bugün

entry'ler (330)

genç bakış programının boş olduğu gerçeği

geceleri televizyon beni uyutur kısık ses kurulu saat geriye doğru sayar. bu hafta böyle olmadı. çünkü genç bakış vardı. izmir'de çok kimsenin bilmediği gediz üniversitesi'nde barış süreci tartışılıyordu gençler tarafından. ki bu tercih tartışılır. ege'ye girmeyen genç bakış en azından akm'yi tercih edebilirdi ama öyle olmadı. neyse ne mi gördük koca bir sığır sürüsü. sorduğu sorulardan, verdiği sandığı 'kapak' yanııtlardan kocaman bir sığır sürüsü 20 yaşında insan devletin öneminden bahsediyor mesela ki kendisinin devletle kurduğu en ciddi ilişki ziraat'ten burs çekmek. bu o üniversitenin bir problemi değil gerçi 10 yıldır kurtlar vadisi ve lise tarih öğretmeninden aldığı eğitim, ama denk geldi genç bakış'a yine şaşırtmadı mübarek.

mohsen namjoo

şems suresi'ni müziğe döktüğü için hakkında iran devleti tarafında mahkumiyet kararı bulunan sanatçı. sesi, kendi, mücadelesi övgüye değer. iran'ın son dönem golshifteh farahani ve taraneh alidoosti'den sonra önemli bir kaybı.

kadınların aldatma sebepleri

erkeklerin aldatmasını 'bir kerelik canım', 'gönlü kaymıştır' diye yorumlayan sığırların bunu şerefsizlik, fahişelikle suçlamaları. hayır fahişe deniyor ki bu zaten başlı başına cinsiyetçi söylem bir de kalkmış 'kıçındaki çıbanı' burada çıkartmaya çalışıyor. aldatmış eee.. aldatmak ne ki? tamam ya pardon o senin malın, kadın bir de tabii tapacak sana

alevilik din değil

sünnilerin rahatlıkla alevilerin inançları üzerinde net tahlilerde bulunabildiğini gördüğümüz tartışma. devletin 30'larda bu yana alevilik ve aleviler üzerindeki tahakküm çabalarına bir bakmak gerekiyor önce bunu anlayabilmek için tabii

kürtlerle ilgili başlıklar

çoğunlukla nefret söylemi içerir.

komünizm vs kapitalizm

milliyetçiliğin hangi temeller üzerinde doğduğunu, geliştiğini bilmeyenlerin saçma önermelerde bulunduğu karşılaştırma

türkiye deki tek başarılı direniş kürt direnişidir

kürt hareketinin iradesi ve kararlılığı vardır evet. bunun yanında şunu düşünmekteyim eklemek yapmak açısında. rum, ermeni ve roman kimliklerini ele alalım. rumlara yapılanlar ortada, hatta 1924 yangınında kendi oturdukları mülkleri yakmakla itham edilen rumlar. izmir yangınının ''sorumlusu'' rumlar. daha sonra 6-7 eylül tabii bu da devletimize göre rum provakasyonu. bunları geçiniz. bu iki olayda da rumlar ülkelerinden sürülmüş, yerlerinden edilmiştir. bunun yanında mübadele dönemleri var karşılıklı geçişler vs. rumları halledildi bir şekilde. ermeniler gelecek olursak 1915 kıyamı var ortada yüz binlerce ermeni öldürüldü, asimile edildi. milyonluk nüfustan 50 bin ermeni kaldı. ah pardon tabii bu da ermenilerin düşmanlığı, ik yüzlülüğünden oldu pardon... romanları sadece bir eğlence imgesine dönüştürdük, algıladık onları da çözdük. geriye kalan bir tek kürtler aldı. kürtler üzerinde de çeşitli projelerimiz oldu tabii ulus-devlet, dersim, çeşitli ayaklanmalar, türkçe kampanyaları vs. sözün özü kürtlerin meseleye dair iradesi önemlidir ben sadece araya ek yapmak istedim.

patlak çıkan kızı lastikçiye götürmek

homofobik söylem.

