bugün

(bkz: fight club)
(bkz: söğüş kulübü)
(bkz: fayt klap)
(bkz: geviş kulübü)
(bkz: dayak kulübü)

http://youtu.be/SGIZjov7DNg
ankara'da toplamayı düşündüğümüz gurup.
her gece yeniden ölüp, her sabah yeniden diriliyorum..
göğüs kulübü.
(bkz: Palahniuk) her kitabında yaptığı gibi bu kitabı da faydalı bilgilerle doldurmuş. Silahlar, sabunlar, dinamitler ve şu an aklıma gelmeyen birçok şey hakkında bilgiyle karşılaşıyorsunuz. Bu yönü yüzünden (bkz: Gösteri Peygamberi) ile yarışabilir. Bu kadar popüler olması bazı insanları bu kitaptan uzaklaştırabilir ama benim fikrimce bu kitap gördüğü ilgiyi sonuna kadar hakediyor. Kült kavramı bunun için kullanılıyordu sanırım. Bir de ortada şöyle bir durum var, içerisinde barındırdığı müthiş dövüş sahneleri itibariyle kitabın konusuyla son derece alakasız bir hayran kitlesi oluştu. iki insan bu kitabı-filmi tamamen farklı şekilde yorumlayabiliyor. Bu kadar çok insana hitap etmesini de bu şekilde açıklayabiliriz.

(bkz: Marla Singer), kitapta en çok ilgimi çeken karakterdir. Hayata dair hiçbir umudu kalmamış, öylece ölümü bekleyen bir toplum kaçkını. Tam anlamıyla bir parazit. kitabın bir bölümünde Marla için şu ifadeyi kullanıyor;

--spoiler--
Marla'nın kalbi benim suratıma benziyordu. Kimsenin geri dönüştürme zahmetine katlanmayacağı kullanılmış kıç bezleri.
--spoiler--

kitapta altını kalın kalın çizdiğim bir cümledir. Marla'nın kalbi ancak bu kadar iyi tarif edilebilirdi.

Tyler'dan bahsetmek gerekirse, bence o yazarın olmak istediği karakterin ta kendisidir. Çoğu yazar bunu yapmıştır. Kitaplarında olmak isteyip de olamadığı karakterler yaratmıştır. Palahniuk'un yarattığı karakterler arasında bu tanıma en çok uyan (bkz: Tyler Durden). Kendi deyimiyle bir çeşit (bkz: Robin Hood).
televizyonla büyürken, milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımıza inandık, ama olmayacağız. bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok çok kızgınız.
Bu ülkede bazı şehirlerde gerçekten olandır. Ve çok fazla paranın döndüğü üst düzey kalın adamlarında dövüşçülerinin olduğu yerdir. Yasa dışıdır.
ABD'li yazar Chuck Palahniuk, 1996'da yazdığı ve bir yeraltı fenomenine dönüşen romanı Dövüş Kulübü'nün merakla beklenen devamı dövüş kulübü 2 temmuz ayında Türkçede. Ayrıntı Yayınları, çizgi romanı on fasikül olarak yayımlayacak.

Geçen yıl ABD'de düzenlenen bir çizgi roman fuarına katılan Palahniuk, kitabın çizgi roman serisi olarak yayınlanacağını açıklamış, kitabın ilk kitabın bıraktığı noktanın 10 yıl sonrasını anlatacağını belirtmişti. Palahniuk, "Hikayeyi tekrar ortaya çıkmaya hazırlanan Tyler anlatacak. Marla ise evlilik hayatından sıkılmış durumda. Çiftin çocuklarının kaçırılmasıyla olaylar başlayacak," demişti.

Kült kitap, 1999'da David Fincher tarafından beyazperdeye de uyarlanmıştı.
Chuck palahnuik'in yer altı edebiyatından bir eseridir.

bir kısmını okuduğum Ölüm pornosu ve tıkanma adlı eserleri de okunmalıdır.
imdb de sıralamasından dolayı, saygısızlık gören film. hatta benim ya da bazı kişiler için filmden öte bir belgesel, öğreti. gerçek yazarların "ne kadar ünlü olabilir ki" dedikten sonra kazanılan meblaları görüp şimdiki tişört, dergi, kupa vb. şeyleri pazarlamaya çalışılan, bitirilemeyen marka.
Bir insanın iki farklı kişilik yaşadığı durumu anlatan film. Ancak bu filmin sonunda belli oluyor. Evet.
şiddet değil anarşi filmidir. kendine göre felsefesi var.
dövüş sadece üyeler arasında bağ kurmak için.
Sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz.

görsel
görsel
Muhteşem.
görsel
şiddet doğamızdır . şiddetsiz yapamayız. şiddet mutsuzluğu giderir. şiddet bilinçaltımızı temizler.

,
severek izlediğim filim sonu baya bir güzeldi silah sende değil bende.
Bi ben mi sevmedim bu filmi bok gibi abi.
Nejat işlerin iyi oynadığı filim.
" dinleyin sürüngenler! sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz! "
Türkçe'ye çevirince nedense tüm hollywood havasını kaybedip bağcılar esintisi veren film.