bugün

ateşi kalbinde hissetmektir. yanacağını bile bile ateşe uçan pervane misali.
şemsiye misali eninde sonunda her iki kişinin de (eğer karşılıklıysa) denemekten kendini alamayacağı durumdur.
- Ya sevgilisi tarafından ballandıra ballandıra aşık olunmaması gereken ama ille de olunan kişinin özellikleri büyük bi aşkla
anlatılır ve insanı garip bi merak sarar birden girersin çekim alanına,
-Ya anlatan kişi ilgisizdir fakat anlatılan fazlaca ilgilidir, anlatana aşıktır ve o dönemde sizin ilgiye şefkate- o adamda her ne varsa işte ona- ihtiyacınız vardır tanımak ister kapılır gidersiniz. (ki böyle durumlarda tanımaktan ziyade en yakın arkadaşların fikrinde yücelttiği kişiler 100 puan önde başlar yarışa),
-Ya da eski sevgilinin cok yakın olmasa da bi arkadaşıdır akrabasıdır eski sevgili vaktıyle kıskanmıstır sizi birbirinizden durdulk yere eşeğin aklına karpuz kabuğu kaçar bu kez çekim eş zamanlı başlar,
-evliyse aşktan öte tutkudur o tutku sadece boşanana kadar sürer,
- yaş farkı fazlaysa anne ya da babanın yakın bekar arkadaşlarından biriyse bu kez de olgunluk cazip gelmiştir vs.
-Bir de en sık rastlanan örnek vardır ki asla kıymet bilmeyen sonrasında "değmezmiş" denecek ilişkinin muhattabı eski sevgilidir.

Yani hemen her durumda karsıdaki kişi aşık olunmaması gereken kişidir. Aman ne iyi ettim de aşık oldum ona diyenlere lafım yok tabi.
Her insanın hayatında bir kez başına gelmiş bir olaydır. Eğer daha gelmediyse kesinlikle gelecek. Berbat bir durumdur. O'nun için öyle şeyler yaparsınız ki fakat onun gözünde bunların hiçbir değeri yoktur.*
hayatınızı sikip atmak için kendinize yapabileceğiniz en büyük pisliktir.
yakar, yıkar, parçalar... herşeyi bilir, görür, duyar ama yine de gerçege degil inanmak istediğinize inanırsınız.

(bkz: göte giren şemsiye açılmaz)
insanın yaşadığı sürece başına bir defa da olsa gelecek boklukta bi şeydir.

bazen iki, üç, dört olur böyle hatalar.
hata demek doğru mudur? kader midir? yaşanması gerektiği için mi yaşanır? cevabı her kişide farklıdır.
kimisi ettim buldum der, kimisi aşkımla deneniyorum.
ama şu biline ki, akacak kan durmuyor be. fena akıyor anasını satıyım.
içeri içeri akıyor...
tedavisi aranıyor, teşhişi tam konulmamış çaresizlik tanımlanamıyor.
önüne geçebilecek bir babayiğit yoktur bu yaşanmışlığın.
ama nerede kalbe zararlı, sevgi konusunda fena biri görüldü, kaçarım.
pis kaçarım. arkama bakmadan...
kopuklarımı kıçıma vuracak derece taban kuvveti derim.

(bkz: şukela butonundan durduk yere acıların çıkması)
zaten ulaşılması kolay olsa aşk olmazdı.
gerek yoktur.
evli olma ihtimali yüksektir.
Aşık olacak insan bulamayıp hiç olunmaması gereken bir kişiye aşık olup ıstırap çekmektir, kafayı duvarlara vurmaktır.
Derdi olmayan insanın dert kazanmak istemesi üzerine gerçekleştirdiği eylem. Milyonlarca insan arasından amortiyi bile tutturamamak, bağırmak-çağırmak, hayattan soğumaktır.

(bkz: olmayacak duaya amin demek)
aşk kısmının en rağbet gören cinsidir.
(bkz: kaşınmak)
aşkın işte böyle boktan bişey olduğunu hatırlatır insana.
hayatınızın içine sıçılmasına sebebiyet verir. bunu işin sonunda anlarsınız elbette.
aşkın tek sebebidir aşık olunması gerekene olunamazda ondan .
yasak olduğundan ötürü hissedilen duygu, ama çoğu zaman aşk değil..
hayatına mutluluğuna küfürdür.hayatını sana dar eder, yollara düşürür. tabi efendim bu olayın aşamaları var,kimsenin alnında aşık olmayınız yazmıyor. yazsa da aşkı ne kadar durdurabilir?

görürsün,beğenirsin, izlemeye alırsın, kimse ilk başlarda aşık olduğunu kabullenmez.işte felaketiniz bu noktada başlar. sonra öğrenirsin ki evli/sevgilisi var. tamam ya unutucam zaten bir şey hissetmiyorum ki dersin,ve kendini onun resimlerini incelerken bulursun. ona olan aşkın sürekli büyür. ama sen buna karşı durmaya kararlısındır, asla böyle aşağılık bir şey yapmazsın , hem etrafta bir sürü insan var.ama her gün daha çok bağlanırsın. onun yanındayken dizlerin tutmaz. her şeyi yok saymaya çalışırken bir gün işe gelmez, meraktan çıldırırsın... işte o hissettiğin acı aşkının kanıtıdır, anlarsın.

