de, halo dayi hamur topalagindan da cok daha iyi otururdu yerine. abdulhey ve memati disinda güven veren bir elemeni var mi polat'in? bana güven veren yok.

bir baska iyi secilmis eleman zafer alagöz. ama öyle bir casting hatasi yapmislar ki, onu cok fazla görülmeyecek, onun gibi bir elemandan yararlanilamayacak bir yere koymuslar.

bu ekibin ciddi bir revizyona ihticayi var. senaryodan castinge, ordan da yönetmene kadar efsane olan eski kurtlar vadisinin yanindan bile gecemiyorlar. serdar akar gibi bir yönetmen bulamiyor musunuz?

neyse bu pilav daha cok su kaldirir. simdilik burda bitirelim.

edit: bir yazar arkadasimizdan ögreniyoruz ki hüseyin ölmemis. eger öyleyse, hakikaten güzel. ama bu bu entryde genel manada söylemek istediklerimi desgitmiyor maalesef.

erkan gologlu

eger yazarlik sadece iyi cümle kurabilmeyle ölcülen bir yetiyse, eyvallah iyi yazar.
ama icerik acisindan ne tasigi da önemliyse, maalesef bes para etmez yazar.
bugünkü yazisinda (http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=240586), izmirli avukati dalgaya alacagim diye resmen sacmalamis. "eskiden maltepe sigarasinin da cizgilerini zorlayip hac isareti oldugunu söyleyenler vardi, neye takiksan her baktiginda onu görürsün" demis. akli sira avukatin inter'in 'allah var' gamali hac'a hic bezemeyen, formasinin gögsündeki bambaska isareti takik oldugu icin hac isareti olarak gördügünü iddia etmis. anladik icerde birilerini elestireceksiniz illaki. bizden olan hersey sacma olacak. bizden olan hersey mantiksizca. biz herseyi paranoyakca görüyoruz. biz türkün türkten baska dostu olmaz diye akilsizlariz. iyi de kardesim, sende de hic mi hata yok; o formadaki apacik hac isareti olan seyin baska birsey oldugunu nasil ima edersin. bizden olan herseye bu kadar giciksiniz da, baskasindan olan herseye karsi nasil bu kadar toleransli olabiliyorsunuz.

fenerbahce gögsünde üc hilalle ciksa ne yazardiniz cok merak ediyorum?

ibrahim altınsay

yöneticiyken ortaya koydugu mahmut uslu vari performanslarini unuttugumuzu düsündügünden kelli ortaya koydugu pek ahlakli futbol dilencisi tavirlari bir tarafa dünkü yazdigi yazi, daha önceki yazilarinin pek cogunda oldugu gibi icerisinde yiginla elestiriye ihtiyac yerlerle doluydu. mesela;

--- spoiler ---

"Fenerbahçe'ye teşekkürler. Bizi azla yetinmemeye iyice alıştırdılar.
"Bırakın sevinsinler, biraz sonra biz sevineceğiz" diye maçı anlatan spikerin temsil ettiği toplumsal ezikliğe ise herhalde çare yok... Fenerbahçe yöneticileri bile "Bize UEFA'da final yeter" derken Zico ve çocukları Avrupa Premier Ligi'nde yelken açmanın bir maç öncesinde. Bu da bütünüyle bir kültür sorunu."

