bugün

türk edebiyatının islamiyete geçiş dönemindeki 4 önemli eserden biri olan divan-ı hikmet in yazarı , bilinen ilk tasavvuf şairi.
Osmanlı topraklarında doğmasa da, Osmanlı döneminde yaşamasa da Ahmet Yesevi'nin Osmanlı imparatorluğu üzerinde önemli etkileri olmuştur. Etkileri günümüze kadar ulaşan Ahmet Yesevi, 11. Yüzyılın ikinci yarısında bugünkü Kazakistan'ın Çimkent şehrinin doğusundaki Sayram kasabasında doğmuştur. Sayram, o dönemde önemli bir kültür ve ticaret merkezidir.

Babasının ölümünden sonra, ablası ile birlikte Sayram yakınlarındaki Yesi'ye yerleşen Yesevi, burada "Arslan Baba" adlı bir Türk şeyhinden ilk eğitimini almaya başlamıştır. Türbesi Yesi yakınındaki Otrar'da bulunan Arslan Baba, rivayete göre; Hz. Muhammed'in emanet ettiği hurmayı Ahmet Yesevi'ye ulaştırmak görevini üstlenmiştir. Mezar-ı Şerifte bulunduğu bir dönem, imam Rıza'nın öğrencisi olduğu belirtilen Arslan Babanın, Yesevi'nin manevi yücelmesinde önemli bir yeri vardır.

Eğitiminin ilk aşamasını tamamladıktan sonra dönemin en önemli merkezi olan ve değişik bölgelerden binlerce öğrencinin akınına uğrayan Buhara'ya giden Yesevi, burada dönemin önde gelen din bilginlerinden olan Şeyh Yusuf Hemedani'ye bağlanmıştır. Türbesi Merv'de bulunan Hemedani'den yoğun bir tasavvuf eğitimi alan Yesevi, Şeyhin dört halifesinden üçüncüsü olmuş ve ilk iki halifeden sonra şeyhinin yerine geçmiştir.

Hamedani'den aldığı bir işaretle buradaki irşad makamını Şeyh Adülhalik Gücdûvani'ye bırakarak Yesi'ye dönen Yesevi, büyük bir etki alanına ulaşacak olan Yeseviye Ocağı'nı kurmuştur. Abdülhalik Gücdüvani ise öğrencisi Muhammed Bahaüddin Nakşbend'i yetiştirerek, o dönemde Yeseviye Ocağı dışında ortaya çıkan iki büyük tarikattan birinin öncülüğünü yapmıştır. Buhara'da kurulan Nakşibendiye tarikatı, zamanla Afganistan, Hindistan ve Anadolu'ya yayılmıştır.

Yesevi, öğretisini hocası Arslan Baba'dan aldığı "ehl-i beyt" sevgisi ve bu doğrultudaki tasavvuf anlayışı üzerine kurmuştur. Bir Türk sufi tarafından kurulan bu ilk büyük "Türk tarikatı", önce Maveraünnehir, Taşkent ve çevresi ile batı Türkistan'da etkili olmuştur. Daha sonra Horasan, iran ve Azerbeycan'da yaşayan Türkler arasında yayılan Yesevi tarikatı, 13 yüz yıldan başlayarak göçlerle Anadolu'ya, oradan da Balkanlara ulaşmıştır.

Yesevi öğretisinin bu denli etkili olmasının temel nedenlerinden biri; Ahmet Yesevi'nin düşüncelerini anlatmak için, o dönemde gelenek olduğu üzere Arapça veya Farsça'yı değil, Türkçe'yi seçmesidir. Hece vezniyle yazdığı şiirlerle öğretisinin hızla yayılmasını ve kuşaktan kuşağa kolayca aktarılmasını bu yolla sağlayan Yesevi'nin "Hikmet" olarak adlandırılan ve yüzyıllarca sözlü olarak yaşatılan şiirleri, 15. Yüzyılda yazıya geçirilerek "Divan-ı Hikmet" adı altında toplanmış ve kutsal bir kitap olarak elden ele dolaşmıştır.