hrant dink

ölümünün 6. yılında halen kendisi hakkında cahilce konuşulduğu günleri yaşıyoruz. sevgilisi rakel'in dediği gibi biz hala''bu karanlığı'' sorgulayamadık, bu da bizim ayıbımız olsun, sen huzurla uyu abi, ahparig

soner yalçın

an itibariyle tahliye edilmiştir.

banu güven

yarın saat 13'te ege üniversitesi'nde ifade ve medya özgürlüğü söyleşisine katılacak olan gazeteci.

fatih yaşlı

bütün bir akademik kariyerini her neyi varsa kemalistler ile işçi sınıfını, kürtleri barıştırmaya adamış gibi duruyor.

ayşe hür

kadın diyor ki; istaklal mahkemeleri kurulmadı mı? aldığı cevap: ama aydınlanma, bir daha soruyor; şapka devrimi sizce ilginç, komik değil mi? aldığı cevap: ama aydınlanma, türk tarih tezini, dil teorisini soruyor aldığı cevap yine aydınlanma. ayrıca ayşe hür hiç de akp yanlısı vs. değildir. yazılarına daha ayrıntılı bakılırsa bu kolaylıkla anlaşılabilir. kadın o dokunulmaz ilan edilen alanlara giriyor, rahatsız ediyor tüm mesele bu. yoksa şapka devrimi hiç komik değil.

kommounistiko komma elladas

çok komik bir parti. syntagma meydanı'nda yılda kaç kere tur atıyor merak ediyorum... merak ettiğim bir diğer hususta bu tur atmalarında gerek parti kortejlerinde gerek pame'de bir eksilme yok. kitleyi nasıl koruyorlar ilginç. anarşistlere provakatör diyen bu parti son seçimlerde kaybettiği oyları da syriza'yı eleştirerek görmezden gelineceğini sanıyor bu da komik...

michel foucault

iktidarın gözü'nden;
- ''amerikan sineması; şu gevelenen laf!'' diyen astruc'ün sözünden yola çıkarak ''marksist tarihçi; şu gevelenen laf!'' denebilir.

- aşağı yukarı. zaten tartışma da marx'ın tanımladığı ve kodladığı bu genel düşünce alanının içinde başlar. marksizmin değil, komünistolojinin oyun kurallarıyla; yani komünist partiler tarafından tanımlanmış ve yine bu partiler tarafından marksist kabul edilmek üzere marx'ın nasıl kullanılması gerektiğini belirten kurallarla hareket ettikleri için kendilerini Marksist ilan edenlerle yapılan bir tartışma bu.

anadol

belki iyi bir tkp'li ama kötü bir marksist.

bursa bursa olalı görmedi böylesini zirvesi

bursa'da görüp görülebilecek tek şey pirinç han'da tost çay yapılması olduğundan çok da mühim olmayan zirvedir...

obama vs romney

jill stein isminin arka plana atıldığı için yok saydığım başlık. ne veriyorlarsa onu alıyorsunuz..aynı türkiye gibisiniz, ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorsunuz

cezaevindeki 10 bin kürdün açlık grevi yapması

açlık grevi yapanların talepleri kabul edersin ya da etmezsin, desteklersin ya da desteklemezsin. bunlar kişinin kendi tasarrufunda. ancak 56 gündür süren bu eylemi 'ölsünler, beter olsunlar' şeklinde açıklamaya çalışmak bir tasarruf değil durduğumuz noktayı bize gösterir. mesela sen ya da ben hangimiz inandığımız bir mesele üstüne böyle bir cesareti gösterebiliriz? ayrıca kişinin tamamen kendi iradesinde açlık grevine girmesi ve bir 'şiddet' uygulamaması kimleri neden bu kadar rahatsız ediyor. yoksa devlet sen kendini öldüremezsin bu iş bizim görevimizdir mi demek istiyor? Ya da bu, iktidarın,sistemin beden üzerindeki politikalarına karşı bir direnç gösterdiği mi için mi bu kadar görmezden geliniyor?

ege üniversitesi

6 kasım yök'ün kuruluşunu protesto edecek öğrencilere plastik mermi ve biber gazının sıkıldığı üniversitedir. http://www.caylakhaber.co...de-polis-muedahalesi.html