http://www.radikal.com.tr...0122&tarih=28/11/2007

--- spoiler ---

devam edelim. zico ve cocuklari avrupa premier ligine yelken acmanin bir mac öncesindeymis. ve bunu allah kahretsin ki, bu yüce insan vizyonsuz, capsiz, bize uefa kupasinda filan dahi yeter diyecek kadar kücük düsünen yönetimine ragmen elde ediyormus. bu fenerbahce yönetimi degil midir; fenerbahce'yi önümüzdeki 10 yil icerisinde avrupa'nin büyük takimlarindan birisinin arasina sokacagiz diye konusup duran. bu yönetim degil midir ki, bu ugurda türkiye'de esi benzeri görülmemis bir kurumsallasmaya imza atan, kulübün mali yapisini güclendiren. bu ugurda kulübe avrupali takimlarininkinden asagi kalir yani olmayan tesisler kazandiran, muhtesem bir stad yapan. bu yönetim degil midir avrupa'nin sayili takimlarindan birisi olmak icin kadro da ona göre oyuncularla kurulmalidir diye, cesitli yillarda, hoydonk'tan anelka'ya, aleks'ten abiah'a, carlos'tan kezman'a yiginla star denilebilecek oyunculari kulübe kazandiran. ve su anda zico'nun o bahsettigin cocuklarini transfer eden yine ayni yönetim degil midir. bu kadroyu bastan asagi ziko mu yapti saniyorsun. daha fatih tekke'nin kim oldugunu bilmeyen bir adamin ali bilgin'i, kazim'i, gökhan gönül'ü takima getirdigini mi düsünüyorsun. aleks, apbiah, deniz ziko yokken de bu takimin oyuncusu degil miydiler. carlos o muhtesem paralar icin degil de, sirf ziko hatirina mi geldi bu takima ve bu ülkeye. bu paralari veren kim, zico mu?

fenerbahce takintili oldugu icin yazar, yönetimle yöneticilik döneminden sorun icerisinde oldugu icin dahasi o yönetim karsisinda kendisi de icerisinde bulundugu yönetim hezimete ugradigi icin (ahlakli ya da ahlaksiz yollardan, onlar degil simdi tartisma konumuz) icerisinde tasidigi kuyruk acisini ve düsmanligini iste bu sekilde o nimetlerin ve basarilarin kaynagini saklayarak gösteriyor. ama komik duruma düsüyor.

sıla

gelmis gecmis en sinir bozucu dizilerden.

atv

gazi, mahser, sinekli bakkal; dönüp duran görüntülere bakilirsa yayindaki dizilerinden bir kacinin daha irzina gecip yenilerine baslayacakmis gibi duran kanal. böyle giderse rekor kiracaklar.

kurtlar vadisi pusu

senaristleri cok tembel. buna karar verdim. diyaloglarin büyük bir cogunlugu "kafasina sik", "sikarim kafasina", "sik kafasina" vb. repliklerden olusuyor.

yıldırım türker

bir grup yazar arkadasiyla bugün dtp'nin grup toplantisina katilarak onlari sereflendirmistir. kendisi digerleri kadar popüler olmadigindan olsa gerek, haber programinda murathan mungan ve vedat türkali sik sik ekrana gelirken, o yarim yamalak bir görülüp cikmistir kamereya. gelecek secimlerde aday olsun bari bir de dtp'den.

seyi merak ettim bir de: fazilet, refah vs partileri kapatilirken nerdeydi acaba?

ibrahim altınsay

bir zamanlar yöneticilik yapmis ve yöneticilik yillarindaki mahmut uslu performanslarini unutmuscasina simdilerde ahlak kumkumasi spor masasina sahip radikal gazetesinin ahlak kumkumasi yazari.
adama derler, biz senin de yöneticilik yaptigin zamanlari biliriz hoca! gec bunlari.

kurz und schmerzlos

gurbetcilerin sorunlariyla uzaktan yakindan alakasi olmayan bir film. bir fatih akin filmi. ve fatih akin bütün filmlerinde oldugu gibi bu filminde de yine gurbetci türkleri basta olmak üzere almanya'daki diger gurbetci bir iki ögeyi icine alarak filmine malzeme yapmis. fatih akin'in filmlerinde gurbetci temasi bir malzemedir sadece. dogal ve bütünlüklü bir gurbetci hayatindan, mesela onlarin birbirlerine kiz alip vermesinden, evlerine misafirlige gidis gelisten, dügünlerini nbasil yaptiklarindan vs hicbir zaman saglikli bir sekilde bahsetmez. asmali konak'taki ürgüp ne kadar gercek ürgüp ise, fatih akin'in filmlerindeki gurbetciler de o kadar gercek gurbetcilerdir iste. daha ötesi yok.