islam'ın değerlerini Türk kültürünün değerleri ile kaynaştıran Yesevi öğretisi, özellikle bozkırlarda yaşayan Türk boylarının islamiyet'i benimsemesini kolaylaştırmıştır. islam'ı tanımalarına ve benimsemelerine karşın, varolan değerlerinden kopmayan bu topluluklar için, kentli din bilginlerinin sunduğu kuralcı islamiyet'ten çok, dervişlerin sunduğu, dine esnek yaklaşan ve eski inançları yadsımayan, bir islam anlayışı daha yakın gelmiştir. Böylece "şaman" geleneklerinin bir kısmı az ya da çok değişikliklere uğrasa bile varlığını sürdürmek imkanı bulmuştur. Geleneğe göre, toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi, dinsel törenlerde de kadın-erkek birliktedir. Kazakistan'da "Yesevi Zikri" adı verilen törenlerde, geleneğin islami değerlerle kaynaştırılarak bu gün bile sürdürüldüğü görülebilir.

Bu örnekler, Yesevi'nin temsil ettiği islam'ın, varolan inanç sisteminin tamamen terk edilmesini şart koşmadığını ortaya koymaktadır. Bu yüzden bugün yalnızca Kazakistan'da değil, eski Türkistan toprakları üzerinde yaşayan Türk topluluklarının çoğunda şaman gelenekleri islamiyet içinde varlığını sürdürür. Üstelik bu uygulamalar, Ahmet Yesevi'nin izinden gidenlerce Anadolu'ya ve Balkanlar'a da taşınmıştır.

Ahmet Yesevi, öğretisini "Dört Kapı" olarak bilinen şu ilkeler üzerine kurmuştur: Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat'tir. Dört Kapı, islamiyet'ten önceki Türk inançlardan kaynaklanmıştır. Şamanlıkta Doğu, Batı, Kuzey ve Güney yönleri, kutsal kabul edilen dört ögedir. Yönler dört renk ve dört kutsal varlıkla simgeleştirilmiştir: Mavi, Beyaz, Siyah ve Kızıl. Ağaç, Demir, Su ve Ateş. Şaman inancına göre bunlar, evrenin ve insanın özünü oluşturur: Adalet, Kudret, Akıl ve Uyum.

Dört Kapı ilkesi Hacı Bektaş Veli'nin öğretisine de temel oluşturur. Hacı Bektaş Veli her bir kapıya onar makam ekler ve "Dört Kapı, Kırk Makam" olarak adlandırılan ilkeler bütününü ortaya koyar. *
anadolunun islamlasmasinda ogrencilerinin rolu buyuktur. anadolu'daki bir cok tarikat bu yuce sahsin ekolunden cikmistir.
hakkında ve döneminin diğer aydınları için okunması gereken tartışmasız isimlerden birisi ahmet yaşar ocak'tır.

kara hilaltavsiyesi kitap: türk sufiliğine bakışlar
geçiş dönemi eserlerinden divan-ı hikmet'in yazarıdır.
gönül insanı.
Hoca Ahmet Yesevî, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sünnetine sıkı sıkıya bağlı idi. Bu yüzden, Hazreti Muhammedin vefat ettiği 63 yaşına geldiğinde, artık yeryüzünde durmamak için kendisine yer altında bir hücre yaptırdı. Geri kalan uzun ömrünün çoğunu burada yaşayarak, bu hücrede ibadet ve tefekkür içinde geçirdi.

Yesevî, bir günü üç kısma ayırırdı. Günün büyük bir bölümünde ibadet ve zikirle meşgul olur, bir bölümünde öğrencilerine ders verir, kalan bölümünde de, kendisinin ve öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tahta kaşıklar yaparak, bunları satardı.