onunla günlük ilişkilerini devam ettirirsin,akşam olunca da eve gidip onun için tuttuğun günlüğe devam edersin,kimseye anlatamazsın ki... birden aklına düşüverir acaba nerde,kiminle diye internetten araştırırsın bir de oğlu olduğunu öğrenirsin. hem de çocukluktan beri çocuğuna koymak istediğin ismi taşıyan...herşeyiniz o kadar benziyordur ki. insanlar tavırlarınızın aşırı benzediğinden bahsederler...daha çok aşık olduğun halde gururuna yediremezsin, kendi babanı düşünüp vazgemeye çalışırsın.

aradan zaman geçer izine çıkar tam 18 gün... 18 gün boyunca onu görememek kabus gibidir, ilk başta umursamaz olmaya çalışsan da daha fazla dayanamazsın ev adresini aramaya başlarsın tabi kimseye de soramazsın, internetten sadece yaşadığı mahalleyi öğrenip bir gün boyunca onunla karşılaşma ümidiyle dolaşırsın,ama bulmak kolay değil.sonra eve dönüp daha detaylı araştırma yaparsın, karısının resmini bulursun,ne kadar çirkin bir kadın! suratının yarısını kaplayan kocaman burnu, neredeyse belli olmayan dudakları. senin rüyalarını süsleyen yakışıklı prensin kurbağa prensesi gibi,ama oğlu çok tatlı, çok şirin...

artık aşkını görmezden gelmek mümkün değildir, kendine bahaneler yaratırsın,her gün her saniye ona ihtiyaç duyarsın...bahanelerinden biri sadece benden önce karşılaştı diye ondan vazgeçememdir .artık kabuslarının konusu birinin aşkını anlaması olacaktır.ama bir anlatsan aşkını bir dilinden dökülse...korkunçtur,en büyük hayalin başını omzuna koyup uyuyabilmek olur.onu kazanamadan kaybetmekten o kadar korkarsın ki susarsın.

ne kadar isterim bir bilsen aşkımı anlatmayı,ama benim gururum var, olmalı, hem senin çocuğun var evlisin,hem ya benden uzaklaşırsan... aslında tek korkum var, söylememi engelleyen tek şey ,ya suratıma karına aşık olduğunu söylersen, dayanabilir miyim?

işte böyledir AŞIK OLUNMAMASI gereken birine aşık olmak.hep kendini kandırmaya alışırsın, bahaneler üretirsin ama şu an bana kollarını açsa bir an tereddüt etmem ona koşarım...
(bkz: ya aklın başka yerdeydi ya yüreğin)
(bkz: üçüncü şahsın şiiri)
acı çekmektir...gözlerin gözlerime bu kadar derinden bakmasaydı, içimi yakmasaydı keşke.

yanlış zamanda karşıma çıkıp, sıkı sıkı kapattığım kalbimin kapısını keşke aralamasaydın. hangi sözleri söylesem, sana olan duygularımın tercümanı olsa! arada sırada aklıma gelmedin ki sen; kalbimin odalarından birinde yerini tutmuştun bile. ben sana o odanın sahibi olma hakkı verdim, sen orada kiracı olmayı seçtin be adam!

özlüyorum seni bu sıralar daha da fazla, seni sevdiğim kadar başkasını da sevebilir miyim bir gün? adına yazılmış şiirleri, hala saklıyorum en gizli yerlerde. sigaramın dumanını çekerken seni içime çekiyorum adeta, sigaram yanıyor ben de yanmaya devam ediyorum...

ve ben her geçen gün senin kokuna hasret kalıyorum, sarılıp boynuna öpmenin sıcaklığını arıyorum arsızca. senli günlerin hatrına anıyorum geçen güzel günleri. kirpiklerimden mısralar dökülüyor sana dair, lakin hiç tamamlanmıyor son dize..

gözlerine iyi bak, ellerine iyi bak, kalbine iyi bak.. çünkü onlar bunu hak ediyor...

not: alıntıdır.
doğanın kanunudur. kişinin karşısına 10 kişi de çıksa; gider en yanlış olanını seçer. bunu bir gün çözersem haber veririm.
güzel ve yaşanılası duygudur.
zarar görmekten ve vermekten korkma eylemi. mesafe sorunsalı. birlikte olamama saçmalığı. bitmek bilmeyen istekler ve hayallerin uyutmaması.
(bkz: yanlış otobüse binmek)
aşık olmayan birine göre aşık olmaması gereken biri olarak görünsede aşkı ve güzelligi digerlerinden daha fazla hak ettigi için olunmuştur , onun gelme ihtimali bile pişmanlıgını geride bırakır ve ona deger .
Aci cekmeye sebep olur. Lakin durumu anlayip vazgecmek zorunda kaldiginda yasamis oldugun tecrubeler yanina kar kalir. Artik yola kiminle devam etmek istedigin daha net olusur kafanda.
güncel Önemli Başlıklar