(bkz: alperen)
türbesi bizim aksak timur(timurlenk) diye andığımız ankara'da yıldırım bayezid'i yenen orta asya timurlular devleti hükümdarı tarafından yapılmıştır.şu anki türbenin aslı buna değinir.yalnız harap hale gelmiş türbeyi türkiye cumhuriyeti devleti restore etmiştir.

kabrinin bulunduğu şehir türkistan diye anılır ama o meşhur türkistan değildir.bu türkistan bildiğiniz köydür.

hoca ahmet yesevi üniversitesinin merkez kampüsü de bu ufacık köyde bulunur.
ehl-i sünnet itikadını türk boylarına öğreten orta asya yı irşad eden allah dostlarının en büyüklerinden biridir.hocası yusuf hemedani hazretleridir.hocasının vefatının ardından aldığı irşad ehliyetiyle birlikte türkistan diyarlarında nice nice hizmetlere vesile olmuştur.tasavvuf terbiyesini türk milletine nakşedenlerden biridir.

aldülhalik gücdevani hazretleri ile birlikte talebelik yapmıştır.
(bkz: kredi yurtlar kurumu hoca ahmet yesevi yurdu)

izmir-bucada 750 erkek 750 bayan kapasiteli yurt.
(1103 Sayram - ö. 1165 in Yasi Kazakistan) ünlü mutasaffıv ve şairdir. Yesevi yolunun öncüsüdür. Yaygın olan kanaate göre, Lokman Perende' yi ve Bektaşi Veli' yi etkilemiştir.
(bkz: ahmet yesevi)
kazakistan'da komunistlerin iktidar oldugu zamanlarda takrip edilen turbesi, turklerin cabalariyla tamir ettirilmistir.
(bkz: hocaların hocası var mı bunun dahası)
turbesi kazakistan' in turkistan sehrinde bulunan yuce sahsiyet.
tekke edebiyatının kurucusu olmak ile birlikte ilk mutasavvuftur.
anadolu da tasavvufu yaymak için anadolu'ya çok sayıda şeyh ve mürit göndermiştir.
sadece dilde yazdığı eserleri ile bilinir ve şiirlerini divanı-hikmet'te toplamıştır.
orta asya türkleri nin dini-tasavvufi hayatında geniş tesirler icra eden ve "pîr-i türkistan" diye anılan mutasavvıf-şair, yeseviyye tarikatının kurucusudur.
hodjadır.
"nerde gönlü kırık görsen,
her dem merhem ol sen".
orta asya göklerinin on iki kandilinden biridir.
(bkz: asya nın kandilleri)
(bkz: ahmet yesevi üniversitesi)
aşkın türk hâlidir.

sevmiyorlar bilginler sizin türkçe dilini
ariflerden işitsen açar gönül ilini
ayet hadis anlamı türkçe olsa duyarlar
anlamını duyanlar başı eğip uyarlar,

ateşli eğsisi kafkaslardan anadoluya, balkanlardan kuzey afrikaya kadar ulaşmış bozkırın nûru (ruhu).
pir-i türkistan adıyla bilinir. yesevilik tarikatının kurucusudur.

ol kadirin kudret bile nazar kıldı
hurrem olup yer altına girdim mene
garip benden bu dünyadan güzel kıldı
mahrem olup yer altına girdim mene.
anadolunun islamlaşmasında talebelerinin etkisi büyük olan islam alimi, tasavvuf ehlidir.

http://www.facebook.com/group.php?gid=22005391216
Kazakistan'da 1093'te doğan tasavvuf şairi ve tarikat öncüsü Ahmed Yesevi Anadolu'ya hiç gelmemiş olmasına rağmen Anadolu'da da sevildi. Mevlana, Yunus emre, hacı Bektaş veli gibi Anadolu ekolleri ile aleviliği etkiledi. Dinlerini yeni değiştirmiş olan Türk topluluklarına dinin özünü yani felsefi yönünü tanıttı. Yesevi, Arapça ve farsçayı çok iyi bilmesine rağmen eserlerini Türkçe verdi.
mevlana ve yunus emre gibi önemli şairlerin hocası. 63 yaşından sonra bana yeryüzünde yaşamak haram deyip kendini yeraltında bir mabede kapatmıştır. *